"Ben de Nişantaşı çocuğuyum!" Bir nesle gülmeyi öğreten televizyon tarihinin unutulmaz komedi dizileri
Onları izleyerek büyüyen nesil artık yetişkin oldu ama sorarsanız tekrarlarını açıp çocukluklarına geri dönmeyi yeğlerler.
'90'lar sonalrı, 2000'ler ortaları... İlkokula yeni başlamış ya da o süreci yaşayan çocukların izlerken hem eğlendiği hem de okul stresini attığı dizilerdi onlar.
Çirkinlikten, zorla güldürmek için kasılan efektlerden uzak; sonuna kadar doğallığı yaşadığımız, hayatlarımızın içinden sit-com dizileri...
Bugün ekranda görmeye alıştığımız her türlü entrikaya inat, aile ve biz olmayı öğreten bu dizilerimizi tek bir içerik de toplamak istedik.
Kim bilir belki hiç izlemediyseniz izlemek düşüncesi fikriniz de oluşabilir...
Fidan, Gürbüz gibi ironik isimleriyle dikkat çeken bu ailemiz; yemek yemeye düşkün annemiz ve kızları ile, kendine oldukça dikkat eden babamız Gürbüz'ün komik aile ilişkilerini aktarırdı. Bir nesil ironi ne demek bu diziden öğrenmişti.
Babalarının kızları buraya! Ergenlik dönemine girmiş bir genç kız ile onun dünya üzerinde görülebilecek en evhamlı ve en aksi babasının tatlı hikayesini anlatan dizimiz öyle sevilmişti ki, 2 seri halinde izleyiciyle buluşmuştu. Şarkısı halen ezberlerimiz de.
"Teo! Yırttık abicim, yırttık"... Hem ayrılmak isteyip hem de bunun tam tersi için direnen bir evli çift düşünün. Döneminin en farklı komedi işlerindendi. Edit: Taklitlerinden sakınınız!
Bir tiyatro seyirciyle ancak bu kadar yakın ve samimi olabilirdi. BKM oyuncularının sahneden ekrana taşıdığı güldürü, seyirciye koltuklarından alkış tutturuyordu.
"Çocukların önünde kavga etmeyelim, o halde mutfak!" bilincini zihinlerimize aşılayan, Ayrılsak da Beraberiz'in çocuklu versiyonu bu komedimiz ile evlilikler, eşler ve anne&baba olmak gibi birçok kavrama gülen gözler ile tanıklık ediyorduk. Edit: Halen daha ediyoruz.
İhsan Bey ve zevicesi Sevinç Hanımın birbirinden zıt karakterleri ile yaşadıkları mutlu evliliklerine; patronuna rest çeken hizmetlileri Menekşe, Yunan komşuları Yorgo ve eşi Feraye de katılırsa nasıl olur? Bizce de Haluk Bilginer'i izlemeye doyduramayacak kadar komik bir sit-com olur...
"Altunizade'den sonra köprünün hemen aşağısı; Avrupa Yakası"... Nişantaşı çocuğu olmak konusunda herkesten daha istekli Burhan Beyi, lezzetli yemekleri ve çılgınlığıyla İffet'i, parasıyla döven Şahikası... Her türlü tipolojisi ile seyirciyi yakalamayı başarmış son 10 yılın en unutulmaz sit-com'u Avrupa Yakası.