Değişen zamana ayak uydurabilmiş 55 yıllık efsanevi grup

Barry Gibb 1 Eylül 1946'da dünyaya gelirken, ikiz kardeşleri Robin ve Maurice ise 22 Aralık 1949'da Isle of Man'de dünyaya geldiler. Anneleri Barbara bir şarkıcı olan kardeşlerin Babaları Hugh Gibb ise tanınmış bir orkestra şefiydi.

Müzik ile iç içe olan bir ortamda dünyaya gelen çocukların elbette müziğe ilgisiz olması beklenemezdi. Geriye kalan iki kardeşten Andy'de ileride ağabeyleri gibi ünlü bir şarkıcı olacaktı.

Babaları Hugh Gibb'in çocuklarını desteklemesiyle müzik yapmaya başlayan kardeşler ilk başta kendi tarzlarını oluşturabilmek için belli bir süre kendi aralarında müzik yaptılar ve babalarının düşüncesini alarak müzik hayatına başladılar. Gibb kardeşler ilk sahne deneyimlerini 1955'te, Manchester'daki sinema salonlarında kazandılar. Blue Cats, Rattlesnakes gibi farklı isimler altında sahneye çıktılar. Ailenin 1958 yılında Avustralya'ya taşınmaya karar vermesiyle İngiltere'deki müzik yaşamlarına ara vermeleri gerekti.

Grup 1963 yılında grubun baş harfleri olan “B” ve “G” harflerinin üzerinde oynayarak isimlerini Bee Gees olarak değiştirdi.

Çoğu kişi Bee Gees'in, The Beatles taklidi olarak ortaya çıktığını düşünse'de durum tam olarak böyle değildir. Yaklaşık aynı zamanda müzik kariyerine başlayan iki gruptan Bee Gees uzun soluklu bir grup olması, değişen yıllara ve insanların ihtiyaçlarına göre müziklerini adapte edebilmesiyle The Beatles'dan ayrışmaktadır.

Gibb kardeşler 1962 yılında, Avustralyalı plak şirketi Festival ile ilk plak sözleşmelerini imzaladılar. "Three Kisses of Love" adlı ilk 45'liklerini bu firmadan çıkardılar. Üçlü bu yıllarda yazılı basında ve TV'de geniş bir popülarite edindi. İlk albüm çalışmaları olan "Barry Gibb and the Bee Gees Sing and Play 14 Barry Gibb Songs", çok geçmeden yayınlandı. Ancak bu albüm bilinirlikleri olmadığı için fazla tutmadı ve büyük bir kitleye erişemedi.

Yıllar 1967'ye geldiğinde Bee Gees İngiltere'ye geri dönmeye karar verdi. Grup Avustralya'yı terk ettikten kısa süre sonra "Spicks and Specks" adını verdikleri şarkıları Avustralya'da listelere girip üst sıralara tırmandı.

İngiltere'ye ayak basmadan önce Robert Stigwood adlı yapımcıya gönderdikleri demolar yapımcının dikkatini çekti. Ve Stigwood, Bee Gees İngiltere'ye gelir gelmez, 5 senelik bir sözleşme imzalattı.

1967'de çıkarılan 45'lik İngiltere ve ABD'de ilk yirmiye girme başarısını gösterdi. Bee Gees, hem yapımcıyı hem de müzik severleri kısa sürede mutlu etmişti.

Yapımcı Robert Stigwood, Polydor plak firması ile anlaşıp Bee Gees plaklarının İngiltere ve Avrupa'da yayınlanmasını sağladı. ABD için ise Atlantic isimli bir plak şirketiyle anlaştı. O zamanlar duyulmamış bir grup olan Cream'de Atlanic ile anlaşma yapmıştı. Eric Clapton'ın öncülüğündeki Cream, ABD'de sayılı kitleye hitap eden bir gruptu. Bee Gees albümleri aracılığıyla Cream grubu'da Atlantic aracılığıyla büyük yükselişe geçti ve Eric Clapton ilk defa para kazanmaya başladı.

Bee Gees en güzel albümleri olan "Odessa"dan hangi şarkının 45'lik olarak piyasaya sunulması konusunda bir tartışmaya girdi. Grup bu anlaşmazlık dolayısıyla 18 ay sürecek bir ayrılığa düştü. Sonunda birbirleri olmadan yapamayacaklarını anlayan kardeşler yeniden bir araya geldi.

70'ler ise grubun patlama yaptığı yıllar oldu. Özellikle John Travolta'ya ilk Oscar ödülünü kazandıran "Saturday Night Fever" (Cumartesi Gecesi Ateşi) filminin müziğini yapan grup yaptığı müzikle filmin daha çok tanınmasını sağladı.

"Saturday Night Fever" dünyada disko müziğin altın çağını kısa sürede başlattı. Ancak ekonomik koşullarda yaşanan olumsuzluklar disko çağını ve Bee Gees'in ikinci doğuşuna kısa sürede son verdi.

1977'de "Stayin' Alive", "How Deep is Your Love" ve "Night Fever" albümde öne çıkan parçalar oldu. Albüm 24 hafta boyunca tüm listelerde bir numara oldu. Büyük sükse yapan bu albümün satış rekorunu ancak Michael Jackson'ın efsanevi albümü "Thriller" geçebildi.

Disko kültürünün bittiği bu evrede Bee Gees tekrar derin bir sessizliğe gömüldü. Grup değişen zamana ayak uydurabilmek için tekrar gözlem yapmaya çekildi. Ve bu evre bittikten sonra yeni bir müzikle tekrar dinleyicilerinin karşısına çıkmaya karar verdiler.

1987'de "ESP" adlı tekrar doğuş albümü çıkardılar. Müzik sektöründen ve dinleyicilerinden olumlu geri dönüşler alan grup yine değişen zamana ayak uydurmuştu. Albümdeki "You Win Again" adlı parça kısa sürede bir numaraya çıktı.

Ancak bu zamanda kardeşleri üzen bir olay yaşandı. 1970'lerin sonlarında çıkardığı sola albümlerle büyük bir kitlesi oluşmaya başlayan küçük kardeş Andy Gibb zor günler geçiriyordu. "Dallas" dizisinden tanınan Victoria Principal ile yaşadığı aşkın sona ermesinden sonra kendisini uyuşturucuya veren Andy Gibb zamanla işin içinden çıkamaz hale gelmişti. 10 Mart 1988'de, henüz 30 yaşındayken Andy Gibb öldü. Bee Gees bu üzücü durum karşısında kardeşleri Andy'ye ithafen 'Wish You Were Here' adlı şarkıyı yazarak duydukları kardeş acısını anlatmaya çalıştı.

Kardeşler bu olay sonrasında derin üzüntü yaşıyordu. 2001 yılına gelindiğinde ise Universal Records aracılığıyla çıkarttıkları albümle tekrar gündeme gelmişlerdi. Grup yenilenmişti. Albümün en gözde parçası "This Is Where I Came In"di.

Ancak bu seferde albümden iki yıl sonra 2003 yılında Maurice Gibb (sağda) kalp krizinden öldü. Derin bir sessizliğe gömülen grupta diğer eleman Robin Gibb'de (ortada) 2012 yılında zatürre nedeniyle 62 yaşında hayata veda etti.

Bee Gees şuan çok az kişinin bildiği bir grup olsa'da müzik sahnesinde durdukları 55 yıllık evrede yedi kez Grammy ödülü kazandı. Müzik hayatları boyunca dünya çapında 225 milyon albüm satan grup, müzik dünyasında en çok albümü satılan gruplar arasında yer alıyor.