Siyonizmi sorgulamak yasak

SÜLEYMAN ŞAHİN
Abone Ol

İkinci Dünya Savaşı sonrası Siyonizmin etkisini ciddi planda görmeye başlıyoruz. Kültür, sinema ve sanatın bütün alanlarında hegemonya kurdular. Tarihi yeniden kurguladılar. Okullarda çocuklarımız onların kurguladığı tarihi öğrenmeye zorlandı. Bütün bir insanlık onların uydurduğu yalanlarda yaşamaya başladı. Bu yalanları sorgulamak mümkün değil. Siyonizm ve holokost örneklerinde görüldüğü gibi, yasalarla sorgulamayı suç haline getirmiş durumdalar.

Dieudonne M’Bala M’Bala, 55 yaşında Kamerun asıllı bir Fransız sanatçı. Stand-up şovlarıyla meşhur. Yaptığı gösteriler milyonlar tarafından izleniyor. Ama Siyonizm hakkında pek iyi şeyler söylemediği için ülkesinde sahne alması engellenmiş durumda. Önce tiyatrosu kapatıldı, daha sonra mobil sahne imkanı için satın aldığı otobüsüne el kondu. Youtube, Facebook ve Instagram hesapları sansüre uğrayıp kaldırıldı. Milyonlarca takipçiye sahip bir sanatçının kitlelere ulaşması niçin engelleniyor? Siyonizmin yalanlarına ortak olmadığı için. Ünlü sanatçı Dieudonne ile mülakat yaparak Liberte-Egalite-Fraternite / Özgürlük-Eşitlik-Kardeşlik yalanını sizler için bir kez daha deşifre ediyoruz. İyi okumalar...

Fransa'da bilinen bir isimsiniz. Türk kamuoyu sizi pek tanımıyor. Kendinizi bir cümleyle tanıtın desem ne dersiniz?

Ben bir sanatçıyım. Sahnede olmayı çok seviyorum. Filmler de yaptım ama sahnede olmak, canlı performans çok daha başka benim için. İnsanları gülümsetmeyi, güldürmeyi seviyorum.

Elie Semoun, yani bir Yahudi ile yola koyuldunuz, sonra sadece onunla değil, bütün Yahudiler ile yolları ayırdınız. Bunun özel bir hikâyesi var mı?

Yahudiler ile özel bir hikâyem var denilemez. Semoun benim mahalleden çocukluk arkadaşım. Birlikte büyüdük biz. Yani burada bir sorun varsa, kesinlikle benden kaynaklanmıyor. Fransa’da sanat camiası neredeyse tamamen Siyonistlerin elinde. Onların fikirleriyle uyuşmadığın zaman başına belayı alıyorsun. Oldukça agresif bir tutumları var. Onlar her şeyi ve herkesi eleştirebilirken siz onları eleştirmeye başlayınca kıyamet kopmuş oluyor. Sizi doğrudan susturmaya çalışıyorlar. Bir de şu var tabii. Fransa’daki en ırkçı kesim de bunlar. Benim gibi siyahi insanlardan nefret ediyorlar. Biliyorsunuz, Müslümanlar da onların hedefinde.

Fransa Charlıe Hebdo’nun ülkesi

Fransa'da düşünce özgürlüğü diğer tüm inançlara saldırmaya imkân tanıyor ama Siyonizme laf söylemek suç durumunda. Bu çelişkiyi nasıl açıklarsınız?

Fransa’nın laik olduğu söylenir ama siz buna bakmayın. Asıl tanım şu olmalı: Fransa Charlie Hebdo’nun ülkesidir. Elbette bu militan tavır Müslümanlara da karşı. Ama unutmamak lazım ki, asıl hedeflerinde Hristiyanlık var. Hristiyanlık ve Müslümanlık onların nezdinde muteber değil.

Peki, niçin bu kadar Hristiyan karşıtı bu kesim?

Benim nazarımda bunlar İsrail’in askerleri. Bu yüzden Hristiyanlıktan pek hoşlanmıyorlar.

Evanjeliklerin İsrail ile barışık olduğunu biliyoruz. Katolikler mi sorun o zaman?

Aslına bakarsanız Siyonist papazlar da var. Hristiyan görünüyorlar ama aslında değiller. Benzer durumun Müslüman dünyada da var olduğunu düşünüyorum. Fakat ne Katolik dünya, ne de Müslüman dünya tam olarak kontrollerinde değil. Anglosakson dünya ile bir derece entegre olmuş haldeler. Evanjelik örneğinde görüldüğü gibi. Ama halen Katolikleri ve Müslümanları dize getirebilmiş değiller. Kızgınlıkları da bu yüzden zaten. Kilise ve Müslümanlar ile o yüzden sürekli uğraşıp duruyorlar.

Dieudonne M’Bala M’Bala, 55 yaşında Kamerun asıllı bir Fransız sanatçı.

İlginç bir noktaya parmak bastınız. Bizde de “dönme” diye bir kavram var. Müslüman gözüken bir Yahudi cemaatinin mensupları bunlar. Sayılarına nispetle hayli etkinler.

Dediğim gibi Fransa’da mevcut böyleleri. Asıl mevzuyu kaşıyanlar da bunlar.

Davalar açıp yıldırmak istiyorlar

Mevcut sistem açısından makbul biri olmadığınız ortada. Hakkınızda açılmış davalar var. Halen devam eden davanız var mı?

Mevcut sistemin başında aslen siyasetçi olmayan, Rothschild’e çalışan bir bankacı bulunuyor. Öncelikle şunu bir not edelim. Fransa artık anahtar teslimi yapılmış, Rothschild ve uzantılarının yüzde yüz hakimiyet sağladığı bir ülke. Dolayısıyla benim hakkımda sürekli yeni davalar açıp duruyorlar. Geçen hafta mahkemedeydim mesela, buradan durumu anlayabilirsiniz. İşin üzücü yanı, pedofil eylemler bile görmezden gelinirken Siyonizmin dokunulmaz olması, diğer konularda hassas olmayan sistemin bu konuda inanılmaz hassas ve keskin tavrı.

İstanbul’a yerleşmek istediğinizi duyduk. Açılan davaların etkisi var mı bunda?

Şimdilik oğlum Türkiye’ye yerleşecek. Ben de bu vesileyle sık sık ziyaret edeceğim. Son yıllarda artan baskılar nedeniyle sanırım Fransa’dan ayrılacağım. Henüz kesin bir karar değil bu. Ama gidişat böyle görünüyor. Ben sadece işimi yapmak, sahne almak istiyorum.

Şu anda özgürlükler ülkesi denilen Fransa’da işini yapamayan bir sanatçısınız. Ve bu yüzden ülkenizden ciddi ciddi taşınmayı düşünüyorsunuz, öyle mi?

Aynen öyle. Bir tiyatrom vardı. Oradan çıkardılar. Sonra bir otobüs satın aldım. Sadece işimi yapabileyim, tekrar sahne alabileyim diye. Madem ki sabit bir mekanda rahat bırakmıyorlar, mobil olayım en azından dedim. Buna bile izin vermediler. Konuşmamı, işimi yapmamı tamamen engellemiş durumdalar. Ben milyonlarca izleyicisi olan, popüler bir insanım. Sahne benim hayatım. Hayatım elimden alınmış gibi. Üstelik ne yapmışım? Fransa’nın aleyhine ne yapmışım? Siyonizmi eleştirmişim sadece. Bugün maalesef Fransa’da Siyonizmi eleştirmek suç. Fransa’nın bütün değerlerine istediğin gibi saydırabilirsiniz ama Siyonizme tek kelime edemezsiniz.

“Küresel çetenin hedefindeyim”

Shtisel diye bir İsrail dizisi var, dindar Yahudileri konu alıyor. İsrail devletinin bizzat fonladığı bu dizide Siyonizme ve İsrail’in kuruluş gününe saydıran bir haham söz konusu. Yani İsrail’de olsanız belki bu kadar baskı görmeyeceksiniz. Fransa nasıl bu hale geldi?

Bakın, mesele bu da değil. Benim milyonlarca takipçiye sahip Facebook ve Youtube hesaplarım kapatıldı. Küresel bir çetenin hedefindeyim. ABD başkanı Trump’ı bile susturan bir çetenin karşısında benim gibi bir sanatçının ne kadar şansı olabilir ki? Böyle bir dünyada her şey mümkün. Bu yüzden benim açımdan hiçbir şey sürpriz değil.

Peki, bu kuşatmayı nasıl yaracaksınız?

Bu kuşatma tek başına yarılacak gibi değil. Bir farkındalık gerekli. Birlikte olmamız lazım. Siyonizme karşı Hristiyanlar ile Müslümanlar bir araya gelmeli. Ancak o şekilde bu çember yarılabilir. İnsanlarda bir farkındalık oluşturmak için elimden ne geliyorsa yapmaya çalışıyorum.

İslamofobiyi Siyonistler kışkırtıyor

Hristiyanlar ve Müslümanlar bir araya gelmeli diyorsunuz. Avrupa’da yükselen İslamofobiyi Siyonizm mi kıştırtıyor sizce?

Charlie Hebdo Fransasında yaşananlar bunun açık bir örneği değil mi? Bakın, beni de iki defa iğrenç bir şekilde kapak yaptılar. Daha önce de değindiğim gibi son derece tehlikeli bir ırkçılık da var bu adamlarda. Siyahi olmam onları çıldırtıyor. Küçücük bir beyinle tasvir ettiler beni. Çünkü onlara göre bir siyahi kesinlikle aptal olmalı. Zeki ve entelektüel olması mümkün değil. Hatta insan bile değil onların nazarında. Bir de beni nefret suçuyla itham ediyorlar. Oysa asıl nefret suçu onların yaptığı. Fransa böyle saçma bir ülkeye dönüştü maalesef.

Siz bir hiciv ustası olarak ne dersiniz, Charlie Hebdo’nun yaptığı mizah mıdır gerçekten?

Tastamam iğrençlik. Muhatabını toplum nazarında en aşağılık seviyeye düşürmek, afedersiniz kendisini bir necaset olarak hissetmesini sağlamak bütün yaptıkları. Bu ne fikir özgürlüğüdür, ne de mizah. İtibar suikastıdır sadece. Nefret suçu işliyorlar resmen.

Siyonizmin yalanlarını yaşıyoruz

Siyonizmin Fransa ve Avrupa üzerindeki gücüne dair neler söylemek istersiniz?

İkinci Dünya Savaşı sonrası Siyonizmin etkisini ciddi planda görmeye başlıyoruz. Kültür, sinema ve sanatın bütün alanlarında hegemonya kurdular. Tarihi yeniden kurguladılar. Okullarda çocuklarımız onların kurguladığı tarihi öğrenmeye zorlandı. Bütün bir insanlık onların uydurduğu yalanlarda yaşamaya başladı. Bu yalanları sorgulamak mümkün değil. Siyonizm ve holokost örneklerinde görüldüğü gibi, yasalarla sorgulamayı suç haline getirmiş durumdalar.

Stephane Blet, Dieudonne M’Bala M’Bala, Süleyman Şahin

Karşılıklı konuşabilmenin de mümkünatı yok. Çünkü onların inancına göre kendilerinden olmayana her türlü yalanı söylemek serbest. Size karşı sürekli yalan söyleyen birileriyle nasıl diyalog kurabilirsiniz? Bu arada savaşın hemen sonrasında İsrail devletinin kurulduğunu gözden kaçırmayalım.

Bazı ülkelere girişiniz yasaklandı sanırım, hangi ülkeler bunlar?

İngiltere, Belçika, Kanada, Hong Kong, Tayland ve Fas.

İngiltere, Belçika tamam da Tayland ve Fas neyin nesi anlayamadım. Peki, İsrail için bir yasak söz konusu mu?

Hayır, İsrail için resmi bir yasak söz konusu değil. Eski İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejat dostum olduğu için İran’a çok gidip gelmişliğim var. Belki bu yüzden sorun çıkabilir. Bir de benden pek hazzettiklerini sanmıyorum. İsrail’den çok tehdit aldım bugüne kadar. Ama işin doğrusunu söylemek gerekirse resmi bir yasak mevcut değil. Evet, Antisemit olarak tanımlanan birisi açısından paradoks gibi duruyor ama durum bu şekilde.

Antisemit değil de Antisiyonist daha doğru bir tanım bence. Ne dersiniz?

Sizin tanımınız daha doğru ama Fransa’da Antisiyonist denince Antisemit geliyor akla kaçınılmaz olarak. Oysa benim Yahudilerle alıp veremediğim yok. Meselem Siyonistler ile.

Afrika’ya yerleşeceğim

Bundan sonrası için bir yol haritası var mı? Dieudonne bundan sonra neler yapacak?

Daha önce dediğim gibi Fransa’da kalacağımı sanmıyorum. Yasaklar nedeniyle şu anda Fransa’da spontan gösteriler yapmak durumundayım. Bir saat öncesinden şehir dışında bir lokasyon belirtip kendi networkumdan insanlara duyuru yapıyorum. Sağolsunlar, büyük bir kalabalık halinde beni izlemeye geliyorlar. Ama böyle devam etmesi mümkün değil. Sanırım Afrika’ya yerleşeceğim. Orada hem sanatımı icra edeceğim, hem de yeni nesilleri eğiteceğim. Bir sahne okulu açabilirim