Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, GZT editörlerinin sorularını yanıtladı
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, GZT’nin sosyal medya hesaplarından ve Youtube kanalından canlı yayınlanan programda editörlerin sorularını yanıtladı. Kalın, gündeme dair ve gündemin de ötesinde de merak edilen pek çok soruya cevap verdi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, GZT editörlerinin sorularını yanıtladı. Program, GZT’nin sosyal medya hesaplarından ve Youtube kanalından canlı yayınlandı.
İbrahim Kalın’ın açıklamalarından satır başları şöyle;
"Ramazan Bayramı'nda da önlemler devam edecek"
Korona sonrası dönemin yeni normal olduğunu aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor. Normalleşmede rehavete gerek yok. İkinci dalga her an gelebilir. Tedbirlerle yaşamaya dikkat edeceğiz. Maskesiz çıkmamaya, sosyal mesafeyi korumaya özen göstermeliyiz. Ramazan Bayramı'na kadar önümüzde bir haftalık bir süreç var. Bu bir haftalık süreçte önümüze gelen tablo alacağımız kararlar bakımından önemli olacak. Ramazan Bayramı'nda da koronavirüs tedbirleri kapsamında birçok önlem alınması kuvvetle muhtemel.
"Dünyaya insani diplomasinin mümkün olduğunu gösterdik"
- Türkiye koronavirüs sürecinde birçok ülkeye yardım etti. Biz bu yardımları hiçbir karşılık beklemeden yaptık. Türkiye olarak dünyaya insani diplomasinin mümkün olduğunu gösterdik.
- Dünyanın mazlumlara sırtını döndüğü bir zamanda bizim kendi ürettiğimiz solunum cihazlarımızı Somali'ye göndermiş olmamız bizim için gurur kaynağı.
"Salgın her ülkenin milli kapasitesini test etmesini sağladı"
Korona sonrası küresel düzenin bağışıklık sisteminin ne kadar bozuk olduğunu gördük. Sonraki panik hali de bunu doğruladı. Bu salgın her ülkenin milli kapasitesini test etmesini sağladı. Bizim yerli ve milli hamlemizin önemi ortaya çıktı.
"AB salgın döneminde iyi bir sınav vermedi"
Her şeyin iç içe geçtiği küreselleşme çağında sizin tek başınıza aldığınız önlemler yeterli olmayabiliyor. Başka ülkeler de salgın, deprem, enerji güvenliği, terör gibi küresel sınamalar söz konusu olduğunda mutlaka işbirliği içerisinde hareket etmek durumundayız. Bu iki durum arasında dengeyi kuranlar başarılı olabileceklerdir.
Avrupa Birliği salgın sürecinde iyi bir sınav veremedi. Kendi üyelerine dahi sahip çıkamadı. Her ülke farklı bir politika izledi. Salgın hızlı bir şekilde yayılırken birlik ve beraberlik, dayanışma içinde hareket edemediler. Bunu kendileri de belirtiyorlar zaten. Bundan sonraki dönemde Avrupa Birliği fikrinin tartışılacağından emin olabilirsiniz.
"BM'nin meşruiyeti de sorgulanıyor"
Birleşmiş Milletler'in (BM) etkinliği ve meşruiyeti de sorgulanıyor. Dünya Sağlık Örgütü bu süreçte ne kadar etkin oldu? Bunlar sorgulanıyor. İslam İşbirliği Teşkilatı, İslam ülkelerinin en üst çatı kuruluşu olarak ne kadar etkili oldu? G20 sorgulanıyor. Kaçınılmaz olarak bu sorgulama bundan sonra da devam edecek. Eğer uluslararası kurumlar kendilerine çekidüzen verirlerse bu dayanışma ruhunu, iş birliği ortamını güçlendirirlerse, paylaşmayı yaygınlaştırırlasa, adil paylaşmayı çoğaltabilirlerse bu krizi fırsata dönüştürebilirler. Eğer gerekli tedbirler alınmazsa bu kurumlarla ilgili meşruiyet tartışmaları bundan sonra daha fazla hız kazanacak.
"Irkçılık sıradanlaştırılan bir hastalık haline geldi"
İbrahim Kalın, ABD Başkanı Donald Trump'ın yeni tip koronavirüsü "Çin virüsü" olarak tanımlamasının, ABD ile Çin arasında uzun süredir devam eden ticaret savaşlarının bir tezahürü olduğunu vurguladı.
Böyle bir salgını etnik kökene indirgemenin, sadece bir ülkeye mal ederek izah etmenin sorunu çözmeyeceğini dile getiren Kalın, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Irkçılık son dönemlerde maalesef sıradanlaştırılan bir hastalık haline geldi. İnsanların giderek bu tür ırkçı söylemlere, politikalara, saldırılara karşı duyarsız hale gelmesi ırkçılık fikrini de normalleştiriyor. Bu çok tehlikeli bir gidişattır. Koronavirüs öncesinde de bu vardı. Bu Müslümanlara karşı İslamofobi olarak, Afrikalılara karşı, kölelik ve sömürgecilik dönemlerini andıran referanslarla gündeme geldi.Yahudilere karşı antisemitizm olarak gündeme geldi. ABD'de siyahilere karşı ırkçılık olarak gündeme geldi. Avrupa'da ise ırkçılığın değişik formalarını gördük, görmeye de devam ediyoruz."
Bu mantik doğruysa İspanyol gribi ortaya çıktığında bütün dünyanın İspanyollara karşı bir ırkçılık yapması gerekiyordu. Bu tür felaketler herkesin başına gelebilir. Herhangi bir ülkeden çıkabilir. Bu tür ırkçılık söylemlerini meşrulaştıracak söylemlerden uzak durmak gerekiyor."
Kalın'dan kitap önerileri
- Kitap önerisinde bulunursa, hangi 10 kitabı önerebileceği sorulan Kalın, kitapları ve yazarları şöyle sıraladı:
- "İmam Gazali'nin 'Dalaletten Kurtuluş', Farabi'nin 'Erdemli Şehri', Sait Halim Paşa 'Buhranlarımız', Ahmet Hamdi Tanpınar 'Huzur', Mustafa Kutlu 'Ya Tahammül Ya Sefer', 'Yokuşa Akan Sular', 'Sevincini Bulmak', İsmet Özel 'Erbain', İbrahim Tenekeci 'Üç Köpük', 'Peltek Vaiz', Tolstoy 'Hacı Murat', Marcus Aurelius 'Düşünceler', Seyyid Hüseyin Nasr 'İnsan ve Tabiat."