Süleymaniye Hamamı’nda ‘aile’ maskeli ahlaksızlık
Öncelikle aile olarak hamamdan faydalanmak için herhangi bir yasal birlikteliğe (örneğin nikah) bakılmıyor. Grup halinde gidiyorsanız, erkek ve kadın sayısının eşit olması da sıkı sıkıya uygulanan bir kural değil. Yanınızda çocuğunuzun olması ya da olmaması, hatta o çocuğun size ait olup olmaması da çok fazla anlam taşımıyor.
Mimar Sinan tarafından 1557 yılında Kanuni Sultan Süleyman için yapılan ve Süleymaniye Camii külliyesi içinde bulunan Süleymaniye Hamamı, ‘Aile hamamı’ adı altında kadın-erkek karışık hizmet veriyor. İhbarlar sonrası harekete geçen Vakıflar Genel Müdürlüğü, işletmecilerin sözleşmesini feshetmesine rağmen bu ahlaksızlığa henüz mani olamamış. Aynı işletmenin 15 yıl önce de aynı sebeple kapatılmaya çalışılması ama hiçbir yetkilinin buna gücünün yetmemesi, ‘bu zorbalığın gücü nereden geliyor?’ sorusunu akla getiriyor.
Geçtiğimiz günlerde whatsapp gruplarında ve sosyal medyada yayılan bir mesaj, ‘ecdat yadigarı’ konusunda hassas olan bünyeleri çileden çıkardı. Söylentiye göre Kanuni Sultan Süleyman’ın Mimar Sinan’a yaptırdığı Süleymani Camii külliyesindeki Süleymaniye Hamamı, ‘aile hamamı’ adı altında kadın erkek karışık hizmet veriyordu.
- Ne Kanuni’ye ne de Mimar Sinan’a böylesi bir saygısızlığın yapılamayacağını düşünen pek çok kişi, küçük bir araştırmayla durumun gerçek olduğunu, hatta uzun yıllardır devam eden acı bir gerçek olduğunu gördü.
Bu Nasıl ‘Aile’?
Süleymaniye Külliyesi içindeki 463 yıllık hamam, haftanın her günü sabah 10’dan akşam 20’ye kadar ‘ailelere’ hizmet verdiğini iddia ediyor.
Hamam yetkilisiyle görüştüğümüzde, bu ‘aile’ kavramının sınırları da iyice netleşiyor.
Öncelikle aile olarak hamamdan faydalanmak için herhangi bir yasal birlikteliğe (örneğin nikah) bakılmıyor. Yani bir kadın ve bir erkek gitmeniz, ‘aile’ olduğunuzu iddia etmenize yeterli. Grup halinde gidiyorsanız, erkek ve kadın sayısının eşit olması da sıkı sıkıya uygulanan bir kural değil. Yanınızda çocuğunuzun olması ya da olmaması, hatta o çocuğun size ait olup olmaması da çok fazla anlam taşımıyor. Hamamı para vererek kapatıp sadece kendi aileniz için de kullanamıyorsunuz. Yani her aile iç içe olmak zorunda. Zaten hamamda her ‘aile’ için farklı bir alan da bulunmuyor.
İşletmecinin Kelime Oyunu
Vakıf malı olan ve işletme hariç tüm hakları Vakıflar Genel Müdürlüğü’nde bulunan ecdat yadigarında yaşanan bu garabeti, Genel Müdürlük yetkililerine sorduk.
Kendilerinin de bu durumdan ihbar sonrası haberdar olduklarını belirten Vakıf yetkilisi, olayı öğrenir öğrenmez işletmeciye ihtarda bulunduklarını ve ‘kadın-erkek karışık’ uygulamasına son vermesini istediklerini söylüyor. İşletmecinin bu talebe cevabı elbette olumlu oluyor ve hamamdaki ‘kadın-erkek karışık’ uygulaması son buluyor. Böylece İstanbul’daki tek ‘kadın-erkek karışık’ hamam uygulaması bitiyor. Ancak Vakıf yeni bir kontrol yaptığında, bu işletmecinin kelime oyunuyla durumu kurtarmaya çalıştığını fark ediyor.
- ‘Kadın-erkek karışık’ ibaresini kaldıran işletmeci bunun yerine ‘aile hamamı’ ifadesini kullanarak karışık uygulamayı aynen devam ettiriyor.
Yürütmeyi Durdurma Davası Açtı
Vakıflar Genel Müdürlüğü yetkilisi yaşanan süreci şöyle özetliyor:
Hamamın bölge olarak Süleymaniye’de bulunması ve Vakıf malı olması nedeniyle, bu ‘karma hamam’ uygulamasının Türk örf ve adetlerine uygun olmadığını kendilerine belirttik. Önce bunu düzenlemesini istedik. Bize yeni bir düzenleme yapacaklarını söylediler.
‘Karışık hamam’ ifadesini ‘aile hamamı’ olarak değiştirmek istediler. Biz de bunu kabul etmeyerek bu sene başı itibariyle sözleşmesini yenilemedik.
Kendilerinden Süleymaniye Hamamı’nı boşaltmalarını talep ettik. Daha sonra da Kaymakamlığa burayı boşaltması için yazı yazdık. Kaymakamlık harekete geçecekken karşı taraf yürütmeyi durdurma davası açtı. Ama mahkeme başvurularını usulden reddetti. Şimdi Fatih Kaymakamlığı harekete geçmeden ikinci bir dava açacaklarını duyduk. Büyük ihtimalle bu davayı açacaklar, belki kendileri için yürütmeyi durdurma açısından olumlu bir karar çıkarabilirler ama neticede biz burasını tahliye edeceğiz.
- Bu eser halen Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne aittir ama bizim işletmeye el koymak gibi bir yetkimiz yok. Tüm süreci Kaymakamlık eliyle yürütüyoruz. Gerekli hukuki prosedürleri de takip ediyoruz. Eğer ani müdahale edilmesi gereken bir durum doğarsa da bunu kolluk kuvvetleri yapar.
Kontrol Edecek Yeterli Personelimiz Yok
İstanbul’da bu şekilde amacı dışında kullanılan ya da suistimal edilen başka vakıf malı olup olmadığını sorduğumuzda ise, ecdat yadigarlarını korumak ve kollama konusunda büyük bir zafiyet bulunduğu ortaya çıktı.
Kendilerine emanet edilen vakıf mallarını korumak için ellerinden geleni yaptıklarını belirten Vakıf yetkilisi “Sadece Fatih’te 2500’e yakın taşınmazımız var. Ama personel problemimiz mevcut. Bu bölgede bu tür durumları kontrol edebilecek 2 tane personelimiz var. Bunlar da ancak yazılı emirlerle göreve gidebiliyorlar. Çünkü ancak o şekilde işlere yetişebiliyorlar. Bu iş için sürekli bir kontrol gerekiyor fakat bunun için yeterli kadro bulunmuyor” diyerek kontrol eksikliğine vurgu yapıyor.
- Süleymaniye Camii yanında bulunan ve külliyenin önemli bir parçası olan Süleymaniye Hamamı, Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim ve III. Murat dönemlerinde baş mimar olarak görev yapan Mimar Sinan tarafından 1557 yılında yapıldı. Eser, 1520-1566 yılları arasında 46 yıl hüküm süren Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle bina edildi. Tarihi hamam, klasik hamamlar gibi üç bölümden oluşuyor. Kanuni Sultan Süleyman’ın kullandığı özel loca bölümü de hamamın halen kullanılan bölümleri arasında. 1919 yılında kapatılan hamam 82 yıl kapalı kaldı ve hizmet veremedi. 2001 yılında ise restore edilerek bugünkü halini aldı.
15 Yıl Önce De Aynı Tartışma
Hamamın ahlaka ve Türk örf-adetlerine aykırı kullanımı yeni bir durum değil. 2003 yılında hamamı işletmeye başlayan firma, kadın erkek karışık uygulamasını da o tarihlerde başlatmış. 2005 yılına gelindiğinde ise konuyla ilgili şikayetler artmış ve Fatih Belediyesi hamamın kapatılması için harekete geçmiş. Hamamın kadın-erkek karışık kullanılamayacağını daha önce hamam işletmecisine tebliğ eden belediye, işletmecinin bu kararında ısrar etmesi nedeniyle yasal yetkilerini kullanarak hamamı kapatma kararı almış. 24 Mayıs 2005’te işletmecilere tebliğ edilen yazıda, ‘erkekler ve bayanlar için ayrı bölümlerin bulunmadığı, erkek ve bayanlar için ayrı saatlerin belirlenmediği ve hamama birlikte alındığı’ gerekçesiyle, hamamın 31 Mayıs itibariyle mühürlenerek kapatılacağı bildirilmiş. Fakat dönemin ‘muhalif medyası’, İstanbul’un tek kadın-erkek karışık hamamının bu sebeple kapatılmasını laikliğe aykırı hareket gibi sunarak kamu kurumları üzerinde baskı kurunca, hamam da kapatılmaktan ‘kurtulmuş’ ve 15 yıl daha Türk örf ve adetlerini hiçe sayarak çalışmaya devam etmiş.
15 yıl sonra tekrar harekete geçen Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Kaymakamlık bu sefer başarılı olur mu bilinmez ama Sinan’ın elleriyle yaptığı ve Kanuni Sultan Süleyman’ın kullandığı hamamda 40 Euro’ya ‘grup halinde yıkanmak’ halen mümkün.