Türkiye'deki Mısırlı gençlerin kaderi
Sorun şu ki, Mısır muhalefeti diasporada geçen sekiz yıla rağmen gerek stratejik gerek siyasi düzeyde önemli kazanımlar sağlamadı. Daha beteri ise; orta sınıf Mısırlılar muhalefetten uzakta geçim kaynakları istikrarını ve artışını sağlayacak şekilde Türkiye'deki çalışma, sigorta ve resmi ücret sistemlerine entegre veya dâhil olamadı. Nitekim bu durum, birçok sorunu beraberinde getirdi.
Mısır ve Türkiye'den yetkililerin beklenen bir uzlaşmaya ilişkin karşılıklı açıklamalarda bulunmaları üzerinden yaklaşık bir ay geçti. Biz ise Türk tarafının aklanması, Mısırlı muhalif liderlerin öfkelenmesi, olumsuz dahi olsa Mısır’ın resmi düzeyde bir karşılık vermesinin önlenmesi gibi denklemin farklı taraflarından gelen birçok tepkiye şahitlik ettik. Ancak Akdeniz’in iki tarafı arasında yeni suların aktığı kesin.
Türkiye'nin Mısır ile uzlaşma çabalarına yeniden girmesi şaşırtıcı değil. Zîra Mısır, bölgesel güç dengesinde güvenlik, enerji ve dış ilişkiler açısından en etkili ülkelerden biri olmaya devam ediyor. Mısır muhalefeti, geçimini siyasi sloganlardan ve bazıları genel olmakla beraber çoğu hizbî çıkarlardan sağlıyor.
Mısır Muhalefeti Türkiye’ye uyum sağlayamadı
Türk hükümeti ise, özellikle Akdeniz doğalgazı ve bölgenin ticaret dengesi ile 83 milyon Türk vatandaşını ilgilendiren stratejik maslahatı için çabalıyor ve unutulmamalıdır ki Türk hükümeti Mısır muhalefeti için sahiden çok şey sunmuştur. Nitekim bugün Mısır'daki gelişmelerle ilgili dış politika eğilimlerinin dayattığı izolasyonu kırması gerekmemektedir.
Ancak endişenin yoğunlaştığı nokta, iki ülkenin yakınlaşmasından ziyade uzlaşmanın detayları. Daha doğrusu Türk hükümetinin “mecburiyetleri”dir. Özellikle de Türkiye’nin, Mısır hükümetinin yalan bir şekilde "terörist" olarak yaftaladığı muhalefet liderlerini, Mısır'da ikamet eden FETÖ’cülerle takas edip etmeyeceği. İki taraf arasında eşitlik sağlanıyor mu? Türkiye topraklarında yaşayan Mısırlıların ikametine son mu verilecek? Yoksa sadece ikamet almaları yönündeki avantajlar mı geri çekilecek? Söz konusu Mısırlılar anavatanlarına geri dönecek mi? Ya da dönebilecekler mi?
Sorun şu ki, Mısır muhalefeti diasporada geçen sekiz yıla rağmen gerek stratejik gerek siyasi düzeyde önemli kazanımlar sağlamadı. Daha beteri ise; orta sınıf Mısırlılar muhalefetten uzakta geçim kaynakları istikrarını ve artışını sağlayacak şekilde Türkiye'deki çalışma, sigorta ve resmi ücret sistemlerine entegre veya dâhil olamadı. Nitekim bu durum, birçok sorunu beraberinde getirdi.
Önemli alanlarda çalışma imkânı bulamıyorlar
Mısır'dan gelen göçmenlerin öğrenci ve çocuklarını kabul etme yönünde kapılarını açan eğitim kurumları, bu kişilere ve çocuklarına İngilizce bazen de Arapça eğitim imkânı sunmuş olsa da 100 bini aşkın Mısırlının işgücü piyasasındaki konumu ve aldıkları ücret yerel çalışanlara nispetle farklı bir durumdadır. Osmanlı İmparatorluğu döneminden bu yana Türkiye’de tıp, hukuk, eczacılık ve kamu hizmetleri gibi alanlar da yabancılara kapalıdır.
Seçkin mesleklere yönelik yeterliliklerin sağlanması veya değerlendirmesi yolları da buna dahildir. Bunlardan bazıları, yalnızca Türkçe yürütülmesi sebebiyle göçmenler için hâlâ mucizevî sayılıyor. Bu da on binlerce gencin, Mısırlı muhalif figürlerin ve ağlarının eli altındaki eğitim, araştırma ve medya gibi alanlara doluşması anlamına geliyor.
Dolayısıyla bu kişiler, Mısır devleti ve toplumunun uzun yıllardır yatırım yaptığı asıl çalışma alanlarında ilerlemekten, aynı zamanda da yıllar süren diasporanın ardından çalışmalarını Türkiye dışında tamamlama imkanından mahrum kalıyor.
Türkiye, ‘muhalefet ağlarına’ alternatif bulmalı
Bu sorunlar, Türkiye'deki Mısırlı gençler için yalnızca hayatın sürdürülebilirliği yönünde değil, esasen yaşama ihtimali yönünde de tehdit teşkil ediyor. Nitekim Mısır muhalefetinin sesini kapatıp televizyon ekranlarındaki yerini kesen Türk yetkililer, gençlerin burada tutunmalarına alternatif sunmadı. Zîra bu gençlerin Türkiye’de, hatta Mısır’daki hayat şartlarını önemsemeli. Muhalefetteki figürlerin İstanbul Havalimanı’ndan ülkeye girmesi için vize almasına yardımcı olmayı ihmal etmesinin ardından Türkiye’den iade edilen genç Muhammed Abdulhafiz davası, bu figürlerin haksız ölüm cezalarına mâruz kalsalar dahi kendi ülke vatandaşlarının çıkarlarını küçümsemelerine delil teşkil etmeye devam etmektedir.
- Türk yönetiminin Mısır ile uzlaşmaya çalıştığı, belki de Mısır muhalefetinin Türkiye çıkarlarına verdiği zararı sınırlamanın gerekli olduğu anlaşılıyor. Ancak buna paralel olarak, bu muhalefetin Mısırlı gençlere verdiği zarar da sınırlanmalı.
Diğer yandan iki ülke uzlaşma sağlasa bile Mısırlı gençlerin anavatanlarına geri dönmeleri imkânsız. Dolayısıyla Türk yönetiminin “muhalefet” kuluçkaları ve ağlarına bir alternatif bulması, Türk toplumuna resmi ve etkili bir şekilde katılımlarını sağlamak için iş, kazanç ve ücretlerle ilgili yerel yönetmeliklerde gerekli değişiklikler yoluyla bu gençlerin entegrasyonu ve istikrarını sağlaması, Türkiye ile Mısır arasındaki husumeti besleyen alanlarda sömürülmeleri ve görevlendirilmelerine giden yolu kesmesi gerekli.