Meğer yıllarca yanlış biliyormuşuz: 'Bizde hava tahmini yok'

SUAT YAHYAOĞLU
Abone Ol

Meteoroloji uzmanı Prof. Dr. Miktat Kadıoğlu’na göre, Türkiye'de yapılan, hava tahmini değil, hava öngörüsü. Kadıoğlu, hava tahmini yapması gereken yerlerde çalışanların uzmanlıklarının yeterli olmadığını, meteoroloji okur yazarlığımızın da bulunmadığını söylüyor.

İTÜ Meteoroloji Mühendisliği'nden Prof. Dr. Miktat Kadıoğlu ile Türkiye'de ne kadar doğru hava tahmini yapılabildiğini, yanılmaların neden kaynaklandığını konuştuk. Kadıoğlu, Türkiye'de hava tahmini değil hava öngörüsü yapıldığını, bu konuda çalışan uzmanların yeterli olmadığını söyledi.

“Hava tahmini, yer, zaman, miktar ve olasılık vermek demektir. Bu yok Türkiye'de. İstanbul deniliyor da, İstanbul'un bir ucundan bir ucuna 160 kilometre. Neresi, hangi noktası kast ediliyor? Bu nedenle yer çok önemli. 'İstanbul'da yarın kar bekleniyor' denildiği zaman, neresi, hangi semtte ve ne kadar söylenmesi gerek. Oysa bu tür değerler bizde muğlak verilir.”

Miktar vermenin neden önemli olduğunu da Kadıoğlu şöyle açıkladı:

“Kar küreme araçlarının önüne takılan bıçak bile kar yüksekliğine göre ayarlanır. Yalnızca kar yağacak demek bir işe yaramıyor.”

"Denizlerde gözlem yetersiz"

Prof. Kadıoğu'na göre Türkiye'nin ve İstanbul'un üç tarafının denizlerle çevrili olması da başka bir sorun, zira denizlerde karadaki kadar gözlem noktası yok.

“Karalarda istasyonlar var ama denizlerde yok. En büyük sorun, istasyonların yerinin değişiyor olması. Oysa meteorolojide sürekli gözlem çok önemli. Meteoroloji istasyonlarının bulundukları araziler, rant nedeniyle değiştiriliyor. O arazilerden başka amaçla taşınılıyor.”

Fakat Kadıoğlu'na göre asıl sorun hava tahmini yapabilmek için gerekli olan zihinsel alt yapı yani hava tahmini üzerine çalışanların yeterince uzman olmaması;

"Yurt dışına dayalı tahminleri alıp yorumluyoruz, o da hava öngörüsü oluyor. Bir günlük tahmin yapmak için tüm Avrupa'daki havayı bilmeniz gerekir. İki günlük tahmin için tüm kuzey yarımküredeki havayı bilmek gerekir. Üç günlük tahmin için de tüm dünyayı bilmek gerek. Teknolojiye önem verilir ama insana yatırım yapılmaz. Meselâ meteoroloji radarı alırız, ama oradan gelen bilgileri halka anlatacak ara yüzlere yatırım yok. Normal bir üniversite mezunu yetmez o bilgiyi yorumlamak için. Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün en az yüzde ellisinin doktorası olması gerek. Meteorolojinin her bir dalına, orman yangınında, kar tahmini gibi ayrı konularda uzlaşmış personele ihtiyaç var. Bu işin çok daha ileri teknoloji ve ileri bilgiyle donatılmış kişilerle yapılması lâzım. Önlisans, lisans yetmez burada. Çalışanlara bakınca uzmanlık o kadar yaygın değil. Her meslekten insan var hava tahmini yapmaya çalışanlar arasında."

Kadıoğlu'na göre hava tahmini konusundaki başka bir eksiklik de araştırma geliştirmeye kaynak ayrılmaması:

“Hava durumunu tahmin edemedik acaba neden diye bir üniversiteye proje verelim diye bir anlayış yok.”

"Halkın meteoroloji okur yazarlığı düşük"

Kadıoğlu halkın da meteoroloji okur yazarlığının düşük olduğunu, bu konuda coğrafya derslerinde anlatılanların eksik olduğunu söyledi:

"Yağmur yağacak denildiğinde miktarını sorgulamıyor insanlar. Tipi, dolu. sıcaklık düşmesi gibi kavramlar ezbere kullanılıyor. Meteorolojik uyarı kavramı da anlamsızlaşıyor. Hayat etkilenecek denildiğinde aradaki fark anlaşılmıyor. Kullanılan kelimelerin de içi boşalmış durumda."