Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aşırı sağcı partilerin şansı var mı?
● 23-26 Mayıs'ta yapılacak Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerine Avrupa'da milliyetçi ve aşırı sağcı partiler iddialı giriyor. Zira Avrupa genelinde milliyetçi ve aşırı sağcı siyasi hareketler seçimlerden büyük kazanımlarla çıkıyorlar.
● Avrupa'nın hemen hemen tüm ülkelerinde Avrupa Birliği karşıtı aşırı sağcı partiler güçlenmeye başladı. Göçmen karşıtlığı ve ekonomi üzerinden kitleleri etkileyen girdikleri her seçimde oylarını arttıran bu partiler genelde serbest dolaşım hakkı, ortak para birimi politikalarını eleştiriyorlar.
● Aşırı partilerin oylarını artırmasının başlıca nedeninin "göçmen karşıtlığı, AB projesine güvenin azalması" olduğu belirtiyor. Aşırı sağcı bazı siyasi hareketler iktidarda kendilerine yer buluyorken bazıları da ülkelerinde ana muhalefet konumuna yükseliyor.
● AB üyesi ülkeler nüfuslarına göre AP’de temsil ediliyor. Parlamentoda, AB’nin en kalabalık ülkesi olan Almanya, en küçük üyesi ise Malta.
Avrupa genelinde yapılan tüm seçimlerde aşırı sağ partiler oylarını artırırken, bunun başlıca nedenlerinin "göçmen karşıtlığı, AB projesine güvenin azalması" olduğu belirtiliyor.
Aşırı sağ partilerin şimdiki hedefi 23-26 Mayıs'ta yapılacak Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde kazançlı çıkabilmek.
Avrupa Parlamentosu seçimlerinde milliyetçi ve aşırı sağcı partiler olarak 'güç bloğu' oluşturma çabası içine giren siyasi hareketlerin Avrupa Parlamentosu'ndaki güç dengeleri üzerinden önemli bir etki oluşturabileceği belirtiliyor.
Avrupa Parlamentosu seçimlerine hazırlanan aşırı sağ partileri yakından tanıyalım
Almanya - Almanya İçin Alternatif (AfD)
Almanya için Alternatif (AfD) partisi sadece altı yıl önce kurulmuş olmasına rağmen, federal parlamentoya yüzde 12.6 oyla girmeyi başararak ülkenin en büyük muhalefet partisi haline geldi.
AfD liderleri ise İkinci Dünya Savaşı'nda Nazilerin işlediği insanlığa karşı suçları mazur göstermeye çalışmakla suçlanmıştı.
- AfD'nin yükselişinin Başbakan Angela Merkel'in göçmenlere yönelik 'açık kapı politikası'nın yarattığı rahatsızlığın bir yansıması olduğu görüşü yaygın; ancak AfD'nin yükselişiyle birlikte Merkel'in tonunda da değişiklikler gözlendi.
- Hükümeti kurduktan sonra yaptığı ilk konuşmada Almanya Başbakanı 2015'deki 'insani istisna'nın tekrarlanmayacağı sözünü verdi, sınır güvenliğini artırma vaadinde bulundu.
AfD’nin Avrupa Parlamentosu seçimleri için hazırlamış olduğu yeni manifestoda Almanya’nın Euro para birimini terk edip Alman Markı'na geri dönmesi gerektiği savunuluyor.
Fransa- Ulusal Cephe
Fransa'nın aşırı sağcı lideri Marine Le Pen ülkedeki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Mayıs 2017'de Emmanuel Macron'a yenildi.
- Listedeki en eski aşırı sağ partilerden olan Ulusal Cephe (FN), AB konusunda geçmişten günümüze farklı pozisyonları belirledi.
- Başlangıçta Avrupa yanlısı bir parti olan FN, 2000’li yılların başında parti lideri Jean-Marie Le Pen'in, Fransa'nın AB’den ayrılması ve frang para birimine geri dönmesi çağrısında bulunmasıyla konumunu değiştirdi.
Son anketler yeni isimli partinin Avrupa Parlamento seçilerimde Macron'un partisinin önünde gittiği gösteriyor. Le Pen'in partisi Euro bölgesini ve toplu göç nedeniyle AB'yi suçluyor.
Le Pen Hollandalı İslam ve AB karşıtı politikacı Geert Wilders ile geçen ay bir görüşme yaparak "yurtseverlerin demokratik hareketi" üstüne konuştuklarını açıklamıştı.
Bu ayın başında Marine Le Pen ve İtalya'daki aşırı sağcı hareketin lideri Salvini ile AP seçimlerini kazanmak için "hazır ve formda" olduklarını söyleyerek sosyal medyadan fotoğraf paylaşmıştı.
23-26 Mayıs'ta yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde 'Yeni Avrupa"ya dair görüşlerini paylaşan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Avrupa kavramının tehlikede olduğunu ve bu oylamanın hayati önem taşıdığını vurgulamıştı.
İtalya- Kuzey Ligi
Kuzey Ligi partisinin başında Roma hükümetinde hem Başbakan Yardımcısı hem de İçişleri Bakanı görevlerinde bulunan Matteo Salvini bulunuyor.
Matteo Salvini Avrupa'nın sağcı partilerini Avrupa düzeyinde birleştirmek için çabalayan önemli isimlerden biri. Eski AP milletvekili olan Salvini'nin aşırı sağcı Lig partisi Haziran 2018'de Beş Yıldız hareketi ile birlikte hükümet kurmuştu.
Lig Partisi'nin yükselişi 2008 finansal krizinden en çok etkilenen AB ülkelerinden biri olan İtalya'da 2016 yılında Kuzey Afrika'dan gelen göçmen akınının ardından yaşandı.
Lig Partisi Almanya'nın ana muhalefet partisi AfD, Finlandiya'da Finns Partisi, Danimarka Halk Partisi, Avusturya'da özgürlük Partisi ve Fransa'da Ulusal Birlik ile ortak dava paylaştıklarını söylüyor.
Hollanda- Özgürlük Partisi
Görüş olarak Birleşik Krallık'daki Bağımsızlık Partisi’ne yakın olan Özgürlük Partisi, Hollanda parlamentosundaki en büyük ikinci parti konumunda ve kuruluşundan bu yana her zaman AB’den çekilme yanlısı politikalar izledi.
UKIP gibi Özgürlük Partisi de Polonya ve Romanya gibi AB üyesi Orta Avrupa ülkelerine olan göçmen akınından Brüksel'i sorumlu tutuyor.
Macaristan- FİDESZ
2018 yılında Nisan ayındaki genel seçimleri, tüm oyların neredeyse yarısını alan sağcı iktidar partisi FİDESZ kazandı.
- Seçim öncesi dönemde radikal sağ çizgiden merkez sağa doğru pozisyon alan JOBBİK oylarını arttırarak Macar parlamentosunda ikinci parti haline gelmiş olsa da, seçimlerde aldığı oy oranı beklenenin çok altında kaldı.
Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın partisi de, 1998 yılında kurulmasından bu yana Avrupa konusunda savunduğu görüşlerini değiştirdi.
Kurulma aşamasında Avrupa entegrasyonunu destekleyen bir öğrenci hareketi olarak başlayan ve 2004'te Macaristan'in AB’ye girmesi için kampanya yürüten parti daha sonrasında AB konusundaki duruşunu değiştirdi. Orban’ın partisi o zamandan beri giderek daha muhafazakar ve AB karşıtı hale geldi.
İspanya- Vox
İspanya'da en önemli siyasi gelişmelerden biri aşırı sağcı Vox Partisi'nin oylarını yükseltmesi oldu. Vox 28 Nisan'daki seçimlerde 24 sandalye ve yüzde 10'dan fazla oyla ilk defa parlamentoya girdi.
Vox İspanya devletinin birliğini savunuyor, yasadışı göçmenleri sınır dışı edeceğini söylüyor ve cinsiyete dayalı şiddete karşı olan yasaları iptal edeceğini söylüyor.
Avusturya- Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ)
Muhafazakâr Avusturya Halk Partisi (ÖVP) ve aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) 2017'deki seçimlerde koalisyon hükümeti kurdu.
Muhafazakârlar, merkez soldaki Sosyal Demokratlarla birlikte uzun süredir Avusturya politikalarında etkisini sürdürüyordu.
Almanya'daki gibi, göçmen krizi Avusturya'daki sağ partiler için de önemli bir kampanya aracı oldu. Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz, göçe karşı sert bir duruş sergiledi hatta FPÖ Kurz ve partisini söylem ve politikalarını çalmakla suçladı.
Seçimlerden sonra da, önce okullarda başörtüsü yasağı getirilmesi ve göçmenlerin telefonlarına el konulması gibi gibi öneriler getirildi.
Öte yandan Avusturya'daki aşırı sağcı FPÖ lideri ve Başbakan Yardımcısının Rus bir oligark ile yaptığı skandal 'yardım karşılığı devlet ihalesi' pazarlığının kamuoyuna yansımasının ardından Avrupa genelinde popülist partilerin ciddi oy kaybı yaşayabileceği belirtiliyor.
Avusturyalı siyasetçi her ne kadar görevinden istifa etse de yaşanan skandalın etkisinin uzun süre devam edeceği sanılıyor.
Avusturya’da Başbakan Yardımcısı ve aşırı sağcı Özgürlük Partisi (FPÖ) Genel Başkanı Heinz Christian Strache, başbakan yardımcılığı başta olmak üzere, parti başkanlığı dahil bütün görevlerinden istifa ettiğini açıklamıştı.
Avrupa Parlamentosu seçim sistemine dair detaylar
Avrupa Birliği üyesi her ülke kendi seçim tarzını belirleyecek;ancak Avrupa Parlamentosu seçimlerinde genel kural, seçmenlerin kendi vatandaşı oldukları ülkede oy kullanması.
Üye ülkelerden 400 milyonu seçmen sandık başına gidecek. Seçmenlerin oy kullanabilmesi için en az 18 yaşında olması gerekli. Avusturya’da ise bu rakam 16.
Seçimlerde belirlenecek parlamentonun 751 üyesi, 5 yıl boyunca görev yapacak.
AB üyesi ülkeler nüfuslarına göre AP’de temsil ediliyor. Parlamentoda, AB’nin en kalabalık ülkesi olan Almanya, en küçük üyesi ise Malta.
Seçilen milletvekilleri parlamentodaki koltuklarında ulusal kimliklerinden çok politik görüşlerine göre gruplanırken seçmenler de de ulusal kimliğe bakmadan desteklediği partiye ya da kişiye oy veriyor.
Üyeler, ulusal gruplar halinde değil, Avrupa genelinde var olan yedi siyasi grup halinde çalışıyor. En baskın iki grup muhafazakarlar ve sosyalistlere üçüncü grup olarak aşırı sağcıların eklenebileceği belirtiliyor.