ABD'yi köşeye sıkıştıran adam: Pablo Emilio Escobar Gaviria

Pablo Escobar Rionegro'da dünyaya geldi. Çiftçi bir babanın ve ilkokul öğretmeni bir annenin 7 çocuğundan biri olan Escobar suç kariyerine mezar taşı ve araba hırsızlığı ile başladı.

Karaborsa ürünler satmaya başlayan Escobar zamanla karaborsadan gelen paranın az olduğunu fark edince farklı işlere yönelmeye başladı. Bu işlerin başında o zaman Şili'de çok meşhur olan kokain ticareti vardı.

Zamanla bu işin para getirisinin çok olduğunu gören Escobar bu işe daha da sarıldı. Şili'den gelen bir adam artık üretimini yapıyor, Escobar günden güne büyüyordu. Bu arada dünyada 1980 yılının sonuna kadar tüketilen kokainlerin %80'i Escobar'dan temin ediyordu. Escobar artık o kadar büyümeye başlamıştı ki haftalık olarak 450 milyon dolar kazanmaya başladı. Escobar artık paralarını bir yerden başka bir yere taşıyabilmek için kendisine jet satın aldı. Tabi bu jetle kokain de taşıyordu. Jet'in lastiklerine kokain yerleştirebildiğini öğrendiğinde günde 500.000 dolar fazladan kazanmaya başladı.

Önemli bir ayrıntı Escobar'ın kardeşi Roberto Escobar'ın söylediğine göre Escobar hayatı boyunca hiç uyuşturucu kullanmamış. Bu arada Amerika 1980'lerde uyuşturucu kullanmayı da yapmayı da ''El Patron'' lakaplı Escobar'dan öğrendi. Escobar'ın suç kariyerindeki ilk fotoğrafı bu fotoğraftır. Escobar kendine o kadar güveniyordu ki sırıtarak poz vermek istedi. Ancak bu ciddiye almadığı fotoğraf ileride aranırken başına iş çıkaracak, FBI için bir delil olacaktı.

Pablo, kısa zamanda büyük servete ulaştı. Bir anda dünyanın en çok aranılan ve en ünlü suçlusu oldu. Aynı zamanda Medellin'in bir kısmı ona Kolombiya'nın ''Robin Hood'u diyordu. Pablo Escobar ülkesinde bir yardım vakfı kurdu. Bunun yanında parklar, okullar yapıp halka sürekli yardım etti. Evsiz olanlara yeni konutlar yaptırıp oraya yerleştirdi. Pablo o kadar ünlü oldu ki Frank Sinatra ve The Rolling Stones grubu onu birçok kez görmeye gitti.

Pablo nakit para karşılığı çalışırdı yani parasını bir bankaya yatırmaz veya bir çek karşılığı olarak almazdı. Bu durum Medellin'in büyük bir bölümüne parasını gömmekle sonuçlandı. Escobar'ın umurunda değildi ama her yıl milyonlarca dolarını farelerin kemirmesiyle kaybediyordu. Hatta 2015 yılında yaşanan olayda Kolombiya'da bahçıvanlık yapan 65 yaşındaki Jose Mariena Cartolos, çalıştığı villanın bahçesini kazdığı sırada ünlü uyuşturucu baronu Pablo Escobar'a ait olduğu belirtilen 600 milyon doları bir varilin içinde buldu.

Bu arada Pablo'nun çiftliği Hacienda Napoles'in girişinde bulunan uçak Pablo'nun ilk kokain sevkiyatı yaptığı uçaktır.

Pablo Escobar, Kolombiya'yı bir hippopotam cenneti yapmayı başardı. Kendi zevki için getirdiği birkaç çift hipopotam Kolombiya'yı pek sevdi ve Escobar'ın eski malikanesi çevresinde dev bir sürü oluşturdu. Çiftliği Hacienda Napoles'e zebralar, gergedanlar, zürafalar ve filler dahil olmak çeşit çeşit vahşi hayvan getirdi. Sonra bunlardan bir hayvanat bahçesi yaptı. Bu hayvanat bahçesini ücretsiz olarak Kolombiya halkına sundu.

Tam bir futbol hayranıydı. Ülkesinin kendini duyurması için futbol takımlarına destek oluyor. Gelişmişliğin artmasını istiyordu. Futbol sevgisi yanında ülkesinde iki futbol takımı aldı. Gerçi Pablo'nun bunları paralarını aklamak için yaptığı ortadaydı.

Pablo Escobar büyüdükçe yeni yerler alıyordu. Böylelikle durumlar değişip bir baskın olduğunda başka bir eve geçebilecekti.

Zamanla bu gelen zenginlik Escobar'ın bir hayalini ortaya çıkardı. Escobar Kolombiya devlet başkanı olmak istiyordu. Ülkesinin gelişmesini ve fakirlerin azalmasını istiyordu. Ancak uyuşturucu geçmişi onun peşini bırakmadı diğer devlet yetkilileri parasının nereden geldiğini sorup konseyde Escobar'ın onurunu kırdı. Ne olduysa da bundan sonra oldu. Escobar bu olaydan sonra hakkında suçlu kararı veren 200 yargıç, 1000 polis, gazeteci ve hükümet yetkilisinin de dahil olduğu toplamda 4000 kişinin ölümünden sorumluydu. 27 Kasım 1989'da Avianca flight 203'de bulunan bir muhbirin Escobar aleyhine sahip olduğu kanıtlar yüzünden Pablo Escobar'ın adamları uçağa bomba yerleştirip havada patlattı. Ancak son kararla muhbir o uçağa alınmadı. Uçakta olan masum 110 kişi bu patlamada yaşamını yitirdi. Bu olaydan sonra halkın büyük bir bölümü Escobar'ın arkasından çekildi.

Escobar öylesine büyüdü ki günde Amerika'ya 15 ton kokain sokmaya başladı. Bu durum haliyle Amerika'nın dikkatini çekti ve bir grup iş adamı başkan Ronald Reagen'a baskı yaptı. Bu baskıda Amerika hükümeti'nin Kolombiya'ya baskı yapmasıyla sonuçlandı. Çünkü durum öyle bir ilerlemişti ki o yıllarda ABD'nin bütün dolar akışı Kolombiya'ya akıyordu. Böyle giderse ABD krize girecekti.

Bu arada Pablo Escobar, interpol tarafından arandığı dönemde Beyaz Saray'ın önüne gidip oğluyla fotoğraf çekildi ve FBI'ın müzesini gezdi.

ABD'nin baskıları zamanla sonuç verdi. Suçlu iadesi ile ilgili kanun değişikliği yapılmasını önlemek adına, Escobar Kolombiya'nın dış borcunu yani 10 milyar doları ödemeyi Kolombiya hükümetine sundu. Bu karar kabul görmese de Escobar'a "La Catedral" adını verdikleri yeni bir hapishane yaptılar. Kolombiya hükümeti böyle yaparak Pablo'nun ülkeyi karıştırmasını önlemek istiyordu. Durumlar tam da Pablo Escobar'ın istediği gibi ilerliyordu. Pablo burada cezasını çekecekti. Ancak hapishaneye asker ve polis giremeyecekti. Onun rahatlığı için hapishane ona göre tasarlandı ve içine istediği şeyler konuldu. Hatta Kolombiya milli takımı bu hapishaneye geldi ve Pablo Escobar'ın da oynadığı bir futbol maçı yaptı. Ancak durumlar böyle ilerlerken Escobar bir adamının kendisinden para çaldığını öğrendi ve gelen adamı hapishanede öldürdü. Bu durum bardağı taşıran son damla oldu. Escobar hapishaneden kaçmak durumunda kaldı, aksi takdirde ABD'ye iade edilecekti.

Pablo Escobar ailesine ayrı önem veriyordu. Hatta öyle önem veriyordu ki polisten kaçtığı zamanda dağ evinde kızı Manuela'nın geçirdiği hipodermi sonucu onu sıcak tutmak isteyen Pablo, 2 milyon dolar kadar parayı yaktı.

Artık Pablo'nun kaçacak yeri kalmamıştı. ABD dolar akışının Kolombiya'ya akmasından baya zor durumda kalmış olacak ki CIA ve FBI'ı Kolombiya'ya sürdü. Kolombiya hükümetini'de bu konuda kışkırtan ABD Escobar'a bir operasyon düzenledi.

Pablo Escobar sıkıştırıldığı bir operasyonda 2 Aralık 1993'de 44 yaşında vurularak öldürüldü. Fakat bazı insanlar Pablo Escobar'ın kendi kendini vurduğunu da iddia ediyordu. Çünkü çıkan balistik raporda yakın mesafeden kafaya ilk atışın yapıldığı tespit edildi. Ancak ABD kaynakları her yerde Escobar'ın öldürüldüğünü ve bunun ABD sayesinde olduğunu iddia etti. Escobar öldüğünde cenazesine tam 25.000 kişi katıldı.