Sigara helâl mi, haram mı?

SÜLEYMAN ŞAHİN
Abone Ol

Evet, sigara helal midir, yoksa haram mı?Buyrun, hep birlikte görüşlere bakalım. İslam’ın insanı merkez alan yönünü dikkate alarak nefsimize tek kırıntı pay çıkarmadan, meseleyi dürüstçe enine boyuna tefekkür edelim.

Sigara konusu toplumun en tepesinden tabana değin hemen her kesimi ilgilendiriyor. Bu kadar çok boyutlu, çok katmanlı bir meseleyi ele almak kimi avantajları barındırdığı gibi kimi sakıncaları da beraberinde getiriyor. Her şeyin ötesinde şunu açık yüreklilikle kabullenmek lazım. Her ne yazarsak yazalım, her ne söylersek söyleyelim, birilerini memnun ederken başka birilerinin hoşuna gitmeyeceğiz. Kaşlar çatılacak, dudaklar büzülecek, ülkemizde en enerjik mekanizma olduğu su götürmez dedikodu çarkı, ışık hızına denk şekilde işlemeye başlayacak.

Elbette durum sadece mevzuya has değil. Fakat mevzunun netame katsayısı hiç de azımsanır gibi durmuyor.

İşin ucunda helal, haram gibi insanı kıl üstünde yürüten ince hassasiyetler söz konusu olunca vaziyet daha da çatallanıyor. Nitekim mevzuya dair görüşlerine baş vurduğumuz hepsi birbirinden değerli ilahiyatçıların, fıkıh uzmanlarının, İslam alimlerinin üsluplarında bu nezakete, bu inceliğe şahit olmak mümkün.

TÜTÜN KONUSUNDA TAM BİR İTTİFAK YOK

İslam, insanı merkez alan; insanın canını, aklını, neslini, malını ve dinini korumayı esas olarak kabul etmiş bir inanç sistemi. Herhangi bir hükme bağlamadan önce bu beş temel esas çerçevesinde değerlendirdiğimizde sigaranın;

- Sağlığa verdiği büyük tahribat dolayısıyla cana,

- Beyne giden damarları daraltması cihetiyle akla,

- Sigara içilen bir evde ve de toplumda çocukların gördüğü zarar yüzünden nesle,

- Bütçeye verdiği yük nedeniyle mala,

- İbadette huzur almaya mani ağır kokusu yüzünden dine zarar verdiği aşikâr bir durum.

Değerli uzmanların görüşlerinden de okuyacağınız gibi hüküm konusunda haramlığa dair genel bir meyil bulunsa bile tam bir ittifak olduğu söylenemez.

Nitekim haram olmadığını net olarak söyleyenler de mevcut. Evet, sigara helal midir, yoksa haram mı?

Buyrun, hep birlikte görüşlere bakalım. İslam’ın insanı merkez alan yönünü dikkate alarak nefsimize tek kırıntı pay çıkarmadan, meseleyi dürüstçe enine boyuna tefekkür edelim.

Faruk Beşer, ''İnsanın sağlığını bozması ve habis, yani selim tabiata aykırı ve tiksindirici olması. Buna göre bir şeyin yenilip içilmesi insana zarar veriyorsa, ya da zararı faydasından çoksa, o şey haramdır'' şeklinde konuştu...

Faruk Beşer: Böyle muzır bir şeye İslam helal der mi?

İnsanın dünyada yapıp edeceği her şey imtihan konusudur ve onun en temel iki imtihanı yemesi ve cinselliğidir. Bu iki konuda sınavı kazanırsa bu dünyayı da öbür dünyayı da kazanır. Onun için Resulüllah (sa): ‘Bana iki kapınızı garanti edin, ben de size cenneti garanti edeyim; ağzınız ve cinsel organınız’ buyurmuştur.

Yeme içme konusunda İslam’ın haram kılma kuralı bellidir:

Kitapta ve onun açıklaması olan sünnette bir şey kayıt koymadan/mutlak olarak yasaklanmışsa bu ebediyen haramdır. Bu kaynaklarda adı geçmemesine rağmen, temel özellikleri bakımından orada zikredilen bir şeye benzeyen de orada zikredilenin hükmünü alır.

Mesela şarap haram kılınmıştır, haramlığına konu olan temel özelliği sarhoş etmesi sebebiyle akla zarar vermesidir. O halde sarhoş eden her şey haramdır.

Her yıl sigaradan 110 bin insanımız ölüyor. Oysa terör otuz yılda otuz bin insanın ölümüne sebep oldu. Demek ki sigara terörün yüz katı zararlıdır.


Bu ilk kaynakta sözü edilmeyen ve temel özelliği olarak kıyaslanacağı bir aslı da bulunmayan şeylerde ölçü, maslahat ve mefsedet, yani fayda ve zarar dengesidir. Safi fayda olan şeyler helal, safi zarar olan haramdır. İkisinden de bir miktar barındıran, hangi taraf çoksa ona göre hüküm alır.

Zararın iki temel belirleyicisi vardır:

İnsanın sağlığını bozması ve habis, yani selim tabiata aykırı ve tiksindirici olması. Buna göre bir şeyin yenilip içilmesi insana zarar veriyorsa, ya da zararı faydasından çoksa, o şey haramdır. Bu ölçü şu anlamdaki ayeti kerimeden alınmıştır: ‘Sana şarabı ve kumarı soruyorlar, deki onlarda çok büyük bir günah (zarar) ve insanlar için bazı faydalar vardır, ama günahı (zararı) faydasından daha büyüktür’. Yani zararı kârından çok olduğu için yasaklanmıştır.

Demek ki, böyle olan her şey haramdır.

MUBAH SAYAN ALİMLERDE VAR

Sigaranın ortaya çıktığı zamanlarda bazı âlimler bunun iyi bir şey olmadığını anlamışlar, bazıları ise (İbn Abidîn gibi) şöyle demişlerdir:

  • İbn Abidîn Hazretleri'ne göre;

    ‘Sigara konusunda Kitapta ya da Sünnette bir açıklama yok, henüz bir zararını da görmedik. Görürsek haramdır deriz. Eşyada aslolan mubah olmasıdır. O halde sigara da mubah olmalıdır’.

Oysa bu gün sigaranın sayısız zararları bilimsel olarak ispatlanmıştır. Kanser olaylarının yüzde sekseni sigara sebebiyledir. Buna karşılık hiçbir faydası yoktur. Sigara yanık bir şeyin yenilmesidir, yanık yemek İslam’a göre yasaktır. Habis bir varlıktır, çünkü sigara içenlerin nefes kokuları, sağlam tabiattaki herkesi tiksindirir.

Helal olmalarına rağmen soğan sarımsak yiyenler camiye gelmesinler denmiştir. Buna göre sigara içenler camiye ebediyen gelmemelidir.

Böyle birşey Müslümana yakışır mı?

Sigara içmek aynı zamanda kul hakkına da girer...

Sigara aynı zamanda önemli bir kul hakkı ihlalidir. Herkesin havasını kirletir. Sokaktaki çöplerin çoğunu sigara izmaritleri oluşturur. Sigara içen başta kendi çoluk çocuğu olmak üzere etrafındaki herkese zarar vermektedir.

Sigara safi israftır, yılda yirmi milyarımızın; yani iki yüz dev fabrikamızın, kırk bin otobüsün, sekiz yüz büyük okul binasının yakılıp kül edilmesi demektir.

Her yıl sigaradan 110 bin insanımız ölüyor. Oysa terör otuz yılda otuz bin insanın ölümüne sebep oldu. Demek ki sigara terörün yüz katı zararlıdır.

Böyle muzır bir şeye İslam helal der mi?

Neresinden bakarsanız bakın, İslam kurallarına göre sigaranın haramdan başka bir hükmünü bulamazsınız. Ne var ki, haramlığı, mesela domuz etinin haramlığından farklıdır; o ayetle sabittir ve inkârı küfürdür, beriki içtihatla sabittir ve inkârı sadece cehaletin eseridir.

Karaman ise şu sözlerle sigara içme konusunu değerlendirdi: Hayata ciddi manada zarar veren bir şey kesinlikle haramdır.

Hayrettin Karaman: Paketin üzerinde ‘sigara öldürür’ yazmıyor mu?

1970’li yıllarda İzmir İslam Yüksek Enstitüsü’nde öğretim görevlisi iken ‘Günlük Hayatımızda Helaller ve Haramlar’ isimli bir kitapçık yazdım. O günden bugüne sigaranın haramlığı konusundaki fikrim değişmedi hatta daha da sağlam bir hale geldi. İslamdaki bütün hükümler temel beş değeri muhafaza etmek üzere konulmuştur. Buna mekasıd-ı şeria, dinin maksatları denir. Bunlardan biri de hayatı korumaktır.

Hayata ciddi manada zarar veren bir şey kesinlikle haramdır. Zira Allahü teâlâ “Kendinizi tehlikeye atmayın” ve “Kendinizi öldürmeyin” buyuruyor. Nitekim sigara paketinin üzerinde de “Sigara öldürür” yazmıyor mu?... Mesele bu kadar net. Elbette hepsine büyük hürmetimiz var, Allah gani gani rahmet eylesin.

Eski alimlerin bir kısmı buna mekruh veya mübah demişlerse bunun sebebi o vakitlerde sigaranın zararının bilinmemesidir.

Normalde nabzımız dakikada 80-100 kez atıyor. Ancak sigara içen kişilerde nabız atım sayısı 100 ve üzerine çıkabiliyor. Bunun sonucunda da yüksek tansiyon gibi oldukça önemli problemler ortaya çıkabiliyor.

Nitekim bizden Nobel ödülü alan Aziz Sancar bir tek sigaranın bile çok büyük zararları olduğundan bahsetti. Düşünün, bir tek sigara...

Artık bu durumda kalkıp da “Sigara zararsızdır” demek kolay hadise değil. Efendimizin (sav) bir hadisi şerifi mevcut: “La darare ve la dırar”. Yani ne bir insana doğrudan zarar verebilir ne de zarar verene zararla mukabele edebilirsiniz. “Bu bana şunu yapmıştı, ben de ona zarar verip intikam alayım” düşüncesinin bizim inancımızda yeri yok. Adalet var, hukuk var, gideceksiniz hukukun kararına boyun eğeceksiniz. Hem iddia makamı, hem hakim, hem de cellat olamazsınız. Bir zararı da pasif içicilik hadisesi.

  • ÇEVREYE ÇOK ZARARI VAR
  • Adam sigara içiyor, hanımı Anadolu kadını, ağzına tek sigara sürmemiş ama bir bakıyorsun sanki o da eşiyle beraber sigara içmiş gibi bundan etkilenmiş, sağlığı büyük zarar görmüş. Bir de bu açıdan çevreye ciddi zararı söz konusu.

Bu kadar zararına rağmen hala rağbet görüyorsa sigara lobisinin gücünü yabana atmamak lazım. Bu lobinin işlettiği devasa bir reklam çarkı var. Çok büyük paralar söz konusu.

Coca Cola, kalp atışının hızlanmasına, tansiyonun ve şekerin yükselmesine, mide asitinin artmasına ve kandaki hormonların yükselmesine neden olan kafein içerir...

Coca Cola reklamı da aynı şekilde ülkemizde halen yapılıyor ancak beslenme uzmanlarına soruyorsunuz, bir bardak kolanın ne kadar zararlı olduğundan bahsediyorlar.

Reklamcılar kızmasınlar ama vaktiyle bir makalemde de yazmıştım. “Reklamcılar kapitalizmin davulcularıdır” demiştim. Haram ile helali, zararlı ile faydalıyı ayırt edecek süzgeç kullanan, abartmayan, yalan söylemeyen, insanları kandırmayan, münasebetsiz resimler kullanmayan reklamcıları elbette bu hükümden hariç tutuyoruz. İstisnalar muhakkak mevcuttur ama bu durum kideyi bozmaz.

Şenocak, ''Elimizdeki mâlumat ışığında bugün sigara hakkında ‘haramdır’ diyebiliyoruz'' şeklinde konuştu...

İhsan Şenocak: Sigara içmek iki cihetten haramdır

İslam’da bir mesele hakkında hüküm vermeden önce mevzuyu gereği gibi bilmek zarureti vardır. Bu nedenle meseleyi ehline götürmek ve oradan çıkan neticeye göre hükme varmak gerekir. Zaten Allah’ın kitabında “Bilmiyorsanız zikir ehline sorun” buyrulur. Burada zikir ehlinden kasıt, meseleyi bilen kimselerdir.

Bundan önceki devirlerde sigara hakkında görüş bildiren âlimler zamanın bilgisine göre hareket ediyorlardı.

O zamanlarda tıp ilmi şimdiki gibi ilerlemiş durumda değildi, sigaranın zararları bugünkü gibi bilinmiyordu. Dolayısıyla kimi âlimlerin verdiği ‘mübah’ fetvası kendi zamanı açısından geçerli sayılabilir. Ancak bugünkü bilgiler ışığında, sigaranın bunca zararı ortaya çıkmışken bu fetva bizi bağlamaz. Elimizdeki mâlumat ışığında bugün sigara hakkında ‘haramdır’ diyebiliyoruz. Evet, sigara içmek iki cihetten bakıldığında kesinlikle haramdır.

Sigarada 4000 adet zehirli madde vardır...

- Bu beden bize Allahü teâlâ’nın emanetidir. Bir kimse nasıl kendi elini satırın altına koyup “Benim elim değil mi, istersem keserim” diyemezse ve bunu yaptığı takdirde haram işlemiş sayılırsa, sigaranın tahrip ettiği beden de bizim kendi malımız değildir. Allahu Teala, kitabında “Kendinizi öldürmeyin” buyuruyor. Dolayısıyla sigara içmek, bedenimize doğrudan zarar verdiği için haramdır.

- İkincisi ise israf konusudur. İslamda kişinin elindeki imkanları faydasız işlerde heba etmesi yasaklanmıştır. Allahu Teala’nın verdiği imkânı sigara gibi faydasını geçtik, bilakis zararı bulunan bir madde uğruna harcamak israf kapsamına girer. Kur’anı Kerim’de “Saçıp savurmayın” buyrulmaktadır.

Son söz olarak şunu tekrar ifade edelim. Eski âlimler kendilerine sigara hakkında tıbbî hakikatler şimdiki gibi ulaşmadığı için verdikleri “mübahtır” hükmünde mazurdurlar. Ancak bu hüküm daha önce de söylediğim gibi artık bizleri bağlamaz.

Biz sigaranın zararlarını toplum olarak mevzunun uzmanlarından neredeyse her gün duyuyoruz.

Mehmet Talu, ''Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimizin sarhoş eden ve keyif verip vücudu gevşeten her şeyi yasaklaması da ayrıca sigara aleyhinde bir delildir'' şeklinde konuştu...

Mehmet Talu: Haramlığa dair deliller kuvvetli

Sigara veya tütün Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz veya müctehid imamlar döneminde bulunmadığı için, hakkında Âyet-i Kerime, Hadis-i Şerif veya müctehidlerin bir sözü yoktur. Bu bakımdan sigara hakkında, ortaya çıkışından bu yana fukahanın mübah, mekruh ve haram şeklinde farklı görüşleri olmuştur. Sigaranın mübah olduğunu söyleyen fukaha: “Eşyada aslolan ibaha yani mubah olmakdır” genel kidesinden hareket ederek, haram olduğuna dair delil olmadıkça mekruhtur hükmünü de veremeyeceklerini belirtmişlerdir. Mekruh olduğunu söyleyenler ise kokusunun rahatsız edici olduğunu belirterek soğan ve sarımsak hükmünü vermektedirler. Ayrıca sigaranın bid’at olduğunu söylemektedirler.

Artık gelişen ilim, sigaranın insan vücuduna verdiği zararın ne derece büyük olduğunu tespit etmiş ve günümüz ulemasına bunu ispat etmiştir.

Sigara içmeyen biri sigara içen birinin yakınındayken pasif içici olarak sigara dumanı solur. Pasif içicilik herkes için tehlikelidir. Biri sigara içtikten sonra duman saatlerce havada kalabilir.


Artık geçmişte olduğu gibi sigaranın zararlı olup olmadığı tartışması yoktur. Sigara tartışmasız olarak zararlıdır. Hiç kimse onun faydasından bahsetmemektedir. Bu bakımdan sigaranın haram olduğunu söyleyen fukahanın görüşleri kulak ardı edilmemelidir.

Çünkü sigara vücuda kesin olarak zararlıdır. Din, vücuda zarar vermeyi ve genel olarak zararı reddeder.

Sigara ayrıca israftır, israfın haram olduğunu bilmeyen yoktur. Bütün bunların yanısıra sigara sadece içeni değil, çevresindeki insanları da rahatsız eder. Bu bakımdan sigaranın haram olduğunu ileri sürenlerin delilleri oldukça kuvvetlidir. Şöyle ki:

- Yenmesi ve içilmesi kesin olarak vücuda zarar veren şeylerin yenmesi ve içilmesi haramdır. Sigaranın zararı ise kesindir. Cenab-ı Hak: “... Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayınız...” “... Kendinizi öldürmeyiniz...” buyuruyor. Ubade b. Samit (r.a.) den rivayete göre Hz.Peygamber (s.a.v.) Efendimiz:
“ Zarara sokmak ve zarara karşı intikam almak yoktur” diye hüküm buyurmuşlardır. Sigara hem içene ve hem de yakınında bulunanlara zarar vermektedir. Sigara kişinin kendisini tehlikeye atmasıdır ki bırakmak isteyen tiryaki yok gibidir.

Sigara hem içene ve hem de yakınında bulunanlara zarar vermektedir.


- Kur’an-ı Kerim’de Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’den “…Habis yani pis şeyleri haram kılar…” diye bahsedilmektedir. Sigaranın habis olduğu, tayyibat şeylerden olmadığı kesindir. Çünkü sigara nefeste, ağızda pis bir koku, parmaklarda kir, sakal ve bıyıklarda sarartı meydana getirir.

- Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimizin sarhoş eden ve keyif verip vücudu gevşeten her şeyi yasaklaması da ayrıca sigara aleyhinde bir delildir. Ümmü Seleme (r.anha) validemizden rivayete göre Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz: Sarhoş eden ve uyuşukluk veren her şeyden nehyetmiş yani yasaklamıştır.

  • CENAB-I ALLAH ŞÖYLE BUYURUYOR...
  • - Bedene bir yararı olmadığı gibi, zararı da açık olan sigara aynı zamanda kişi ve aile bütçesi için bir israftır. Cenab-ı Hak şöyle buyurur: “...Yiyiniz, içiniz, fakat israf etmeyiniz...” “…Gereksiz yerde saçıp savurma! Zira böylesine saçıp savuranlar şeytanların dostlarıdırlar şeytan ise rabbine karşı çok nankördür.”

Bütün bunlardan sonra sigaraya mubahtır demek kolay değildir. Sigara için verilecek en hafif hüküm tahrimen mekruh olabilir. Her halukarda sigara, içenin kendisine, malına zarar getirmesi ve aile efradının bir takım mahrumiyetlerine sebep olması; üzerine nafaka vacip olan kimsenin bunu sigaraya harcamasıyla zor ve güç durumlara düşmesi durumlarında tartışmasız haram olur.

Bu bakımdan fukaha, sigara içiminin ve satışının men edilmesi fetvasını vermiştir.

Köse, ''Günümüzde sigaranın zararlarının tamamen ortaya çıkıp herhangi bir faydasının görülmüyor oluşu haram diyenlerin elini bu noktada biraz güçlendiriyor'' diye konuştu...

Saffet Köse: Mekruh demek bazı durumlarda hafif kalıyor

Sigara İslam’ın geldiği devirde ve müçtehid imamlar döneminde mevcut olmadığı, sonradan ortaya çıktığı için konuyla ilgili alimlerin İslam’ın temel ilkeleriyle bağlantı kurarak farklı sonuçlara varmış olduğunu görüyoruz. Özellikle Kur’anı Kerim’de haram ve helali tespit noktasında tek yetkilinin Allah ve Resulü olduğuna dair ayetler bulunması alimleri bu konuda ihtiyatlı davranmaya sevketmiş. “Şu helaldir, şu haramdır” şeklinde bir tavır içerisine girmek Kur’anı Kerim’de hoş görülmediği için alimler nezdinde bir çekingenlik söz konusu. Sigaranın hükmüne ilişkin söylenmesi gereken ilk husus bu.

İkinci husus ise sigara içenlerin sağlıklarıyla ilgili problemler eskiden günümüzde olduğu kadar bilinmiyordu. Sigaranın verdiği zararlar bugün daha anlaşılır hale geldi.

Uzun süreli olarak sigara içmek emfizema adı verilen kronik bloke edici akciğer hastalığına sebebiyet verebilir. Bu durum akciğerin alveoli adı verilen, oksijen ve karbondioksit değişiminin yer aldığı bölümün bir kısmını tahrip ederek kişinin nefes darlığı yaşamasına neden olur...

Durum böyle olunca iki görüş meydana çıktı. İlki ihtiyatlı davranma, ikincisi ise verdiği zararları göz önünde bulundurup hüküm verme yoluna gitme. İhtiyatlı davranan kesim sigaranın mekruh olduğunu söylerken hüküm verenler mevcut naslar ışığında haram olduğuna kanaat getiriyorlar.

Haram hükmü vermekten çekinenlerin bir dayanak noktası da şu: Sigaraya haram dediğiniz anda alışkanlık halinde bunu kullanan insanlar bilerek haramı işleme, haramı kanıksama durumuna düşmüş oluyor. Burada bir olumsuzluk ortaya çıkıyor. İnsanlar “Zaten harama düşüyorum” diyerek diğer haramları da hafif görmeye başlayabiliyor. Alimler hüküm konusunda ihtiyatlı davranarak böyle bir duruma neden olmaktan kaçınma yoluna gidiyorlar.

Sigara dumanı anne karnındaki çocuğu etkiler...

Günümüzde sigaranın zararlarının tamamen ortaya çıkıp herhangi bir faydasının görülmüyor oluşu haram diyenlerin elini bu noktada biraz güçlendiriyor. Ayrıca sigara bireyin sadece kendi sağlığını ilgilendiren bir konu da değil. Gerek aile içinde, gerek kamusal alanda ve bilhassa toplu taşımada başka insanların pasif içici olarak etkilenmesi ve zarar görmesi söz konusu.

Hamile kadınların ve çocukların sigara dumanına maruz kalması nesil emniyeti açısından da sıkıntılı bir hadise.

Diğer yandan toplum nezdinde itibara sahip meslek gruplarının, mesela öğretmenlerin, doktorların ve din adamlarının sigara içiyor olması kötü örnekler vermesi açısından ayrı mesele. Bir öğretmenin nasihat ettiği öğrencisinin önünde, bir doktorun sigaradan dolayı zarar görmüş bir hastasının önünde, bir din adamının zararlarını anlatıp durduğu kendi cemaati önünde sigara tüttürüyor olması toplumsal açıdan hiç de iyi görüntüler olarak durmuyor.

Sigaranın hükmü konusunda ihtiyatlı davrananlar ve mekruh olduğuna kanaat edenler en azından özel durumları dikkate alarak değerlendirme yapmalılar. Bu husus bazı helaller söz konusu olduğunda bile geçerli. Mesela şeker helaldir ama ağır diyabet hastaları için artık bir zehir hükmündedir.

Bu açıdan bakıldığında sigaraya mekruh demek özellikle bazı durumlarda hafif kalıyor.

Dünya Sağlık Örgütü'ne göre Dünya nüfusunun 19,9'u sigara kullanıyor ve her yıl 8 milyondan fazla insan, sigaraya bağlı nedenlerden dolayı yaşamını yitiriyor...

Sigara bırakılmalı hem de hemen!

Son yıllarda artan kanser hatalığının sebeplerinin en önemli nedenlerinden birisi olarak doktorlar sigarayı gösteriyor. Özellikle de Akciğer kanserinin. Tütünün üretim aşamasında mâruz kaldığı tarım kimyasallarının yanı sıra işlenirken mâruz kaldığı yüzlerce diğer kimyasal da zararın boyutunu artırıyor. Tıp doktorlarının özellikle üzerinde durduğu kimyevî maddelerin yol açtığı hastalıkların tedavisi de oldukça pahalı. Onkolog Doç. Dr. Didem Taştekin, bu maliyetin bir ilaç için yaklaşık 35 milyon lira olduğunu ve ülke ekonomisine büyük bir yük getirdiğini ifade ediyor. Prof. Dr. Suat Arusan ise tütünün değil, kimyasalların insana zarar verdiğini belirtiyor. Sigaranın sayısız zararına temas eden Prof Dr Ahmet Rasim Küçükusta ise sigaranın derhal bırakılması gerektiğini söylüyor.

Taştekin, ''Sigara sadece nikotinle alakalı bir bağımlılık değil. El, ağız, psikolojik ve fiziksel bağımlılığı da var'' diye konuştu...

Doç. Dr. Didem Taştekin: Bir ilacın maliyeti 35 bin lira

Sigara, kanserin en bilinen sebeplerinden birisi. Akciğer kanserinin sebebinin yüzde 80’i sigara. KOAH’ın yanı sıra damarları tıkayıcı etkisi var. Kalp krizinin ciddi faktörlerinden birisi. Sigaranın içindeki nikotin bağımlılık sebebi. Sigaranın zararını oluşturan ise içindeki 400’e yakın kimyasal madde. Son zamanlarda nargile ve elektronik sigara çok yaygın. Hepsi de kimyasal. Haram mı helal mı onu ilahiyatçılar bilir ama sonuçta sağlığa zarar veren en önemli ispatlanmış etkenlerden birisi sigara. Sigara sadece nikotinle alakalı bir bağımlılık değil. El, ağız, psikolojik ve fiziksel bağımlılığı da var. İngiltere’de elektronik sigara içen insanlarda özel bir akciğer hastalığı tespit edildi.

Elektronik sigara hızlı bir şekilde yasaklandı. Bağımlılık yapmasa bile içildiği zaman zararlı olabiliyor.

Akciğer kanseri ve meme kanseri türlerinin birçoğu sigarayla ilgili.


Her şey bir yana bir kere duman... Polikliniğimize gelen kadın hastalara sorardım “sigara içiyor musunuz” diye “hayır” derlerdi. “Ne yaptın” dediğimde “Evin içinde tandır var” ya da “sobalı evde oturuyorum” diyorlardı. Sobalı evde oturan bir insanda bile akciğer hastalığı olabilirken direkt alınan sigaranın ne kadar tehlikeli olduğunu siz düşünün.

SİGARAYA ULAŞMAK ZORLAŞMALI

Akciğer kanseri olan hastanın SGK’ya maliyeti için basit bir örnek vereyim. Bir tane ilacın bir aylık tedavisi 35 bin lira. Onu bırakın, bu kişiler hastanede yatıyor, oksijene bağlı kalmak zorundalar, yakınları gelip gidiyor, aciller işgal ediliyor. Ki dünyada en çok karşılaşılan kanser türü Akciğer kanseri ve meme kanseridir. Kanser türlerinin birçoğu sigarayla ilgili.

Dünyada tespit edilen en önemli kimyasal madde sigaranın içindeki kimyasallar.

Sigaraya bağlı kanser çok fazla. Önlenebilir sebeplerin başında sigara geliyor. Bir şey olduktan sonra tedavi etmektense onu önlemek hem ülke ekonomisine hem de insan sağlığına katkı. Akciğer kanseri olmadan önce sigarayı bırakmak Türkiye ekonomisine katkı sağlıyor. Avrupa’ya kongreye gidiyoruz sigara içen arkadaşlar oradan sigara almayıp Türkiye’den götürüyorlar. Çünkü sigara Avrupa’ya göre Türkiye’de ucuz. Sigaraya pahalı olması hatta ulaşmanın zor olması gerek.

Küçükusta, ''Sigarada ki 19 genin bulunduğu etki, bıraktıktan sonra bile insan vücudunda bulunabiliyor'' dedi...

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta: 'Sigaranın etkisi 30 yıl sonra da devam ediyor

Sigara ile ilgili pek çok yazı kaleme alan Prof. Dr Ahmet Rasim Küçükusta sigaranın 7 binden fazla gende epigenetik değişikliklere yol açarak kalp krizi, felç, KOAH ve kanser gibi sigarayla ilgili hastalıkların ortaya çıkmasını kolaylaştırdığını yazıyor.

Ahmet Hoca yazısında şunları kaydediyor: “Daha önce gerçekleştirilen 16 çalışmadaki 16 bine yakın insandan alınan kan örneklerinin sonuçlarını değerlendiren uzmanlar sigarayı bırakanlarda beş yıl sonra genlerin çoğunun normalleştiğini gösterdiler. İçlerinde TIAM2 geni gibi lenfoma ile ilişkilendirilen 19 genin de bulunduğu etki sigara bırakıldıktan 30 sene sonra bile devam ediyor.

İnsanlar sigarayı bıraktıktan seneler sonra bile kanser olabiliyor....

Cardiovascular Genetics’de yayınlanan araştırmada sigara içenlerde, içip bırakmış olanlarda ve hiç içmemiş olanların DNA metilasyon bölgeleri kıyaslandı. DNA metilasyonu genlerin aktif olup olmayacağını belirliyor. Bu araştırmanın verdiği iyi haber sigarayı bırakanlarda epigenetik değişikliklerin bir kısmının beş sene içinde düzelmesi, kötü haber ise bazı değişikliklerin 30 sene sonra da devam etmesi.

İnsanlar sigarayı bıraktıktan seneler sonra bile kanser olabiliyor...

HİÇ İÇMEMELİ YA DA HEMEN BIRAKILMALI

Bu da bize doğru olanın hiç sigara içmemek, içenlerin ise sigarayı hemen bırakmaları gerektiğini gösteriyor” diye yazan Ahmet Rasim hoca, “Bu araştırma sayesinde bir kişinin sigara içip içmediği, hangi hastalıklar için riskinin arttığı belirlenebileceği gibi yeni tedavi imkanlarına da kapı açabilecek. İnsanların sigarayı bıraktıktan seneler sonra da neden kanser, kalp damar hastalıkları ve KOAH’ a yakalanabilecekleri anlaşılmış oluyor” diyor.

Bütün uzmanlar elektronik sigaralarda ölçümledikleri aşırı seviyedeki kimyasal maddelerin insan sağlığına zararlı olabileceği konusunda uyardı...

FLAŞ BELLEKLER GİBİ ELEKTRONİK SİGARALAR VAR

“Tütün sigarası içilmesine “smoking”, elektronik sigara içilmesine “vaping” ve bu yeni elektronik sigaraların içilmesine “juuling” adı verildiğini de bilmeyenlere hatırlatmak isterim”diyen Dr Küçükusta, şunları yazdı: “Dikkatli bakmayınca flaş belleklerden ayırt edilmesi mümkün olmayan bu yeni tür elektronik sigaralar öğrenciler tarafından okullara kolaylıkla sokulabiliyor. Juul’ ün okullarda yaygınlaşmasında avuç içine sığacak kadar küçük olmalarının ve birçok öğretmenin bu sigaraların varlığından habersiz olmalarının da rolü var. Juul sigaralarının kapsüllerinde diğer elektronik sigaralarda olduğu gibi tütün değil nikotin bulunuyor. Bir juul kapsülünde bir paket sigaradaki kadar nikotin var.”

“Devletin özellikle de Sağlık ve Milli Eğitim Bakanlıklarının gençlerimizin sağlığı için elektronik sigaralara karşı çok ciddi bir mücadele yapması şart” diyen Küçükusta, Bu juul denen elektronik sigaraların da diğerleri gibi ülkemize sokulmasının kesinlikle önlenmesi gerektiğini dile getiriyor. Terör örgütünün iyisi kötüsü olmayacağı gibi sigaralarında az zararlısı çok zararlısı olamaz diyerek çok net bir tespitte bulunan Prof Dr Ahmet Rasim Küçükusta, sözlerini şu ilginç sözlerle tamamlıyor: “Tüm sigaralar zararlıdır ve buna sigara böreği de dâhildir!”

Arusan, ''Sigarayı zararlı yapan tütün değil, katkı maddeleridir'' diye konuştu...

Dr. Suat Arusan: Sigarada çok katkı maddesi var

Sigarayı zararlı yapan tütün değil, katkı maddeleridir. Bunlar tarım ilaçları vs. ile de birleşince sağlık açısından zararlıdır. Katkı maddeleri nedeniyle problemli. Hastalıkların oranlarını bilen yok ki, öyle bir istatistik çıkmıyor. Özellikle yabancı sigarada sayısız katkı maddesi var. Budur ciddi bir sıkıntı.