'3. Uluslararası İstanbul Trienali' göç ve mülteci sorununa sanat ile sesini yükseltiyor
BÜŞRA ŞERBETÇİ
Bağımsız Sanat Derneği'nin düzenlediği 3. Uluslararası İstanbul Trienali, bu kez “Yurtsuzlaşma” temasını işledi. 25 Eylül'e kadar devam edecek olan etkinlik, Taksim'deki Maksem Cumhuriyet Sanat Galerisi'nde sanatseverleri bekliyor.
3. Uluslararası İstanbul Trienali, yurt içi ve yurt dışından pek çok sanatçıyı bir araya getirdi.
Serginin kuratörü Hülya Yazıcı, “İki yıldır bu proje için çalışıyoruz. Öncelikle yurtsuzlaşmayı yaşayan sanatçılarla görüştük. Zorunlu göç ve sürgünler nedeniyle vatan hasreti çeken, sıkıntılar yaşayan ve ötekileştirilen insanlar var. Ortadoğu'da nereye baksanız bir ateş yanıyor. Mülteciler geniş bir coğrafyaya dağıldı. Dünya nimetlerini adil olarak paylaşamıyoruz.
Yurtsuzlaşma yerel bir konu gibi görünse de aslında küresel boyuta sahip. Bu serginin hedefi yurtsuzlaşma kavramına insani, politik, çevresel, kültürel açıdan bakmak. Galerinin tarihi ve iç mimari yapısı da buna çok uygun. Ayrıca Taksim Meydanında olan bu etkinlikte galerinin dışı da kullanılacak. Canlı performanslar ve müzik dinletisi olacak” diyor.
Yurtsuzlaşma'nın koordinatörü Adnan Al Ahmad, Suriye'deki iç savaş nedeniyle bir süredir Türkiye'de yaşıyor. Sergi için Suriyeli sanatçılarla iletişime geçen Ahmad etkinlik temasını en yakından hisseden kişilerden biri olarak şunları söylüyor: “Bugün yaşanan sıkıntılar yapay sınırların ürünüdür. Bu dünya bütün insanlığın vatanıdır.
Coğrafi isimler ve sınırlar yapaydır. Yani insan eliyle şekillenmiş ve doğallığa zıt bir hâl içinde yaşamaktayız. Kötülük insanların bölünmesini istiyor. Elhamdülillah Allah'ın dünyası geniş. Yarın nerede öleceğimizi bilemeyiz. Bu yaşanan sorunlar doğal ve kabul edilebilir olamaz, çünkü insan ürünüdür.”
Serginin kuratörü Hülya Yazıcı, “İki yıldır bu proje için çalışıyoruz. Öncelikle yurtsuzlaşmayı yaşayan sanatçılarla görüştük. Zorunlu göç ve sürgünler nedeniyle vatan hasreti çeken, sıkıntılar yaşayan ve ötekileştirilen insanlar var. Ortadoğu'da nereye baksanız bir ateş yanıyor. Mülteciler geniş bir coğrafyaya dağıldı. Dünya nimetlerini adil olarak paylaşamıyoruz.
Yurtsuzlaşma yerel bir konu gibi görünse de aslında küresel boyuta sahip. Bu serginin hedefi yurtsuzlaşma kavramına insani, politik, çevresel, kültürel açıdan bakmak. Galerinin tarihi ve iç mimari yapısı da buna çok uygun. Ayrıca Taksim Meydanında olan bu etkinlikte galerinin dışı da kullanılacak. Canlı performanslar ve müzik dinletisi olacak” diyor.
Yurtsuzlaşma'nın koordinatörü Adnan Al Ahmad, Suriye'deki iç savaş nedeniyle bir süredir Türkiye'de yaşıyor. Sergi için Suriyeli sanatçılarla iletişime geçen Ahmad etkinlik temasını en yakından hisseden kişilerden biri olarak şunları söylüyor: “Bugün yaşanan sıkıntılar yapay sınırların ürünüdür. Bu dünya bütün insanlığın vatanıdır.
Coğrafi isimler ve sınırlar yapaydır. Yani insan eliyle şekillenmiş ve doğallığa zıt bir hâl içinde yaşamaktayız. Kötülük insanların bölünmesini istiyor. Elhamdülillah Allah'ın dünyası geniş. Yarın nerede öleceğimizi bilemeyiz. Bu yaşanan sorunlar doğal ve kabul edilebilir olamaz, çünkü insan ürünüdür.”