Normalin üzerinde seyreden diyabet hastalığının belirtileri ve tedavi yöntemleri
Şeker Hastalığı ya da tıp literatüründe Diyabet olarak adlandırılan hastalık, her yaşta görülebilen kandaki glukoz (şeker) miktarının normalin üzerinde seyretmesiyle birlikte baş göstermektedir. Peki, ülkemizde en sık görülen hastalıklardan Şeker Hastalığı (Diyabet) neden olur? Şeker Hastalığı belirtileri ve tedavisi...
Genellikle halk arasında Şeker Hastalığı olarak isimlendirilen bu hastalık, gerek genetik etkenlerin gerekse çevresel faktörlerin etkisiyle ortaya çıkmakta ve çocuk, genç veya yaşlı fark etmeksizin her yaşta yahut her kültürde görülebilmektedir.
Tıp literatüründe Diyabet olarak geçen Şeker Hastalığı'nda, bütün vücut sistemini etkileyebilecek bir hastalık olmakla birlikte, bu hastalığa sahip kişilerin vücudundaki insülin oranı olması gerek seviyede üretilemez ya da kullanılamaz. Bu nedenden ötürü, kandaki glukoz (şeker) miktarının normalin üzerinde seyretmeye başlamaktadır. Peki, hem ülkemizde hem de dünyada en çok görülen hastalıklar arasında yer alan Şeker Hastalığı (Diyabet) neden olur?
Erken teşhis ve tedavinin son derece önem teşkil ettiği Şeker Hastalığı (Diyabet) belirtileri ve tedavi yöntemleri nelerdir?
İşte, Diyabet olan kişilerin dikkat edilmesi gereken birtakım kurallara uyulmadığı vücutta ciddi komplikasyonlarla karşılaşma tehlikesi bulunan Şeker Hastalığı hakkında ayrıntılı bilgiler...
Diyabet hangi sağlık sorunlarına yol açar?
– Kalp hastalığı
– İnme
– Böbrek hastalığı
– Göz problemleri
– Diş hastalığı
– Sinir hasarı
– Ayak problemleri
Diyabet belirtileri
– Artan susuzluk ve idrara çıkma
– Artan açlık hissi
– Yorgunluk
– Bulanık görüş
– Ayaklarda veya ellerde uyuşma veya karıncalanma
– İyileşmeyen yaralar
– Açıklanamayan kilo kaybı
Diyabet türleri
Diyabet normalde tip 1 ve tip 2 diye iki farklı gruba ayrılıyor.
Ancak İsveç ve Finlandiya'daki araştırmacılar durumun bundan daha karmaşık olduğunu ve buluşlarının diyabetle mücadelede kişiselleştirilmiş tedaviler döneminin habercisi olabileceğini söylüyor.
Ancak uzmanlar tedavi yöntemlerinde hemen bir değişim olmayacağına dikkat çekiyorlar.
Diyabet dünya genelinde her 11 yetişkinden birini etkiliyor ve kalp hastalığı, felç, körlük, böbrek yetmezliği ve uzuv kaybı riskini arttırıyor
Tip 1 diyabet bir bağışıklık sistemi hastalığı. Bu durumda vücudun bağışıklık sistemi vücudun insilün fabrikaları olan beta hücrelerine saldırıyor ve kandaki şeker oranını kontrol edecek derecede insülin üretilemiyor.
Tip 2 diyabet ise genellikle kötü beslenme ve yaşam biçimiyle ortaya çıkıyor çünkü vücuttaki yağ oranı insülinin işe yaramasını engelleyebiliyor.
İsveçte'ki Lund Üniversitesi Diyabet Merkezi ve Finlandiya'daki Moleküler Tıp Enstitüsü'nde yapılan araştırmada 14.775 hastanın kan örnekleri detaylı bir şekilde incelendi.
Lancet Diyabet ve Endokrinoloji dergisinde yayımlanan çalışmada, hastaların beş farklı gruba ayrılabileceği kaydedildi
Grup 1 - Genel olarak klasik Tip 1 ile aynı olan ağır bağışıklık sistemi hastalığı - genç yaşlarda görülüyor, görünüşte sağlıklı insanlarda bağışıklık sisteminin saldırısı vücudun insülin üretememesine yol açıyor
Grup 2- Ağır insülin etsikliği olan hastaların durumu Grup 1'dekilere çok benziyor- gençler, vücut ağırlıkları sağlıklı sınırlarda olsa da vücut insülin üretmekte zorlanıyor, ancak bağışıklık sisteminin bunda bir rolü yok.
Grup 3 - Ağır insülin direnci bulunan hastalar, insülin üretiliyor ancak vücut artık buna bir tepki vermiyor.
Grup 4 - Obezite bağlantılı orta şiddetteki diyabet, genelde çok aşırı kilolu insanlarda görülüyor, ancak metabolik olarak normalden çok Grup 3'tekilere yakınlar
Grup 5 - Yaş bağlantılı orta şiddetteki diyabet- hastalar diğer gruplardan çok daha ileri yaşlarda ve hastalık daha orta şiddette seyrediyor.
Araştırmaya yapan ekipten Prof. Leif Groop, BBC 'ye yaptığı açıklamada "Bu çok önemli bir şey. Hedefe yönelik ilaçlar anlamında gerçek bir adım atıyoruz. İdeal senaryoda bu buluş teşhise uygulanır ve hedefli bir tedavi uygulanır" dedi.
Groop diyabetin üç ağır çeşidinin diğerlerine göre daha agresif bir şekilde tedavi edilebileceğini vurguladı.
Bağışıklık sistemlerinde bir sorun olmadığı için Grup 2'deki hastalar şu anda Tip 2 olarak sınıflandırılıyor. Ancak araştırmaya göre bu grupta hastalık aşırı kilolu olmalarından çok beta hücrelerindeki bir arızadan kaynaklanıyor. Bu nedenle de belki de tedavileri Tip 1 hastalarına uygulananlara daha yakın bir seyir izleyebilir.
Grup 2'deki hastaların körlük riski, grup 3'tekilerin de böbrek hastalığı riski daha büyük, dolayısıyla bazı gruplar daha yakın takip edilirse daha iyi olabilir.
Şeker hastalığını kesin tedavisi var mı?
Şeker hastalığı için uygulanan ve araştırma aşamasında bir çok tedavi şekli vardır fakat bu şuan için yaygın olarak kullanılan, şeker hastalığının kesin tedavisinden söz etmek mümkün değil. Günümüzde şeker hastalığının tedavisinde yaygın olarak kullanılan yöntemler hastalığın tipine ve derecesine göre değişmekle birlikte; tıbbı beslenme (diyet), egsersiz, hap tedavisi (oral antidiyabetikler) ve insülin tedavileridir. Bu tedavi yöntemleriyle kan şekeri normalleşmeyen hastalara insülin pompa tedavisi de uygulana bilmektedir. Şeker hastalığının komplikasyonları ilerleyen hastalara pankreas adacık nakli ve pankreas nakli tedavileri en son seçenek olarak uygulanabilmektedir.
Şeker hastaları nasıl beslenmeli?
Şeker hastalığının yol açabileceği olası komplikasyonlar büyük oranda diyabette doğru beslenme ile kontrol edilebildiği için şeker hastaları “acaba ne yemeliyim ya da ne yememeliyim” sorusunu sık sık sorarlar. Şeker hastalığı teşhisi konulduğundan bu yana belki de sizin üzerinde en sık durduğunuz, çevrenizden kulaktan dolma bilgiler edindiğiniz konu: “şeker hastaları ne yemeli” konusudur. Şeker hastaları ne yemeli konusunda çok uzun besin listeleri hazırlamak yerine; beslenme tedavisi ilkelerini bilmek, uygulanması ve takip edilmesi en kolay yöntemdir. Bu sebeple aşağıdaki “diyabet hastalığında beslenme tedavisi” başlığını okumanızda fayda var.