Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Cerablus’ta hayat hızla normalleşiyor, bölge halkı gönül rahatlığıyla evlerine dönüyor"
ÇAĞRI SAÇARALP
Erdoğan: "Cerablus’ta hayat hızla normalleşiyor, bölge halkı gönül rahatlığıyla evlerine dönüyor. 400 kilometrekarenin üzerinde bir alan DAİŞ ve PYD, YPG gibi terör örgütlerinden arındırılmıştır. Çok kısa zamanda elde edilen bu başarı Özgür Suriye Ordusu’nun DAİŞ’le pekala mücadele edebileceğini de ortaya koymuştur. "
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi'ne katılmak üzere gideceği Çin'e haraketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda basın toplantısı düzenledi. Erdoğan, Fırat Kalkanı Harekatına dair yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
"“Hamdolsun operasyonlarımız son derece başarılı bir şekilde icra ediliyor. Cerablus'ta hayat hızla normalleşiyor, bölge halkı gönül rahatlığıyla evlerine dönüyor. 400 kilometrekarenin üzerinde bir alan DAİŞ ve PYD, YPG gibi terör örgütlerinden arındırılmıştır. Çok kısa zamanda elde edilen bu başarı Özgür Suriye Ordusu'nun DAİŞ'le pekala mücadele edebileceğini de ortaya koymuştur. Uluslararası toplum DAİŞ ile YPG, PYD terör örgütleri arasında bir tercih yapmak zorunda değildir. Zira bu iki örgüt arasında yöntem, hedef, insan hayatına bakış açısı itibarıyla hiçbir fark yoktur. Ne var ki son günlerde Batı'daki bazı çevrelerin yaptıkları açıklamaları hayretle karşılıyoruz. Cerablus'ta DAİŞ'in yenilgiye uğratılmasından bazıları adeta rahatsızlık duyuyor, bunu anlamak mümkün değil. Türkiye olarak bizler devlet olarak ordumuzla ülkemizin ve bölgedeki sivillerin güvenliğini sağlamak için elimizi taşın altına koymuş durumdayız.”
Avrupa ülkelerinin Suriye politikalarını eleştiren Erdoğan:" Avrupa ülkeleri, Suriye'deki ateşi söndürmeden ziyade 'dumanı bize gelmesin' diye çabalıyor. Bununla ilgili tekliflerimizi çok açık net söyledik. 'Gelin, Suriye'nin kuzeyinde bir güvenli bölge oluşturalım' dedik. Bunu Batılı dostlarımızın hemen hemen hepsiyle görüştüm, paylaştım. Hepsi de 'Gayet iyi olur' dediler. Bunu söylemelerine rağmen adım atmaya gelince şu ana kadar bir adım atılmadı. G20'nin bu konuda da artık ön alması, liderlik sergilemesi gerektiğine inanıyorum. Sınır kapılarında gördüğümüz insanlık dışı manzaraların esas nedeni budur." ifadelerini kullandı.
"Batı dünyası bir tercih yapmak durumundadır"
"Burada artık Batı dünyası bir tercih yapmak durumundadır, ya terörden yanasınız, terörizmden yanasınız ya da terörizmin, terörün karşısındasınız." ifadesini kullanan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye olarak daha önce ifade ettiğim hususları burada tekrarlamakta fayda görüyorum, Fırat Kalkanı Harekatı'nın amacı sınır bölgemizdeki terör örgütlerinin ülkemiz, vatandaşlarımız için bir tehdit olmaktan çıkarılmasıdır. Cerablus'tan, sınır bölgemizdeki Suriye'nin kuzeyindeki şehirlerden sürekli olarak şehirlerimize roketlerle yapılan saldırıları biz duymamazlıktan gelemeyiz. 100'ü aşkın insanımızın bütün bu atılan roketler neticesinde ölmüş olduğu sınır bölgesindeki şehirlerimizi biz bir kenara bırakamayız. Hiç kimse bizden güney sınırımızda bir terör koridorunun oluşmasına rıza göstermemizi beklemesin."
"Münbiç'in nüfus itibarıyla yüzde 90'ı aşkını Arap"
Basın toplantısı sırasında soruları da yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gazetecinin, "Türkiye olarak Münbiç'e yönelik bir operasyon planlanıyor mu? YPG'nin Fırat'ın doğusuna geçip geçmediği konusunda size gelen son bilgiler neler? YPG gerçekten Fırat'ın doğusuna geçti mi ya da geçer gibi mi yapıyor? Eğer geçmezse Türkiye'nin bundan sonraki tavrı ne olacak?" sorusu üzerine, şu şekilde konuştu:
"Aslında Münbiç bu işin en önemli hareket noktalarından bir tanesi. Münbiç'in nüfus itibarıyla oran yüzde 90'ı aşkını Arap ve oraya gelen Kürtler veya farklı etnik gruplar, bindirilmiş kıtalar ki YPG bunlardan bir tanesidir. Bunu Sayın Başkan Obama ile görüştüğümüzde kendileri, kesinlikle bunların buraya girmeyeceğini bana taahhüt etti, söyledi. Bunların hepsi kayıtlarda var. Bu kayıtlarda olan görüşmeden hareketle bizim gerek istihbarat örgütümüz gerekse bu konuda askeri görevlilerimiz bu görüşmeleri sürdürdüler. Ne yazık ki bu görüşmeye rağmen daha sonra bir de baktık ki bunlar Arapları dışlayıp oradan YPG gruplarını kuzeye doğru göndermenin gayretini gösterdiler. Halbuki biz kendilerine farklı tez de sunduk. Dedik ki 'Hedef burada DAEŞ ile mücadele ise kuzeyden güneye doğru birlikte bunları öteleyelim.' Dediler ki 'Bu 2-3 ay alır.' O görüşmemizden sonra neredeyse iki ay geçti.
Şimdi burada oynanan oyun çok farklı. Dolayısıyla daha önce de hatırlarsanız söyledim, biz göbeğimizi kendimiz kesmek zorundayız çünkü biz durdukça oralardan birileri ülkemizi bombalıyor. Roketler atıyorlar vesaire vesaire ve daha kısa süre önce yine Kilis'e aynı günde 5-6 tane roket düştü. Bunları bizim sabırla karşılamamız mümkün değil. Kaldı ki biz Cerablus'a girmiyoruz. Cerablus'a Cerabluslu giriyor. Bizim onlara sadece lojistik desteğimiz var. Bu lojistik desteğimizi de kısmi, onları yönlendirecek ekiple yapıyoruz ve bunun yanında da tanklarla vesaire onlara bu lojistik desteği veriyoruz. Bunların içinde kimler var? Türkmenler var, Araplar var. Bunlar kimdir? Bunlar, Cerablus'un yerli halkıdır. Bundan daha tabii, daha doğal ne olabilir? Yani biz Türkiye olarak birilerinin yaptığı gibi Cerablus'a girip oraya yerleşmenin gayreti, hesabı içinde değiliz ki. Tam aksine Cerablus'un gerçek sahiplerinin oraya yerleşmesine yönelik adımlar atıyoruz."
Efkan Ala'nın görevi bırakması
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Efkan Ala'nın istifası ile ilgili olarak ise şöyle konuştu:
"Bir hükümette zaman zaman bu tür değişiklikler olabilir yani burada Sayın Başbakan, mesai arkadaşlarıyla veya kendi istişareyi yapmış olduğu arkadaşlarıyla nitekim sonunda benimle de istişarede bulunmuştur. Ve ortaya sürmüş olduğu tezler haklı. Bu arada İçişleri Bakanımız da Sayın Ala, bu süreç içerisinde kendileri de istifasını vermek suretiyle böyle bir değişim bu süreç içerisinde yapılmıştır. Ne Efkan Ala kardeşimizden herhangi bir sıkıntı söz konusudur ne de bu süreç içerisinde ona yönelik herhangi bir olumsuzluğu söylemeye ne Sayın Başbakanı ne benim herhangi bir haddimize değildir. O kadar da açık söylüyorum."
Kılıçdaroğlu'nun adli açılışına yönelik ifadeleri
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun adli yıl açılışına yönelik açıklamalarıyla ilgili olarak da "7 Ağustos'u yaşamış olan bir insanın, bir genel başkanın bu toplantıyla ilgili 'yüz karası' ifadesini yakıştırması gerçekten çok çok çirkin. Bir ana muhalefet partisinin genel başkanına ben bunu yakıştıramıyorum. Bugün adli yılın açılışını yaşayanların yaklaşımıdır benim için aslolan. Bu beyefendinin ifadeleri benim için kıymeti harbiyesi olmayan ifadelerdir. Çok yazık." dedi.
"“Hamdolsun operasyonlarımız son derece başarılı bir şekilde icra ediliyor. Cerablus'ta hayat hızla normalleşiyor, bölge halkı gönül rahatlığıyla evlerine dönüyor. 400 kilometrekarenin üzerinde bir alan DAİŞ ve PYD, YPG gibi terör örgütlerinden arındırılmıştır. Çok kısa zamanda elde edilen bu başarı Özgür Suriye Ordusu'nun DAİŞ'le pekala mücadele edebileceğini de ortaya koymuştur. Uluslararası toplum DAİŞ ile YPG, PYD terör örgütleri arasında bir tercih yapmak zorunda değildir. Zira bu iki örgüt arasında yöntem, hedef, insan hayatına bakış açısı itibarıyla hiçbir fark yoktur. Ne var ki son günlerde Batı'daki bazı çevrelerin yaptıkları açıklamaları hayretle karşılıyoruz. Cerablus'ta DAİŞ'in yenilgiye uğratılmasından bazıları adeta rahatsızlık duyuyor, bunu anlamak mümkün değil. Türkiye olarak bizler devlet olarak ordumuzla ülkemizin ve bölgedeki sivillerin güvenliğini sağlamak için elimizi taşın altına koymuş durumdayız.”
Avrupa ülkelerinin Suriye politikalarını eleştiren Erdoğan:" Avrupa ülkeleri, Suriye'deki ateşi söndürmeden ziyade 'dumanı bize gelmesin' diye çabalıyor. Bununla ilgili tekliflerimizi çok açık net söyledik. 'Gelin, Suriye'nin kuzeyinde bir güvenli bölge oluşturalım' dedik. Bunu Batılı dostlarımızın hemen hemen hepsiyle görüştüm, paylaştım. Hepsi de 'Gayet iyi olur' dediler. Bunu söylemelerine rağmen adım atmaya gelince şu ana kadar bir adım atılmadı. G20'nin bu konuda da artık ön alması, liderlik sergilemesi gerektiğine inanıyorum. Sınır kapılarında gördüğümüz insanlık dışı manzaraların esas nedeni budur." ifadelerini kullandı.
"Batı dünyası bir tercih yapmak durumundadır"
"Burada artık Batı dünyası bir tercih yapmak durumundadır, ya terörden yanasınız, terörizmden yanasınız ya da terörizmin, terörün karşısındasınız." ifadesini kullanan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye olarak daha önce ifade ettiğim hususları burada tekrarlamakta fayda görüyorum, Fırat Kalkanı Harekatı'nın amacı sınır bölgemizdeki terör örgütlerinin ülkemiz, vatandaşlarımız için bir tehdit olmaktan çıkarılmasıdır. Cerablus'tan, sınır bölgemizdeki Suriye'nin kuzeyindeki şehirlerden sürekli olarak şehirlerimize roketlerle yapılan saldırıları biz duymamazlıktan gelemeyiz. 100'ü aşkın insanımızın bütün bu atılan roketler neticesinde ölmüş olduğu sınır bölgesindeki şehirlerimizi biz bir kenara bırakamayız. Hiç kimse bizden güney sınırımızda bir terör koridorunun oluşmasına rıza göstermemizi beklemesin."
"Münbiç'in nüfus itibarıyla yüzde 90'ı aşkını Arap"
Basın toplantısı sırasında soruları da yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gazetecinin, "Türkiye olarak Münbiç'e yönelik bir operasyon planlanıyor mu? YPG'nin Fırat'ın doğusuna geçip geçmediği konusunda size gelen son bilgiler neler? YPG gerçekten Fırat'ın doğusuna geçti mi ya da geçer gibi mi yapıyor? Eğer geçmezse Türkiye'nin bundan sonraki tavrı ne olacak?" sorusu üzerine, şu şekilde konuştu:
"Aslında Münbiç bu işin en önemli hareket noktalarından bir tanesi. Münbiç'in nüfus itibarıyla oran yüzde 90'ı aşkını Arap ve oraya gelen Kürtler veya farklı etnik gruplar, bindirilmiş kıtalar ki YPG bunlardan bir tanesidir. Bunu Sayın Başkan Obama ile görüştüğümüzde kendileri, kesinlikle bunların buraya girmeyeceğini bana taahhüt etti, söyledi. Bunların hepsi kayıtlarda var. Bu kayıtlarda olan görüşmeden hareketle bizim gerek istihbarat örgütümüz gerekse bu konuda askeri görevlilerimiz bu görüşmeleri sürdürdüler. Ne yazık ki bu görüşmeye rağmen daha sonra bir de baktık ki bunlar Arapları dışlayıp oradan YPG gruplarını kuzeye doğru göndermenin gayretini gösterdiler. Halbuki biz kendilerine farklı tez de sunduk. Dedik ki 'Hedef burada DAEŞ ile mücadele ise kuzeyden güneye doğru birlikte bunları öteleyelim.' Dediler ki 'Bu 2-3 ay alır.' O görüşmemizden sonra neredeyse iki ay geçti.
Şimdi burada oynanan oyun çok farklı. Dolayısıyla daha önce de hatırlarsanız söyledim, biz göbeğimizi kendimiz kesmek zorundayız çünkü biz durdukça oralardan birileri ülkemizi bombalıyor. Roketler atıyorlar vesaire vesaire ve daha kısa süre önce yine Kilis'e aynı günde 5-6 tane roket düştü. Bunları bizim sabırla karşılamamız mümkün değil. Kaldı ki biz Cerablus'a girmiyoruz. Cerablus'a Cerabluslu giriyor. Bizim onlara sadece lojistik desteğimiz var. Bu lojistik desteğimizi de kısmi, onları yönlendirecek ekiple yapıyoruz ve bunun yanında da tanklarla vesaire onlara bu lojistik desteği veriyoruz. Bunların içinde kimler var? Türkmenler var, Araplar var. Bunlar kimdir? Bunlar, Cerablus'un yerli halkıdır. Bundan daha tabii, daha doğal ne olabilir? Yani biz Türkiye olarak birilerinin yaptığı gibi Cerablus'a girip oraya yerleşmenin gayreti, hesabı içinde değiliz ki. Tam aksine Cerablus'un gerçek sahiplerinin oraya yerleşmesine yönelik adımlar atıyoruz."
Efkan Ala'nın görevi bırakması
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Efkan Ala'nın istifası ile ilgili olarak ise şöyle konuştu:
"Bir hükümette zaman zaman bu tür değişiklikler olabilir yani burada Sayın Başbakan, mesai arkadaşlarıyla veya kendi istişareyi yapmış olduğu arkadaşlarıyla nitekim sonunda benimle de istişarede bulunmuştur. Ve ortaya sürmüş olduğu tezler haklı. Bu arada İçişleri Bakanımız da Sayın Ala, bu süreç içerisinde kendileri de istifasını vermek suretiyle böyle bir değişim bu süreç içerisinde yapılmıştır. Ne Efkan Ala kardeşimizden herhangi bir sıkıntı söz konusudur ne de bu süreç içerisinde ona yönelik herhangi bir olumsuzluğu söylemeye ne Sayın Başbakanı ne benim herhangi bir haddimize değildir. O kadar da açık söylüyorum."
Kılıçdaroğlu'nun adli açılışına yönelik ifadeleri
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun adli yıl açılışına yönelik açıklamalarıyla ilgili olarak da "7 Ağustos'u yaşamış olan bir insanın, bir genel başkanın bu toplantıyla ilgili 'yüz karası' ifadesini yakıştırması gerçekten çok çok çirkin. Bir ana muhalefet partisinin genel başkanına ben bunu yakıştıramıyorum. Bugün adli yılın açılışını yaşayanların yaklaşımıdır benim için aslolan. Bu beyefendinin ifadeleri benim için kıymeti harbiyesi olmayan ifadelerdir. Çok yazık." dedi.