Einstein haklı çıktı: Evrenin sürekli genişlediğine dair keşif yapıldı

Bir yıldızın patlayarak yok olması inanılmaz bir olay ancak gökbilimcilerin bu durumu gözlemlemesi onlar için bile çok alışılmış bir durum değil. Bilim insanları, bir yıldızın ölümünü yani bi süpernovayı şimdiye kadar benzeri görülmemiş bir şekilde gözlemleyebildiler. Bizden oldukça uzak bir mesafede patlayan bir yıldızın ışığı, aramızda bulunan bir galaksiye çarparak bize ulaştı. Bu çarpma süpernovanın ışığını büyüttü ve patlamayı 4 farklı görüntüye böldü. Yaşadığı dönemde ileri düzey gözlem araçları ile değil fizik dehası ile evrenin sürekli genişlediği teorisine ulaşan Einstein, bu düşüncelerinde haklı çıktı. Bu keşif ise bize gezegenimizin yapısı hakkında daha fazla bilgi sahibi olmamızı sağlayacak yeni ufukların kapısını açtı.

Gökbilimcilerin gözlemlediği şey teoride 'yerçekimi mercekleri' olarak bilinir ve genel görelilik teorisinde Albert Einstein tarafından öngörülmüştür. Fikir, uzaydaki eğrilerin ve uzay-zaman bozulmalarının ışığın seyahat ettiği yolları etkileyeceği temeline dayanıyor. Örneğin, özellikle muazzam nesneler olarak adlandırılan yıldızlar tarafından yayılan ışık, düz bir yoldan değil, çarpık yollardan yolculuğuna devam eder. Bu fiziki teori ise bir süpernova durumunda, ışığı dünyamızın konumuna göre, bir optik mercek görevi gören galaksi ile karşılaşıyor ve ışık 4 farklı görüntüye bükülüyor. Bu söz konusu optik mercek görevindeki galaksilere ise 'yerçekimi mercekleri' deniyor.

KESİN KANITLAR BULUNMAK ÜZERE

Bir süpernova ışığının daha önce yerçekimi merceği ile çarpışması durumu aslında bir ilk değil. 2014 yılında patlayan bir yıldız ışığının 4 farklı görüntü oluşturduğu gözlemlenmişti. Fakat yaşanan son olayda bir değil bir dizi galaksinin mercek görevi gördüğü söyleniyor. Bütün bu benzersiz özellikler, bulguyu astronomlar için ekstra heyecan verici hale getiriyor, çünkü dört süpernova görüntüsü genişleyen evrenimiz hakkında daha fazla bilgi edinmek için kullanılabilir. Uzmanlar, evrenin büyüdüğünü kabul etmekle birlikte bunun ne kadar hızlı gerçekleştiğini hala anlamaya çalışıyorlar. Bu çarpık süpernovayı daha yakından incelemek, genişleme oranının daha kesin bir cevabını bulmayı sağlayabilir.

Yeryüzündeki zaman dilimlerinin ve saat, takvim gibi kavramların insan aklının bir ürünü olduğunu ve yaşamı kolaylaştırmak için antik çağlardan günümüze kadar geliştiği gerçeği bile uzayda zamanın her yerde aynı olmadığına ilişkin en net ispatlardan. Dünya saati ile anlamaya çalıştığımız yıldızların şu an gördüğümüz görüntüleri milyonlarca yıl öncesine ait. Çünkü ışık hızıyla seyahat eden ışınlar öylesine uzaktan geliyor ki bir kaç milyon dünya yılı öncesini ancak gözlemleyebiliyoruz. Ancak evrenin genişlemesi ve uzay-zaman bükülmeleriyle bu süreler değişebiliyor.

Kaynak: Webtekno