Muhsin Yazıcıoğlu soruşturmasında büyük şüphe: Adli tıp gerçekleri gizlemiş

HABER MASASI
Abone Ol

Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı’na ulaşan yeni Adli Tıp raporu, Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinin düştüğü olayla ilgili soruşturmayı tümden değiştirecek. Adli Tıp Genel Kurulu’nun 30 üyesi, “Kandaki karbondioksit oranı ölümden sonra da artar” diyen 2011 tarihli ‘raporu’ oybirliğiyle yalanladı. Yeni rapor suikast iddialarını da güçlendirdi.

25 Mart 2009’da helikopterinin düşmesi sonucu hayatını kaybeden Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile ilgili tıbbi belgeleri yeniden inceleyen Adli Tıp Kurumu, soruşturmanın seyrini tümden değiştirecek bir karara vardı. Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine inceleme yapan Adli Tıp Genel Kurulu’nun en önemli tespiti “Kandaki karbondioksit oranı ölümden sonra da artar” diyen 2011 tarihli Adli Tıp Raporu’nu tekzip etmesi. Adli Tıp Genel Kurulu’nun 30 üyesinin oy birliğiyle imzaladığı raporda “Ölüm sonrasında karboksihemoglobin oluşmaz (artmaz)” denildi.

Güneş'in durumu ele verdi

10 Haziran 2024 tarihli yeni rapor, Yazıcıoğlu ve beraberindeki helikopterin düşürülmüş olabileceği iddialarını güçlendiriyor. Çünkü helikopter düştükten sonra 5-6 saat kadar hayatta kalan ve telefonla yardım isteyen gazeteci İsmail Güneş’in kanında yüzde 27 karboksihemoglobin tespit edilmişti. Karboksihemoglobin geçen 5-6 saatte düştüğü için ilk anlarda oranın yüzde 50 civarında olduğu tahmin ediliyordu. Bu oran ise helikopterin düştüğü an yaşananlarla uyuşmuyordu. Tıbbi olarak kanında yüzde 50 karboksihemoglobin bulunan birinin bayılması, şuurunu kaybetmesi gerekiyor. Oysa kazadan sonra yapılan otopside karbondioksit oranı en yüksek çıkan İsmail Güneş, diğerlerinin aksine uzun süre hayatta kalmış ve telefonla yardım isteyebilmişti.

Gazeteci İsmail Güneş

Adli tıp gerçekleri gizledi

İşte 2011’deki tartışmalı rapor, bu çelişkiyi ve gazla zehirlenme iddialarını “Kandaki karboksihemoglobin oranı ölümden sonra da artabilir” diyerek yok etmeye çalışmıştı. Yani o dönemki rapora göre gaz oranı yüzde 50’den düşmemiş, İsmail Güneş öldükten sonra yüzde 27’ye yükselmişti. Adli Tıp Genel Kurulu’nun 30 üyesi son raporda “Böyle bir şey tıbben mümkün değil" kanaatinde. Adli Tıp Genel Kurulu, Kimya İhtisas Dairesi’nde yapılan tetkiklerde kanında yüzde 13,1 oranında karboksihemoglobin çıkan Yazıcıoğlu için de “Kişi (Yazıcıoğlu) ölüm öncesinde karbonmonoksit (CO) gazına maruz kalmıştır” diyor.

Helikoptere kurulmuş bir sistem olabilir

Adli Tıp, gazın bu seviyeye ne zaman yükseldiğini soran Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı’na ise iki ihtimal olduğunu cevabını veriyor: “Helikopterin kalkışı ile düşüşü arasında geçen 25 dakikalık sürede iddia edildiği gibi helikopter içerisinde kurulmuş bir sistemle. Ya da kaza sonrası helikopter kabine içerisine dolan dumana maruz kalınarak bu düzeye çıkabilir.”

Kurul, bu ikisi arasında tıbben ayrım yapılamadığını, konunun adli tahkikatla aydınlatılmasının daha uygun olacağını ifade ediyor. Yani Adli Tıp Genel Kurulu, Muhsin Yazıcıoğlu’nu ve diğerlerini gazla zehirleyerek ölümüne yol açan bir tertibat varsa bunu Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ile jandarmanın tespit etmesi gerektiğini söylüyor.

En fazla örgütlendiği dönem

Savcılık kaynaklarından ulaşılan bilgiler, 2011’de olayı örtbas etmeye çalışan kurulu FETÖ’nün mevzuata aykırı şekilde oluşturduğunu gösteriyor. Dönemin Adli Tıp Başkanı Cengiz Haluk İnce, Devlet Denetleme Kurulu’nun talebi üzerine bir kurul oluşturmak yerine Adli Tıp’ta görevli doktorlar Ahmet Sadi Çağdır, Yüksel Yazıcı ve Tansev Boran’ı incelemeyle görevlendirmişti. Teamüllere göre böyle bir incelemenin önce Adli Tıp 1. İhtisas Kurulu’na gitmesi gerekiyordu. Bu yapılmadığı gibi bir ihtisas kurulunda gerekli olan 5 üye şartı da yerine getirilmedi. İnce incelemeyi başını FETÖ’cü Ahmet Sadi Çağdır’ın çektiği 3 kişilik bir ekibe havale etti. İnce dönemi, FETÖ’nün Adli Tıp’ta en fazla örgütlendiği dönem olarak biliniyor. İnce, 15 Temmuz’un ardından gözaltına alınan isimlerden biriydi. FETÖ’nün Adli Tıp yapılanmasında önemli bir pozisyonda bulunan Ahmet Sadi Çağdır da raporda başrolü oynadı. Çağdır daha sonra FETÖ’den 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Organları çalışamaz hale getiriyor

Karbonmonoksit gazı solunduktan sonra akciğerler aracılığıyla kana geçiyor. Bu gaz kırmızı kan hücrelerindeki hemoglobinle birleşerek karboksihemoglobin oluşturuyor. Vücudumuzda yer alan oksijeni azaltarak karbonmonoksit ile yer değiştiren bu durum nedeniyle bir süre sonra kalp, beyin ve diğer organlar çalışamaz hale geliyor. Çoğu kez ölümle sonuçlanan bu olay, şofben, soba, maden ve araç egzozundan çıkan gaz nedeniyle de yaşanabiliyor.