Kıyamet tarikatlarından salgın hamlesi

İBRAHİM ALPER
Abone Ol

Dünya çapında bir salgına dönüşme riski taşıyan Corona Virüsü, kaos ajanlarının elinde Türkiye’ye karşı hem jeopolitik hem metafizik alanda bir saldırı hamlesine dönüşebilir mi? “Kıyameti zorlamak” peşindeki tarikatların kolladıkları fırsat ne?

Küresel olarak resmi adı “Shincheonji, Hz. İsa’nın Kilisesi, Şahadet Tapınağı” olan, Güney Kore medyasında kısaca Shincheonji (Korece Yeni Cennet ve Yeni Dünya) olarak bahsedilen tarikat son günlerde Covid-19 (Korona virüsü) ile ilgili olarak dünya gündemine oturmuş durumda. Çin dışında en fazla vak’anın görüldüğü Güney Kore’de Kore Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi 160’dan fazla yeni vak’a tespit edildiğini açıkladığında, vakaların 134’ünün Daegu kentinden olduğu ve hastalığın kentte konuşlanmış Shincheonji cemaati vasıtasıyla yayılmış olabileceğini bildirmişti.

İlk olarak virüsün 1000’den fazla kişinin hazır bulunduğu tarikat ayinlerine katılmış, yetkililer tarafından “31. Hasta” olarak adlandırılan 61 yaşındaki bir kadın tarikat üyesi vasıtasıyla yayıldığı iddia edildi. Birçok tarikat üyesinde hastalık belirtisi görüldüğünü belirten yetkililer, ‘Shincheonji Kilisesi’nin binlerce üyesini sağlık gözetimine aldı.

Tarikat yönetimi bir açıklamayla ülke çapındaki tüm tesislerini kapattığını, ayinlerin YouTube kanalından takip edilebileceğini duyurdu.

Evanjelist-Siyonistler ile söz konusu gizli servislerin yollarının da geçmişte çok sık kesiştiği göz önünde bulundurulursa, bu salgında da iş birliğine gitmeleri ihtimal dahilinde. Netflix gibi platformlarda sene başından itibaren yayınlanan Mesih tarzı yapımların hangi gayeye hizmet ettiği de bu bağlamda anlam kazanıyor.

TARİKATIN GERÇEK YÜZÜ

Kendisini uluslararası bir barış organizasyonu (tanıdık geldi değil mi?) olarak lanse eden tarikatın öğretileri Hristiyanlığın Protestan mezhebine dayanmakta. Özellikle de İncil’deki Vahiy bölümüne ve daha özelde de kıyametin gelişine odaklanmaktadır. Peki sayısı 500.000’i bulduğu tahmin edilen tarikatçıların inançlarının merkezinde ne var? Tarikatın kurucusu ve hâlen başında olan 88 yaşındaki Lee Man-hee’nin mesih ve dünyaya ikinci kez gelmiş Hz. İsa olduğuna, ölümsüzlüğüne ve İncil’i sadece onun doğru şekilde yorumlayabildiğine inanıyorlar.

Tarikatın misyonerlik faaliyeti ile ilgili ifşaatlarda bulunmuş eski üyelerin söylediklerine bakılırsa, öğretilerini yaymak için kullandıkları ilk yöntem akrabalar ve tanıdıklar üzerinden yayılmak.

Bunun ardından kullandıkları ikinci en yaygın yöntem ise Shincheonji üyesi olduklarını söylemeden diğer kiliselere sızarak, “İncil Okuma” grupları kurmak. Bu yöntem ise yerleşik kiliselerin tepkisini sık sık çekiyor. İngiliz Anglikan Kilisesi’nin bu tarikat ile ilgili yerel kiliselere yapmış olduğu çeşitli uyarılar internette mevcut. Dolayısıyla üye kazandırma faaliyetleri son derece örtülü bir şekilde uygulanıyor.

Toplantılara dışarıdan düzenli olarak aylarca katılanlar, yerel bir kilisenin faaliyetlerinde olduklarını sanarak Shincheonji ve Lee Man-hee adını uzun bir süre duymuyorlar. Sonradan tarikat üyelerinin değerlendirmesine göre “layık bulunanlara” tarikatın sırları aralanıyor.

Virüsün yayılması ile ilgili suçlamaları reddederken, resmi makamlarla iş birliğini sık sık vurguluyorlar.

ORTADOĞU TURUNA ÇIKTILAR

Tarikatın ağına düşenlerin arasında en çok agnostiklerin, ateistlerin ve Hıristiyanların olduğu gözlemlenmiş. Son yıllarda birçok ülkede giderek artan faaliyetleri sonucu tarikatın üye sayısı da muazzam artmış durumda. Dünyanın dört bir yanında bulunan çalışma grupları ve üyeleri vasıtasıyla misyonerlik faaliyeti yürüten bu grubun özellikle aktif olduğu yerler arasında Çin, ABD ve Avustralya gelmekte.

(Zaten Covid-19 virüsünü Güney Kore’ye bulaşmasında, örgütün Wuhan’daki üyelerinin rolü olduğu Kore medyası tarafından dile getirildi.)

Fakat dünyanın dört bir yanında, özellikle de iç savaş veya silahlı çatışmaların yaşandığı bölgelerde aktif olarak baş gösteren bu tarikatın 2015’de Etiyopya, Mısır, Katar, İsrail, Ürdün, Lübnan Dubai ve Bahreyn’i kapsayan “Mukaddes Kitaplar Diyaloğu” (tanıdık geldi mi?) adı altında Afrika ve Ortadoğu “turuna” çıktığı biliniyor.

Son olarak içinde bulunduğumuz 8-15 Şubat tarihleri arasında tarikat üyesi 18 kişinin İsrail’i ziyaret ettiği ve dönüşte hepsinde Corona’ya rastlandığı biliniyor. İsrail bunun üzerine Koreli grupla temas ettiğinden şüphelenilen 200’e yakın kişiye karantina uyguladı.

K-pop, Güney Kore kökenli bir pop müzik türüdür.

KIYAMET TARİKATININ TÜRKİYE AYAĞI: K-POP

Türkiye’deki varlıklarına dair resmi bir bilgi olmasa da, Güney Kore menşeili Koreatimes gazetesinin İngilizce internet sitesinde 2019 yılında yayınlanmış bir haberde, tarikatın Türkiye’deki misyonerlik faaliyetlerinde görev aldığını iddia eden eski bir üyesinin ifşaatları çıkıyor.

Türk insanını bu tarikata karşı uyaran söz konusu üye, tarikata yeni üyeleri K-Pop olarak adlandırılan Kore pop müziği ve grup hayranlarının toplandığı kafelerden devşirdiklerini itiraf ediyor. Özellikle EXO ve BTS adlı müzik gruplarının hayranlarının çoğunlukta olduğu bu genç kitleyi, Kore mutfağı ve müziği kisvesi altında toplayan tarikatçıların esas amaçlarının tarikata üye kazandırmak olduğunu ise asla ifşa etmiyorlar.

Lee Man-hee

SAHTE MESİHİN MÜJDECİSİ: Covid-19

Tarikat, Kore’deki salgın ile ilgili olarak bir numaralı sorumlu ilan edildiği günden beri, görünürlüğünü olabildiğince düşük profilde tutmaya çalışıyor.

Virüsün yayılması ile ilgili suçlamaları reddederken, resmi makamlarla iş birliğini sık sık vurguluyorlar. Öte yandan gerek eski üyeler gerekse tarikatı uzun zamandır takip eden Koreli gazetecilerin sosyal medya paylaşımları bambaşka bir tablo çiziyor.

Tarikat üyelerinin mesih ve ölümsüz olduğuna inandıkları liderleri Lee Man-hee’nin, kıyametin geldiğini ve kendisine inananları cennete götüreceğine dair sözler atfediliyor. Hatta kimi kaynaklar, gerekirse “kıyameti başlatmak” için virüsün aktif şekilde yayılması gerektiğine dair tarikat liderinin üyelerine emir verdiğini iddia ediyor.

Kaldı ki Evanjelist-Siyonistler ile söz konusu gizli servislerin yollarının da geçmişte çok sık kesiştiği göz önünde bulundurulursa, bu salgında da iş birliğine gitmeleri ihtimal dahilinde.

FETÖ ÖRGÜTÜ İLE BENZERLİK

Keza kıyametin başlangıcı ile birlikte Lee Man-hee’nin “mesiyanik mucizelerinin” de gerçekleşeceği inancı işleniyormuş, üyelere. Bu “kıyameti zorlama” çabası sadece Koreli Shincheonji’de değil, pek çok Evanjelist-Siyonist tarikatın da gündeminde. Özellikle Suriye krizi üzerinden kurguladıkları senaryolar pek çok kez bu sayfalarda ifşa edildi.

Şimdilik bu virüs ve kıyametin birlikte anıldığı yegane nokta, Koreli tarikat olsa da bu salgından faydalanmak isteyecek Batı ve İsrail menşeili pek çok “kıyamet kültü” harekete geçmiş olabilir. Koreli tarikatın organizasyon yapısı ve uluslararası bağları incelendiğinde, Türkiye’nin başına musallat edilmiş FETÖ örgütü ile pek çok benzerlik taşıdığı görülebiliyor.

Zaten Shincheonji’nin Türkiye’de K-pop üzerinden bir damar açtığını gördük; diğerlerinin de yakın zamanda hem Türkiye hem İslam coğrafyasında salgın korkusu üzerinden fırsat yaratmaya çalışması hayli mümkün.

İşin metafiziksel boyutu bir yana, aynı yöntemlerle siyasi hedeflerini gerçekleştirmek isteyecek gizli servisler de, salgını fırsata çevirmeye çalışabilir.

Kaldı ki Evanjelist-Siyonistler ile söz konusu gizli servislerin yollarının da geçmişte çok sık kesiştiği göz önünde bulundurulursa, bu salgında da iş birliğine gitmeleri ihtimal dahilinde. Netflix gibi platformlarda sene başından itibaren yayınlanan Mesih tarzı yapımların hangi gayeye hizmet ettiği de bu bağlamda anlam kazanıyor.