Holokost filmleri İsrail'in suçlarını sıradanlaştırıyor

Gazeteci Şule Kalkan, Hollywood'da yapılan pek çok filmle ortaya çıkan "holokost endüstrisine” verilen uluslararası desteğe dikkati çekerek, ”Hollywood’dan gelen Siyonist propaganda filmlerinde, insanlık olarak Yahudilere borçluyuz, onlar katledildi ve dünyadaki en büyük acıları çektiler mesajı veriliyor.” değerlendirmesinde bulundu.

TimeCode editörü Kalkan, AA muhabirine, Yahudi soykırımını anlatan filmlerin uluslararası alandaki etkisi ve İsrail’in Holokost’u (Yahudi soykırımı) katliamlarına perde olarak kullanmasına ilişkin değerlendirmede bulundu.

Hollywood’da Yahudi soykırımını anlatan filmlerin sadece yaşanmış gerçekliği ve acıyı anlatmadığını, aynı zamanda insanların İsrail’e bakışını da şekillendirdiğini vurgulayan Kalkan, İsrail’in kurulmasında ve kuruluş aşaması da dahil olmak üzere günümüzde her şeyi yapmaya kendisinde hak görmesinde Holokost endüstrisinin ve Hollywood’un etkisi olduğunu hatırlattı.

Dünyada başka soykırımlar da var: “Soykırım denilince herkesin aklına ilk Yahudi soykırımı geliyor”

Holokost filmlerinin etkisinin sadece izlenme boyutunda kalmadığına değinen Kalkan, “Holokost filmleri çekilmesiyle olay bitmiyor. Bu filmler ödüllendirilmeye ve öne çıkarılmaya devam ediliyor. Mesela soykırım denilince herkesin aklına ilk Yahudi soykırımı geliyor. İnsanlık tarihi binlerce yıldır var ve maalesef pek çok soykırım yaşandı. Yahudi soykırımının hafızamıza kazınmasına neden olan Hollywood’u küçümsememek gerekiyor.” diyerek konuştu.

Hollywood’un yalnızca eğlence ve sanat sunmadığını hatırlatarak izlenilen filmlerin kültürü ve çağı şekillendirdiğine dikkati çeken Kalkan, "Holokost filmleri Yahudilerin acılarının diğer acılardan benzersiz olduğu mesajını veriyor. Bu söylem, Yahudilerin daha kıymetli olduğu, daha değerli bir ırk ve soy olduğu fikrine dayanıyor. Bu yüzden onlar katledildiğinde daha büyük bir soykırım söylemi geliştirilmiş oluyor. Kısacası Yahudilerin daha değerli olduğu savı filmlerle empoze ediliyor. Oscar'a en çok başvuran ve en çok ödül alan Ortadoğu ülkesinin İsrail olduğu kayıtlara geçiyor.” dedi.

Hollywood'da neredeyse her sene düzenli olarak Yahudi soykırımını anlatan filmler çekildiğinin altını çizen Kalkan, bu filmlerin büyük prodüksiyonlarla ve yönetmenlerle çekildiğini, Oscar dahil olmak üzere pek çok ödül aldığına değinerek, sözlerine şöyle devam etti:

“7 Ekim'den beri devam eden Gazze soykırımda da aynı nedeni görüyoruz. Hollywood’dan gelen Siyonist propaganda filmlerinde, insanlık olarak Yahudilere borçluyuz, onlar katledildi ve dünyadaki en büyük acıları çektiler mesajı veriliyor. Bu borçlu hissetme hali İsrail'e sonsuz bir alan suç ve katliam alanı veriyor.” diye konuştu.

“Oscar kazanmak isteyen Holokost filmi yapmalı”

Holokost filmlerine yalnızca Yahudilerin acıları ve tarihi bir gerçeklik olarak bakmanın olayların arka planını görmemeye neden olacağına değinen Kalkan, “Şu an bile tek nefeste Yahudi soykırımını anlatan Hollywood yapımı 10-15 film sayabiliriz. Bu acılar yaşandı ama bu filmlerin bizdeki etkilerini de görmemiz lazım.” dedi.

Film kategorilerinde İkinci Dünya Savaşı filmleri olarak adlandırılan filmlerin neredeyse tamamının Yahudi soykırımını anlattığına değinen Kalkan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Naziler Yahudileri katletti, bu tarihi bir gerçek. Fakat İkinci Dünya Savaşı bundan ibaret değil. Naziler engellileri ve Romanları da katletti. Olayın sadece bir yönü anlatılıyor ve diğerleri yok sayılıyor. Hafızalarımıza İkinci Dünya Savaşı eşittir Yahudilerin katledilmesi denkleminin yerleşmesini sağlayan en büyük etkilerden biri filmler. Nazilerin tek düşmanının Yahudiler olduğu söylemi eksik bir söylem.”

Holokost'u anlatan filmlere yapılan eleştirilerin yalnızca eleştiri olarak kabul edilmediğini, Yahudi karşıtlığı veya ırkçılık olarak nitelendirildiğini ifade eden Kalkan, Yahudi karşıtlığının istenmeyen bir şey olduğunu anımsatarak, antisemitizmin eleştirilere karşı bariyer olarak kullanılmasının ise yanlış olduğunu vurguladı.

Kalkan, “Herhangi bir toplumun acılarını anlatan filmlerde bu algı yerleşmiyor ama Holokost’u anlatan filmleri farklı bir bakış açısıyla değerlendirdiğiniz takdirde Yahudi karşıtı etiketi yapıştırılıyor ve eleştirilerin önü kesiliyor. Bu filmleri eleştirmek onların çektiği acıları küçümsemek diyorlar ve susturuyorlar.” yorumunda bulundu.

Oscar kazanmak için Holokost filmi yapılmasının oyuncular arasında da şakalara neden olduğunu belirten Kalkan, “Bir dizi sahnesinde Kate Winslet ironik şekilde Oscar alamadığı için serzenişte bulunuyor ve ödül almak için Holokost filminde oynadığını söylemişti. Ricky Gervais, Kate Winslet ödül aldığında, “Sana Holokost filminde oyna ödüller gelir dememiş miydim?” diyor. Bu o kadar açık bir gerçek ki esprisi yapılıyor.” diyerek konuştu.

“Filmler aynı zamanda Arapları da canavar olarak gösteriyor”

Filmlerde aynı zamanda Arapları ve Filistinlilerin de canavarlaştırıldığına dikkati çeken Kalkan, Hollywood’da sakallı, geleneksel kıyafetler giymiş, sinirli, sert bakışlı karakterlerin Arap prototipini temsil ettiğini ve terörist rollerinde oynatıldıklarını anımsattı.

Kalkan, Amerikalı kitle iletişimci Jack Shaheen’in araştırmalarına atıfta bulunarak, “11 Eylül’den sonra yapılan filmlerdeki Arap ve Müslüman figürlerin nasıl canlandırıldığına dair bir araştırma var. Yaklaşık bin tane Hollywood filmi incelenmiş ve büyük oranda Arap kimliğinin kötü yansıtıldığı tespit edilmiş. Filmlerle birlikte bizim algımız da bu şekilde oluştu. Araplar kötüdür, Amerikalılar iyi ve kahramandır.” değerlendirmesinde bulundu.

Arapların ve Filistinlilerin hikayelerini anlatan yapımların ve filmlerin desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Kalkan, bu şekilde uzun yıllardır var olan Filistin sinemasının da hak ettiği değeri göreceğini ve destekleneceğini belirterek sözlerini sonlandırdı.