Olimpiyat ateşi LGBT’yi yaktı
Paris olimpiyatlarında sözde “yenidünya düzeni” lansmanını yapan LGBT, pedofili, pagan ve trans karakterler, sergiledikleri rezil performanslarla sapkınlığın zirvesine çıktı. Aile yapısını, inançları, gelenekleri hedef tahtasına koyan sefillere, Müslüman ve Hristiyan âlemi başta olmak üzere tüm dünyadan lanet yağdı.
Yer: New York’un eğlencesi ile ün yapmış semtlerinden biri Greenwich Village.
Tarih: 28 Haziran 1969.
Mekân: yeraltı dünyasının şöhretli gece kulüplerinden biri olan Stonewall isimli bar.
Konu ile ne alâkası var diyeceksiniz ama tüm dünyada patlak veren eşcinsel dayanışmasını anlayabilmemiz için bu gece kulübünde yaşanan olayları bilmemiz gerekiyor. Çünkü burası her şeyin başladığı yer olarak biliniyor.
Eşcinsellerin uğrak yeri haline gelen ve sapkın eğlencelerin yaşandığı Stonewall, gece yarısı baskını ile sarsıldı. Operasyonu gerçekleştiren emniyet güçleri masalarda müşterileri ile oturan her türden sapkın görünüşlü kişiyi gözaltına alınca hâdiseler kontrolden çıktı.
Eşcinsellerle polis arasında yaşanan arbede sonrası yaralananlar olurken, bu baskın sonrası eşcinsel dayanışmasının tohumları atıldı. Ve Stonewall LGBT Derneği, ABD Komünist Partisi üyesi ve ABD’li LGBT hakları eylemcisi olarak bilinen ve birçok eşcinsel yağının kurucusu olarak bilinen Harry Hay’in ABD’deki evinde kuruldu.
İlluminati yani dinsizler kulübü olarak da bilinen yeraltı örgütünün desteği ile günümüze kadar geldi. Ve yer altı yapılanmasını tamamlayan eşcinsel lobileri 2024 Paris Olimpiyatlarında her türlü ahlâkî değeri ayaklar altına aldıklarını gösteren performansları için sahneye çıktı ve âdeta “3. cins olarak biz de varız ve her yerde hakkımızı ararız” diye haykırdı.
Neden Paris?
Peki, Stonewall neden Paris Olimpiyatlarını seçti? Çünkü dünyanın kalbi kısa süreliğine de olsa Fransa’da atacaktı. Tüm televizyonlar günlerce canlı yayınlar yapacak, düzenlenen etkinlikleri izleyicilerine aktaracaktı. Üstelik Cumhurbaşkanı Macron’un gay olduğu, eşi Brigitte Macron’un ise Jean Michel Tropnewx isimli erkekten dönme bir eşcinsel olduğu dedikoduları dilden dile dolaşıyordu. Bu onlar için biçilmez bir kaftandı. Fransa’da dedikodular bununla da sınırlı değildi.
Başbakanlıktan istifa eden Elisabeth Borne’ın yerine gay başbakan Gabriel Attal getirilmiş ve dünyanın ilk eşcinsel başbakanı unvanını almıştı.
Emmanuel Macron’un eşcinsel lobisinin baskısı sonucu bu atamayı yaptığı iddia ediliyordu. Paris Olimpiyatlarında sahneye çıkan LGBT, pedofili, pagan ve trans karakterler, sergiledikleri edebe aykırı performanslarla sapkınlığın boyutunu dünyaya ilân etti.
İnsanlara ‘inancından, geleneklerinden, cinsiyetinden vazgeç’ denildi... Uluslararası Olimpiyat Komitesi Başkanı Thomas Bach da "Şu an yenidünya düzeninin doğuşuna şahitlik olmaktayız" cümlesini kurarak gerçek niyetlerini ortaya koydu.
Bir şeyi hesap edememişlerdi. Her eylemleri sonrası Müslümanların tepkisini görmezden geliyor, umursamıyorlardı. Ancak Leonardo Da Vinci’nin “Son akşam yemeği” tablosunda Hz. İsa’nın havarileriyle birlikte tasvir edildiği performansı sahneye koyan LGBT’liler; Hristiyanların, Vatikan’ın ve Batı’nın tepkisini çekti. Eşcinsel yaşamları yüzünden lanetlenen Lut kavminin uğradığı azabı yaşamasa da zorlu bir sürecin içerisine girdi.
Vatikan ters köşe yaptı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Katolik Hıristiyanlarının rûhânî lideri Papa Fransuva ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde "dînî ve ahlâkî değerlerle alay edilmesine karşı birlikte ses yükseltme" çağrısında bulundu.
Erdoğan "İfade özgürlüğü ve hoşgörü kisvesi altında insanlık onurunun ayaklar altına alındığını, dînî ve ahlâkî değerlerle alay edildiğini, bunun Hıristiyan dünyası kadar Müslümanları da rencide ettiğini" ifade etti. Ve beklenen açıklama Vatikan’dan geldi. Açıklamada, gösterilerden üzüntü duyulduğu belirtilerek, "Tüm dünyanın ortak değerleri paylaşmak üzere bir araya geldiği prestijli bir etkinlikte, dine yönelik gülünç imalarda bulunulmamalıdır" ifadesine yer verildi.
İşte bu beklenenin dışında bir açıklama olmuştu. Birileri en çok güvendikleri veya en çok sözde özgürlüklerin olduğu Fransa’da LGBT hareketine darbe vurmuştu. Vatikan hiç de alışık olmadıkları bir açıklama ile sapkınların karşısına dikilmişti. Daha önce eşcinsel evliliğe onay veren Vatikan, “Son akşam yemeğj” tablosuyla Hz. İsa’ya ve Hristiyanlığa hakaret edildiği gerekçesiyle LGBT’yi kınamıştı.
Şantaj ile kafesliyorlar
Kurdukları dernekler ile iş dünyası başta olmak üzere eğitim, sanat, moda, müzik, eğlence sektörünün kudretli isimlerine ulaşıp tıpkı bir ahtapot gibi her yeri sardılar. Çünkü gizli destekçileri vardı. Kendisini gizleyen ama el altından LGBT dünyasına destek veren meşhur işadamları, siyasetçiler, gazeteciler ve her kesimden birçok şöhretli sapkın ilişkilerin içerisinde görmek mümkündü.
Âdeta gizli bir örgütün mensubu gibiydiler. Toplumun tanınmış simaları bile sapkın partilerin konukları arasında yer alıyordu. Onlar birbirini tanıyor ama biz onları tanımıyorduk. Türkiye’de de her meslekte bu gibi kişilere rastlamak mümkün. Toplumun elit kesiminden destek alan bir eşcinsel örgütünden bahsediyorum. Çok fazla uzağa gitmeyin, şöhretlilerin adının karıştığı şantajlara bakarsanız, bıraktıkları ayak izlerini rahatlıkla görebilirsiniz.
PKK-YPG-LGBT ilişkisi istihbarat raporlarında
Bölücü terör örgütü PKK-YPG de eşcinseller örgütünün en büyük destekçilerinden. 2023 yılı Haziran ayında gerçekleşen LGBT yürüyüşünde terör örgütü lehine atılan “Kürdistan vardır, lubunyalar vardır”, “Kürt halkına karşı yapılan soykırımı kabul etmiyoruz ” şeklindeki sloganlar işbirliğinin boyutunu ortaya koyuyordu.
Dağda binlerce teröristi sözde eğitim adı altında bir arada tutmaya çalışan örgüt liderleri, içeride yaşanan çarpık ilişkinin farkındaydı. Evliliğin yasak olduğu terör örgütünde ayrıştırılan kadınlar lezbiyen ilişkilerin, dağlarda mağaralarda aylarca kalan erkek teröristler ise gay ilişkilerin kurbanı oluyordu. Bu durum istihbarat raporlarına yansımıştı. Artık gizlenemez bir gerçekti.
Kanlı terör örgütünün yöneticileri ise kurdukları haremlerde mutlu yaşamlarına devam ediyorlardı. Küçük yaşta çocuklarla kurulan ilişkiler ise konuşulması yasak olan konuların başında geliyordu. Bu yüzden terör örgütü PKK-YPG, LGBT’ye mâlî olarak da büyük destek veriyordu.
Eşcinsel derneklerine uyuşturucu veya kirli paradan bağış adı altında yardımlar yapılıyordu. PKK’nın 2013 yılındaki bir toplantısı sırasında açılış konuşmasını LGBT temsilcisine yaptırması, Diyarbakır’da yapılan nevruz kutlamalarına LGBT aktivistlerinin katılması terör örgütünün içine düştüğü çıkmazı anlatmaya yetiyordu. DEM partili bazı siyasetçiler ile CHP’li milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun LGBT yürüyüşüne müdahale eden polis ekiplerine yaptığı eleştiriyi de bu çerçeve içerisinde görmek gerekir.
- Hedef din ve aile
- Komplo teorilerine inanır mısınız bilmem ama bazı gerçek veriler üzerine yapılan analizler çoğu zaman gerçeği yansıtır. Bunlardan birisi de 3. cins insanı yaratmak isteyen gizli örgütlerin aslında dünya üzerinde hüküm süren din olgusunu ortadan kaldırmak ve hızla artan nüfus artışını durdurmak için LGBT olgusunu yarattığı ve güçlendirdiği ileri sürülüyor.
- Dünya genelinde birçok dernek çatısı altında toplanan LGBT’lilerin hayallerini süsleyen kavrama gelirsek, toplum ve iş dünyasında kadın “Kadınım ve anneyim” demeyecek, erkek ise “babayım ve erkeğim” demeden hayatlarını sürdürecek.
- İş dünyasının tanınmış şirketlerine yaptırım uygulamaya çalışan Stonewall ise çalışanlar arasında kaç LGBT’linin bulunduğundan devlet kademelerindeki her çeşit işlemde cinsiyet sorulmaması, anne ve baba kavramlarının kaldırılmasını istiyor.
- Bu isteklerini de her zaman olduğu gibi özgürlükçü, eşitlikçi kavramlara oturtarak sözde çağa ayak uydurmak için atılım yaptıklarını ileri sürüyor. Dünyada her geçen gün çöküş gösteren aile yapısını ortadan kaldırmayı hedefleyen sapkınların ortak hedefi ise âdil, eşitlikçi, inanç veya cinsiyet ayırmadan herkese sözde hoşgörülü bir toplum. İşte kendilerini bu sözcüklerin arkasına gizlemeye çalışan sapkınların en büyük destekçileri ise her seferinde kendilerini gizlemeyi başaran büyük sermaye grupları.
- Çocuk devşirme platformu Roblox
- Yenidünya düzenini kendilerinin kuracağı hayaline kapılan LGBT, sapkın örgütünü genişletmek için çocukları hedefine koydu. Tıpkı terör örgütleri, uyuşturucu kaçakçıları veya suç işlemek üzerine eğilimi olan çeteler gibi. Çocuklara ulaşabilmek için de internet üzerinden canlı yayın hizmeti veren oyun sitelerine sızdı.
- Amaç, oyun siteleri üzerinden çocukların cinsel eğilimlerini kontrol etmek ve hedef haline gelen çocuklar ile iletişim kurmaktı. Sözde açılım yaptıkları ülkeler arasında Türkiye de vardı. Bu iş onlar için oldukça basitti. Aklınız karışmasın diye burada bir virgül koyuyorum.
- Sokaklarda müşteri arayan, vücudunu satarak geçimini kazanmak zorunda kalan veya bunu bir hayat şekli olarak kabul eden LGBT’liler den bahsetmiyorum. Anlatmak istediğimiz şey, kişiler ‘yenidünya düzeni’ni kuracağını iddia eden oyun kurucular.
- Cinsel tercihleri farklı olsa bile toplumdaki itibarlarını korumak için cinsel kimliklerini gizli tutarlar. Karşımıza bazen şöhretli bir cerrah, bir avukat, sanayici, politikacı ya da köşe yazarı olarak çıkarlar. Bu kişilerin yönetim taktikleri ile oyun şirketleri, üstü kapalı yalnızca oynayanları algı yönetimi ile etki altına alabilecek programlar veya oyun tasarımları piyasaya sürer.
- İddia odur ki bunlardan birisi de ABD California merkezli Roblox Corparation şirketi. Kanadalı yahudi David Baszucki ve Erik Cassel isimli iki arkadaş tarafından kurulan şirketin 2006’da Türkiye piyasasına sürdüğü Roblox oyun portalı. Yaklaşık 15 milyon çocuğun kullanıcısı olduğu oyuna, Adana Siber Suçlar polisinin bir ihbarı neticesi mahkeme kararıyla erişim engellendi.
- Mağdur bir aile mi vardı?
- Şikâyetçi kimdi?
- Bu soruların cevabı netlik kazanmadı ancak İletişim Başkanlığından yapılan açıklama oldukça açık. Açıklamada internet üzerinden erişimi olan Roblox’un çocukların istismarına neden olan cinsel içerikli paylaşımlar yaptığı, eşcinselliği özendirici sanal partiler düzenlediği, bunlardan en önemlisi ise çocukları LGBT’ye özendirmek amacıyla ücretsiz oyun parası dağıttığı ve özel odalarda çocuklarla birebir iletişime geçtiği belirtildi.
- Bu ise bazı çevreler tarafından “Türkiye’de özgürlükler elden gidiyor. Yasaklar geri geliyor” başlığı altında kamuoyuna sunuldu. Bazı çevreler gerçekleri saklarken, çocukların sapkın kişiler tarafından hedef alınmasına ise sessiz kaldı.
FERGİO HOUSE partileri
Çocuklar oyun portallarıyla avlanırken, yetişkinler ise düzenlenen özel partilerde sapkın gruba kazandırılıyordu. Bunlardan biri de FERGİO HOUSE adıyla anılan gurup oldu. Polis tarafından düzenlenen operasyonla gerçek amaçları deşifre olan İstanbul merkezli kulüp, lüks villalarda seçkin konukların katıldığı partiler ile adını duyurdu.
Her türlü sapkınlığın yaşandığı partilere ilgi büyük oldu. Paraların su gibi harcandığı, her türlü meslekten iş insanlarının katıldığı partilerden birisi polis tarafından basılınca gerçekler gün yüzüne saçıldı.
Maske ile girilen ve gerçek kimliğinin saklandığı ileri sürülen partilerin gizli kamera sistemi ile kayda alındığı ve birçok ünlünün bu yolla uygunsuz görüntülerinin çekildiği ortaya çıktı.
Fergio House isimli LGBT örgütünün liderinin ise iç mimar olan Ferhat Güney isimli kişi olduğu ortaya çıktı. Gizli servislerin uğrak yeri haline gelen LGBT kulüpleri aslında şantaj mekanizmasının başını oluşturuyor.
Düşünün, kamuya mâl olmuş bir iş insanı veya sanatçısınız ve böyle bir kulüpte uygunsuz görüntüleriniz çekiliyor. Şanslıysanız bunun karşılığında yüzbinlerce dolar para ödeyip görüntülerinizi geri alabilirsiniz, ama gizli bir servisin ağına düştüyseniz bir gecelik “eğlence”nin -siz ona sapkınlık diyebilirsiniz- bedeli ağır olabilir.
- Elon Musk’ın da başı dertte
- Dünyanın en zengin işadamı Elon Musk’ın da başı LGBT ile dertte. Musk, oğlu Wilson Musk’ın cinsiyetinin değiştirilmesi için hormon takviyesi kullandırıldığını iddia etti. Ailesini reddeden Wilson Musk, ergenlik önleyici ilaçların verilmemesi durumunda intihar edeceğini söyledi. Çocuğunun içerisine girdiği süreçten geç haberi olduğu için okul yönetimini suçlayan Elon Musk ise tüm yatırımlarını California’dan Teksas’a taşıyacağını açıkladı.
- Eyalet yasasına göre California’daki okullarda trans çocukların durumları ile ilgili bilgiler aileleri ile paylaşılmıyor. Macaristan ve Çekya aldığı bir kararla ortaöğrenimde okuyan çocuklara ise cinsiyet değiştirme ve eşcinsellik bilgisinin verilmesini yasakladı.
- Tiktok’ta LGBT sansürü
- LGBT lobisi o kadar güçlü ki size yaşadığım hâdiselerden bir örnek vermek gerekirse... Tik Tok’ta yaptığım bir yayın sırasında “LGBT sapkınlığın en çarpıcı örneği. Aile yapısını bozarak gençliğe eşcinsel eğilimler kazandırmak isteyen gizli ajandaları olan bir gurup. Bir de bunun açılımını neden gizliyorsunuz Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Transseksüel demiyorsunuz?” dedim. Daha cümlemi tamamlamadan bir anda canlı yayın engellendi ve bir hafta canlı yayın yapmama cezası aldım.
- Yasaklı kelime kullandığım için yayın sonlandırıldı zannettim fakat LGBT’lilerin özgürce yaptıkları video ve yayınlarını görünce bunun kurumun içerisinde bulunan sapkın kişiler tarafından organize edildiğini fark ettim.
- Her seferinde özgürlüklerden dem vuran sosyal medyanın sadece kendi değerleri için özgürlük istediklerini, özellikle eşcinsel lobileri ve uyuşturucu kartellerine yönelik en küçük bir eleştiride bile haftalarca yayın yasakladıklarının en canlı tanığıyım. Gençleri özgürlük yalanlarıyla sömürüyor ve kendi kabul ettikleri yanlış olan doğrular karşısında sansür uygulamaktan çekinmiyorlar.