Filistinli esir Ebu Hamis: 50 gün boyunca gördüğümüz işkence 50 yıl gibi geldi

HABER MASASI
Abone Ol

Gazze Şeridi'nde İsrail askerleri tarafından alıkonulan ve 50 gün sonra serbest bırakılan Filistinli Ebu Hamis, gördükleri işkencenin 50 yıla bedel olduğunu söyledi.

Gazze'nin orta kesimindeki El-Bureyc Mülteci Kampı'nda İsrail'in saldırılarından kaçarak yine kampta Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansına (UNRWA) ait bir okula sığınan Ebu Hamis (50), İsrail askerleri tarafından alıkonulduğu süre boyunca yaşadıklarını ve maruz kaldığı işkenceyi anlattı.

Filistinli Ebu Hamis, İsrail güçlerinin, 7 tank ve buldozerlerle gelerek okulun duvarını yıktığını daha sonra da okuldaki Filistinlilerden kıyafetlerini çıkararak yanlarına gitmelerini istediğini belirtti.

Ebu Hamis, "Kıyafetlerimizi çıkardık ve yanlarına gittik. Gözlerimizi bağladılar ve fotoğraflarımızı çektiler. Sonra bizi barınma merkezinden alarak bir kamyona bindirdiler. Ne büyüklere ne de küçüklere en ufak merhamet göstermeksizin bizi sürüklediler. Sonra bizi yere attılar ve darbettiler." dedi.

Aç ve susuz bırakıldılar

İlk gün sabah saat 07.00'den gece yarısına kadar iç çamaşırlarıyla durduklarını anlatan Ebu Hamis, sonrasında bilmedikleri küçük bir tepeye götürüldüklerini, orada gece 03.00'ten sabah 07.00'ye kadar elleri arkadan kelepçelerle bağlı ve giysileri olmadan yerde beklediklerini kaydetti.

Ebu Hamis, ilk günü bu şekilde geçirdikten sonra ikinci gün soğuk havaya ve dışarıda olmalarına rağmen kendilerine sadece ince giysiler verdiklerini ancak su ve yiyecek vermediklerini dile getirdi.

Üçüncü gün, beraberindeki onlarca Filistinliyle bir Yahudi yerleşim birimine götürüldüğünü aktaran Ebu Hamis, orada askerlerin kendilerini sorguya çektiğini ve "Adın ne, Hamas, İslami Cihad ya da Fetih'ten hangisine mensupsun ya da yeraltındaki tünellerin yerlerini biliyor musun?" şeklindeki sorular sorduğunu aktardı.

Çakıl taşları üzerinde kıyafetsiz uyumak zorunda kaldık

İsrail askerlerinin onları darbettiğini, hakaret ettiğini ve müstehcen sözler sarf ettiğini kaydeden Ebu Hamis, şöyle devam etti:

"Çakıl taşlarından oluşan bir zemin üzerinde elbiselerimiz olmadan uyumaya zorlandık, su istediğimizde ise askerler bize 'su yok' cevabını verdi ve küfretti.

Sonra bizi başka bir yerleşim birimine götürdüler. Sonra bir kamyon gelip bizi kumla dolu bir yere götürünceye ve oraya atıncaya kadar soğukta oturup bekledik."

Ebu Hamis, gözleri bağlı olmasına rağmen askerlerin "Sen görüyorsun" diyerek onu darbettiğini dile getirdi.

Darp sırasında yere düştüğünü ve başı demire çarpınca onu sahra hastanesine götürdüklerini anlatan Ebu Hamis, orada kelepçeden ötürü derin yaralar oluşan ve tendonları parçalanan sağ elinin durumunu fark eden doktorların elini ameliyat ettiğini ve kesilmekten son anda kurtulduğunu ifade etti.

"Yemeklerimizi hayvanlar gibi yiyorduk"

Alıkonulma süresi boyunca gözlerinin kapalı olduğunu ve kimseyi görmediklerini dile getiren Ebu Hamis, "İnsani olmayan bir şekilde hayvanlar gibi yemek yiyorduk. Tuvalete gitmek istediğimizde izin vermeleri için bir gün bekliyorduk." dedi.

"50 gün boyunca birkaç saat uyudum"

Ebu Hamis, gördükleri diğer işkenceleri şöyle anlattı:

"Dövüldük, üzerlerimize köpek saldılar, uyku uyuyamadık. Uyumak istediğimizde askerler gelip müzik açıyordu ve uyuyamıyorduk. Alıkonulduğumuz süre boyunca birkaç saat ancak uyumuşumdur. Bu sürenin 15 gününü sahra hastanesinde geçirdim. Hastanede bile kelepçeliydim. Burada da doğru düzgün yemek yiyemedim, kötü muamele ve işkence gördüm.

Hiçbir insanın dayanamayacağı acılar çektik ve hakaret gördük. Her gün ağlıyor ve üzerimize örteceğimiz bir şey olmadan uyumaya çalışıyorduk. 50 gün alıkonulduk ama gördüğümüz işkence yaşadığımız kahırdan ötürü bu günler bize 50 yıl gibi geldi.

Şiddetli şekilde darbedildiklerini aktaran Ebu Hamis, "Ellerimizden bağlayarak bizi astılar. Burada başımızın önümüze düşmesine bile izin vermediler. 2-3 saat asılı kalıyorduk." ifadelerini kullandı