Bizi Türkiye sevdamızla sınamasınlar

LEYLA ŞERİF EMİN
Abone Ol

Biz “kökü mazide olan atiyiz” buralarda, ne kökümüzü silebilirler ne de geleceğimiz ile oynayabilirler. Savaş ve kavga taraftarı olan biz değiliz, biz barışta kazanmayı yeğleriz. Ortak bir kültürün içinde kendimizce yaşayıp gideriz. Türkiye sevdamız birilerine fazla gelebilir. Oradan sınamaya kalkmasınlar yeter ki...

Barış Pınarı Harekatı başladığından beri Türkiye dışında yaşanan birçok şey nedense Batı ülkelerin gözüne batıyor. Biz biliyoruz ki, onların Türkiye ile savaşları hiç bitmez. Lakin gayet insani bir hareketin, atılan bir barış adımının onları bu kadar rahatsız edeceğini beklemiyorduk. Avrupa ülkelerinin bir ‘selam’a bile tahammül edemediklerini gördük. Şu küçücük ülke Kuzey Makedonya’ya yansıyanları yazmaya çalışacağım.

Başta birçok batı kaynaklı medyada olduğu gibi burada da bir kısım medya yalan yanlış haber yapmaya devam etti. Türk Ordusunu ‘kötü’ ve ‘zalim’ göstermeye çalıştı. Haberciliğin tüm ilkelerini çiğnediler. Her daim ilkelerden bahsedenler, kendi işlerine gelmediği vakit hepsinden vazgeçiveriyorlar. Bu korkuyu tam olarak adlandıramıyorum ama nerede bir Türk yaşarsa, nereden bir ses gelirse oraya odaklandılar. Kuzey Makedonya’da yaşayan Türklerin her daim bir gözü Türkiye’dedir. Bir saat yerel haberleri izleseler, diğer bir saatte de Türkiye’de olup bitenleri takip ederler. Velhasıl kodlara işlenmiş bazı şeyler vardır, silinemeyen.

Türkiye'yi güneyden kuşatacak, terör devleti projesini tarihe gömmek için başlattığımız Barış Pınarı Harekatı, bütün Avrupa ülkelerinin gözüne batmıştı.

Gostivar Belediyesine bağlı “Mustafa Kemal Atatürk İ.O” bir Türk ilkokulu, belediyenin üçüncü resmi dili Türkçe zaten. Öğrencileri öğretmenleri ile beraber okulun girişine bir Türk bayrağı asıp ‘selam’ vermeleri de pek tabii bir şey. Ancak dünyanın her yerinde Soros tarafından desteklenen ‘Helsinki İnsan Hakları Komitesi’nin Makedonya şubesi bir anda bu selamı siyasi, dini bir meseleye çevirerek okulun yöneticileri ve öğretmenlerin suç işlediklerini ve cezalandırılması gerektiğini iddia etti.

Burada azınlıkların bazı hakları vardır oysa. Bayrak, dil, din her konuda özgürlük vardır.

Ama dediğim gibi işlerine nasıl gelirse. Bu yetmezmiş gibi birkaç kişi, nerden ve nasıl cesaret aldıklarını bilmiyorum, T.C Üsküp Büyükelçiliği önüne giderek Barış Pınarı Harekâtı’nı protesto edebiliyor, pankart açarak haritada olmayan bir sözde ülkenin, sözde bayrağını açabiliyor, özgürlük istiyor. Çok değiller tabi, farklı birkaç milletten oluşan 4-5 kişi. Elbette bunun ne haberi geçti ne de konu hakkında detaylıca bir şeyler yazıldı (gerek duyulmadı, çünkü istedikleri oydu). İki kez böyle bir girişimde bulundular ama umduklarını bulamadılar. Birileri bilerek ve isteyerek provokasyon yapmaya çalışıyor.

Bizim cevabımız ancak ve ancak birlik ve beraberliğimizle olur. Onlar, Türkiye sevdasını merak ederlerse biz de onu ispatlarız. Makedonya Türk Sivil Toplum Teşkilatları Birliği bu yüzden hemen akabinde Üsküp Murat Paşa meydanında Türkiye’ye Destek Mitingi düzenledi. Kuzey Makedonya’nın farklı şehirlerinden gelen Türkler oldu. Arnavut, Boşnak, Romen gibi milleti farklı olup bu meselenin insanlık meselesi olduğunu bilenler ile çok güzel bir duruş sergilendi.

Balkanlar ilginç bir bölge. Özellikle birçok milletin ve dinin bir arada yaşandığı bizim ülkemiz gibi küçük ülkelerde olup bitenler akıl almaz. Ama açıkça görünen bir şey var, Türkiye’nin Balkanlar’a olan yaklaşımı, sevgisi, bağı her zaman Batı ülkelerini rahatsız ediyor. Bu nedenle geçmişte olduğu gibi her zaman tetikteler. Bir anda üzerimize yoğunlaşıyorlar, sonra istediklerini alınca keyifle arkalarına yaslanıyorlar. Hiçbir zaman samimi olmadılar. Burada yaşayan Türklerin sayısı zaten az. Fakat ne zaman bir ses çıkartmaya çalışsalar bir anda bastırmaya çalışıyorlar. Oysa bizim kardeşlik bağımız var, geçmişten gelen gelenekler ile benzerliklerimiz var. Farklı milletlerin bile geleneklerine girmiş bir sürü kültürel ortak yanımız var. Hangi sevdadan ,hangi bağdan sınayacaklar bizi.

Oysa bilmiyorlar, üzerimize her geldiklerinde daha da güçlenen bir bağ ortaya çıkıyor. Balkanlar’ın öyle de bir deli tarafı var işte. Baskı diri tutuyor, daha da bağlıyor. Bu kolay harcanacak bir şey değil. Balkanlar savaşlardan bıkmış bir bölge. Provokasyon marifetiyle küçük işler yaparak egolarını tatmin edecekler varsa önden buyursun.

Biz “kökü mazide olan atiyiz” buralarda, ne kökümüzü silebilirler ne de geleceğimiz ile oynayabilirler. Savaş ve kavga taraftarı olan biz değiliz, biz barışta kazanmayı yeğleriz. Ortak bir kültürün içinde kendimizce yaşayıp gideriz. Türkiye sevdamız birilerine fazla gelebilir. Oradan sınamaya kalkmasınlar yeter ki...