Filmlerden uyarlanan sohbetler: Yozgat'ın tutunamayan şarkısı

Haber Merkezi
HABER MASASI
Abone Ol
Yozgat Blues, 2013. @filmsohbetleri

Yozgat'ın bağrında olamayışları oldurmaya çalışan iki karakterin hikayesini seyirciyle buluşturan, Yozgat Blues filmi, bu hafta "Filmlerden Uyarlanan Sohbetler"de dosya konumuz. İlk uzun metraj filmi Uzak İhtimal ile büyük ses getiren ve İstanbul Film Festivali’nde Altın Lale ödülünü kazanan Mahmut Fazıl Coşkun, bizi Yozgat'ta buruk bir şarkıya eşlik etmeye davet ediyor. Yozgat Blues dosyasını açıyoruz.

İstanbul’da yolları kesişen Yavuz ve Neşe’nin hikayesi Yozgat’ta başlayacaktır. Belediyede müzik dersi veren Yavuz’a aldığı bir iş teklifi sonrasında, kurstan Neşe onunla Yozgat'a gitmeyi ve vokal yapmayı teklif eder. Hikayenin dumanı bu teklifle tütmeye başlar. Olaylarsa Yozgat’ta kaynayacaktır. Kaynamak dediysek müthiş aksiyon dolu bir macera düşünmeyin tabi :) Kaynayan belki Yavuz’un açığa çıkaramadığı duyguları, belki Neşe’nin göremeyişleri….

Gittikleri yerde denedikleri müzik türüyle tutunmaya çalışan bu ikili, içine düştükleri çabayla birlikte yeni olayları kovalayacaktır. Yozgat’ta tanıştıkları Sabri, bu didinme döneminde onlara destek olmaya çalışsa da nafile. Olmayacaktır. Tüm olumsuzlukların yanında Sabri’nin kendi hayallerini kurcalaması, karakterleri beklenmedik bir noktaya taşıyacaktır.

İlk uzun metraj filmi Uzak İhtimal ile büyük ses getiren ve İstanbul Film Festivali’nde Altın Lale ödülünü kazanan Mahmut Fazıl Coşkun, yine olamayışları oldurmaya çalışan iki karakterin hikayesini, bu kez fonda bir büyük kent olmadan anlatıyor. Tıpkı ilk filmde olduğu gibi bu filmde de senaryoda Tarık Tufan kalemini görüyoruz. Filmin başrollerinde Ercan Kesal, Ayça Damgacı ve Tansu Biçer yer alıyor.

Sorular & Cevaplar:

İzgü Fuhan: İtiraf et! Filme seyretmeye başlamadan
önce sadece Yozgat seyredeceğini düşündün değil mi? :)

Cihan Damla: Bekliyordum, evet. :) Seyretmeden önce herkesin böyle düşündüğüne eminim.Ve galiba hala Yavuz’un elinde bavuluyla geri dönüşünün etkisindeyim.

İ.F: İyi oldu diyeceğim ama yine de kıyamıyorum. Porselen tabak ve çaydan hareket beklerse…

C.D: Tek Yavuz mu suçlu?

İ.F: Neşe… Bence hayır. Çünkü eğer Yavuz biraz cesur olsaydı, ihtimaller daha kuvvetli olabilirdi.

C.D: Adam, uğruna düğün salonlarında Fransızca şarkılar söyledi. Daha ne yapsın?

İ.F: Sanırım her şey için çok geç. Bir şey yapsa da olmaz artık :)

C.D: Ama sonuçta seyirciyi etkiledi ve gitti Yavuz, yeni hikayelere belki. Filmin bu kadar iyi olmasını karakterlerin iyi yansıtılmış, repliklerin tüm
sadeliğiyle meseleyi çok iyi izah etmesine bağlıyorum.

İ.F: Evet, düşünsene ‘Peynir harika!’ diyor karakter ve biz de ne dünyalara gidiyoruz.

C.D: Delila… Sonun da ‘h’ yok. :)

İ.F: O zaman ver mesajı editör!

C.D: İyi düşünülmüş, özgün bir konu… İyi oyunculuklarla süslenmiş, başarılı bir film seyrettik. Yönetmen de bize “İçinden geleni söyle, kalırsa yazık olur.” mesajı veriyor. :)

0. İzgü'nün favori sahnesi:
İzgü'nün favori sahnesi:

Film boyunca Yavuz’un tüm sessizce derdini anlatmaya çalıştığı anlarda çok kızdım. Konuş be adam! Söyle. Gömleği konusunda sıkıntıya düştüğünde dahi doğruyu söylemedi. Açıkça sinirlenmişti. Yine sünger çekti. Neşe’ye kendini ispatlamaya çalışmasındansa açık olmasını beklerdim. Ama o zaman Yavuz’un hikayesi olmazdı belki :) Demleme şekliyle farklı olan çayı Neşe’nin tatmasını heyecanla beklemesi, büyük bir mutlulukla ikram etmesi ve Neşe’nin ‘kokulu çay’dan öteye gitmeyen yorumuna açıklamaya getirmeye çalışırken, sırf konu olsun diye “Fakat peynir harika!” demesi… Hepsi aslında şunu söylüyordu. “Kal, çay demledim. İçelim.” Fakat yine suskun, demlikle bir başına kaldı Yavuz.

0. Cihan'ın favori sahnesi:
Yozgat’ta doğup büyüyen, hayatı boyunca hayallerini gerçekleştirme çabası ile yaşayan berber Sabri’nin hayatta iki amacı vardır. Birincisi kadın kuaförü açmak, ikincisi evlenip bir aile kurmak... Film boyunca birkaç evlenme defa girişiminde gördüğümüz Sabri, sorulara verdiği ikna edici olmayan naif cevapları ve kafasında kurduğu ufak bir matematikle anlattığı hayallerine her defasında destek bulamayışından, tüm girişimlerden eli boş döndü. Kadınları etkilemek için onların dilinden konuşmayı tercih etmeyen ve film boyunca doğallığını koruyan Sabri, kendi doğruları ve hayallerine eşlik edecek birini arıyordu. Ta ki Neşe’yle karşılaşana kadar :) Filmin her sahnesinde büyük bir oyunculuk dersi veren Tansu Biçer, aldığı ödülleri sonuna kadar hak ettiğini herkese gösterdi.
0. Filmden aklınıza takılacak o şarkı :)

Joe Dassin - L'été Indien, 1975.

0. Yozgat Blues, 2013.