Sudan ve Etiyopya'ya dikkat!
Sudan ve Etiyopya'da yaşanan çatışmalar gerek bölge gerekse dünya çağında dikkatleri üzerine çekmiş görünüyor. Zîra çatışmalar sadece bu ülkeler için değil, aynı zamanda bölge için de büyük bir güvenlik tehdidi oluşturuyor. Uluslararası toplumun barışı yeniden tesis ve insânî krizlere mânî çabalarını artırması, tarafları masaya oturtma konusunda daha fazla inisiyatif alması hayâtî ehemmiyet arz ediyor. Aksi takdirde bu çatışmalar daha fazla acıya, kayba ve istikrarsızlığa yol açacaktır.
Sudan ve Etiyopya son dönemde yaşanan iç savaşlar ve çatışmalarla uluslararası toplumun gündemine oturmuş durumda. Bu iki ülkede yaşanan gelişmeler hem iç hem de dış faktörlerle yakından ilişkilendiriliyor ve bölgesel istikrarsızlığı artırarak insani krizlere, mülteci akınlarına ve güvenlik risklerine yol açıyor.
İki general uzlaşamıyor
Sudan son yıllarda bir dizi askeri darbe ve iç savaş riski ile sarsılmış bir ülke olarak öne çıkmakta. Özellikle Sudan'da yaşanan darbeler, uluslararası toplumun ilgisini çekmiş ve ülkenin geleceği için büyük bir belirsizlik yaratmıştır. Sudan'daki en son gelişme, 2019'da Ömer el Beşir'in devrilmesinin ardından iktidarı ele geçirmek için bir araya gelen General Abdulfettah el Burhan ve General Muhammed Hamdane Daglo'nun liderlik konusunda rekabete girişmesi ve 15 Nisan 2023 itibariyle çatışmaların başlamasıdır.
Uluslararası toplum, taraflar arasında anlaşma sağlama çabalarını sürdürse de başkent Hartum başta olmak üzere ülkenin dört bir yanında hava saldırıları, bombardımanlar ve çatışmalar devam ediyor. Özellikle Darfur civarı, çatışmaların yoğun yaşandığı bölge olarak ön plana çıkıyor.
Silahlı çatışmaların yanı sıra her iki generalin de birbirini yolsuzlukla suçladığı bir medya savaşı gittikçe kızışıyor.
Son dönemde Sudan'da yaşanan şiddet ve çatışma hâdiseleri, uluslararası kamuoyunu endişelendiren bir durumu yansıtıyor. Özellikle Al-Geneina'da Birleşmiş Milletler tarafından “soykırım” olarak tanımlanan dehşet verici olayların ardından şiddetin odak noktası şimdi Nyala oldu. Darfur'un güney merkezi Nyala'daki saldırılar, sivillerin hayatını tehdit eden bir boyuta gelmiş durumda.
İki general arasındaki rekabet, General Burhan'ın General Daglo emrindeki paramiliter güçleri kendi ordusuna dâhil etmeyi reddetmesiyle ortaya çıktı. Bu da ülkenin başkenti Hartum'dan Darfur'a kadar geniş bir coğrafyada şiddet olaylarının yaşanmasına neden oldu.
Tigray'dan sonra Amhara
Etiyopya son iki yıldır yaşadığı iç savaşın yaralarını sarmaya çalışırken, yeni bir iç çatışma tehlikesi ile karşı karşıya. Bu sefer Tigray değil, nüfusu 25 milyonu aşan ikinci en kalabalık bölge Amhara alarm veriyor. 4 Ağustos 2023’te Etiyopya hükümeti burada altı aylık bir olağanüstü hâl ilan etti ve askerî birliklerini göndermeye başladı. Aylardır süren gerilimin ardından federal ordu ve Amhara milliyetçisi milisler -Fano olarak da bilinir- Ağustos ayı başlarında bir çatışmaya girişti. Birçok uzmana göre Fano'nun stratejisi, orduyu geniş alana yayıp etki alanını seyreltme. Bu yüzden birbirinden çok uzak şehirlere aynı anda saldırdılar. Abiy Ahmed'in partisi tarafından yönetilen Amhara bölgesi acil bir federal askeri müdahale çağrısında bulundu. Bölge başkanı Yilkal Kefale "Eğer çatışmalar devam ederse eyaletimizde anarşi olur" şeklinde uyardı.
Etiyopya istihbarat direktörü Temesgen Tiruneh, hükümet tarafından yürütülen “düzeni koruma operasyonunu” haklı çıkarmak için televizyonda açıklamada bulunarak, “Bu yasa dışı güçler, Amhara bölgesinin bazı bölgelerini ve şehirlerini ele geçirdi, hapishaneleri basıp suçluları serbest bıraktı” dedi. Bu açıklama, Tigray Savaşı sırasında kullanılan dili hatırlatıyor.
Bu gelişmeler, Etiyopya'nın iç istikrarının hâlâ büyük bir tehdit altında olduğunu gösteriyor. Ülke, iç savaşın neden olduğu insânî krizle başa çıkmaya çalışırken, yeni bir cephe daha açılmış gibi görünüyor. Amhara'daki bu çatışmanın nasıl neticeleneceği ve Etiyopya'nın geleceği şu an itibariyle belirsizliğini koruyor. Bu, bölge ve uluslararası toplum için yakından izlenmesi gereken bir duruma işaret ediyor.
Taraflar masaya oturmalı
Çatışmalar karşısında uluslararası tepkiler çeşitli şekillerde ortaya çıktı. Sudan'daki darbeler, uluslararası toplumun dikkatini çekti ve demokrasiye yönelik tehditlere karşı ciddi bir endişe oluştu. Birçok ülke Sudan'daki gelişmeleri yakından takip ediyor.
Etiyopya'daki çatışma ise bölge açsından önemli bir boyuta sahip. Komşu ülkeler, çatışmanın yayılmasından ve mülteci akınlarından endişe duyuyor. Ayrıca uluslararası toplum, Etiyopya'daki insânî krizin büyümesini önlemek için diplomatik çözüm arayışlarına devam ediyor.
Sudan ve Etiyopya'da yaşanan çatışmalar gerek bölge gerekse dünya çağında dikkatleri üzerine çekmiş görünüyor. Zîra çatışmalar sadece bu ülkeler için değil, aynı zamanda bölge için de büyük bir güvenlik tehdidi oluşturuyor. Uluslararası toplumun barışı yeniden tesis ve insânî krizlere mânî çabalarını artırması, tarafları masaya oturtma konusunda daha fazla inisiyatif alması hayâtî ehemmiyet arz ediyor. Aksi takdirde bu çatışmalar daha fazla acıya, kayba ve istikrarsızlığa yol açacaktır.