Geçtiğimiz haftalarda "Engelsiz Yaşam" adlı programda kendisini değil de seyircileri çeken rejiyi azarlamış ve programı terk etmişti. O gün yaşanan olayları, sanat hayatını, eskimeyen şarkılarını, Beşiktaş'a olan kırgınlığını Hürriyet Kelebek'ten Tülay Demir'e verdiği röportajda anlattı.
0. 80’lerin sonu... Ortalık “Bir Efsane” ile yıkılıyor. Sene 2018, “Bir Efsane” hâlâ çalınıyor. Nasıl olur da bir şarkı bunca yıl bıkmadan dinlenir? Nedir bu işin sırrı?
Evet, bu şarkı 1989’da çıktı. Ama devamında “Camdan Cama”, “Hey Corc”, “Amma Velakin”, “Köylü Güzeli”, “Ateşini Yolla”, “Karam” gibi şarkıları yapmasaydım, bir şarkıyla patlayıp sonra unutulan sanatçılar kervanına katılırdım. Müzik dünyasında başarının kuralı, çok fazla şarkının topluma mâl olması, hit olması. Ondan dolayıdır 30 yıldır hiç durmadan üretmemiz. “Ateşini Yolla” da 23 yıldır her hafta Beşiktaş tribünlerinde çalınıyor.
0. Benim şarkım “Karam” ama... Onunla ilk gençlik yıllarıma gidiyorum.
Ne mutlu ki herkesin benimle ilgili bir anısı, geçmişi var. Çocukluğunda hafızana kazınan şarkıları kimse silemez, bitiremez. Bitirse kendi çocukluğunu ve anılarını bitirir çünkü. Kim kendi çocukluğundan, ilk aşkından, o temiz duygularından vazgeçmek ister ki? İşte sanatçıyı ayakta tutan da bu. Üç-dört nesil benim şarkılarımla eğlendi, benim şarkılarımla evlendi, hatta çocuk büyüttü. Önemli olan sanatçının toplumdaki karşılığıdır. O sayede kendimizi buralara taşıyabildik.
0. Peki siz çocukken ne olmak istiyordunuz?
Biz ailece müziğe düşkündük. Evde 45’lik plaklarımız vardı, onları dinlerdik. Radyonun başından ayrılmazdık. Müzikle 6 yaşındayken tanıştım. Abime (Zafer) 8 yaşında bağlama alındı, o bağlama çalmayı öğrendi, ben de kaşık çalıyordum. Evde yaptığımız kayıtlar hâlâ duruyor.
0. Sizi birbirinizden ayırmak zordu, boy farkından anlıyorduk.
vet abim kısa, ben uzun boyluydum. Herhalde beni kıskanmış, büyüyememiş (gülüyor).
0. Kimleri dinlerdiniz?
Türkülerle, Türk sanat müziğiyle büyüdüm. Atakan Çelik’ler, Şakir Öner Günhan’lar, Neşet Ertaş’lar... Önümüzdeki aylarda kısmetse bir türkü albümü yapmak istiyorum.
0. Dans doğuştan gelen bir yetenek miydi?
Dansa da yeteneğim vardı. Zaten dansçı olarak sanat camiasına girdim. İlk 1979’da sahneye çıktım.
Doğuştan gelen yetenekti. 1981’de Türkiye Dans Şampiyonu oldum. 1983’te askerden geldim ve Hakan Peker Dans Grubu’nu kurdum. 1983’ten 1989’a kadar televizyondaki bütün müzik eğlence programlarında dans ettim. Gazinolarda da vardım. Sahnede büyüdüm yani.
0. Şarkı söylemeye nasıl karar verdiniz?
1989’da dansı bıraktım. Çünkü gelebileceğim en iyi noktaya gelmiştim, daha ilerisi yoktu. Devamında müzik yapmak istedim ama bu da o yıllarda çok zordu. Önce beste aramaya başladım, ona gittim, buna gittim. Dansta o kadar popülerdim ki yadırgandı, “Ya bu adam dansçı, ne alaka, nasıl becerecek?” dediler. Çok ciddiye almadılar açıkçası ama inat ettim. Ve sonunda “Bir Efsane” albümünü yaptım. Pop müzikte “Bir Efsane” ile var olduğum dönemlerde arabesk ve fantezi müzik zirvedeydi. Benden sonra başkaları da cesaretlendi. Baktılar pop müzik satıyor, arkadaşlarım peşimden geldi.
0. Özel kanalların çıktığı dönemden mi söz ediyoruz?
Yok. Ben TRT zamanında çıktım. “Bir Efsane”yi ilk TRT’de lanse ettim. Ardından reklam filmleri geldi. Ama bir dönem TRT’den boykot yedim. 1.5 sene kadar televizyona çıkamadım. Derken özel kanallar açıldı, “Hey Corc” albümüyle InterStar’da yer aldım. Bu başarıyı gören birçok sanatçı, “Aaaa bak pop müzik satıyor” diyerek arkamdan geldi, beni takip etti.
0. Kimlerdi sizin açtığınız yolda yürüyenler?
Tarkan’ından Mustafa Sandal’ına, Çelik’ine... İkinci kuşağın başlangıcı olarak Türk pop müziğini domine ettik. Ben çıktığım zaman Türkçe şarkılarla dans etmek ayıpken, daha sonra Türkiye’nin bütün kulüplerinde bizim şarkılarımızla coştu insanlar. En sosyetikleri dahil. Şamdan’da bir gecede beş kere “Köylü Güzeli” çalardı.
0. Sizin dönemin starları yan yana gelir, birbirine destek de verirdi.
Çünkü hem rakip hem arkadaştık. O kadar komplekssizdik ki herkes birbirinin albümüne destek verirdi. Ercan Saatçi’nin bende de şarkısı vardı, Burak Kut’ta da. Mustafa Sandal daha şarkıcı değildi, bana “Amma Velakin”i verdi. Sözü ve müziği ona aittir. O dostluklar hâlâ devam ediyor.