Nadir Güllü'den diyetisyenlere tepki: Tatlıyı kesin demek mesleğe yapılan bir ihanettir

HABER MERKEZİ
Abone Ol

Kurban Bayramı'nda et ile birlikte tatlı tüketimi de artıyor. Bu konuyla ilgili olarak diyetisyenler dikkat edilmesine yönelik bazı uyarılarda bulunuyor. Ünlü baklavacı Nadir Güllü bu uyarılarla ilgili olarak, ''Tatlıyı kesin demek mesleğe yapılmış en büyük ihanettir'' diyerek bu işten ekmek yiyenler olduğunu belirtti.

Kurban Bayramı'nın olmazsa olmazı kavurmadır. Ancak bayramda sadece kavurma yemekle sınırlı kalmıyor tatlı tüketimini de abartabiliyoruz. Konuyla alakalıysa diyetisyenler bayrama günler kala bazı uyarılar yapıyor. Ünlü baklavacı Nadir Güllü ise bu uyarılara karşı, ''Tatlı kesin demek ihanettir'' dedi.

'Beyne şeker girmezse vücut çalışmaz'

Diyetisyenlerin bayram öncesi yaptığı 'Baklava yemekten kaçının' sözlerini eleştiren Nadir Güllü, ''Tatlının beyindeki serotonin seviyesini yükseltip mutluluk verme özelliği var. Zaten beynin çalışması için 115 gram mutlaka tatlı yemesi lazım. Beyne 115 gram şeker girmezse vücut çalışmaz. Arabanın benzini neyse beynin de benzini şekerdir'' dedi.

Diyetisyenler baklava da dahil olmak üzere tatlı konusunda dikkatli olunması gerektiğini söylüyor

'Maalesef haklılar'

'Diyetisyenler maalesef haklılar. Şöyle haklılar; meslektaşlarımız içerisinde bu işi çok suistimal eden, merdiven altı üretimler var. Sağlıksız gıda üretenler var. Bunları görüyorlar, yemeyin zararlı olur diyorlar. Ama diyetisyenler, doktorların içerisinde de farklılar var. Herkeste var bu. Bunu araştırsınlar, desinler ki; bilinçli yiyeceklerin seçimi, sağlıklı bir yaşam, hastalıktan korunmanın anahtarıdır'' dedi.

Nadir Güllü

'Baklava ile niye uğraşılıyor?'

Güllü, ''Kalitenin önceden ödenen bir bedeli varıdır, kalitesizliği daha sonra ödenen çok daha büyük bir bedeli var, densin ve araştırılma yapılsın densin. Bu işi çok güzel yapan meslektaşlarımızın tatlıları yenmesin denmesin. Tatlıyı kesin demek mesleğe yapılmış en büyük ihanettir. Bizin düğünlerimiz var, kız isteme var, nişan, sünnet, mevlitlerimiz var, 600 yıllık Topkapı Sarayı’ndan beri sofraların padişahı denmiş. Bu geleneksellik devam ederken niçin mutfak kültürümüzün bir parçası olan bu baklavayla niye uğraşılsın ki?

Hem kültürümüz yaşansın deniyor. Gastronomi turizmi yapıyoruz, para ödüyorlar görmek için. Yabancılar bile bu lezzetin farkına varmışlar. Bizim bazı diyetisyen ve doktorlar nedense bunların üzerine gidiyorlar. Herkesin mesleğine saygı duyuyoruz. Onlarda bizim gibi zanaatkar ve ustalara saygı duysunlar. 35 bin esnaf, 6 milyon kişi ekmek yiyor. Sadece benden binlerce insan ekmek yiyor. Lütfen, bunları düşünerek konuşsunlar'' şeklinde konuştu