"ABD ile yeni bir sayfa açmakta kararlıyız"

HABER MASASI
Abone Ol

Dün tüm gözler Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump görüşmesindeydi. İki liderin ağzından çıkacak her kelimenin ve alınacak her kararın, 'Bundan sonra ne olacak?' sorusunun cevabını şekillendirmesi bakımından önem arz ettiği görüşmede, Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD ile yeni bir sayfa açma vurgusu yaptı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'da ortak basın toplantısı düzenledi.

Konuşmasına Trump ve eşi Melania Trump'a misafirperverlikleri için teşekkürlerini ileterek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trump ile gündemlerinde yer alan konulara ilişkin kapsamlı ve samimi görüşmeler gerçekleştirdiklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türk-Amerikan ilişkilerinin güçlü ve sağlıklı bir zeminde ilerletilmesi, iş birliğimizin derinleştirilmesi konularında hemfikiriz. Köklü müttefiklik bağımıza uygun bir şekilde ilişkilerimizde yeni bir sayfa açmakta kararlıyız. Sayın Başkan'la milli güvenliğimizi tehdit eden terör oluşumlarıyla mücadele konusunda karşılıklı irademizi teyit ettik. DEAŞ'a karşı ortak mücadelemizin sürdürülmesinin önemine değindik. Bilindiği gibi özellikle Bağdadi'nin ölümünden sonraki süreçte de bizler gerek cezaevlerinden Suriye tarafında kaçmaya çalışan gerek ülkemizde şu anda 2 bin 200 civarında DEAŞ'lı elimizde tutuklu veya mahkumdur." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin 9 Ekim'de başlattığı Barış Pınarı Harekatı ile terörle mücadelede yeni ve önemli bir adım attığını vurgulayan Erdoğan, "Ülkemiz bu harekatla PKK/YPG'nin Suriye'deki ayrılıkçı gündemine ağır darbe vurmuştur. 17 Ekim mutabakatımızla Suriye'de iş birliğimizin geliştirilmesi için önemli bir fırsat yakaladığımızı düşünüyoruz." dedi.

Terör örgütü PKK/YPG'nin bu mutabakatı bozmak için Türk askerlerini ve sivilleri hedef alan provokatif saldırılar düzenlediğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 24 saat içinde terör örgütü tarafından 19 taciz ve saldırı gerçekleştirildiğini dile getirdi.

"Mutabakata bağlılığımız sürüyor"

"Bu ay başında Telabyad'da pazar yerine koydukları bombanın patlaması neticesinde 13 sivil hayatını kaybetti. Buna rağmen biz Suriye'deki krize kalıcı bir çözüm bulmak için Amerika ile olan mutabakatımıza bağlılığımızı sürdürüyoruz." diyen Erdoğan, terör örgütlerine sempati besleyen birtakım çevrelerin bundan rahatsızlık duyduklarını, dezenformasyonla kamuoyunun algısını bulandırmaya, ilişkileri bozmaya çalıştıklarını anlattı.

Erdoğan şöyle devam etti:

"Hatta tarihi meseleleri bile çarpıtarak önümüze ikili münasebetlerimizi dinamitleyecek yeni sorunlar koymaya gayret ediyorlar. Temsilciler Meclisi'nde 29 Ekim'de alınan kararların tam da bu amaca hizmet ettiğini, Türk milletini incittiğini ve ilişkilerimize gölge düşürme gayreti güttüğünü sayın Başkan'la paylaştım. 104 yıl önce savaş şartlarında yaşanmış bir meselede karar vericiler siyasetçiler değil tarihçiler olmalıdır. Bizim bu konuda alnımız ak, başımız dik, öz güvenimiz tamdır. Açık söylüyorum Türkiye bu konuda diyalogdan ve özgür tartışma ortamından yanadır. Ermeni tarafına ortak tarih komisyonu kurulması teklifimiz halen geçerlidir. Biz bütün arşivlerimizi açmış durumdayız, silahlı kuvvetlerimizin 1 milyonu aşkın belgesi mevcuttur arşivlerinde ve her an gelip bunları gezip görebilirler ve araştırmalarını yapabilirler."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ve ABD'nin DEAŞ'ı tamamen bitirmek ve Suriye'ye barış ve istikrar getirmek için birlikte çalışabileceğine işaret ederek, şunları kaydetti:

"Amerika Birleşik Devletleri'nin bölgedeki bu amacı gerçekleştirebileceği en güvenilir ortağı Türkiye'dir, öyle olmalıdır. Ülkemiz DEAŞ'la göğüs göğüse mücadele eden ve bu uğurda şehitler veren tek NATO müttefikidir. Bugüne kadar 7 bin 680 yabancı terörist savaşçı yakaladık ve ülkelerine geri gönderdik. DEAŞ'la bağlantılı olabileceğini değerlendirdiğimiz yaklaşık 77 bin kişiye de ülkemize giriş yasağı koyduk. Şu an hapishanelerimizde 40 farklı ülke vatandaşı 1216 DEAŞ mensubu var. PKK/YPG'nin elindeki kamplardan kaçarak Türkiye'nin kontrolündeki bölgeye geçen aralarında kadınların ve çocukların da bulunduğu 287 kişiyi yakaladık.

Şahsımı yayınlarında manşet yaparak hedef gösteren sadece Türkiye'de 304 vatandaşımızın ölümüne yol açan bu terör örgütüyle mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Yabancı terörist savaşçıların kaynak ülkelerce alınması da büyük önem arz ediyor. Avrupa'dakiler başta olmak üzere kaynak ülkelerini geri kabule ikna etme konusunda sayın Başkan'la ortak anlayışa sahibiz."

"4 milyonu aşkın sığınmacıya ev sahipliği yapıyoruz"

Türkiye'nin Suriye ile 911 kilometre uzunluğunda sınırı bulunduğunu hatırlatan Erdoğan, "Bu ülkede yaklaşık 9 sene önce çatışmalar başladığında hadiselerden en fazla etkilenen biz olduk. Halihazırda 3 milyon 650 bini Suriyeli daha çok Arap, Ezidi, Keldani olmak üzere, bunun yanında 350 bini de Kürtlerden oluşan 4 milyonu aşkın sığınmacıya ev sahipliği yapıyoruz. Bu insanlar için bütçemizden şu ana kadar 40 milyar doları aşkın harcama yaptık. Avrupa ise bize şu ana kadar söz verdiği halde ne yazık ki 3 milyar avro gibi bir desteği STK'lerimize sağladı." şeklinde konuştu.

Aynı şekilde Suriye toprakları içinde yaşayan 3 milyon insana da düzenli insani yardım gönderdiklerini anlatan Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:

  • "2015 yılındaki G20 Antalya Zirvesi'nde yaptığım güvenli bölge oluşturma çağrısı zamanında hayata geçmediği için 10 binlerce masum hayatını kaybetti. Bu sorunun ilanihaye böyle devam etmesi mümkün değildir. Daha önce Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı ile 4 bin kilometrekarelik alanı terörden arındırmıştık. Sayın Başkan'ın da güvenli bölge ilanı talebine aynen katılıyorum, bunu gerçekleştirmemizin çok çok önemli olduğuna da inanıyorum. Daha önce Fırat Kalkanı dedim, Zeytin Dalı dedim ama 365 bin Suriyeli'nin kendi topraklarına geri dönüşünü sağladık Cerablus'ta."

Barış Pınarı Harekatı

Barış Pınarı Harekatı'yla güvenli hale getirdikleri şehir ve köylere de geri dönüşlerin başladığına dikkati çeken Erdoğan, "Hazırladığımız ve sayın Trump'la paylaştığımız özellikle plan-projeyi Birleşmiş Milletler ve uluslararası toplumun da desteğiyle hayata geçirebilirsek önümüzdeki dönemde geri dönenlerin sayısı daha da artacaktır. Hedefimiz ilk güvenli bölge Irak sınırından Cerablus'a kadar olan bölgede 20 mil derinliğinde olan bölgeye 1 milyon insan yerleştirilebilir. Rakka, Deyrizor bu bölgeye de 1 milyon yerleştirilmesi halinde bu rakam 2 milyona ulaşmış olur." ifadesini kullandı.

FETÖ ile mücadele

FETÖ'nün Türkiye'nin anayasal düzenini başarısız bir darbe girişimiyle ortadan kaldırmaya kalkışmış bir terör örgütü olduğunu dile getiren Erdoğan, "251 insanımızı katleden, 2 bin 193 insanımızı yaralayan bu teröristler parlamentomuzu havadan bombalama cüretini dahi gösterebilmişlerdir. Görüşmelerimizde tabii FETÖ'nün Amerika Birleşik Devletleri'ndeki mevcudiyetinin sona erdirilmesi yönündeki talebimizi ve beklentilerimizi bir kez daha vurguluyoruz." dedi.

Trump ile ortaya koydukları 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefine en kısa sürede nasıl erişebileceklerini de ele aldıklarına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Siyasi meseleler ile ticari konuların birbirine karıştırılmaması gerektiğine de inanıyoruz. 100 milyar dolar hedefimiz bağlamında Ticaret Bakanlarımızın çalışmaları devam ediyor. Temennimiz ve arzumuz bu hedefe ulaşmayı zorlaştıracak adımlardan imtina edilmesidir." diye konuştu.

Savunma sanayi alanındaki ilişkiler konusunun da gündemlerinde yer aldığını aktaran Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

  • "S-400 sistemi ve F-35 programı başta olmak üzere bu alanda karşılaştığımız sınamaların üstesinden ancak diyalogla gelebiliriz. Değerli dostum, Türkiye'nin Patriotlar konusunda maruz kaldığı haksızlıkları Osaka'da bizzat kendileri gayet güzel, açık bir şekilde ifade etmiştir. Sayın Başkan'a şayet istenilen şartlarda teklif verilmesi halinde Patriot satın alabileceğimizi tekrar söyledim ve söylüyorum. Türkiye olarak Amerika Birleşik Devletleri Kongresi'yle de yapıcı bir diyalogla angajmanımızı sürdürmeye hazır olduğumuzu sayın Başkan'la paylaştım."

Gerçekleştirdikleri görüşmelerin hayırlı sonuçlar doğurmasını temenni ettiğini dile getiren Erdoğan, Trump'a daveti ve misafirperverlikleri için teşekkürlerini iletti.

Erdoğan, Türkiye'nin Suriye'deki Hristiyan'ları koruyacağına dair güvence verip veremeyeceğine ilişkin soru üzerine, "Keldani, Ezidi ve Hristiyanlar noktasında da bizim özel gayretimiz, çalışmamız var. Gerek Suriye tarafında kalan ve ibadethaneleri bile yıkılmış durumda olanların biz ibadethanelerini de yeniden restore etmek suretiyle o insanların kendi ibadethanelerinde ibadetlerini yapma fırsatını da onlara biz hazırlamış vaziyetteyiz. Şu anda Keldani, Ezidi, Arami, Hristiyan bütün bunlardan bizim tarafımıza geçmiş olanlar zaten onlar, herhangi bir sıkıntı yaşamıyor ama Suriye tarafında kalanlarla ilgili de onların oradaki imkanlarını mümkün olduğunca daha özel bir şartta hallediyoruz. Onlara da yiyecek, giyecek, ilaç vesaire, onları da götürüyoruz." şeklinde konuştu.

Görüşmede Türkiye ABD ilişkileri adına FETÖ konusunda bir gelişme olup olmadığına ilişkin bir soruya karşılık Erdoğan, şunları kaydetti:

"Birçok belgeleri özellikle bu seyahatimizde de kendilerine takdim ettik. Bu belgeler ışığında da Feto bizim için bir terörist başıdır. Zira bizim 251 vatandaşımız şehit olmuştur, devlete bir darbe yapılmıştır. 2 bin 193 vatandaşımız gazi olmuştur. Bütün bu olayların faili olan bir insanın Amerika'da 400 dönüm bir arazide yaşayarak, oradan dünyadaki diğer yerleri idare etmesi gerçekten kabul edilebilir bir durum değildir. Şimdi seyahatimizde belgeler falan ayrıca getirdik. Bu belgeleri de kendilerine takdim edeceğiz. Temenni ederim bu belgeler ışığında herhalde bizden nasıl teröristler istendiği zaman biz veriyorsak onlar da bu teröristi bize verirler."

"Mektupları Sayın Başkan'a tekrar takdim ettim"

ABD Başkanı Trump'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a gönderdiği belirtilen mektuba yönelik bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu bilgileri verdi:

"Tabii bu mektupları bugün Sayın Başkan'a ben tekrar takdim ettim ve özellikle de Ferhat Abdi Şahin denilen bu teröristin Amerika gibi bir ülkenin başkanı tarafından muhatap alınmasını üzüntüyle tabii ki karşıladım ve Ferhat Abdi Şahin denilen yüzlerce insanımızın öldürülmesine vesile olan bir teröristtir ve şu anda cezaevinde olan Apo'nun da 'manevi oğlum' dediği bir teröristtir. Böyle birisinin bizim stratejik ortağımız tabii Amerika tarafından bu şekilde karşılanması doğrusu bizi üzmüştür. Aynı şekilde tabii bu şahıs Rusya tarafından da yine bu şekilde karşılanmıştır. Bunları anlamakta dünyadaki terörizmle mücadelede zora giriyoruz.

Eğer biz terörizmle sağlıklı bir mücadele vereceksek bu konuda çok daha hassasiyet içerisinde olmamız lazım. Bugün bize yarın bir başkasına. O bakımdan bu konudaki hassasiyetimiz devam ediyor. Bunlarla ilgili de belgeleri verdim. Hatta CIA teşkilatının bu adamın terörist olduğuna dair vermiş olduğu belgeyi de ben yine kendilerine bugün takdim ettim. Çünkü CIA de bunun bir terörist olduğunu belgelemiş ve bu belgeleri bize de aktardılar ve biz de bunu ayrıca bugün Sayın Başkan'a aynen takdim ettik. Gelen mektubu da yine aynı şekilde kendilerine verdik."

"Eğer mücadeleyi vermezseniz, bedelini yarın çok ağır ödersiniz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Neden Suriye'deki Kürtlerle müzakerede bulunmuyorsunuz Irak'taki gibi?" sorusuna şu karşılığı verdi:

  • "Bir şeyi birbirinden ayırt etmemiz lazım. Bizim Kürtlerle bir sorunumuz yok. Bizim sorunumuz terör örgütleriyle. Kürtlerin içinden çıkan bir kısım teröristler. Kim bunlar? YPG/PYD ki bunlar PKK'nın uzantılarıdır. Nasıl ki Kuzey Irak'taki Kürt kardeşlerimizle bizim münasebetlerimiz gayet iyiyse Kuzey Suriye'deki Kürt kardeşlerimizle de bizim bir sorunumuz yok. Esed'in Kuzey Suriye'deki Kürtleri kabul etmediği dönemde ben o zaman Esed'e 'Yanlış yapıyorsun, pasaportlarını ver' demişimdir. Benim böyle bir konumum var. İki, çok daha önemlisi, şu anda bilmeni isterim Parlamentoda benim partimin 50'yi aşkın Kürt milletvekili vardır. Bizim Kürtlerle sorunumuz yok. Bizim sorunumuz teröristlerle. Herhalde teröristlere sizler de sahip çıkmazsınız. Kim olursa olsun. Bunda ayrım yapmayacağız. Bizim mücadelemiz dediğim gibi tamamen teröristlerledir. Çünkü teröristin ırkı, milleti, dini, vatanı olmaz. Terörist teröristtir.Eğer mücadeleyi vermezseniz, bedelini yarın çok ağır ödersiniz."