1908 yılında Meşrutiyetin ilanı ile birlikte Osmanlı Devleti’nde yeni bir siyasal yapılanma ve yeni bir zihniyet yapısının yanı sıra, bu yeni zihniyetten rahatsızlık duyan bir kesim ortaya çıkmıştır. Sivil toplumda ve ordu içinde artan kutuplaşma ve gerginlikler isyanın fitili ateşlemiştir. Meşrutiyeti ilan edilmiş olmasına rağmen iktidarı tam olarak ele geçirememiş olan hükümet, üzerinde denetim kuran İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin devlet kademelerinde kadrolaşması politik istikrarsızlığın ayak seslerini yanında getirdi.
31 Mart Vakası'nın 109. yıl dönümünde 31 Mart Vakası'na 7 maddede hep birlikte göz atalım...
1. 31 Mart Vakası
31 Mart Vakası, II. Meşrutiyet'in ilanından sonra İstanbul'da yönetime karşı yapılmış ayaklanmanın ismidir. Rumî Takvim'e göre 31 Mart 1325'te, Rumi takvime göre ise 13 Nisan 1909 yılında başladığı için bu adla anılmaktadır.
2. Ayaklanma kaç gün sürdü?
On üç gün süren ayaklanma, II. Meşrutiyet döneminin en önemli olaylarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Askeri bir isyan olarak ortaya çıkmasına rağmen isyana dahil olan softaların propagandaları sonucu sonradan dini bir boyuta dönüştürülmek istenmiştir. Sebepleri tam olarak belirlenememiştir. Olayın planlı ve bilinçli bir hareket olup olmadığı kesinlik kazanmamıştır. İsyanın ilk günü hükûmet istifa etmiş, isyancı askerler yedi gün süre ile İstanbul'a hakim olmuştur.
3. Meşrutiyet dönemi
Tarihçi Mustafa Armağan, bir konuşmasında 1908 yılından sonra Abdülhamid Han'ın olduğu bir Meşrutiyet dönemi yaşandığını hatırlatarak, "İttihatçıların bekledikleri Meşrutiyet'i ilan ederek Abdülhamid Han'ı tahttan indirmek. İstanbul'a kan dökerek girmek ve padişahı tahttan indirmek istiyorlar. Sultan Abdülhamid ise bu oyunu gördüğü için orduya iç savaş çıkmaması için emir veriyor. Osmanlı'nın en donanımlı askerleri elindeyken 1. Ordu'yla 3. Ordu'nun savaşmasına engel oluyor. Meşrutiyeti kendisi ilan ediyor. Gerekçeyi ortadan kaldırıyor." diye açıklamaktadır.
4. II. Abdülhamit tahttan indirildi
Bir milletvekili, bir Nazır ve tespit edilemeyen sayıda asker ve sivilin hayatını kaybettiği isyan, Selanik'te bulunan Üçüncü ve Edirne'de bulunan İkinci Ordulara mensup askerlerin oluşturdukları, Rumeli halkının gönüllü katıldığı “Hareket Ordusu”nun İstanbul'a gelmesi ile bastırılmıştır. Üç gün süren çarpışmaların ardından sıkıyönetim ilan edilmiş; padişah II. Abdülhamit tahttan indirilip yerine V. Mehmed Reşad tahta çıkmıştır. İsyana katılanlar ve destekleyenler yargılanarak 70 kişi idam edilmiş, 420 kişi ise çeşitli hapis cezalarına çarptırılmıştır
5. Amacına ulaşamayan askeri darbe
Türk siyasi tarihine irtica kavramının, bu olay ile birlikte girdiği kabul edilmektedir. Ancak kimi araştırmacılar olayı bir irtica ayaklanmasından ziyade amacına ulaşamayan bir askeri darbe girişimi olarak değerlendirmektedir.
6. Abide-i Hürriyet
31 Mart Vakası'nda ölenlerin anısına İstanbul'da Abide-i Hürriyet adıyla bir ulusal anıt inşa edilmiştir.
7. Olaylardan sonra ne oldu?
Olayların sona ermesiyle İstanbul'da sıkıyönetim ilan edilmiş; isyana karışanların tespiti yapılmış ve geniş çapta tutuklamalar başlamıştır. Suçluların yargılanarak cezalandırılması amacıyla üç Divan-ı Harp; tutuklananların ilk sorgulamalarını yapmak üzere Tahkik Heyetleri; halkın bu olaylara karışan kimseler hakkında bildiklerini haber verebilmesi için Tedkikât Heyetleri oluşturulmuştur.