MGK'dan Azerbaycan'a destek: Azerbaycan'ın toprak bütünlüğüne vurgu yapıldı
Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısının ardından yayımlanan bildiride Güney Kafkasya'da kalıcı barışa giden yolun Azerbaycan'ın kayıtsız şartsız toprak bütünlüğünün tesisiyle açılabileceği hususunun, başta Ermenistan olmak üzere taraflara hatırlatıldığı ifade edildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılan MGK toplantısının ardından bildiri yayımlandı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının sosyal medya hesabından paylaşılan bildiriye göre toplantıda, PKK/KCK-PYD/YPG, FETÖ ve DEAŞ terör örgütleri başta olmak üzere milli birlik ve beraberlik ile bekaya yönelik her türlü tehdit ve tehlikeye karşı yurt içinde ve yurt dışında azim, kararlılık ve başarıyla icra edilen operasyonlar hakkında Kurula bilgi sunuldu.
Bildiride, Suriye halkının PKK/KCK-PYD/YPG terör örgütüne karşı gösterdiği meşru direnişin, masum insanları katleden, çocukları zorla silah altına alan ve ülkenin tabii kaynaklarını sömüren bu taşeron örgütün, barış ve huzurun önündeki en büyük engel olduğunu teyit ettiği belirtildi.
Bölücü terör örgütünün bölgeden temizlenmesi yönündeki kararlılığın vurgulandığı bildiride, bu 'cinayet şebekesine' destek vermeyi sürdüren aktörlere, uluslararası hukuk ve insan haklarından kaynaklanan yükümlülükleri ile müttefiklik mesuliyetlerinin hatırlatıldığı aktarıldı.
Toplantıda Türkiye'nin, yaklaşık yarım asırdır önemli sınamalarla karşı karşıya kalan dost ve kardeş Irak halkına azami desteği sunmaya devam edeceğine dikkat çekilerek, barış içinde bir arada yaşama kültürünün ülkedeki en müstesna örneklerinden birini teşkil eden Kerkük'teki huzurun muhafazasının ve ülkedeki terör örgütlerinin tamamen bertaraf edilmesinin, bölgeye yönelik siyasetin esasları arasında yer aldığının altı çizildi.
Bildiride, Birleşmiş Milletler Barış Gücü'nün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) egemenliğine ve Kıbrıs Türklerinin en temel insani ihtiyaçlarına yönelik çifte standartlı tutum ve faaliyetlerinin tarafsızlık yükümlülüğüyle bağdaşmadığı ve itibarını zedelediği, bu çerçevede, barış gücünün KKTC'deki faaliyetlerinin KKTC makamlarıyla varacağı bir yazılı mutabakat yoluyla hukuki zemine oturtulması ihtiyacının bir kez daha ortaya çıktığı ifade edildi.