Ruslar ordudaki Müslümanları önemsiyor mu?

SAMİR BABAOĞLU
Abone Ol

Rusya'nın Müslüman bölgelerindeki nüfus değişimi, doğum oranlarının her geçen gün artması ve ekonomik durum gibi bazı nedenlerden dolayı 15-20 yıl içerisinde Rus ordusunun yarısının Müslümanlardan oluşabileceği, bazı politikacılar tarafından giderek daha fazla dile getiriliyor. Son yirmi beş yılda, ülkenin Avrupa kısmındaki doğum oranı tüm zamanların en düşük seviyesini görürken, ölüm oranları da kayda değer biçimde arttı. Tataristan ve Başkurdistan’da bu oranlar pek değişmese de Kuzey Kafkasya Cumhuriyetlerinde doğum oranı artmaya devam ediyor.

Federasyona bağlı Müslüman nüfusta böyle bir tablo ortaya çıkarken, ülkede ekseriyeti Orta Asya Cumhuriyetlerinden gelen göçmenlerin oranı da önemli ölçüde arttı. Sırf bu nedenlerden dolayı Rus yöneticiler ülkede genel olarak doğum oranlarını teşvik etmek için bir dizi tedbiri uygulamaya koymaya çalışıyorlar.

Rus ordusunun yüzde 12'si Müslüman

Bugün 145 milyon nüfuslu Rusya Federasyonu Silahlı Kuvvetlerinin aktif personel sayısı yaklaşık 2 milyon civarında ve 20 milyon Müslümanın yaşadığı ülkede ordu personelinin yüzde 12’si Müslümanlardan oluşuyor. Her yıl artmaya devam eden bu orana rağmen yakın zamana kadar Rus ordusunda tek bir imam bile yoktu. 2010 yılında alınan kararla birlikte orduya askerî papazların ve imamların alınmasına izin verildi. Şu an Rus ordusundaki Müslümanlar için tüm ülke genelinde sadece 4 askerî imamın faaliyet gösterdiği biliniyor. Bu rakam, papazlara mukayese bile edilemez durumda. Bununla birlikte orduda görev yapan Müslümanlar için tek bir câmi, tek bir ibadethane dahi yok.

Bugün 145 milyon nüfuslu Rusya Federasyonu Silahlı Kuvvetlerinin aktif personel sayısı yaklaşık 2 milyon civarında ve 20 milyon Müslümanın yaşadığı ülkede ordu personelinin yüzde 12’si Müslümanlardan oluşuyor.

Müslümanlar 30 yıl önceki ateizm döneminde olduğu gibi haşlanmış domuz pastırması ile beslenmeye mecbur kaldıkları gibi, günlük yaşamda da belirli normlara uymaları gerektiği gerçeğini kimse dikkate bile almıyor. Ayrıca unutulmamalıdır ki, Rus silahlı kuvvetlerinde görev yapan bir Müslümanın oruç tutması mümkün değil. Çünkü orduda yemek kesinlikle belirlenmiş bir zamanda gerçekleşir, iftar ve sahur saatleri hiçbir şartla dikkate alınmaz.

Bunun dışında, orduda Ruslarla Müslüman askerler arasında ölüm ve yaralanmayla sonuçlanan olayların çıktığı da zaman zaman yerel basına yansıyor. Bu ve bunun gibi birçok sebep yüzünden Rusya’daki Müslüman annebabalar oğullarını orduya göndermek istemiyorlar. Müslüman çocukların aileleri askerî hizmeti “vatan için kutsal görev” olarak değil bir nevi sürgüne mahkûm gönderiyormuş gibi görüyorlar.

Zorunlu askerlikte Müslümanlara kısıtlama

Ukrayna Savaşı başlamadan önceki yıllarda Rusya Savunma Bakanlığı’nın; Tatar ve Başkurtların yaşadığı İdil- Ural bölgesinin ve Kuzey Kafkasya’nın Müslüman bölgelerinden zorunlu asker sayısındaki artışı açıkça engellediği bazı basın yayın organlarında dile getirildi. Mesela, 50 bin kişinin zorunlu askerliğe tabi olduğu Dağıstan’dan askerlik hizmeti için 1 bin 5 yüz, 86 bin zorunlu askerin orduya çağırılması gereken Çeçenistan’dan 500, 12 bin zorunlu askerin çağırılması gereken İnguşetya’dan sadece 350 kişinin askere alındığı ifade ediliyordu. Savaş başladıktan sonra tutum değişti ve Rusya’nın ciddi askerî kayıplar vermeye başlamasından sonra Kremlin, Müslümanlara daha fazla ihtiyaç duymaya başladı.

Müslüman liderlerin savaşı meşrulaştırma çabaları

Tüm bunlara rağmen Ukrayna işgali başladığında Rusya’daki birçok Müslüman kanâat önderi ve müftü, işgali destekleyecek açıklamalarda bulunarak bunun bir zorunluluk olduğunu dile getirdiler. Çeçenistan müftüsü Salah Meciyev, işgal güzellemesinde çok daha ileri giderek bunu “peygamber ve İslam adına bir savaş” olarak nitelendirdi. Ukrayna’daki savaşın Müslümanlar için bir nimet olduğunu ve bu savaşta ölenlerin “elbette şehit olacaklarını” ifade eden Çeçenistan müftüsü, “Kadırovcular” diye tanımlanan Çeçen birliklerini “Etiyopya ordusunun bir parçası olarak, bir Hristiyan’ın komutası altında düşmanlara karşı savaşan” sahâbilerle kıyaslama cüretinde bulundu.

Ukrayna Savaşı'na 'cihat' fetvası

Kafkas Müslümanları Koordinasyon Merkezi Başkanı Karaçay-Çerkes Müftüsü İsmail Berdiev de benzer bir açıklama yaparak, Ukrayna’da ‘mâsum insanların haydutlardan kurtarılması gerektiğini’ söyledi. Tataristan’ın ruhani idaresi başkanı Kamil Samigullin, Rusya’daki Müslüman toplumun Rusya yönetiminin 2Ukrayna’daki özel operasyon kararını’ desteklediğini söylerken, Rusya Müslümanları Merkezi Dini İdaresi Başkanı ve Rusya Müftüsü Talgat Tacettin, Ukrayna’daki ‘özel operasyon’un ‘zorunlu bir tedbir’ olduğunu belirtti.

16 Mart 2022’de Vladikavkaz’da bir dizi resmi Rus Müslüman idaresinin temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştiren konferans bildirisinde; Ukrayna’daki savaşın Müslümanlar için bir “cihat” olduğu belirtildi. Bu bildiriyi imzalayanlar arasında; Rusya Müftüsü Talgat Tacettin, Kuzey Kafkasya Müslümanları Koordinasyon Merkezi Başkanı İsmail Berdiyev, Rusya Müslümanları Ruhanî Meclisi Başkanı Albir Krganov, Tataristan müftüsü Kamil Samigullin, Başkurdistan müftüsü Aynur Birgalin gibi isimler yer aldı.

Putin için hangi askerin öldüğü önemli değil

Rusyalı Müslüman kanâat önderlerinin işgali destekleyen açıklamaları karşısında, cephede öldürülen veya esir alınan Rus ordu mensupları arasında Müslümanların ve Rus olmayan diğer etnik grubu mensuplarının oldukça fazla göze çarpması, Türk ve yabancı kamuoyunda farklı yorumlara neden oluyor. Rus yönetiminin cepheye Rus olmayanları sürerek onları ölüme gönderdiği ve böylece Rusları koruduğu yönünde genel bir görüş hâkim.

Birçok batılı uzman tarafından da dile getirilen bu tür görüşlerin ne kadar doğru olduğu ayrı bir tartışma konusu. Çünkü Putin yönetimini yakından tanıyanların ortak görüşüne göre, Putin için cephede hangi etnik gruptan askerin öldüğü asla önemli değil. Ama cepheden gelen ölüm istatistiklerine dikkat ettiğimizde, Rus olmayan halkların çoğunlukta yaşadığı bölgelere gönderilen asker cesetleri diğer bölgelerle mukayesede daha fazla.

Dağıstan en çok askerin öldüğü bölge

BBC Rusça Servisi bir gönüllü ekibiyle ortaklaşa, Ukrayna’daki Rus askerlerinin kayıplarının bir listesini tutuyor. 8 Temmuz itibariyle ölen asker ve subayların sayısının 4515 olduğunu belirten BBC, gerçek rakamın bundan %40-%60 daha fazla olabileceğini de not düşüyor. Belirtilen bu rakamlar arasında ölenlerin kaçının Müslüman veya Rus olduğu yazılmıyor ama bölge bölge baktığımızda aşağı yukarı bir fikir edinebiliyoruz. Tabi, bölge yetkililerinin ölü rakamlarını hangi ölçüde açıkladıkları da bu konuda belirleyici olabiliyor. Mesela, Dağıstan yetkilileri ve medyası 231 Dağıstanlı askerin öldüğünü belirlemiş ve bu rakam Rusya’nın diğer bölgeleriyle mukayesede en büyük rakam. Dağıstan’dan sonra asker ölümlerinin en yüksek olduğu ikinci bölge ise 224’le Moğol kökenli Buryatların yaşadığı Buryatya Cumhuriyeti.

Orta Asya'ya giden cesetler

Ukrayna’da Rus saflarında ölenlerin cesetleri sadece Rusya bölgelerine değil aynı zamanda eski SSCB ülkelerine de teslim edilmeye devam ediyor. Kırgızistan’ın en az sekiz yerlisinin Ukrayna’da Rus ordusuyla savaşırken öldüğü biliniyor. En az 10 Tacikistan yerlisinin cesetleri ülkelerine gönderildi.

Rus yönetiminin cepheye Rus olmayanları sürerek onları ölüme gönderdiği ve böylece Rusları koruduğu yönünde genel bir görüş hâkim.

‘Ukrayna'ya tek yönlü bilet'

Ukrayna’da öldürülen Rus ordu mensupları arasında gönüllülerin oranı oldukça dikkat çekiyor. 3 ila 7 gün arasında ‘temel askerî eğitimden’ geçen yüzlerce gönüllüden her hafta 30-40 tanesinin cesedi memleketlerine gönderiliyor. Bunların yüzde 40’ından fazlası 45-50 yaşlarında kişilerden oluşuyor. Ortak özellikleri işsizliğin yüksek, maaşların düşük olduğu bölgelerden katılmış olmaları. Belli bir maaş, tam öğün yemek ve ücretsiz savaş alanına ulaştırılma karşılığında yüzlerce insan ön cephede ölüme gidiyor. Bu sebepten de gönüllülerin savaşa katılımına “tek yönlü bilet” yakıştırması yapılıyor. İşte Rus olmayanların ve Müslümanların ölüm oranı yüksekliği bununla açıklanabilir.

Müslümanlar bu savaşa taraf olmalı mı?

Rusya’daki 20 milyon ve Ukrayna’daki 1 milyon Müslüman emperyal güçlerin dünyaya yön verme kavgasında isteyerek veya istemeyerek müdâhil olmak zorunda kalıyorlar. Bu Müslümanlar vatandaşı oldukları ülkenin savaşına ‘ben iki Slav halkın kendi aralarındaki kavgasına veya ABD ile Rusya’nın güç mücadelesine taraf olmak istemiyorum’ deme lüksüne sahip değiller.

Askerlik ve seferberlik hizmeti de dâhil vatandaşı oldukları ülkelerin yasalarına uymak zorunda kaldıkları için gönüllü veya gönülsüz çoktan savaşın bir parçası oldular. Her iki ülkenin Müslüman kanaat önderleri de Müslümanların bu savaşa aktif katılımını sağlamak için Kur’an’ı ve Hz. Peygamberi referans göstererek çeşitli fetvalar veriyorlar. Rusya ve Ukrayna Müslümanları için haklı, mantıklı ve câiz olarak görülen savaşa müdâhil veya taraf olma gibi karar ve tutumları, biz kendi penceremizden yorumluyor ve kendimizce bir fikir sergiliyoruz. Ama bunun onlar için bir anlamı ve ehemmiyeti var mı bilemiyoruz.