Snowpiercer ve uzun soğuk savaş
“Önce iklim değişti. İnkârcılar nedenini bilmelerine rağmen bizi felakete sürüklediler. Savaş dünyayı daha da ısıttı. Buzlar eridi, tüm canlı türleri yok oluşa sürüklendi. Bilim insanları, dünyayı soğutarak, verdikleri zararı gidermek istediler ama onu çekirdeğine kadar dondurdular.”
Burada, “dünyayı soğutmak için” atmosfere kireçtaşı püskürtmek isteyen Bill Gates’e atıf var mıdır bilinmez ama “Snowpiercer” (kar küreyici) dizisi açılışını bu anlatımla yapıyor.
- Dünyanın üzerinde yaşanamayacak derecede soğumasından 7 yıl sonra 1001 vagonlu ve durmaksızın dünyayı dolaşan bir trende geçenleri konu alıyor “Snowpiercer” dizisi.
Gelmekte olan felaketi önceden gören bir İngiliz zengin Bay Wilford (W) bir sığınak olarak kullanılacak çok büyük bir tren inşa eder.
Dünyanın insanlar için artık yaşanamayacak hâle geldiği son günlerde tren için para ödemiş olan biletli yolcular yani zenginler ve onlara hizmet etmek ve trenin idamesini sürdürmekle görevli çalışanlar trene alınırlar. Bu sırada durumun farkına varan sıradan bazı insanlar biletsiz olmalarına rağmen güvenlikle çatışarak trenin son vagonlarına yığınlar hâlinde binmeyi başarırlar.
Dünyayı temsil eden tren
Kapıların kapanması ve trenin harekete geçmesi ile birlikte donmamak için devamlı hareket hâlinde olması gereken 1001 vagonlu trenin tüm dünyayı dolaşan yolculuğu başlamıştır.
Trende yaşayanlar yerkürede hayatta kalmış son insanlardır.
Dizideki tren aslında tam mânâsıyla dünyayı temsil etmektedir. Arka vagonlara kısılan ve neredeyse üst üste yaşayanlar “kuyruklar” olarak adlandırılmaktadırlar. Tren yönetimi tarafından kendilerine verilen çok az bir besinle hayatta kalmaya çalışmaktadırlar ve bu yüzden sık sık akim kalan treni ele geçirme denemeleri yapmaktadırlar.
Bu denemeler dizide ilginç bir şekilde “devrim” olarak adlandırılmaktadır ve kuyrukta yaşayanların kafalarındaki zaman kavramı bu devrimlerle şekillenmektedir.
Trenin en ön kısmında yaşayan ve trende üretilen besinlerin/kaynakların büyük bölümünü tüketen elitlerin kendi özel dairelerinden, birinci sınıf restoranlarına, sanat gösterilerinden çocuklarının okullarına kadar her şeyleri mevcuttur.
Trenin orta bölümünde yaşayanlar ise trenin idamesinden, güvenliğinden, günlük rutininden sorumlu olan görevlilerdir. Yani bir devletin idamesinde gereken, memur, mühendis, sağlıkçı, sanatçı ve asker/polis sınıfıdır. Bu sınıf hem sosyal ve psikolojik mânâda kuyruktakilerle elitler arasındaki güvenli bölgeyi oluştururken aynı zamanda trenin gerçek gücünü de ellerinde tutmaktadırlar.
Dizinin başrol oyuncularından Jennifer Connelly, dizi ile ilgili bir dergiye yaptığı açıklamada, "Yapım sınırlı kaynaklar, sosyal adaletsizlik ve güç ile servetteki hiyerarşilerden bahsediyor. Bugünle ilişkili bazı konuları ele almak için iyi bir platform olduğunu düşünüyorum” açıklamasında bulunmuş.
Biz de bu yorumdan hareketle filmde verilen şuur altı mesajları kısaca özetleyelim.
Trenin sahibi olan “Wilford endüstrisinin” amblemi olan “W” işareti devasa bir logo olarak lokomotifin üzerinde gözükmektedir.
Herhalde bu ünlü iki boynuz sembolü olan W harfinin neyin işareti olduğunu söylememize gerek yoktur.
Fakirlerin üremesine izin yok. Kaynak: Netflix
Dizinin birinci bölümünde kuyruktakilerin ayaklanma planlarken kendi aralarında yaptığı konuşmalardan bir kesit verelim.
“Yine yiyeceğimizi kesecekler. Köleye gerek duydukları için bizi hâlâ besliyorlar. Bizi açlıkla yok ediyorlar, kadınlarımızı kısırlaştırıyorlar. Son 5 yılda kuyrukta tek bir çocuk doğmadı.”
Fakirlerin üremesine izin yok mesajı ilginç geldi mi?
Başarısız olan ayaklanmada elebaşılar ceza olarak dondurulup bitkisel hayata sokulacakları çekmecelere kapatılmadan önce cezalar yüzlerine okunur.
“Biletsiz yolcular, kaçak yolcu olduğunuz için dava ya da temyiz hakkınız yok. Ebedi lokomotifimizin bağışlaması ve merhameti sayesinde bu kadar yaşamanıza izin verildi. Wilford endüstrisinin yetkisiyle süresiz olarak çekmecelere kapatılma cezasına çarptırıldınız.”
Para ödememişseniz dava hakkınız olmayan bir ortamda cezanızın özel bir şirket tarafından kesilebiliyor olması size de ilginç gelmiyor mu?
Ya diğer mesajlar?
• Trende sınıfları ayıran vagonlar arasında geçiş yapabilmek için elinizde deri altında kimliğinizi belirten bir çip olması gerekiyor.
• Dünya donarken diğer mega zenginler yer altı sığınaklarına doluşurken bilinçlerini dijital ortama yüklemeye çalışıyorlarmış.
• Trende elektrik arzının benzeri kaynak sıkıntısı çekildiği zamanlarda elitlerin aklına gelen ilk şey kuyruk vagonlarını trenden kesip atmak oluyor.
• Yönetici elitin tamamı beyazlardan oluşurken isyanın başında yer alan kişinin bir siyahî olması tamamen tesadüf olabilir mi?
• Trenin her daim yapımcısı olan İngiliz zengin tarafından sürüldüğü zannediliyor ama gerçekte o hiçbir zaman trene yetişememiş. Bununla birlikte tren sakinlerinin panik olmaması için herkese trenin sürücü koltuğunda trenin yapımcısı Bay Wilford’un oturduğu söyleniyor.
Seyretmek isteyenler için daha fazla detaya girip tadını kaçırmayalım ve dizinin niye ilgimizi çektiği meselesine gelelim.
Dizide dünya çevresinde hiç durmadan turlayan bir tren olduğu konusunu anlayıp üzerine boynuz amblemli lokomotifi gördüğümüz anda aklımıza ilk gelen şey Çin’in “kuşak - yol” projesi oldu.
Hatırlarsanız ilk duyulduğunda bu projenin küreselci İngiliz aklı olduğu sanılmış, ardından İngiltere’nin Çin ile anlaşamadığına dair emareler gözükmeye başlamış ve nihayetinde bu ülke AB’den çıkmıştı.
- Daha sonra küresel finansın merkezi “The City”nin Londra’dan Çin’e taşınacağı konuşulmaya başlanmış, ardından bir başka finans merkezi Hong Kong’da başlayan demokrasi ayaklanmaları üzerinden İngiltere Çin atışması zirveye çıkmıştı.
Yine tam o sıralarda İngiltere “D10” adı altında demokrat ülkelerle bir ekonomik işbirliği teşkilatı kurmaya çalışırken Amerikan Başkanı Biden da seçilmesinin ardından İngiltere Başbakanı Boris Johnson ile yaptığı telefon görüşmesinde, demokratik devletlerin Çin'in başlattığı “Kuşak ve Yol” Projesi'ne karşılık benzeri bir girişimde bulunmasını önermişti.
Snowpiercer dizisinin 1. sezonu da sanki tam böyle bir tema ile bitiyor.
Uzun soğuk savaş
Tren dünya çevresinde durmak bilmeden turlarken trenin gerçek “İngiliz sahibi” birden ortaya çıkıveriyor ve daha güçlü bir başka lokomotifle Snowpiercer’in tren hattına girip onu yakalamaya çalışıyor.
Sezonun son bölümünün son sahnesinde de Snowpiercer’i kuyruğundan yakalayan “İngiliz sahip” treni hareketsiz hâle getirmeyi başarıyor.
Hareketsizliğin donarak ölüm demek olduğu bir dünya ikliminde tam da kuyruktakiler “tek tren - tek dünya” sloganı ile devrim yapmak üzere harekete geçip bunun “çok uzun bir soğuk savaş” olacağı mesajını verirken konunun çözümü bir sonraki sezona kalır.
Kısmetse onu da izlediğimizde yazarız.