Üç yıl sonra Karabağ’da 24 saat süren ikinci zafer

SAMİR BABAOĞLU
Abone Ol

İkinci Karabağ Savaşı sonrası “üçüncü perde” Zengezur’da açılacak gibi. Ermenistan tarafının olumlu yaklaşımına rağmen üç yıldır Zengezur Koridoru konusunda İran'ın “istemezük” tavrı, Ermenistan-Batı işbirliğinden dolayı değişebilir. Eğer İran’ın tutumu değişirse savaşa gerek duyulmadan Zengezur koridoru açılabilir. Koridorun açılması sadece Türkiye’yi Türk Dünyasına bağlamakla kalmaz, bölgenin ekonomik gelişmesi için Ermenistan’ın kapılarını da dünyaya açar. Yıllardır Ermenilerin Türk düşmanlığını fırsata çeviren İran, Ermenistan’ın ABD ile iş tutmasından rahatsızlık duyacaktır. Ayrıca “Artsakh Cumhuriyeti” saçmalığı artık “de facto” mevcut olmadığı için Kuzey Kıbrıs’ın Azerbaycan devleti tarafından tanınması açısından hiç bir engel kalmamış oldu.

İkinci Karabağ Savaşı’nın hemen sonrasında hepimizin sorduğu genel bir soru vardı. “Son noktaya kadar gelinmişken neden yarıda bırakıldı?” Bu sorunun cevabı Azerbaycan’ın jeostratejik konumu, Rusya’nın bölgedeki hegemonyası, kapalı kapılar arkasında dönen pazarlıklar ve tehditlerle açıklanabilir ama maalesef neden sorusunun net cevabını uzun bir süre bilemeyeceğiz. Şu anda bu sorunun cevabına gerek de yok gibi. İkinci Karabağ Savaşı sonrası yarım kalan iki meseleden birincisinin Azerbaycan ordusu tarafından 24 saat içerisinde çözüldüğünü şimdilik kesin bir şekilde ifade edebiliriz.

Azerbaycan’ın 24 saat süren ve zaferle sonuçlanan anti-terör operasyonu uzun süredir planlanmış olsa da 19-20 Eylül tarihleri arasında yapılması biraz da konjonktürün değişmesiyle hızlı gerçekleşmiş oldu.

Paşinyan gemileri yaktı

Azerbaycan’ın jeostratejik konumu, Rusya’nın bölgedeki hegemonyası, kapalı kapılar arkasında dönen pazarlıklar ve tehditlerle açıklanabilir ama maalesef neden sorusunun net cevabını uzun bir süre bilemeyeceğiz.

Son bir kaç aydır bölgedeki gerginliğe baktığımızda savaşın tekrar çıkacağını ve bunun da büyük ihtimalle Zengezur koridorunun açılması için Zengezur bölgesinde çıkacağı tahmin ediliyordu. Çünkü söylemler hep bahsedilen bölgenin etrafında dönüyordu. İran’ın sürekli Ermenistan’ın toprak bütünlüğüne vurgu yaparak bölgede her hangi bir “harita değişikliğine” izin vermeyeceğini sürekli vurgulaması tüm gözleri Zengezur bölgesine yöneltmişti. Ama son bir haftada Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın açıklamaları ve Ermenistan yönetiminin Rusya karşıtı söylemleri kıvılcımın başka bir yerden çıkacağını göstermeye başladı.

Paşinyan’ın 13 Eylül’de ABD merkezli yayın organı Politico dergisine verdiği demeçte Rusya’ya karşı ağır ifadeler kullanması, Rusya’nın bölgede Azerbaycan’ın yapacağı her hangi bir operasyona ses çıkarmayacağına yorumlandı. Paşinyan, Politico’ya verdiği röportajda "Bizi koruması için artık Rusya'ya bel bağlayamayız" diyerek bölgede her defasında çatışma çıktığında 'büyük koruyucu' olarak Rusya'ya başvurmanın sürdürülemez olduğunu belirtti. İkinci Karabağ Savaşı sonrası bölgeye yerleşen Rus barış gücünün faaliyetinden de memnun olmadığını ifade ede Paşinyan, "Rus barış gücü askerleri Karabağ'da bulunmasaydı bugün durumun daha iyi olacağı" değerlendirmesini yapamayacağını da kaydetti.

ABD-Ermenistan tatbikatı tepki çekti

Bölgede gerginliği artıran diğer bir konu, ABD'nin Ermenistan'la 11-20 Eylül tarihlerinde gerçekleştirdiği "Kartal Partner 2023" tatbikatı oldu. Rusya’nın Güney Kafkasya’daki “uydusu” olarak takdim edilen Ermenistan’ın ABD ile ortak tatbikat yapması şüphesiz sadece Rusya’yı değil, yıllardır Ermenistan’ı koruyup kollayan İran’ı da rahatsız etti. ABD-Ermenistan tatbikatına, Rusya ve İran açıktan tepki göstererek bunun bölgede istikrarsızlığı artıracağı vurgusunu yaptılar.

Ermeniler Paşinyan’ın istifasını talep etmek için Erivan’da protesto gösterisi düzenledi.

Diğer yandan bazı üst düzey İran’lı askerî heyet üyeleri Bakü’yü ziyaret ettiler ve sembolik öneme sahip bir yeri de ziyaret ettiler. İkinci Karabağ Savaşı’nda Ermeni güçlerinden ele geçirilen savaş ganimetlerinin sergilendiği Askerî Ganimetler Parkı’nın İranlı generaller tarafından ziyaret edilmesi şüphesiz İran tarafından Ermenistan’a verilmiş bir mesajdı. Ardından İran Dışişleri Bakanlığı’nın Karabağ’ın Azerbaycan’ın bir parçası olduğunu vurgulaması da önemli bir mesaj olarak değerlendirildi.

İkinci Gürcistan vakası mı?

ABD-Ermenistan tatbikatına kadarki süreçte Ermenistan tarafından NATO’ya verilen sıcak mesajlar, NATO'nun Avrupa Genişleme Komitesi Başkanı Gunther Fehlinger'in Ermenistan'a NATO'ya katılma konusunda yaptığı çağrı ve "Ermenistan'ı koruyun" açıklamaları, Batı’nın Güney Kafkasya’da Rusya’ya karşı bir cephe açma girişimi olarak yorumlandı.

NATO-ABD cephesi daha önce aynı senaryoyu 2008’de Gürcistan’da Mihail Saakaşvili aracılığıyla denemiş ama başarısız olmuştu. Bu senaryodan zararlı çıkan tek ülke ise Gürcistan’ın kendisi olmuş, Abhazya ve Güney Osetya elinden çıkmıştı.

Roma tüzüğü Rusya'nın sabrını taşırdı

Rusya-Ermenistan ilişkilerinin gerilmesine sebep olan diğer önemli olay, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın parlamentoda yaptığı konuşmada Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin kararlarını bağlayıcı kabul eden Roma Tüzüğü'nü onaylayacağını duyurması oldu. Paşinyan bu konunun Ermenistan-Rus ilişkileriyle bağlantılı olmadığını, meselenin Ermenistan'ın güvenliğiyle ilgili olduğunu ifade etti.

Rusya-Ermenistan ilişkilerinin gerilmesine sebep olan diğer önemli olay, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın parlamentoda yaptığı konuşmada Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin kararlarını bağlayıcı kabul eden Roma Tüzüğü'nü onaylayacağını duyurması oldu.

1 Ekim 1999'dan beri Ermenistan parlamentosunda onaylanmayı bekleyen Roma Tüzüğü’nün bir anda Paşinyan tarafından gündeme getirilmesi tesadüfi değildi. Bu adımın atılması, doğrudan Rusya’ya verilmiş bir mesajdı. Tüzüğün Ermenistan’da onaylanması demek, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından hakkında tutuklama kararı çıkarılan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ermenistan topraklarına ayak bastığında tutuklanması anlamına geliyor.

Rusya Dışişleri Bakanlığı tüm olup bitenlere tepki olarak Ermenistan’ın Moskova Büyükelçisi Vagarşak Arutunyan’ı bakanlığa çağırarak resmî nota verdi. Daha sonrasında bakanlık son zamanlarda Rusya-Ermenistan ilişkilerinin gerginleşmesini özetleyecek nitelikte bir açıklama yaptı.

Rus Dışişleri Bakanlığı, "Ermenistan’ın Kollektif Güvenlik Anlaşması Örgütü çerçevesinde ve Rusya ile ikili bazda müttefik bağlarına uymayacak eylemlerinin şüphe yarattığını" ifade edip “Ermenistan’ın Roma Tüzüğünü onaylaması, Başbakan Paşinyan’ın eşinin Kiev’e ziyarete gitmesi de dâhil olmakla bir dizi düşmanca tavır”a vurgu yaptı.

Batı dünyası Ermenistan'a gaz verdi

Ermenistan’ın tabiri caizse “Batı’nın gazına” gelmesi, Azerbaycan’ın yarım kalan işini tamamlaması için büyük bir fırsat doğurmuş oldu. 19 Eylül’de Azerbaycan’ın başlattığı mahallî anti-terör operasyonu 24 saat sürdü ve Karabağ’daki Ermeni silahlı çeteleri silah bırakma karşılığında teslim oldular. Azerbaycan yönetimi operasyonu o kadar profesyonelce ayarladı ki Karabağ Ermenilerinin teslimiyet görüşmelerini yapmak için Azerbaycan’ın Yevlah şehrine gelmeleri, 21 Eylül Ermenistan’ın bağımsızlık gününe denk getirildi.

Sadece operasyon tarihinin seçiminde değil, operasyona kadarki süreç ve bizzat operasyon zamanı Azerbaycan yönetiminin gösterdiği profesyonellik de gözden kaçmadı. İletişim ve diplomasiyi en üst seviyede kullanan Azerbaycan yönetimi, yabancı televizyon kanallarına çıkardığı diplomat ve gazetecilerle haklı davasını uluslararası arenada çok profesyonel bir şekilde duyurmayı başardı.

İkinci Karabağ Savaşı sonrası “üçüncü perde” Zengezur’da açılacak gibi. Ermenistan tarafının olumlu yaklaşımına rağmen üç yıldır Zengezur Koridoru konusunda İran’ın “istemezük” tavrı, Ermenistan-Batı işbirliğinden dolayı değişebilir.

Hocalı 31 yıl sonra alındı

Operasyon sonrasında Azerbaycan ordusu 31 yıl sonra büyük katliamın gerçekleştiği Hocalı şehrine girdi. Hocalı’daki işgalci Ermeniler ise telaşla şehri terk etmeye başladılar. Azerbaycan yönetiminin “silahlarını teslim eden Ermeni militanlara dava açılmayacağını” söylemesi, aynı zamanda Ermenilerin Azerbaycan kimliği alarak ülkede istedikleri gibi yaşayabileceklerini ilân etmesi, bazı Ermenilerin içlerindeki korkuyu gidermedi. Bu sebepten bazı Ermeni aileler daha önce Laçın ve Kelbecer’de olduğu gibi işgal ettikleri bölgelerden ayrılırken evlerini ateşe verdiler.

BM kürsüsünden Karabağ desteği

Türkiye, İkinci Karabağ Savaşı’nda olduğu gibi Azerbaycan’ın 24 saatlik zaferine de en üst seviyede destek verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan BM kürsüsünden, Ermenistan'a ilişkileri düzeltmek için tarihî fırsat verildiğini ama bunu değerlendiremediğini ifade ederek Zengezur Koridoru'nun açılması da dâhil olmakla birlikte Ermenilerin verdiği sözlerini yerine getirmediğini belirtti. Erdoğan’ın BM kürsüsünden “Karabağ Azerbaycan toprağıdır, bunun dışında bir statünün dayatılması asla kabul edilmeyecektir” ifadesini yüksek sesle söylemesi, Azerbaycan’ın haklı davasına verilmiş en büyük destek oldu.

Ermenistan'ın İran'a attığı gol

İkinci Karabağ Savaşı sonrası “üçüncü perde” Zengezur’da açılacak gibi. Ermenistan tarafının olumlu yaklaşımına rağmen üç yıldır Zengezur Koridoru konusunda İran'ın “istemezük” tavrı, Ermenistan-Batı işbirliğinden dolayı değişebilir. Eğer İran’ın tutumu değişirse savaşa gerek duyulmadan Zengezur koridoru açılabilir. Koridorun açılması sadece Türkiye’yi Türk Dünyasına bağlamakla kalmaz, bölgenin ekonomik gelişmesi için Ermenistan’ın kapılarını da dünyaya açar. Yıllardır Ermenilerin Türk düşmanlığını fırsata çeviren İran, Ermenistan’ın ABD ile iş tutmasından rahatsızlık duyacaktır.

Ermeniler Karabağ’ı terk ediyor.

Karabağ operasyonu KKTC'nin önünü açtı

Karabağ Ermenilerinin sözde “Artsakh Cumhuriyeti” saçmalığı artık “de facto” mevcut olmadığı için Kuzey Kıbrıs’ın Azerbaycan devleti tarafından tanınması açısından hiçbir engel kalmamış oldu. Çünkü Azerbaycan yıllardır başta Yunanistan olmakla birlikte bazı Avrupa ülkelerinin sözde “Karabağ Cumhuriyeti”ni tanımasından endişelendiği için KKTC konusunda adım atmaktan çekiniyordu.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Bakü'de düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Afet ve Acil Durum Yönetiminden Sorumlu Bakanları toplantısında “etkinliğimizde elbette KKTC bayrağı dalgalanmalıdır ve dalgalanacaktır” ifadesi, Azerbaycan yönetiminin yakın zamanda bu konuda resmî bir adım atacağına işaret ediyor.

Böyle bir adım, KKTC’nin Azerbaycan dışında diğer birçok devlet tarafından tanınmasını da sağlayacaktır. Şayet aşırı bir yorum olmayacaksa, Karabağ’daki operasyonun KKTC’nin önünü açtığını söyleyebiliriz.