401 yıl boyunca Osmanlı’nınhakimiyeti altında olan, 1990’da Kuzey ile Güney’in birleştiği, Arap Baharı ile krizin başladığı Arap Yarımadası’nın en fakir ülkesiYemen’de, 2015 yılından bu yana kan ve gözyaşı var. 2011’de başlayan Arap Baharı ile siyasi krizin ortaya çıktığı, 2015 yılında Husilerin başkent Sana’yı işgaliyle savaşın başladığı Yemen’de yaşananları 5 başlıkta sizler için hazırladık.
0. Arap yarımadasının en fakir ülkesi
Umman
ile Suudi Arabistan arasında bulunan, Aden Körfezi ve Kızıldeniz’e kıyısı olan
Yemen, stratejik konumu nedeniyle yüzyıllardır yarımadanın en dikkat çeken
ülkelerinden oldu. 401 yıl boyunca Osmanlı’nın vilayeti olarak kalan bu topraklar,
Mondros Ateşkes Antlaşması ile son Osmanlı askerinin çekilmesine sahne oldu.
1918’de
Osmanlı’dan ayrılarak bağımsızlığı ilan eden Kuzey Yemen ile 1967’de
bağımsızlığını ilan eden İngiliz mandası Güney Yemen, 1990’da birleşti. Kuzey ile
Güney arasındaki birleşme hareketlerinin öncüsü olan Ali Abdullah Salih, 1990’dan
2012 yılına kadar ülkeyi yönetti.
0. Arap Baharı ile Salih Abdullah görevden ayrıldı
Tunus’ta
başlayan ve ‘Arap Baharı’ olarka nitelendirilen gösteriler Yemen’de de baş
gösterdi. Yüzlerce öğrenci Başkent Sana Üniversitesi'nin önünde kamplar kurarak
Salih’i protesto etti. Öğrencilerin başlattığı protestolara Abdullah
muhalifleri de katıldı.
İnsan
hakları örgütlerine göre gösterilerde 30’dan fazla kişi öldü. Yaşanan krize
komşu ülkeler müdahil oldu. 23 Kasım 2011'de, Körfez İşbirliği Konseyi'nin
(KİK) girişimiyle Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da imzalanan anlaşmada yetki
devri yapıldı ve Abdullah görevi yardımcısı mevcut Cumhurbaşkanı Abdurrabbu
Mansur Hadi'ye bıraktı.
0. Husiler başkent Sana’yı işgal etti
2013'te
Sana'ya dönen Salih, Cumhurbaşkanı Hadi'yi eleştirerek yeniden siyasete müdahil
olmaya çalıştı. Yeni hükümeti, Şii Husiler’e alan açmakla suçladı.
Yemen'in
kuzeyindeki Husiler, Eylül 2014'te başlayan ayaklanma sonrası Ocak ayında başkent
Sana'yı ele geçirdi. Yeni bir hükümet kuracaklarını açıklayan silahlı milisler,
görevden çekildiğini açıklayan Cumhurbaşkanı Mansur Hadi’yi ev hapsine aldı.
Hadi ise 21 Şubat'ta ülkenin güneyindeki Aden kentine kaçarak daha önce verdiği
istifasını geri çekti ve "Görevimin başındayım" dedi.
Böylece
o günden itibaren Şii Husiler kontrolündeki Sana ve Suudi Arabistan yanlısı
meşru Hadi yönetiminin bulunduğu Aden, ülkenin iki ayrı başkenti olarak kaldı.
0. Suudi Arabistan öncülüğünde kurulan koalisyon hava operasyonlarına başladı
26
Mart 2015’te Yemen’deki Husilere karşı koalisyon kuruldu. Suudi Arabistan önderliğindeki hava operasyonuna, Birleşik
Arap Emirlikleri (BAE), Katar, Bahreyn, Ürdün, Sudan, Kuveyt, Mısır ve Fas hava
kuvvetlerinin destek verdiği bildirildi.
Üç
yıla yaklaşan hava operasyonu sonrası koalisyon, Husilere darbe vuramadı,
sadece ilerlemesini durdurabildi. Yüzlerce sivilin katledildiği hava
operasyonuyla yarımadanın en fakir ülkesi olan Yemen, daha fazla acıyla karşı
karşıya kaldı. 2015’yen bu yana Husilerin kontrolündeki bölgeye ambargo
uygulanıyor. 3 bine yakın insan koleradan öldü, 7 milyon insan da açlıkla yüz
yüze bırakıldı.
0. Salih Abdullah Husiler tarafından öldürüldü
2013
yılında Suudi Arabistan başkent Sana’ya dönen Salih Abdullah, koalisyon
saldırılarına karşı Husilerin yanında yer aldı. İki buçuk yıl sonra emrindeki silahlı milisler ile
Suudi Arabistan öncülüğünde kurulan koalisyona karşı savaşan Abdullah, savaşın
seyrini değiştirebilecek bir açıklama yaptı. Salih, Aralık ayının ilk
günlerinde muhaliflerle ve Suudi Arabistan’la “Beyaz sayfa açabileceğini”
açıkladı ve Salih’e bağlı güçlerle Husiler arasında çatışmalar başladı. Bu
oalyların hemen ardından Maarib kentine gitmeye çalıştığı sırada Husiler
tarafından öldürüldü.
Husiler
kontrol ettikleri bölgelerden yer yer Suudi Arabistan’a balistik füze atmayı
sürdürüyor.