Yakma kutumuzdan çıkanlar 2008 - 2020

ÖMER KAYANİ
Abone Ol

2008 yılı ile 2020 arasındaki benzerliklere dikkat çekmek istiyoruz. Sanırız bu kadar benzerlik size ciddi bir “déjà vu” yaşatmaya yetecektir. “Hayır, beni etkilemedi, bunlar basit tesadüfler” diyorsanız; basın “yakma kutusunun” düğmesine, bu makale de yanıp gitsin.

İngiliz romancı ve eski istihbaratçı Le Carre’ın “Kusursuz bir casus” (A Perfect Spy) kitabını okuduğumuzda henüz çok gençtik.

Ne hikmetse “Son Casus” olarak Türkçe çevirisi yapılan kitap, İngiliz istihbaratı mensubu bir adamın ülkesine ihanetini, büyük bir dolandırıcı olan babasıyla geçmişinden gelen ve hayatını etkileyen ilişkisiyle harmanlayarak dokunaklı bir dille anlatıyordu.

  • Kitabın kahramanına ait devamlı yanında taşıdığı ve içindeki belgeleri bir düğmeye basmakla ateşe vererek imha eden bir “yakma kutusu” vardı. Hayatı boyunca, içinde özel belgelerini tuttuğu bu kutuyu yanında taşımış ve boşu boşuna kendine maddi ve manevi yük yapmıştı.

Kitabın son sayfalarında kahramanımız intihar ederken de bunu hatırlayacaktı.

Bizim de böyle bir arşivimiz vardı, hep yük olan, her yer değiştirmemizde ülkeden ülkeye evden eve taşıdığımız, fotokopiler, gazete dergi küpürleri, el yazımı notlar vb her türlü kağıt evrak.

Uzunca bir süredir onları imha ediyoruz ve kağit parçalama makinasına attığımız her kağıtla birlikte hem dünyanın ve Türkiye’nin geçmişini, hem de kendi kişisel geçmişimizi yeniden hatırlıyoruz.

İçinden neler çıkıyor neler. Bu çıkanları sizlerle paylaşalım istedik.

Sütunumuzu takip edenler bilirler, 2008 yılında dünyanın geleceği ile ilgili bazı denemeler yapıldığını düşündüğümüzü belirtiriz.

Bu bağlamda 2008 yılı olaylarının bazılarını numaralandırarak hatırlayalım ki ardından yapacağımız 2020 olayları karşılaştırmasında kolaylık olsun.

1- 2007 yılının Aralık ayından itibaren başlayan gıda fiyatları artışı büyük bir ivme kazanarak 2008 yılı ortalarına doğru neredeyse 5 katına ulaştı. Tüm dünyada artan gıda fiyatları yüzünden büyük ayaklanmalar başgösterdi, hükümetler sarsıldı.

2- Mart ayında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) kapatılması için Anayasa Mahkemesi'nde dava açtı. Temmuz ayında sonuçlanan davanın sonucunda ise AK Parti kapatılmadı.

3- Mayıs ayında - Dmitri Medvedev, Vladimir Putin'le yer değiştirerek Rusya'nın yeni devlet başkanı oldu.

  • 4- Dönemin Dışişleri Bakanı Ali Babacan 3 Haziran’da Amerika’nın Ak Partinin kapatılma davası ile ilgili olarak bakışını “Bush ve Rice bizden yana ama Ortadoğu’nun istikrarı için. Cheney’in başını çektiği şahinlerinse hiç umurunda değiliz, onlar için varsa yoksa İran” şeklinde özetledi.

5- Yine Haziran ayında Almanya Dışişleri eski Bakanı Joschka Fischer “İran’a saldırının kaçınılmaz olduğunu” George Bush’un İsrail’e son ziyaretinin ve İsrail parlamentosundaki konuşmasının bu saldırıyı işaret ettiğini söylüyordu.

6- Yine aynı sıralarda ABD-İsrail siyasi çevreleri, Barack Obama’nın seçimi kazanacağını/Cumhuriyetçilerin kaybedeceğini anladığı anda iktidardaki Bush yönetiminin son günlerinde İran’a saldırıyı gerçekleştirerek yeni Obama/Biden yönetimini Neoconlar ve İsrail aşırı sağının gündemine mahkum edeceğini tartışılıyordu.

7- Ağustos ayında Gürcistan'ın Güney Osetya'ya karşı saldırıya başlamasıyla, “Güney Osetya Savaşı” başladı. Rusya’da savaşa dahil oldu ve ayın sonunda ateşkeş imzalandı, çatışmalar son buldu. Rusya, Güney Osetya ve Abhazya'nın bağımsızlığını tanıdı. Yine aynı ay, ABD'nin Gürcistan'a yardım götürmek isteyen savaş gemilerine İstanbul Boğazı'ndan geçiş izni verildi.

Amerikan seçimleri merkezli köşe kapmaca
Gerçek Hayat

8- Eylül ayında ünlü Amerikan yatırım bankası Lehman Brothers’ın iflasını açıklamasıyla “Kara Pazartesi” olarak bilinen ekonomik kriz çıktı. ABD hükûmeti 2008 Ekonomik Krizi'ni önlemek için 700 milyar dolarlık bir “kriz paketini” ABD Kongresinin onayına sundu. 10 Ekim’de ise “Kara Cuma” olarak bilinen Uluslararası mali kriz tüm dünyayı vurdu.

9- Kasım ayında yapılan Amerikan Başkanlık seçimlerini “ilk siyahî başkan adayı” Barak Obama kazandı.

10- 27 Aralık’ta ise İsrail, Gazze Şeridi'nde “Dökme Kurşun soykırımını” başlattı.

Şimdi de “2020” yılı olaylarına bakalım ve “2008” yılı olaylarıyla numaralandırmak suretiyle eşleştirme işini size bırakalım.

1- Korona bahanesiyle tüm dünyada tedarik zincirleri koparılıyor. Türkiye dahil birçok ülke buğday ve gıda stoklaması yapmak için kararlar alıp vergi düzenlemelerine giderken bazı ülkeler bu gıdaların ihracatını yasaklıyor.

2- 2008 yılında kapatma davasıyla yüz yüze kalan Ak Parti kurulduğu tarihten bugüne kadar geçen süreçte en büyük oy düşüşünü (kamuoyu yoklamaları ve parti mensuplarının da ifadelerine göre) yaşıyor.

3- Amerika’da Biden’ın seçilmesinin ardından basında çıkan haberlerde Putin’in sağlık nedenleriyle görevi bırakacağı yazılıyor.

4- ABD Başkanı Trump yine Türkiye’de Ak Parti iktidarına öyle ya da böyle yakın dururken ve Türkiye’nin S400 gibi meselelerinde haklı olmasından dem vururken, Pentagon’da şahinlerin tek derdi ise F-35 ve S400 meseleleri üzerinde Türkiye’yi hedefe oturtmak, Amerika’nın dış politika isteklerine göre konumlandırmaya çalışmak.

5- İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun yakın arkadaşı olan İsrail Yerleşim Birimleri Bakanı Tzachi Hanegbi, Amerikan seçimlerinde Başkan Donald Trump'ın kaybetmesi ve Demokrat aday Joe Biden'in zaferi hakkındaki endişelerini dile getirerek Trump ile Biden arasında İran konusunda derin farklılıklar olduğunu söyledi. Bakan, “Obama döneminde yaşananlar (nükleer anlaşma) tekrar ederse İran’la doğrudan bir çatışma olasılığını göz ardı etmem” dedi.

Davos üzerindeki kalkan dayanabilecek mi?
Gerçek Hayat

6- Seçimleri kaybettikten sonra koltuğu bırakmamak için her türlü yola başvuran ABD Başkanı Donald Trump'ın, giderayak neredeyse savaş çıkarmak üzere olduğu iddia edildi. The New York Times'ın 4 ABD'li yetkiliye dayandırdığı haberine göre , 12 Kasım Perşembe günü Oval Ofis’te İran'a yapılacak olası bir saldırı ile ilgili toplantıya katılanlar arasında Başkan Yardımcısı Mike Pence, Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Savunma Bakan Vekili Christopher Miller ve Genelkurmay Başkanı Mark Milley de vardı. İran'ın Natanz'daki en büyük nükleer tesisine askeri saldırı düzenleme olasılığıyla ilgilendiğini belirtilen toplantıda üst düzey Amerikan yönetimi yetkililerinin Trump’ı böyle bir harekatın doğuracağı sonuçlar konusunda uyararak vazgeçirdikleri söyleniyor.

ABD Başkanı Trump’ın genel manada savaş karşıtı olan politikalarını bilmekle beraber böyle bir haberin tıpkı 2008 yılının aynı döneminde olduğu gibi servis edilmesin bile başlı başına önemli olduğunu düşünüyoruz.

7- 2008 yılının Ağustos ayında Rusya Gürcistan’la Osetya üzerinden savaşmıştı. 2020 yılının Eylül ayında Gürcistan’ın komşuları Ermenistan ve Azerbaycan’ın Karabağ savaşına “ateşkes yapıcı” olarak müdahil oldu Rusya. Azerbaycan’ın Ermenistan’ı büyük yıkıma uğratarak aldığı Karabağ’a Rusya tek el silah atmadan “barış gücü” adı altında asker soktu. Yine ilginç bir şekilde ABD Dışişleri Bakanı Pompeo geçen hafta önce İstanbul’a gelip Türk devlet yetkilileriyle görüşmek yerine Fener Rum Patriği ile görüşerek ardından akşam saatlerinde Gürcistan’a gitti.

  • 8- 2019 yılının Aralık ayından itibaren patlak veren ve takip eden aylarda da devam eden repo krizinin üstünü zorla kapatan ABD yönetimi Eylül/Ekim aylarında yeni bir parasal genişleme paketi çıkaracaktı ama ABD seçimleri nedeniyle yaşanan iç çekişme nedeniyle paketin çıkarılması yeni ABD Başkanına kaldı. Zaten “ekonomik resetlemenin” sokakta herkesin ağzına düştüğü bugünlerde eski ve yeni IMF Başkanlarının ortalarda parasal genişleme paketleri için dilenmeye çıktıkları hepimizin malumudur.

9- Kasım ayında yapılan Amerikan Başkanlık seçimlerinin “ilk siyahî ve kadın adayı” Kamala Harris ABD Başkan yardımcısı seçildi.

10- İsrail yine Filistin’e karşı yeni ABD Başkanı Biden Ocak ayında göreve başlamadan hemen önce yeni bir “dökme kurşun” soykırımına kalkışır mı, bilinmez.

Sanırız bu kadar benzerlik size ciddi bir “déjà vu” yaşatmaya yetmiştir.

  • Eğer “hayır beni etkilemedi, bunlar basit tesadüfler” diyorsanız; basın “yakma kutusunun” düğmesine bu makale de yanıp gitsin.

İsrail işgalindeki topraklarda yerleşimleri ziyaret eden ilk ABD Dışişleri Bakanı olan Pompeo, Trump yönetiminin İsrail'i boykot kampanyasını anti-Semitik olarak gördüğünü ve yerleşim ürünlerini artık İsrail malı diye etiketleyeceğini açıkladı

Benzerliklerler şaşırtıcı mı?