İngiliz The Guardian kurucularının 'kölelik bağlantıları' nedeniyle özür diledi

HABER MASASI
Abone Ol

İngiliz The Guardian gazetesinin ana kurucu John Edward Taylor ve mali destekçilerinin çoğu, 'akademik inceleme sonucunda kölelikle bağlantılı bulundu. Amerika'daki köleleştirilmiş insanlar tarafından üretilen çok miktarda ham pamuğun The Guardian'nın kurucuları tarafından ithal edildiği raporlandı. İngiliz The Guardian gazetesinin sahipleri, kurucularının 'kölelik bağlantıları' nedeniyle bir özür yazısı yayınladı.

İngiliz The Guardian gazetesinin 19'uncu yüzyılın başlarında kurulumuyla ilgili 2 yıldan fazla süren 'akademik inceleme', ana kurucu John Edward Taylor ve mali destekçilerinin çoğunun kölelikle bağlantıları olduğunu ortaya koydu.

Hull ve Nottingham üniversitelerinden araştırmacılar, bir gazeteci ve pamuk tüccarı olan Taylor'un ve onun 11 finansal destekçisinden en az 9'unun, özellikle tekstil endüstrisi aracılığıyla kölelik bağlantıları olduğunu keşfetti.

Ham pamuk ithal ettiler

Taylor'un ortaklarının ve ticaret şirketinin Amerika'daki köleleştirilmiş insanlar tarafından üretilen çok miktarda ham pamuğu ithal ettiği raporlandı.

Gazetenin erken dönem finansörlerinden George Philips'in de şeker ve diğer tarım ürünlerini elde etmek için köle iş gücünü kullandığı bilgisi verildi.

Medya grubunun sahibi olan Scott Trust şirketinin yöneticisi Ole Jacob Sunde, "Scott Trust, John Edward Taylor ve destekçilerinin pamuk ticaretinde oynadıkları rol için çok üzgün." ifadesini kullandı.

Sunde ayrıca, "Özür dilemenin ve bu gerçekleri şeffaf bir şekilde paylaşmanın, Guardian'ın kölelikle tarihsel bağlarını ele almanın yalnızca ilk adımı olduğunun farkındayız." açıklamasını yaptı.

Scott Trust şirketi, 'onarıcı adalet' planı kapsamında 10 milyon sterlinlik (12.3 milyon dolar) yatırım yapmayı planlıyor.

İngilizler Hindistan'da ne yaptı?
1930'da genç bir tarihçi ve felsefeci, hayatında ilk kez Hindistan topraklarına adım attı. 'The Story of Civilization' adlı 11 ciltlik devasa eseri için bilgi toplayacaktı. Öyle büyük bir hayret ve öfkeye kapıldı ki 'tarihin en büyük suçlarından biri' olarak kabul ettiği durumu ifşa etmek için her şeyi yazıp anlatmaya karar verdi. O kişi Will Durant'tı ve eserinde şöyle yazmıştı: 'İngilizlerin Hindistan'ı fethetmesi, yüksek bir medeniyetin, bir ticari şirket tarafından vicdana ve hukuka sığmayacak şekilde işgal ve yok edilmesi demektir. Sanata karşı kayıtsız olan ve sürekli kazanmak isteyen bu şirket, ülkeyi mahvetmiştir.' Hindistan, özellikle 5. ve 6. yüzyıllardan itibaren üretimin, bilimin ve sanatın önde gelen ülkelerinden biriyken bilinçli olarak fakirleştirilmiş ve İngiltere tarafından medeni hale getirileceği yalanıyla geri kalmış bir ülke olarak lanse edilmişti. İngiliz edebiyatında ise tüm bu olup bitenler aile portresi gibi tasvir edildi.
Merhametli bir anne gibi gösterilen kraliçe disiplin edilmeye ihtiyaç duyan uzak diyarlardaki çocuklara kucak açmış, onları ehlileştiriyor ve uygarlık düzeyine ulaşmalarını sağlıyor gibi gösteriliyordu.

Fransa Büyükelçisi Dışişleri Bakanlığı'na çağırıldı
Jurnal.ist