Gözler Trump'ta: CAATSA'da dikkati çeken detay
F-35 projesi ile birlikte gündeme gelen CAATSA'da detaylar dikkati çekiyor. Yaptırım yasası, Trump'a Türkiye konusunda hareket alanı tanıyor.
Türkiye'nin S-400'leri Rusya'dan almasının ardından ABD Başkanı Donald Trump, "ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası" (CAATSA) bağlamında seçenekleri sınırlı bir karar alma sürecinde Türkiye ile Kongre arasındaki terazinin dengesini arıyor.
Son dönemde Türk-Amerikan ilişkilerindeki ana konuların başında gelen S-400 meselesi, Türkiye'nin söz konusu hava savunma sistemlerini Rusya'dan almaya başlamasıyla yeni bir seviyeye taşındı.
ABD Kongresi Trump'a, CAATSA bağlamında Türkiye'ye yaptırım uygulaması konusunda uzunca bir süredir baskı yaparken, Trump'ın elindeki yasal seçeneklerin tam olarak ne anlama geldiği tartışılıyor.
Japonya'daki görüşme gündemi belirledi
Japonya'daki G20 Zirvesi'nde bir araya gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Trump arasındaki görüşme, S-400 konusunda Trump'ın duruşunu ortaya koyması bakımından önemliydi.
S-400 alımından dolayı Ankara'yı değil, selefi Barack Obama'nın Türkiye'ye karşı "adaletsiz politikasını" eleştiren Trump, yaptırımlar konusunda Türk-Amerikan ilişkilerine en az hasarı verebilecek bir yol bulmaya çalışacağını ima etti.
Yine de Pentagon'un vazgeçilmez konu haline getirdiği F-35 projesinden Türkiye'nin çıkarılması noktasında adım atan Trump'ın şimdi CAATSA konusundaki yaklaşımı merakla bekleniyor.
CAATSA yasası nedir?
Trump'ın, Kongre'nin baskısıyla 2017'de imzaladığı yasa, esas olarak Rusya'nın ABD seçimlerine müdahale girişimi, Kırım'ı ilhak etmesi ve Ukrayna'nın doğusundaki ayrılıkçıları desteklemesine karşı Obama döneminde getirilen yaptırımların güvence altına alınması amacını taşıyor.
2 Ağustos 2017'de resmen yürürlüğe giren CAATSA yasası, ABD’nin ulusal güvenliğine "tehdit" olarak değerlendirdiği İran, Rusya ve Kuzey Kore’ye karşı yaptırımların alınmasını öngörüyor.
Yasanın 231’inci maddesine göre Rusya ile savunma ve istihbarat alanlarında çalışan kişilere karşı da yaptırım getirilebiliyor. Bu yaptırımlar, Rusya Federasyonu için veya onun adına çalışan kişilerle bilerek ‘"önemli işlem" yapan gerçek ve tüzel kişiler için de geçerli olabiliyor.
Bu kapsamda Türkiye'nin Rusya'dan S-400 sistemlerini alması, "önemli işlem" kategorisinde değerlendiriliyor ve yaptırım öngörülüyor.
Yaptırım süreci nasıl işliyor?
Türkiye’nin S-400’leri teslim almasıyla başlayan süreçte öncelikle ABD Ulusal Güvenlik Konseyinin (NSC) Türkiye’nin Rus savunma ya da istihbarat sektörüyle "önemli düzeyde" bir alışveriş yapıp yapmadığını belirlemesi gerekiyor.
Ulusal Güvenlik Konseyinin belirli düzeyde alışveriş olduğunu teyit etmesi durumunda ABD Hazine Bakanlığı, olası yaptırım seçeneklerini ve etkilerini değerlendirerek hangi yaptırımların uygulanması gerektiği konusunda Başkan'a tavsiyede bulunacak.
Bu tavsiyenin ardından Trump'ın bir başkanlık kararnamesi hazırlayarak seçtiği yaptırımları ilan etmesi beklenecek. Trump'ın bu tür bir başkanlık kararnamesine imza atması durumunda söz konusu yaptırımlar anında yürürlüğe girecek.
CAATSA'da, Başkan’ın kararnameyi ne zaman imzalayacağına ilişkin bir maddenin bulunmaması, Başkan'a yaptırımları istediği zaman yürürlüğe sokma imkanı sunuyor.
Tam da bu noktada Trump'ın, CAATSA yaptırımları Türkiye'ye olduğu gibi uygulansın diyen Kongre'yi ikna etmesi gerekiyor.
Yaptırım listesinde 12 madde var
CAATSA'nın 235. maddesi, ABD Başkanı'nın "ilgili kişi ve kuruluşlara getireceği" yaptırımları 12 maddede düzenliyor:
- 1- Yaptırım kapsamına alınan kişi ve kurumlara ihracat ithalat bankası desteğinin kesilmesi
- 2- Mal ve teknoloji ihracatı ruhsatı verilmemesi
- 3- ABD mali kuruluşlarından kredi tedarik edilmemesi
- 4- Uluslararası mali kuruluşlardan kredi verilmemesi
- 5- Mali kurumlara ABD Merkez Bankası ile doğrudan alışveriş yapma izni verilmemesi
- 6- Yaptırım kapsamına alınan kişi ya da kurumlarla ihale ya da sözleşme yapılmaması
- 7- Döviz üzerinden işlem yapılmasının yasaklanması
- 8- Mali kurumlar ve bankalar arasında ödeme ya da kredi transferlerinin yasaklanması
- 9- Yaptırım kapsamına alınan kişi ya da kurumların ABD topraklarında gayrimenkul sahibi olmasının yasaklanması
- 10- ABD kişi ve kurumlarının yaptırım kapsamına alınan kişi ya da kurumlardan sermaye ya da borç alışverişinin yasaklanması
- 11- Yaptırım kapsamına alınan kişilere ABD’ye giriş yasağı
- 12- Yaptırım kapsamına alınan kişi ve kurumlara benzer işlevi olan üst düzey görevlilere de yaptırım uygulanması
Yasanın ilgili maddesine göre Başkan, bu 12 maddeden en az 5'ini seçip uygulamakla yükümlü.
Trump'ın muafiyet veya yaptırımları erteleme imkanı
Trump, yasa gereği ilgili kişi veya kurumları "yaptırımlardan muaf" tutabilir, söz konusu yaptırımların uygulanmasını 180 gün erteleyebilir ya da bazı yaptırımları tamamen kaldırabilir.
Fakat bu seçeneklerden hangisini seçerse seçsin, Trump'ın Kongre'yi ikna etmesi ve spesifik durumlarla ilgili delil sunması gerekiyor.
Washington'daki havaya bakıldığında, Trump'ın yaptırım maddelerinden görece en hafif olanlarını seçip kısa süre içinde bunu açıklama ya da yaptırımların uygulanmasını 180 gün erteleme yollarından birini tercih edeceği konuşuluyor.
Yasaya göre Trump, yaptırımların uygulanmasını 180 gün erteleyebilir ve bu süre bitmeden en geç 15 öncesine kadar erteleme sürecini 180 gün daha uzatabilir ve bu durum bu şekilde devam edebilir.
Yasada Başkan'ın yaptırımları erteleme takvimine dair bir sınırlama da bulunmuyor. Aynı şekilde Başkan'ın yaptırımları ne zaman hayata geçireceği konusunda da net bir takvimin konulmamış olması, Trump'a CAATSA yaptırımlarını uygulama konusunda görece bir alan tanıyor.
Kongre'ye delil sunması gerekiyor
Öte yandan yasa, Başkan’ın yaptırımları erteleme kararı vermesi halinde bunu Kongre’nin ilgili komitelerinin değerlendirmesine sunmasını da şart koşuyor.
Bu noktada Beyaz Saray'ın, yaptırımların neden ertelendiğini açıklaması, erteleme veya muafiyet kararının ABD'nin ulusal güvenlik çıkarıyla örtüştüğünü ortaya koyması gerekiyor.
Ancak yine de Trump'ın, Kongre'nin onayını alması gibi bir zorunluluğu bulunmuyor.
Diğer yandan yasanın 236'ncı maddesi, Başkan'a, "ABD ulusal çıkarlarıyla uyuştuğunu kanıtlaması durumunda" istediği yaptırımları uygulamama hakkı da veriyor.
Bu noktada Trump'ın 2018 yılında imzaladığı bir kararname ile, Rusya'dan S-400 alan Çin'e CAATSA yaptırımı uyguladığını hatırlamak gerek.
Trump, 20 Eylül 2018’deki imzasıyla Çin’in Donanım Geliştirme Dairesini ve bu dairenin başkanı Li Shangfu'yu yaptırım listesine almıştı.
Kongre nerede duruyor?
Türkiye'ye S-400'lerden dolayı yaptırım uygulanmasını isteyen Senato ve Temsilciler Meclisi üyelerinin ağırlığı, Trump'ın oyun alanını ciddi şekilde daraltıyor.
Daha önce Kongre'nin her iki kanadında da kabul edilen yasa tasarıları Trump'ı zor durumda bırakabilir. Kongre'den üçte iki çoğunlukla önüne gelen yasa tasarılarını veto etme hakkına sahip olmayan Trump, Türkiye konusunda adım atmaması durumunda Kongre'nin yeniden harekete geçip doğrudan Türkiye'yi hedef alan yaptırımları yasalaştırma girişimine maruz kalabilir.
Bu bakımdan Trump'ın Senato'daki Cumhuriyetçi senatörleri ikna edip edemediği büyük önem taşırken, ABD Başkanı'nın önündeki tüm yollar bir şekilde ABD Kongresinden geçecek gibi gözüküyor.
Trump'un senatörlerle toplantısı
Amerikan CNN'in ABD Başkanı Donald Trump ile Cumhuriyetçi senatörler arasında Beyaz Saray'da önceki gün gerçekleştirilen toplantıya katılan iki Cumhuriyetçi senatöre dayandırılan ve "Trump, Cumhuriyetçi senatörlere Rus silahı almasından dolayı Türkiye'ye yaptırım uygulamak istemediğini anlattı" başlıklı haberinde, Trump'ın Türkiye'ye muhtemel yaptırımlar konusunda somut ve spesifik değerlendirmeler yapmadığı, bunun yerine meseleye ilişkin genel değerlendirmelerde bulunduğu belirtilmişti.
Senatörlerin, "ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası" (CAATSA) bağlamında Türkiye'ye yaptırım uygulanması gerektiğini ancak Türkiye'nin NATO üyesi olmasının durumu komplike hale getirdiğini ifade ettikleri kaydedilmişti.
Habere göre Trump, kendi yönetiminin almak durumunda kaldığı F-35 kararı dolayısıyla bir kez daha Barack Obama yönetimini suçladı ve "Halen Türkiye'ye F-35 uçaklarını satabiliyor olmayı isterdim." yorumunu yapmıştı. Aynı bağlamda Trump, kendinden önceki yönetimin hatalarına dikkati çekerek Türkiye'ye S-400'lerden dolayı yaptırım uygulamak istemediğini senatörlere ifade etmişti.
Konuyla ilgili Amerikan Washington Post gazetesinde yer alan haberde de Trump'ın, "NATO müttefiki Türkiye'ye CAATSA yaptırımlarının tamamının uygulanmasına karşı çıktığını" dile getirdiği bildirilmişti. Haberde, Trump ile bazı senatörler arasında hafif atışmaların da yaşandığı belirtilen görüşmede, ABD Başkanı'nın yaptırımlardan ziyade Türkiye ile nasıl müzakere edilmesi gerektiği konusuna vurgu yaptığı ifade edilmişti.
Trump, Türkiye konusunda geçen hafta yaptığı son açıklamada, Barack Obama yönetiminin Türkiye ile ilgili hatalarına vurgu yaparak "Birçok bakımdan çok zor bir durum. Türkiye bağlamında önceki yönetim çok büyük hatalar yaptı ve bu çok kötü. Dolayısıyla şu anda buna (yaptırımlar konusuna) bakıyoruz, ne yapabileceğimize bakıyoruz. Henüz (kararımızı) açıklamadık." demişti. Trump, bu açıklamasından kısa süre önce ise "Türkiye'ye yaptırım getirecek misiniz?" şeklindeki bir soruya, "Hayır. Şu anda buna bakmıyoruz." şeklinde yanıt vermişti.