"150 kilo altın var" iddiası üzerine defineciler o ilçeye akın etti

ÇAĞRI SAÇARALP
Abone Ol

“150 kilo altın var” söylentisini duyan defineciler İstanbul Kemerburgaz’a akın etti.

"150 kilo altın var" söylentisinin yayılması üzerine defineciler Kemerburgaz'a akın etti. Bölgede şehir efsanesine dönüşen söylenti ilk kez Kemerburgaz metro istasyonu inşaatının sırasında başladı.

Kaynağı belirlenemeyen iddiaya göre, metro inşaatı esnasında kepçe kazısı sırasında 150 kilo altın bulundu. Şantiye çalışanlarının altınları paylaşamayarak jandarma ekiplerine yakalandığı söylentisi kulaktan kulağa Mithatpaşa Mahallesi'nde yayıldı.

Gazete Habertürk'ten Hasan Örnekoğlu'nun haberine göre; bir aydır berberinden kasabına, şoföründen ev hanımına kadar herkesin diline dolandı, 150 kilo altın... Fısıltı gazetesinin hızla yaydığı söylenti definecilerin kulağına da gitti ve hiç kaçırmadan altınlar için Kemerburgaz'daki su kemerlerinin altını oydular

"1 sikke dahi bulunmadı"

Mithatpaşa Mahallesi Muhtarı Gürkan Yılmaz, söylentilere ve bölgeyi köstebek yuvasına çeviren definecilere tepkili.

Doğma büyüme Kemerburgazlı olduğunu söyleyen Yılmaz, definecilerin sürekli izinsiz kazı yaptığını, kimsenin 1 sikke dahi bulduğuna şahit olmadığını söyleyerek,

"Metro kazı alanının 500 m yukarısında tarihi kilise var. Biri burada altın bulunduğu dedikodusunu yaymış. Kim bu söylentiyi çıkardıysa daha sonra kendisi de inanmış. Burada Fatih Sultan Mehmed döneminden kalma su kemerleri var. Burayı sürekli kazıyorlar. Açıkçası rüyasında 'Ak sakallı dedeyi gördüm' diyen, falanca hoca söyledi diyen buraya geliyor."

Definecilerin profesyonel malzemeleri 10 bin liraya kiralayarak geldiğini anlatan Yılmaz, kaçak kazı yapanlarla ilgili "1 gecede 5-6 m kazıp bırakıyorlar. Sonra biz bu çukurları belediyeye söyleyip kapattırıyoruz" dedi.

Söylentilerden usandıklarını belirten Yılmaz,

"Bu kemerler çok uzun. Dehlizin içerisine girip altın aramışlar. Zamanında Rumların kaçarken su kanalına altın küpü koyduğu dedikodusu var. Bu nasıl bir küptür ki yıllarca suyun akıntısına dayanabilmiş. Kazılarını genellikle surlara yakın noktalarda ya da surların içinde yapıyorlar. Bu bölgeye her geldiğimde içim acıyor. Hiçbir koruma yok. Tarihi su kemerlerinin duvarlarında yazılar var. Bazı parçalar kopmuş. Kırdıkları yerlerden içeri girmişler. Acilen bir önlem alınması gerek." şeklinde konuştu.