Yüzlerce yıl Müslümanların hükmettiği Endülüs'te bilim, kültür, sanat, ticaret alanlarında gelişmeler yaşandı. Bu gelişmeler hem Müslümanların hakimiyetini güçlendirdi hem de tüm insanlığa büyük eserler bırakılmasına neden oldu. Peki böyle büyük bir medeniyetin beşiği olan Endülüs'ü kim, nasıl fethetmiştir. İslam'ın "altın çağı" olarak adlandırılan bu dönemin yaşanmasında da bir Emevi komutanının ve onun askerlerinin kahramanlığı yatmaktadır. Düşmana göre sayıca çok eksik olmasına rağmen ümitsizliğe kapılmayan Tarık Bin Ziyad, öyle bir şey yapıyor ki kendisinin ve askerlerinin düşmanı yenmekten başka çaresi kalmıyor. İşte bu büyük kahramanın hikayesi..
1. Kendisini esir alan kişilerin başına Vali oldu
Endülüs
Tarık Bin Ziyad'ın doğum tarihi bilinmemekle birlikte Kuzey Afrika'da yaşayan bir Berberi ailesinden olduğu tahmin edilmektedir. Bazı tarihçiler ise Ziyad'ın kökeninin Arap veya İranlı olduğunu iddia eder. İslam ordularının Kuzey Afrika'yı fethi sırasında esir alındığı rivayet edilen Tarık Bin Ziyad, serbest kaldıktan sonra bir Emevi valisi olan Musa Bin Nusayr'ın koruması altına girer. Nusayr'ın komutanlığında Tance ve Ceuta fetihlerine katılır. Savaşlarda göstermiş olduğu kahramanlıkları ve başarıları onun Tanca valisi olmasının önünü açar. Köle olarak geldiği topraklardan vali olarak hayatına devam eden Ziyad 708 tarihinden Endülüs'ün fethine kadar görevini başarıyla sürdürür.
2. Düşman ordusunun gücünü görünce tarihi hamleyi yaptı
Tarık Bin Ziyad valiliğini sürdürdüğü sırada, İspanya'da iç karışıklıklar yaşanıyordu. Bunu fırsat bilen Musa Bin Nusayr, Tarık Bin Ziyad'ı 711 yılında yaklaşık 7000 kişilik bir orduyla İspanya'ya gönderdi. Düşman kuvvetlerinin neredeyse onda biri kadar askeri elinde bulunduran Tarık Bin Ziyad öyle bir şey yaptı ki savaşın seyrini değiştirdi.
3. Gemileri yaktırdı
Düşmanın gücü karşısında korkup askerlerinin korkup da vazgeçmemesi için karaya çıkar çıkmaz tüm gemileri yaktıran Tarık Bin Ziyad bu hamlesiyle savaşın seyrini değiştirdi. "Gemileri yakmak" deyiminin de hikayesini oluşturan bu olay sonrasında yaptığı tarihi konuşmayla askerlerine verdiği motivasyon, onun yüzlerce yıl Müslümanların hakimiyetinde kalacak Endülüs'ü fethetmesini sağladı.
4. Tarihi konuşma
Tarık Bin Ziyad'ın efsaneleşen tarihi konuşmasının bir bölümü şu şekildedir:
"Ey kardeşlerim! Görüyorsunuz, arkamızda deniz, önümüzde düşman var. Artık geriye dönüşümüz kalmadı. Düşmana saldırıp bu toprakları almadan başka çaremiz yoktur.
Ey askerlerim! Bize ancak doğruluk ve sabır yaraşır. Kısa zamanda, düşmana saldırıp, hedefe varamaz isek, kendimizi telef etmiş ve karşı tarafa cesaret vermiş oluruz. Bunun için muhakkak düşmanı yere sermemiz lazımdır. Biliyorum ölümden korkmazsınız! Fakat ölmek çare değildir. Hedefimiz ölmek değil İslâm'ı yaymaktır.
Ey askerlerim! Benim durumum da sizinkinden farklı değildir. Bildirdiğim tehlikeler, aynen benim için de geçerlidir. Kendimi tehlikeden bertaraf edip, sizleri ölüm ile karşı karşıya getirmiş değilim.
Sıkıntılara, tehlikelere katlanmadan, rahata kavuşulamaz. Sıkıntılara katlanın ki, sonunda tatlı meyveleri toplayalım. Halifemiz, sizin yiğitliğinizi, kahramanlığınızı bildiği için, bu işle vazifelendirdi.
Yapacağınız kahramanlık asırlarca anılacak bütün müslümanlardan hayır dua alacaksınız. Savaşta sizin önünüzde olacağım, bütün gücümle düşmana saldıracağım. Düşman komutanını bizzat kendi elimle öldüreceğim, eğer hedefe varamadan şehid düşer isem, hemen içinizden birini komutan tayin edin, sakın savaştan dönmeyin."
5. Tarık Bin Ziyad'ın gönderdiği elçiye rağmen İspanyollar savaşmayı seçtiler
Tarık Bin Ziyad, savaş başlamadan önce gönderdiği elçiyle; teslim olmaları halinde canlarına ve mallarına dokunmayacaklarını, istedikleri gibi yaşamaya devam edecekleri haberini göndermesine rağmen İspanya kralı askerlerinin sayısının çokluğuna güvenerek bu teklifi kabul etmedi. Bunun sonucunda Tarık Bin Ziyad'ın az sayıdaki askeriyle savaşmaya başlayan İspanya kralının askerleri büyük bir hezimete uğradılar. Yüzyıllarca Avrupalı bilginlerin de sıklıkla uğradığı bir bölge olacak olan Endülüs böylece fethedilmiş oldu.
6. Ona atılan iftiralara halife inanmadı
Sefer dönüşü onun bu büyük başarısını hazmedemeyenler Tarık Bin Ziyad'ı halifeye şikayet ettiler. Fakat halife fethin asıl kahramanının Ziyad olduğunu anlamakta gecikmedi. Tarık Bin Ziyad'ı kendi yanına çağırdı ve Tarık Bin Ziyad ölümüne kadar Suriye'de yaşadı.