Londra Tasarım Bienali'nde 'Dilek Makinası' ile yerimizi aldık
BÜŞRA ŞERBETÇİ
Londra Tasarım Bienali, kapılarını ziyaretçilere açtı. Bu yıl ilk kez düzenlenen bienale Türkiye, "Dilek Makinası" adlı çalışmayla katıldı.
Londra Tasarım Bienali, kapılarını ziyaretçilere açtı. Bu yıl ilk kez düzenlenen bienale Türkiye, "Dilek Makinası" adlı çalışmayla katıldı.
Bu yıl ilk kez gerçekleştirilen Londra Tasarım Bienali, Türkiye'nin de aralarında olduğu 30'dan fazla ülkeden projeyi, İngiltere'nin başkenti Londra'nın simge yapılarından "Somerset House"da bir araya getirdi.
Bienal'de, İngiliz filozof ve devlet adamı Sir Thomas More'un 1516'da kaleme aldığı dünyaca ünlü eseri Ütopya'nın yayımlanışının 500. yıl dönümü dolayısıyla, "Tasarımla Ütopya" teması adı altında birçok proje sergileniyor.
Somerset House'daki odaların sergi mekanı olarak kullanıldığı bienalde Türkiye, "Dilek Makinası" adlı sergiyle yer alıyor. Türkiye sergisinin koordinasyonunu İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) üstlenirken, "Dilek Makinası" projesi ise çok disiplinli tasarım stüdyosu "Autoban" tarafından hazırlandı.
"Dilek Makinası" projesiyle ilgili AA muhabirine bilgi veren tasarımcı Seyhan Özdemir, Türkiye'yi Londra'daki ilk Tasarım Bienali'nde temsil etmenin kendilerini onurlandırdığını belirterek, "Katılımımızın Türkiye için de çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu bir başlangıç ve büyüyerek devam edeceğini düşünüyoruz." dedi.
Özdemir, "Tasarımla Ütopya" teması hakkında, "Oldukça derin bir konu" değerlendirmesinde bulundu.
Özdemir, "Dilek Makinası"nın, kökleri Neolitik çağlara kadar uzanan Anadolu inanışında derin bir yere sahip ve Yunan, Kabala ile Pers inançlarında da rastlanan kültürel gelenek, dilek ağacından ilham aldığını kaydetti.
Dilek dileme eyleminin birçok kültürde farklı formlarda görüldüğünü anlatan Özdemir, "Özellikle yaşadığımız şu dönemde dünya genelinde sosyolojik anlamda büyük bir kaos varken, irdelenmesi önemli ve değerli bir konu. Türkiye'nin coğrafi konumunu da düşündüğünüzde, biz sadece Türkiye için değil, tüm dünya için artık biraz daha pozitif taraflara bakmak ve daha iyiyi umut etmek gerektiğini düşünüyoruz." diye konuştu.
"Dilek Makinası"nın bir diğer tasarımcısı Sefer Çağlar da "Daha iyiyi arama refleksini, tasarladığımız etkileşimli pnömatik sistemle temsil etmeye çalıştık. Türkiye'deki mevcut dönemi düşünerek, 'Ne yapmalıyız?' dedik. Umut etmeliyiz, istemeliyiz, dolayısıyla, bununla ilgili yani sadece bizimle ilgili değil, ziyaretçilerin dileklerini yazabileceği bir makina tasarladık." dedi.
Aynalarla çevrili bir mekanda, nefes alıp, verir gibi hava basıncıyla çalışan pnömatik bir sistem görünümündeki Türkiye sergisinde ziyaretçiler, şeffaf tüplerden yapılmış altıgen bir tünelin içinden geçebilirken, ayrıca dileklerini yazdıkları kağıtları tünelin sonunda bulunan kapaktan, "Dilek Makinası"na yerleştirebiliyor. Daha sonra bu notlar, tüpler aracılığıyla, ziyaretçilerin görüş alanının dışında bir alana doğru yolculuğa çıkıyor.
Bu arada Türkiye'nin bienale katılımı onuruna Türkiye'nin Londra Büyükelçiliği rezidansında da Türkiye'nin Londra Büyükelçisi Abdurrahman Bilgiç ev sahipliğinde bir resepsiyon düzenlendi.
2003 yılında Seyhan Özdemir ve Sefer Çağlar tarafından İstanbul'da kurulan Autoban, çok disiplinli bir tasarım ofisi olarak ulusal ve uluslararası çaptaki projelere imza atıyor. Tanıdık form ve malzemeleri, mekandaki yaşamın parçası haline getirmek üzere çağdaş bir bakış açısıyla yeniden yorumlayan stüdyo, zanaat teknikleri ve modern teknolojinin imkanlarıyla yeni deneyler yapıyor.
Bienal'daki sergiler, 27 Eylül'e kadar Somerset House'da ziyaret edilebilecek.
Bu yıl ilk kez gerçekleştirilen Londra Tasarım Bienali, Türkiye'nin de aralarında olduğu 30'dan fazla ülkeden projeyi, İngiltere'nin başkenti Londra'nın simge yapılarından "Somerset House"da bir araya getirdi.
Bienal'de, İngiliz filozof ve devlet adamı Sir Thomas More'un 1516'da kaleme aldığı dünyaca ünlü eseri Ütopya'nın yayımlanışının 500. yıl dönümü dolayısıyla, "Tasarımla Ütopya" teması adı altında birçok proje sergileniyor.
Somerset House'daki odaların sergi mekanı olarak kullanıldığı bienalde Türkiye, "Dilek Makinası" adlı sergiyle yer alıyor. Türkiye sergisinin koordinasyonunu İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) üstlenirken, "Dilek Makinası" projesi ise çok disiplinli tasarım stüdyosu "Autoban" tarafından hazırlandı.
"Dilek Makinası" projesiyle ilgili AA muhabirine bilgi veren tasarımcı Seyhan Özdemir, Türkiye'yi Londra'daki ilk Tasarım Bienali'nde temsil etmenin kendilerini onurlandırdığını belirterek, "Katılımımızın Türkiye için de çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu bir başlangıç ve büyüyerek devam edeceğini düşünüyoruz." dedi.
Özdemir, "Tasarımla Ütopya" teması hakkında, "Oldukça derin bir konu" değerlendirmesinde bulundu.
Özdemir, "Dilek Makinası"nın, kökleri Neolitik çağlara kadar uzanan Anadolu inanışında derin bir yere sahip ve Yunan, Kabala ile Pers inançlarında da rastlanan kültürel gelenek, dilek ağacından ilham aldığını kaydetti.
Dilek dileme eyleminin birçok kültürde farklı formlarda görüldüğünü anlatan Özdemir, "Özellikle yaşadığımız şu dönemde dünya genelinde sosyolojik anlamda büyük bir kaos varken, irdelenmesi önemli ve değerli bir konu. Türkiye'nin coğrafi konumunu da düşündüğünüzde, biz sadece Türkiye için değil, tüm dünya için artık biraz daha pozitif taraflara bakmak ve daha iyiyi umut etmek gerektiğini düşünüyoruz." diye konuştu.
"Dilek Makinası"nın bir diğer tasarımcısı Sefer Çağlar da "Daha iyiyi arama refleksini, tasarladığımız etkileşimli pnömatik sistemle temsil etmeye çalıştık. Türkiye'deki mevcut dönemi düşünerek, 'Ne yapmalıyız?' dedik. Umut etmeliyiz, istemeliyiz, dolayısıyla, bununla ilgili yani sadece bizimle ilgili değil, ziyaretçilerin dileklerini yazabileceği bir makina tasarladık." dedi.
Aynalarla çevrili bir mekanda, nefes alıp, verir gibi hava basıncıyla çalışan pnömatik bir sistem görünümündeki Türkiye sergisinde ziyaretçiler, şeffaf tüplerden yapılmış altıgen bir tünelin içinden geçebilirken, ayrıca dileklerini yazdıkları kağıtları tünelin sonunda bulunan kapaktan, "Dilek Makinası"na yerleştirebiliyor. Daha sonra bu notlar, tüpler aracılığıyla, ziyaretçilerin görüş alanının dışında bir alana doğru yolculuğa çıkıyor.
Bu arada Türkiye'nin bienale katılımı onuruna Türkiye'nin Londra Büyükelçiliği rezidansında da Türkiye'nin Londra Büyükelçisi Abdurrahman Bilgiç ev sahipliğinde bir resepsiyon düzenlendi.
2003 yılında Seyhan Özdemir ve Sefer Çağlar tarafından İstanbul'da kurulan Autoban, çok disiplinli bir tasarım ofisi olarak ulusal ve uluslararası çaptaki projelere imza atıyor. Tanıdık form ve malzemeleri, mekandaki yaşamın parçası haline getirmek üzere çağdaş bir bakış açısıyla yeniden yorumlayan stüdyo, zanaat teknikleri ve modern teknolojinin imkanlarıyla yeni deneyler yapıyor.
Bienal'daki sergiler, 27 Eylül'e kadar Somerset House'da ziyaret edilebilecek.