Osmanlı ilmiyye sınıfının son temsilcilerinden Şeyhülislâm Mustafa Sabri Efendi’nin dev eseri: Mevkıfu’l Akl

HABER MASASI
Abone Ol

Mevkıfu’l Akl, Şeyhülislâm’ın en hacimli ve ilmî birikimini yansıttığı esas kitabıdır. Eser dört ciltten oluşmaktadır. Mustafa Sabri Efendi’nin son te’lif eseridir. 15 yılda tamamlamıştır. Ömrünün son senelerinde Mısır’da, kendi ifadesiyle siyâsî cihâdı bırakıp tamamen kendisini ilmi cihâda verdiği dönemde yazmıştır. Bu eserinde bütün bilgi birikimini kullanarak daha önce değişik yerlerde yazdığı yazıları da genişleterek kelâm, akâid, felsefe, tarih, tefsir, hadis, fıkıh, sosyoloji, psikoloji, siyaset ve edebiyat gibi birçok alanda yazılar kaleme almıştır.

20. yüzyıl Müslümanların hem siyâsî hem itikâdî olarak kaosa girdiği bir dönemdi. Siyasi birliği temsil eden hilâfetin kaldırılması, coğrafyamızın Batılı güçlerce işgali ve yeni haritalar çizmeleriyle otoritesiz kalan ümmet içinde Ehl-i Sünnet inancını yıkmaya yönelik görüş ve akımlar da ayyuka çıkmıştı.

Osmanlı Devleti’nin yıkılma sürecine şahid olan Mustafa Sabri Efendi, daha payitahttan hicret etmeden önce siyasi birliği temsil eden hilâfete ve akidevî birliği temsil eden Ehl-i Sünnet’e karşı kalem kaldıranlara karşı çıkmış, güçlü ve etkileyici kalemini işletmişti.

Arap modernistlere karşı

Yazdığı makaleler ve kitaplar Mustafa Sabri Efendi’nin mücadelesinin şahididir. Kendisi, zulmen hicret etmek zorunda kaldığı Mısır’da köklü bir eğitim müessesesi olan el-Ezher’deki bozulmayı durdurmak için elinden geleni yapmış, Mısır’da neşredilen el-Mukattam ve el-Ehram gazetelerinde yazılar yazmıştır.

Mısır’da bir müddet kalan Mustafa Sabri Efendi Lübnan’a gitmiş, Beyrut’ta Arapça olarak yazdığı en-Nekîr (Hilâfetin İlgasının Arka planı adıyla Türkçeye tercüme edildi) adlı kitabında Osmanlı saltanatının kaldırılmasının arkasında aslen hilâfetin ilga edilmek istendiğini ilk defa yazarak tarihe geçmişti.

Sonrasında Batı Trakya’ya gelen Şeyhülislâm, orada yeni kurulan Kemalist sisteme karşı Yarın ve Peyâm-ı İslâm isimli gazeteleri çıkararak muhalefetini sürdürmüş, ancak Ankara’nın baskısından ötürü bu gazeteler de yayın hayatına son vermişti.

Mısır’da vefat edene kadar mücadelesini sürdüren Şeyhülislâm, özellikle İslâm inancını sarsacak fikirlere hiçbir müsamaha göstermeden mucize, Sünnetin bağlayıcılığı, aklın naklin önüne geçirilmesi, devletin dinden ayrılması gibi birçok konuda kalem oynatan modernist kesime karşı reddiyeler yazdı.

Mevkıfu’l Akl’ın hikâyesi

Mevkıfu’l Akl.

Mevkıfu’l Akl, Şeyhülislâm’ın en hacimli ve ilmî birikimini yansıttığı esas kitabıdır. Eser dört ciltten oluşmaktadır. Mustafa Sabri Efendi’nin son te’lif eseridir. 15 yılda tamamlamıştır. Ömrünün son senelerinde Mısır’da, kendi ifadesiyle siyâsî cihâdı bırakıp tamamen kendisini ilmi cihâda verdiği dönemde yazmıştır. Bu eserinde bütün bilgi birikimini kullanarak daha önce değişik yerlerde yazdığı yazıları da genişleterek kelâm, akâid, felsefe, tarih, tefsir, hadis, fıkıh, sosyoloji, psikoloji, siyaset ve edebiyat gibi birçok alanda yazılar kaleme almıştır. Kelâmî ve ilmî birçok tartışmaların yanında tarihe ışık tutacak tartışma ve yorumlarla da bir dönemin hafızası niteliğine sâhiptir. Özellikle bir ve dördüncü ciltlerde siyasi konulara ağırlık veren Mustafa Sabri Efendi, Hilâfetin kaldırılması hâdisesine ayrı bir ehemmiyet vermiştir.

Mustafa Sabri Efendi eserinin muhtevasını 4 bölüme ayırmış ve şöyle demiştir:

1- “Allah'ın varlığını ispat meselesi... Hem de pozitif ilimlerden daha alt derecede olmayacak hatta bunları aşacak kıymet ve kuvvette ilmi olarak ispat etmek.

2- Vahdet-i vücud meselesi ve bu anlayışın doğduğu kaynak.

3- Mucizenin mümkün olması meselesi. Bununla beraber nübüvvetin ispatı içinde yaşanacak ba's, haşr, mükâfat ve azap hususlarıyla beraber ahiret hayatının, ölümden sonra dirilmenin ispatı...

4- Dini devlet işlerinden ayırmayı İslâm kabul eder mi, ümmetin maslahatı bu ayırımı gerektirir mi, yoksa men mi eder meselesi..."

Eserin ilk baskısı 1950 yılında Kâhire’de Mustafa el-Bâbî el-Halebî matbaasında yapılmıştır. Her bir cildi yaklaşık 500 sayfadır. Eserin ikinci baskısı 1981 yılında Beyrut’ta Dâr-u İhyai’t-Turâsi’l-Arabî matbaasında gerçekleştirilmiştir. Daha sonra birkaç kez daha basılan eseri ilk tercüme eden Şeyhülislâm’ın oğlu İbrahim Sabri Efendi’dir. Ancak bu tercüme çok ağır ve ağdalı bir Osmanlı Türkçesiyle yapıldığı için istifadeye şâyân olamamıştır.

Arap dünyasında ilmî ve entellektüel çevrelerde son derece yayılmasına rağmen eserin Türkçeye şu ana kadar tercüme edilememesine ülkemizdeki siyasi atmosferin sebep olduğunu söyleyebiliriz.

2020 senesinde Almanya merkezli Im Auftrag des Islam isimli Türk asıllı bir grubun girişimiyle Hüseyin Nohut Hoca’ya tercüme ettirilen eser, eksiksiz ve anlaşılır bir dille ilk kez çevrilmiş ve basılmıştır.

Abone olmak için: www.birlikte.com.tr/gercek-hay...