Zeytin yaprağı mucizesi:Hem koronadan koruyor hem tedavi ediyor
Tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 salgını başlayalı neredeyse bir yıl oldu. Ama hâlâ modern tıp, pandemi seviyesinde karşılanan bu salgın konusunda işe yarar bir ilaç bulmuş değil. Modern tıbbın acziyeti, etkileri tam olarak bilinmeyen aşılara bel bağlamaları, insanları yeni arayışlara itti. Kadim uygulama ve bilimsel araştırmalar dünyanın bilinen en güçlü antioksidan ve antiviral maddelerinden biri olan zeytin yaprağının Kovid-19’a çâre olabileceğini ortaya koyuyor.
Zeytin yaprağı ve yeşil zeytinde bol miktarda bulunan olyuropein (oleuropein) koronanın bulaşmasını önlediği gibi tedavi edilmesini de sağlıyor. Bu konuda gözlemlerini ve birikimlerini paylaşan uzmanlar, bu mucizevî bitkinin yağı, çekirdeği, meyvesi de dahil olmak üzere her yerinin ayrı bir şifa kaynağı olduğunu söylüyor. Zeytin yaprağının Kovid-19’a bağışıklığı güçlendirmek ve akciğerlere tutunmasını önlemek için ciddi etkisi olduğunu söyleyen uzmanlar, kolay ulaşılması bakımından da maliyeti düşük bir bitki olduğunun altını çiziyor.
Hem koruyucu hem tedavi edici
Türkiye’deki tıbbi ve aromatik bitkilerin tanıtılmasına önemli katkı sunan ‘bitkilerin isim anası’ Prof. Dr. Gülendam Tümen, zeytin yaprağının Kovid-19’a koruyucu ve tedavi edici etkilerinden söz etti. Bundan binlerce yıl önce yaşayan insanlar zeytinyağını sadece gıda için değil şifa için de kullanmışlar.
- Osmanlı devrinde önemli şifa maddesi olan zeytinyağının yanında zeytin yaprağındaki şifayı da keşfederek sıtmaya karşı kullanmışlar. Edremit’ten Adapazarı’ndaki sıtma salgını için yüzlerce kilo yaprağın gönderilmesi talimatını veren resmi yazılar var. Aralıklı ateş gösteren hastalıklar, en akut durumlarda bile kininle kontrol altında tutuluyordu. Daha etkili bir yöntemse zeytin yapraklarını kaynatarak elde edilen özün ateş düşürücü özelliğinden yararlanılmasıydı.
Zeytin yaprağı üzerinde 1960’larda başlayan çalışmalar, günümüzde artarak devam etti. Zeytin yaprağında bulunan bileşenlerin şifa etkileri (biyolojik aktiviteleri) araştırıldığında; koroner damarlarda kan akışını arttırdığı, kan pıhtılaşmasını ve kan dolaşımını düzenlediği, bundan dolayı da kalp rahatsızlıklarını ve kalp krizini önleyici etkiye sahip olduğu bulundu. Halk arasında çeşitli amaçlarla kullanımı ise günümüze kadar gelmiştir. Özellikle zeytin ağacının yetiştiği sahillerdeki köy ve kasabalarda; Yaprakları, demleme şeklinde dâhilen iştah açıcı, idrar söktürücü, kabız, ateş düşürücü ve şeker hastalığına karşı hep kullanılmıştır. Haricen ise tutulma, burkulma durumlarında kekik, karabiber ilave edilen karışım hasta kısma sürülerek tedavisi sağlanmıştır.
Amerika patentini aldı
Son yıllarda SARS’ın sebep olduğu salgınla birlikte zeytin yaprağının antiviral aktivitesi üzerinde çalışmalar da yoğunlaştı. Zeytin yaprağı içeriğindeki oleuropein maddesinin çeşitli virüslere karşı antiviral aktivite gösterdiği kanıtlandı. Bunun üzerine Amerika 10 sene önce zeytin yaprağının antiviral aktivitesinin önemini ispatlayarak patentini de aldı. Zeytinde yer alan oleuropein umut vericidir. Bu nedenle, zeytin yaprağı bulunan diğer bitkilerle birlikte virüsün hastalık yapıcı etkisini azaltmaya yardımcı olduğu, HIV, SARS, kuş gribi gibi virüslerle birlikte Kovid-19 virüsüne karşı da öncelikle koruyucu amaçla, sonra olyuropein etken maddesi ile de tedavi amacıyla kullanılabileceği sonucuna varıldı.
Zeytin yaprağının en önemli özelliği de, ülkemizde çok rahat bulunan bir antiviral olması. Bizim ülkemize has olan bitkilerin antiviral olarak kullanılması hem ekonomik olarak hem de kolay ulaşma yönünden, Türk halkına büyük avantajları vardır. Zeytin yaprağını her yerde bulmak mümkün.
İngiltere zeytin yaprağı tavsiye ediyor
İngiltere’nin sağlık sitesinde “Bağışıklık sisteminizi Kovid-19’a karşı hızlı bir şekilde artırmak istiyorsanız, Cvitamini, D vitamini kullanın, çinko ve selenyum alın, ama bitkisel olarak da zeytin yaprağı ekstresi, meyan kökü ekstresi, karamürver ve ekinezya kullanın” yazılmış. Amerika Bileşik Devletlerinde korona salgını başlayalıdan beri zeytin yaprağı ekstresinin olyuropein oranın yüzde 40’a çıkarılmış ekstreleri yoğun bir şekilde satılmakta olduğunu orada yaşayan Türklerden öğreniyoruz. Anadolu’nun beşte üçünün doğal zeytin ağacına sahip olduğunu düşünürsek, bu değerli ağacın yapraklarının bu özelliğinden neden yeterince faydalanmıyoruz? Bu bilgileri toplumla paylaştığımızda bizi eleştirenlere, ulusal ve uluslararası kaynak taraması yapıp zeytin yaprağı üzerinde yapılan binlerce aktivite çalışmalarını okumalarını tavsiye ediyorum.”
Tad sensörlerini de iyileştiriyor
Meşhur fitoterapi uzmanlarımızdan biri olan Dr. Muammer Yıldız, zeytin yaprağının bağışıklık sistemini güçlendirmesinin yanı sıra korona virüsün tahrip ettiği tad sensörlerini iyileştirmek konusunda da çok etkili olduğunu vurguluyor. “Zeytin yaprağının geleneksel tıpta çok yaygın bir kullanımı var. Zeytin yaprağı içerisindeki olyuropein, bağışıklık sistemini güçlendirmek ve hücre yenilemek konusunda çok etkili. Cilt hastalıklarında, saç çıkartmakta, egzama ve benzeri cilt dokusunun iyileştirilmesi konusunda zeytin yaprağında bulunan oleuropein adlı bileşen, yaygın olarak bilim tarafından da kullanılmaktadır. Bunun akciğer üzerindeki olumlu etkileri korona virüste çok ciddi bir başarı sağlanabilmesine sebep olabiliyor.
Bugüne kadar bilimsel çalışmalarda izah edilmediyse de benim birebir kullanımlarda bildiğim çok değerli bir etkisi de tat sensörlerinin iyileştirilmesinde önemli rol oynadığı. Korona virüste görülen tat kaybı, ağız mukozası içerisinde bulunan virüslerin oluşturduğu doku yıkımlarını telafi etmek noktasında çok ciddi telafi edici özelliği var. Bu sebeple korona virüse karşı hem bağışıklığı güçlendirmek, hem hücre yenilemek hem tad sensörlerini iyileştirmek konusunda kullanımı kesinlikle fayda sağlayabilecek olan doğal malzemelerden birisidir.
Hızlı etki önemli
Virüsler akciğer dokusunda bir harabiyete sebep veriyor. Bronşlarda kasılma ve elestikiyet problemleri oluşturuyor. Bu sebeple korona virüse yakalanan insanların oksijenlenme konusunda problemleri oluyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün de kabul ettiği bir gerçek var, beş dakika boyunca eğer vücuttaki oksijenlenme yüzde 35 oranında düşerse bu ciddi bir şekilde hücrelerde yıkıma, kansere dahi sebebiyet verebiliyor. Oksijen ihtiyacını destekleyen her şey bu mânâda hem korona virüse karşı, hem de oksijenlenmenin azlığına bağlı gelişmesi muhtemel olan hastalıklara karşı çok değerli bir destektir. Zeytin yaprağı bunun için de hayatî ehemmiyet taşımaktadır.
Çay olarak içme etkisi biraz hafif kalabilir. Hem oleuropeinin açığa çıkması hem de tat sensörlerini iyileştirmesi açısından ağızda çiğnenmesini tavsiye ediyoruz. Eğer bunun ekstraktını elde etmek söz konusu olursa, ekstrakt maddeler vücutta emilimleri daha hızlı olan çözeltilerdir. Çözelti olarak bunu kullanmak akciğerde daha hızlı etki yapar. Biz korona virüslü hastalarda zamanı çok önemsiyoruz. Bir insanın bağışıklık sistemi güçlü olduğu zaman daha hızlı toparlayabildiği için virüsle savaşabilme kapasitesi o denli yüksek olabiliyor. Çok faydalı olsa bile yavaş etki eden bir gıda, virüsün insan vücudunda oluşturduğu harabiyet hızı daha hızlı ise yetersiz kalabiliyor. Zeytin yaprağının ağızda çiğnenmesi veya ekstraktı hızlı etki görmek açısından çok önemlidir.
- Zeytin yaprağının direkt virüs öldürücü özelliği bulunmadığı için, kekik ile kombine ederek kullanılmasını öneriyorum. Zeytin yaprağının kök hücreleri beslemek, iyileştirmek konusunda dünyada çok güçlü çalışmalar var. Bugün bunlar bitip de yayına girmemiş olabilir ama kök hücre üzerine yapılan çalışmalarda zeytin yaprağının listelerin en başına konulduğunu biliyorum.
Dünyaya pazarlayabiliriz
Zeytin yaprağı ile ilgili son zamanlarda birçok araştırmanın yapıldığını söyleyen Tıbbi ve aromatik bitki uzmanı Ayhan Ercan, bu mucizevi ürünle dünya piyasasında önemli bir yere sahip olabiliriz görüşünde. “Zeytin yaprağının içindeki etken madde zaten biliniyor; Antiviral antimikrobiyal ve antibakteriyel bir madde. Maliyeti uygun, uzun yıllar toplumda bitki çayı olarak da kullanılan mucizevi bitkilerimizden bir tanesi. Zaten zeytin bizim için kutsî. Yurt dışında zeytin yaprağının kansere etkisiyle ilgili de çok çalışma. Son yıllarda izole edilip antiviral etkisi de araştırılmış, ancak klinik deneyleri çok fazla yok. Ama izole edilen virüslerde, virüs sistemi üzerinde öldürücü etkisi kanıtlanmış. Kanser, diyabet, yüksek tansiyon, kolesterol gibi hastalıklarda ise çok fazla kullanılıyor.
Korona virüsle ilgili klinik deneyler yapılmasa da ben hastalarıma tavsiye ediyorum. Zaten virüsü kapan hastalar antiviral talep ediyorlar. En etkili antivirallerden biri de zeytin yaprağı. Bunun yanı sıra kekik, adaçayı, defne yaprağı da antiviral özellik gösteriyor. Bunlarla ilgili çalışmalar her geçen gün artıyor. Şu sıralar en yoğun talep gören doğal ajanların basında zeytin yaprağı ve ekstraktları geliyor. Bu hastalığa yakalanan ve zeytin yaprağı özütleri kullanan insanların virüs yükünün azaldığı ve hastalığı çok rahat geçirdiklerine benim bizzat şahitliğim var.
Bizde yemek, dünyada ilaç
Yapılmış çalışmalar göz önüne alındığında, zeytin yaprağının ana bileşeni olan oleuropein’in önemli biyolojik aktivitelere sahip olduğu ve günümüzde yeni ilaçların geliştirilmesine ışık tutacağını söyleyen Balıkesir Üniversitesi, Biyoloji Böl. Botanik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fatih Satıl, ülkemizde zeytin yapraklarının ziraî atık olarak değerlendirildiğini ifade etti.
“Türkiye zeytin ağaç varlığı açısından İspanya ile birlikte dünyada ilk sıralarda yer alıyor. Ancak üretim ve tüketim noktasında arzu edilen yerde değil. Bununla birlikte zeytin ülkemizde sofralık zeytin ya da yağ şeklinde daha çok gıda olarak değerlendirilmektedir. Oysa Çin’den Amerika’ya, Amerikan’dan Avrupa’ya birçok ülkede zeytin yaprakları tıbbi amaçla ekstrakt şeklinde kullanılmaktadır.
Hâlbuki zeytinyağı gibi zeytin yaprağı da Anadolu’da Geleneksel Halk Tıbbında asırlardır kullanılıyor. Anadolu’da halk arasında zeytin ağaçlarının yaprakları, mikrop öldürücü, ateş düşürücü, kan şekerini ve yüksek tansiyonu düşürücü, idrar söktürücü özelliklerinden dolayı yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Hatta bazı kırsal bölgelerde ağız içindeki aft ve yaralara karşı zeytin yaprağı çiğnenerek kullanıldığı bilinmektedir. Aynı şekilde geleneksel halk hekimliğinde yara iyi edici olarak yapılan merhem ve kremlerde mutlaka zeytinyağı kullanılmaktadır.
Çeşitli ülkelerde bilim adamlarınca yapılan bilimsel çalışmalar, zeytin yaprağı ve içeriğindeki oleuropein maddesinin antiviral ve antimikrobiyal aktiviteye sahip olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte, oleuropeinin; herpes, hepatit, rotavirüs gibi virüslerine karşı antiviral aktivite gösterdiği ile ilgili birçok çalışma da bulunuyor. Zeytin yaprağı ve yağı ile ilgili olarak bu geleneksel kullanımlar ve bu konuda yapılmış antiviral çalışmalardan hareket ederek benzer şekilde Kovid-19 üzerinde deneysel ve klinik çalışmaların yapılmasına ihtiyaç var.
Hastalıkla mücadelenin en etkin ve hesaplı yolu, hastalığa yakalanmadan evvel koruyucu önlemler almaktır. Konuya bu açıdan yaklaşacak olursak, alanında uzman doktorların tedavilerini uygulamakla birlikte zeytin yapraklarını ve bundan elde edilen ekstraktların bitkisel gıda takviyesi olarak değerlendirilmesinde fayda var.”
Akciğerlere yapışmasını önlüyor
Mucizevi bir bitki olan zeytinin sadece bağışıklık sistemini korumakla kalmadığını söyleyen Dr. Eczacı İsmail Aslan, skualen maddesinin de akciğerleri koruduğunun altını çiziyor. “Koronavirüsle mücadelede bağışıklık sistemini korumak ve ciğerleri korumak çok önemli. Zeytin yaprağındaki oleuropein maddesinin antiviral etkisi bulunduğunu ve bağışıklık sistemimizi güçlendirdiğini biliyoruz. Zeytinin meyvesinin yağından elde edilen skualen maddesi ise akciğerlerimize virüslerin yapışmasını önlüyor. Bunla ilgili literatürde çalışmalar da var.
“Koronavirüsten gıda takviyeleriyle nasıl korunur?” suâlinin en önemli cevabı, bağışıklık sistemini güçlendirmektir. Oleuropein de bağışıklığı güçlendiren en önemli maddelerden birisidir. Antiviral olduğu için kişinin hastalığa yakalanmasını önleyebileceği gibi, hastalığın daha hafif seyretmesini sağlar. Zeytinyağının içinde yüzde üç bulunan skualen maddesi, korona virüsün en çok etkilediği ve pelte pelte yaptığı ciğerleri korur. Korona virüs akciğerleri hedef aldığı için, ölüm sebepleri de genel olarak solunum yetmezliğinden kaynaklanıyor. Skualen bunu engelliyor.
Bizim ülkemiz zeytin yönünden çok zengin. Mezopotamya bölgesi zeytinin ana vatanı olduğu için, o bölgelerden gelenler daha kıymetli. Şu anda dünyaya en çok zeytin ihraç eden ülkelerden biri de maalesef İsrail. Filistin topraklarında bulunuyor ama İsrail ihraç ediyor. Bu topraklarda zeytinin içerisindeki oleuropein oranı çok daha yüksek. Ancak insanlar zeytinin yaprağını bütüncül olarak tüketseler bile kısmen virüslere karşı korunabilirler.”
Diyabette etkisi kesin
Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Tıbbi Biyokimya Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Abdurrahim Koçyiğit, yaptığı bilimsel çalışmayla zeytin yaprağı özütünün antioksidan özelliğini ve tip 2 diyabetli hastaları tedavi etme potansiyelini ortaya koydu.
“Geleneksel tıpta zeytin yaprağı farklı amaçların yanı sıra şeker hastalığında da kullanıldığı için ben bunu bilimsel olarak çalışmak istedim. Onun için de hücre kültürü çalışmasıyla başladım. Yaprakları önce kuruttuk, sonra toz haline getirdik. Dört farklı yöntemle ekstrasyonunu çıkardık. Bunları farklı konsantrasyonlarda hücrelerimize verdik. Hangi dozlarda hücrede işe yarıyor, hücreyi öldürüyor, DNA hasarı yapıyor ve kontrollü hücre ölümü dediğimiz apoptozise götürüyor bunları çalıştık.
Dolayısıyla şu sonuca vardık, evet zeytin yaprağı tip 2 diyabette etkili bir ilaç olma potansiyeli vardır ama doz çok önemlidir. Optimum doz dediğimiz bu dozu yakalamazsak fayda görmeyiz, hatta ciddi zarar da görebiliriz. Hastalara bunlar verilirken mutlaka hangi dozda etki edecekse o doza ulaşılması gerektiği kanaatindeyim. Ancak henüz insan için doz öneremiyoruz çünkü hayvan çalışması yapmadık. Bundan sonraki aşamamız hayvan çalışması olacak. Bana sorduklarında 2 gr. öneriyorum. Toksik olmayan dozu, az çok hesaplayarak yaptım ama bizzat çalışmış değilim. Ve bundan çok ciddi fayda görenler var.
Zeytin yaprağındaki oleuropein maddesinin bilgisayar ortamında molekül karşılaştırmasını yapmışlar ve çok etkili olduğunu göstermişler. Ama bu daha işin çok başı. Ondan sonra hücre kültürü, hayvan deneyi ve insan çalışması yapıldıktan sonra anti-viral etkilidir veya değildir diyerek insanlara tavsiye edebiliriz.”
Korona ailesinin belâlısı
Zeytin yaprağının içindeki oleuropein maddesinin virüs savar etkisi olduğunu söyleyen Fizik tedavi ve Fitoterapi Uzmanı Dr. Mehmet Portakal, korona virüsle mücadelede çok etkili olduğunu savunuyor. “Virüslere karşı bilimin ışığında etkileri kanıtlanan pek çok madde var. Kekik, kara mürver, zeytin yaprağı, ekinezya gibi. Zeytin yaprağı üzerinde çok araştırma yapılan fitoterapi ürünlerinden biri.
Biz zeytin yaprağını daha önce de öneriyorduk. Nezle grip üzerinde etkili olduğu gibi, romatizmalarda etkili olan virüsler için de anti mikrobik özelliğiyle yararını görüyorduk. Anti mikrobik derken, hem virüsler hem bakteriler hem parazitler hem mantarlar üzerinde etkili bir fitoterapik ürün. Yine son zamanlarda kalp rahatsızlığı, çocuk felci virüsü gibi alanlarda da etkisi biliniyor.
Zeytin yaprağı 1800’lü yıllarda özellikle sıtma salgınıyla mücadelede yaygın olarak kullanılmış. Tüm dünyada korona virüsün tedavisi için önemli bir madde olarak kabul edilmeye başlandı. Tabi ki zeytinin her tarafı bir nimet. Zeytinyağı, meyvesi, çekirdeği, yaprağı önceki yıllarda değişik rahatsızlıklarda çok önerildi. Geçen sene yazdığım bir yazıda 8 faydasından bahsetmiştim. Bunlar;
- • Eklem hastalıklarında rahatlama sağlar,
- • Diyabet riskini azaltır,
- • Kanser riskini azaltır,
- • Kan basıncını düşürür,
- • Bakterilerle savaşır,
- • Cilde iyi gelir,
- • Alzheimer hastalığıyla mücadele eder,
- • Bağışıklık sistemini güçlendirir.
Sars enfeksiyonlarından sonra ölümcül virüsler yayılmaya başladı. Bundan sonra zeytin yaprağının daha çok gündemde olacağını düşünüyorum. Korona virüsle mücadelede çok faydası var. Amerikan ilaç dairesi, oleuropein içeren değişik ilaçların koronavirüsle mücadelede kullanılmasına onay vermiştir. Kovid-19 yeni bir virüs ama o da korona ailesinden.
Nasıl faydalanılır?
Sabah, öğle ve akşam aç karnına çayı içilebilir. 1 tatlı kaşığı 2 grama tekabül ediyor. 1 tatlı kaşığı zeytin yaprağını parçalayıp bir cam demliğe koyuyorsunuz. Üzerine 1 bardak kaynar su ekleyip on dakika demliyoruz. Besin sindirimi, kalp damar dolaşımı, virüsler ve kan şekerinin düzenlenmesinde etkisi var. Kilo vermek isteyen hastalarımıza da öneriyorum. Metabolizmayı düzenleme ve insülin direncine de iyi geliyor. Esktraktı kullanılırsa çok daha etkili olacaktır.”