Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ortak bir Türk Dünyası Üniversitesi kuralım teklifini getirdik

ÇAĞRI SAÇARALP
Abone Ol

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kazakistan temaslarına ilişkin “Ortak bir Türk Dünyası Üniversitesi kuralım” teklifini getirdik. Buna Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Türkiye, Tacikistan hep birlikte dahil olabiliriz" ifadelerini kullandı.

Kazakistan’ın başkenti Astana’da önemli görüşmeler yapan, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın toplantısına katılan, Myanmar sorununun üzerine yoğunlaşıp bir Arakan bildirgesi hazırlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kazakistan dönüşü uçakta, gazetecilerle sohbet etti, Astana’daki yoğun gündemini değerlendirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kazakistan temaslarına ilişkin değerlendirmeleri ve gazetecilerin sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

"Ortak Türk Dünyası Üniversitesi kuralım"

"Cumhurbaşkanı Nazarbayev, 'Türk firmalarının Kazakistan’da aldığı işler, bağımsızlığımızdan beri 20 milyar doları aştı' diyor. Ahmet Yesevi Üniversitesi’nin güçlendirilmesini konuştuk. “Ortak bir Türk Dünyası Üniversitesi kuralım” teklifini getirdik. Buna Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Türkiye, Tacikistan hep birlikte dahil olabiliriz. Bir Türk firmasının yaptığı Hazret Sultan Camii’ni bu vesileyle ziyaret ettik.

İslam İşbirliği Teşkilatı Bilim ve Teknoloji Zirvesi’nde, İslam ülkelerinin bilim ve teknolojiye daha fazla yatırım yapması ve insan yetiştirmeye odaklı programlar, müfredatlar oluşturulmasının gereği üzerinde durduk. OECD ülkelerinde milli gelirden eğitime ayrılan pay ortalama yüzde 5.2 iken, maalesef İslam dünyasında bu oran yüzde 1’in altında. Çok ciddi adımların atılması lazım. Zira, bizim özellikle mukaddes kitabımızın ilk emri “İkra- Oku” olduğuna göre, gereğini yerine getirmemiz lazım."

"Kızılay’ımız, AFAD’ımız, onların Kızılay’ı ile süratle orada çadırları tesis edebiliriz"

"Myanmar’ın devlet başkanlığından sorumlu devlet bakanı Su Çi ile telefon görüşmemiz oldukça müspet bir görüşmeydi. “Önümüzü açarsanız, Arakan’daki mağdur insanlara yardım ulaştırabiliriz, oralarda barınabilmeleri için en azından çadırlar kurabiliriz” dedik. Bunları Bangladeş yönetimine de söyledik. Arakan’da tam bir insanlık dramı yaşanıyor. Tabii Bangladeş’in de sıkıntıları var. Ama biz Bangladeş’i bu noktada yalnız bırakmayız. Umudumuz, bir an önce yer tahsisini yapmaları. Yer tahsisi yaptıkları anda, Kızılay’ımız, AFAD’ımız, onların Kızılay’ı ile süratle orada çadırları tesis edebiliriz. BM Genel Kurulu’nda da bununla ilgili bir oturum talebimiz var, o da kabul gördü."

“Türkiye’den gıda, giyecek, ilaç göndermeyelim; tüm bunları Bangladeş’ten satın alalım”

"Eşim, orada gerçekten çok büyük bir felaket yaşandığını anlattı. Onlara gıdaları, ilaçları, giyecek vesaireyi nasıl ulaştıracağız? Bunu birçok hassasiyeti göz önünde bulundurarak gerçekleştirmek için çalışıyoruz. Örneğin, Türkiye’den gıda, giyecek, ilaç göndermeyelim; tüm bunları Bangladeş’ten satın alalım. Yiyecekleri, giysileri, Bangladeş’ten alalım ve Bangladeş ekonomisine de katkı sağlamış olalım. Bunu Bangladeş Cumhurbaşkanı’na da söyledim. İlk etapta bin tonluk bir alım yapıldı, dağıtımı devam ediyor. İkinci etapta, 10 bin ton alım yapılacak, devamı da gelecek. Ben konuyu İran Cumhurbaşkanı’na da söyledim. O da olumlu bir yaklaşım sergiledi. Temennimiz odur ki eşimin de orada tespit ettiği şeyleri göz önüne alarak, inşallah bu dramı en kısa zamanda, sona erdiririz diyemiyorum, en azından hafifletmeyi başarırız."

‘İdlib’de süreç işliyor’

Ayın 14’ünde yapılacak Astana zirvesi önem arz ediyor. İdlib’de Rusya ile daha önce mutabık kaldığımız gibi süreci işletiyoruz. İran ile görüşmemizde de ihtilafa konu olabilecek bir başlık gündeme gelmedi. Öyle zannediyorum ki Astana zirvesi sonrasında da aramızdaki sağlıklı görüşmeler bu şekilde devam edecektir.

ESED’le görüşme iddiaları

“Herhalde birileri özel dolaştırıyor. Ben Esed ile görüşmedim, görüşmeye de pek niyetim yok.”

Kuzey Irak’taki referandum

"Duygusal çıkışlar yapmak doğru olmaz. Bu dediklerinize dair bir değerlendirme için, o iddiaları etraflıca bizim Dışişleri’nden dinlememiz, doğru bilgileri almamız lazım. İddialar nedir, ne değildir, ne derece doğrudur? Bunları bir görmemiz lazım. Okumamız lazım. Değerlendirme ancak ondan sonra yapılabilir. Böyle duygusal çıkışlarla açıklamalar yaparsak, bu yanlış olur. Ama bizler Türkmen kardeşlerimize oraları terk etmelerini asla tavsiye etmeyiz. Onlar kendi topraklarında kalmalıdır. Geçen ziyaretime geldiler. ‘Biz, bu topraklarda doğduk, bu topraklarda ölürüz’ dediler; ‘Dedelerimizin bize vasiyeti var’ dediler. Ben onların o duygulu ifadelerini unutamam. Biz de tabii ki üzerimize ne düşerse sonuna kadar onu yaparız."