Güvenli Bölge: MİT Kenya'ya bizi de götür

İsmail Halis ve Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar'ın samimi sunumuyla ekrana gelen Güvenli Bölge'de bu hafta Türkiye'nin bölgedeki etkin dış politika atakları ele alındı.

Mete Yarar'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

MİT'in Kenya'da İtalyan vatandaşını kurtarması

Bu tür operasyonları icra ederken kimin ne diyeceğine değil, bu ülkenin imkan ve kabiliyetinin ne olduğuna bakarız. Hatta onlar da bakıyorlar. Bu teklif İtalya'dan geldi. Onlar direkt Somali'ye bu teklifi götürebilirdi ama teklif MİT'e geldi. Diğer coğrafyalarda da durum böyle. Balkanlar'da, Orta Doğu'da, Afganistan'da MİT çok güçlü. Türkiye'nin bölgedeki kanaat önderleri ile arası çok iyi. Onların askeri operasyonları yerine MİT, ikna yöntemiyle gerçekleştiriyor. İkna yöntemi ile almak daha zordur, kurtarılan rehine anlamında riski en aza indirir. MİT, zor tarafı seçiyor. Bu takdir edilesi bir şey.

Türkiye'nin etkinliği

Son bir aydan beri ABD ve Avrupa basınında Türkiye ile alakalı sürekli iyi haberler görüyorum. Buna F-35 raporu da, İngiltere'de ve AB de yayınlanan raporlar da dahildir. Türkiye'nin artan gücü, bölgedeki etkisi, gücü, mukavemeti sürekli dillendiriliyor. Bir ülkenin çok silahının olması, çok şey yapacağı anlamına gelmez. Öyle olsaydı ABD, Suriye'de, Irak'ta, Vietnam'da sorun yaşamazdı. Sahadaki etkinlik daha önemlidir.

Libya'da neler oluyor?

Türkiye, bu hafta Hafter'i direkt hedef olarak kabul edeceğini açıkladı. Türkiye'nin oradaki mevzilerine saldırı olursa, Hafter hedefleri meşru hedef olacak. Anladığım kadarıyla sadece SİHA'lar değil, Deniz Kuvvetleri ve F-16'lar da bu işe dahil olabilir.

Paralı askerler yerine profesyonel askerleri sahada daha fazla görebiliriz. BAE, Mısır sınırına uçaklar gönderdi. Bunlar oyunu bozmak için yapılan hamleler. Bu süreç içerisinde Türkiye, Tunus sınırındaki üssün alınması için bazı çalışmalar yürütüyor. Üs alınırsa TSK'nın kara unsurlarını oraya yerleşeceği söyleniyor. "Yeni birlikler mi gönderilecek?" acaba şeklinde düşünüyoruz.

"Türkiye'yi kışkırtmak istiyorlar"

Doğu Akdeniz ile alakası olmayan BAE ve Fransa, Türkiye'yi kışkırtacak bir deklarasyon yayınladılar. Mısır da Sudan da yapmak istediklerini Libya'da da yapmak istiyorlar. Libya ilginç bir yere doğru gidiyor. Hafter'e yapılan silah yardımlarına bir şey demeyen Avrupa Birliği, Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne yapılan silah yardımlarını engellemeye çalışıyor. Türkiye'nin söylemi ve sahadaki etkinliği daha yüksek tondan hissedilmeye başlandı. Ortam biraz daha sertleşecekmiş gibi duruyor.

Fransa neyi amaçlıyor?

Fransa, Afrika'da gittikçe güç kaybederken büyük gelir kapılarından biri olan Libya'dan çıkmak istemeyecektir ve Türkiye karşıtlığını artıracaktır. Çünkü ciddi anlamda para kazanıyorlar. Çok daha büyük hayalleri var. Bu ekonomik krizler Fransa'yı kötü etkiliyor. Macron zaten 'Sarı Yelekliler' ile çok yıpranmıştı. Fransa içten içe kaynıyor. Bunu biz fazlasıyla duymuyoruz. Fransa ve Belçika, korona sonrasında iç patlamalara sahne olacak.

"SİHA'lar tarihe Fatih'in topları gibi geçti"

İsrail, savunma konusunda çok önemli şirketlere sahip. Heron mu TB2 mi diye sorsan dünyanın her yerinde TB2 derler. TB2 kendini terörle mücadelede, hibrit savaşta ve konvansiyonel savaşta kendini ispatladı. Bu girdiği savaşlarda ve terörle mücadelede bir SİHA'dan beklenilenin üstünde iş ve performans çıkardı. SİHA'ları bizim kullandığımız gibi, sürü şeklinde ve uçak performansında atış yapabilecek kabiliyette kullanan başka bir ülke yok. SİHA'lar her yeri vurabiliyor. SİHA'ların bu vurma kabiliyetine tüm dünya ilk defa şahit oldu. ABD, dünyanın en büyük SİHA filosuna sahip. Afganistan'a girdiklerinde, Irak'a girdiklerinde bu filoya yine sahiptiler ama kullanamadılar. İstanbul'un fethinde konuşulan toplar gibi SİHA'lar savaş tarihine geçti. İnan SİHA'ların bu şekilde kullanıldığı başka bir örnek yok.