Bir efsanenin ardındaki dram: Alexander McQueen
İngiliz modasının dahi çocuğu Alexander McQueen'in başarının zirvesinde terk ettiği şöhreti ve sır dolu ölümü...
Yeteneklerini daha küçük yaşta keşfedip sektöre güçlü bir adım atan Alexander McQueen, başarısıyla zirveye oturduktan bir süre sonra evinde ölü olarak bulundu.
Günümüzde birçok mağazada satışta olan tasarımları ile başarısının ölümsüz olduğunu kanıtlayan sanatçının hayat hikayesi ve sır dolu ölümü...
Lee Alexander McQueen 17 Mart 1969’da Londra’da doğdu.
Taksi şoförü bir babanın ve öğretmen bir annenin 6. çocuğu olarak dünyaya gelen Lee'nin modaya ilgisi daha çok genç yaşta ablalarına tasarladığı elbiselerle başladı.
Staj tecrübesi sayesinde bir takım elbisenin baştan sonra hangi aşamalardan geçerek elde dikileceğini, kalıbının müşterinin beden tipine göre nasıl tam olarak çıkartılabileceğini ve en ince terzilik detaylarının tümünü öğrendi.
Alexander Mcqueen 1994’te girdiği dünyanın en ünlü tasarım okullarından Central Saint Martins College’dan mezun oldu.
Mezuniyetinde de Lee’yi bekleyen ilginç bir hikaye vardı; tasarladığı koleksiyonun hepsini sadece tek bir kişi satın aldı, ünlü editör Isabella Blow. Mezuniyetinden sonra, ikili birlikte çalışmaya başladı.
Lee’nin daha o dönemlerde bipolar kişilik bozukluğu olduğunu iddia eden ünlü modacı Julien Macdonald, “Lee tamamen deli biriydi. Bir dakika önce herkesle cana yakın bir şekilde konuşurken aniden dönüp aynı kişilere defolmalarını söyleyebilirdi” diyor.
Ünlü modacı, bu sorunlar yüzünden Blow ve McQueen’in bir süre sonra farklı yönlere doğru gidip birlikte çalışamadıkları yorumunu yapıyor.
Agresif tavırlarla yalpalayarak yürüyen, dünyaya küstah tavırlarla bakan modellerin yine bir o kadar asi punk çağrışımlar yapan kıyafetlerle podyumda yürüdükleri defile ile ününe ün kattı.
Bu defile, Lee’ye British Fashion Council tarafından "Yılın Moda Tasarımcısı" unvanını kazandırdı.
1996’da dünyaca ünlü Givenchy markasının başına geçti. Mart 2001’e kadar Givenchy’de kalan Lee, daha sonra “yeteneklerini kısıtlayan” anlaşma şartları nedeniyle bu pozisyonundan ayrıldı ve kendi markasını kurdu.
Ünlü modacı McQueen 11 Şubat 2010 tarihinde, 41 yaşındayken evinde ölü bulundu.
Uyuşturucu, depresyon, aşırı kaygı ve sürekli artan strese bağlı olduğu iddia edilen intiharını, çok sevdiği annesinin vefatından sadece 9 gün sonra gerçekleştirdi.
Geride yalnızca “Köpeklerime iyi bakın. Sizi seviyorum, özür dilerim. Lee” yazan kısa bir not bırakarak intihar eden ünlü modacının genç yaşta ölümü, tüm dünyayı sarstı.
75 yaşındaki annesinin kanserden ölmesine dayanamayan Lee'nin intihar ettiğini iddia eden hizmetçisi, ünlü modacıyı Londra, Green Street’teki evinde asılmış olarak buldu.