Karantinadaki insanlık ve hijyen tanrıçası

CELAL TAHİR
Abone Ol

Suudi Arabistan tarafından Petrol fiyatlarında yapılan indirim kuvvetle muhtemel dünya sisteminin Suudi Arabistan’dan talebi üzerine gerçekleşmiştir. Turizmin sıfırlandığı, ticaretin ve dolayısıyla sanayinin de önemli oranda aşağı düştü seyrettiği bugünlerde; anlaşılan o ki küresel çapta bir kriz öngörülmektedir.

Virüs aşılanıyor mu?
Gerçek Hayat

Dünya’nın özellikle son on yıldır yaşadığı, içinden geçtiği süreçler, modern dünyada hemen hemen yüz senede bir görülen değişim-dönüşüm dönemlerinden farklıdır. Bugünün dünyası sanayi inkılâbını aşan bir sıçrama yapma hedef ve eğilimindedir. Çünkü sanayi inkılâbının gerçekleşmesini sağlayan teknolojik buluşların çok ötesinde teknolojik gelişmeler yaşanmaktadır. Bu teknolojik gelişmeler mesnet kılınarak, modern dünya öncelikle teknolojik ve iktisadı alandan başlayarak sosyal ve kültürel alanlarda kapsamlı bir dönüşüm süreci yaşayacaktır. Bu egemen dünya zümrelerinin esas gündemidir.

Egemen Güçler ve Gelişmeler

Dünyanın egemen zümreleri elbette her türlü gelişmeyi kendileri belirliyor ve tayin ediyor değildir; bu zaten mümkün de değildir. Bu bir kişi grup veya zümreye ilahlık izafe etmek olur. Ama zaten büyük güç olmak demek, iş, oluş ve gelişmeyi belirlemek demek değildir. Fakat büyük güçlerin istemediği bir iş oluş ve gelişmede başlangıçta olsa- oluşsa bile, orta ve uzun vadede varlığını devam ettirmesi zordur. Yani büyük güçlerin istemediği bir işin olması zordur. Beri yandan büyük güçler, dünyanın egemen zümreleri-mahfilleri kendi tahmin, istek ve iradeleri dışında ortaya çıkan gelişmeleri de kendi lehlerine çevirebilmekte ve kullanabilmektedirler. Bu ise büyük güç olmanın hususiyetlerindendir.

  • Dolayısıyla koronavirüs küresel oligarşinin ortaya çıkardığı laboratuvar ürünü yapay bir virüs ve hastalık da olabilir. Söylendiği gibi grip virüsünün mutasyona uğramış bir şekli de olabilir. Yarasalardan insanlara geçmiş de olabilir.

Ancak her halükarda ortaya çıkan bu korona virüs salgını, dördüncü sanayi devrimi veya dijital devrim denilen küresel dönüşümü hedefleyen devletler üstü oligarşinin dünyayı dönüştürme hedefine uygun bir şekilde kullanılmaktadır. Ütopyalar Devri'nin kapandığı, yerini distopyaların aldığı gayet açıktır. Ortada çok büyük bir hâdise olmamakla beraber, dünya çapında yaşananlar distopik bir sinema filmini çağrıştırmaktadır. Şu an için yaşananlardan anlaşılan gidişatın kontrolsüz bir kargaşaya dönüşmesinin istenmediğidir.

Petrol Fiyatları Dünya Sisteminin Talebi İle Düştü

Dünya sisteminin üzerine Suudi Arabistan, petrol fiyatlarını düşürdü.

Suudi Arabistan tarafından petrol fiyatlarında yapılan indirim kuvvetle muhtemel dünya sisteminin Suudi Arabistan’dan talebi üzerine gerçekleşti. Turizmin sıfırlandığı, ticaretin ve dolayısıyla sanayinin de önemli oranda aşağı düşüş seyrettiği bugünlerde; anlaşılan o ki dünya çapında bir kriz öngörülmektedir.

İnsanlığın 2020'li yılları muhtemelen çok hızlı gelişmelere gebedir ve 2000'li yılların her senesi çift basacaktır yani bir sene 2 seneye belki de 5 seneye bedel olacaktır. Dünya ölçeğinde dünyaya yön ve nizam vermeye gayret eden oligarşi, şu an yaşananlara benzer gelişmelerle, belki de bir dünya savaşı yaşanmadan, sanayi inkılabını da aşan bir toplumsal dönüşümü gerçekleştirme hedefindedir. Bu sebepten kontrollü hareket edilmektedir.

Bugün Yaşanan Bazı Gelişmeler Kalıcı Olacaktır

Beri yandan tüm bu yaşananların bir neticesi, eğitim ve çalışma hayatında bir değişim dönüşüm olmasıdır. Bunların geçici olduğu düşünülebilir ve söylenebilir; ancak muhtemelen öyle olmayacaktır. Çünkü mesela kadınların yoğun bir şekilde çalışma hayatına girişi de 1. Dünya Savaşı ile olmuştur.

Savaş sebebi ile erkeklerin iş hayatından ve kamu alanından çekilmesi ve boşluk oluşması kadınların yoğun bir şekilde iş hayatına atılması neticesini getirir.

Sonrasında liberalizmin, sosyalizmin ve feminizmin ideolojik argümanları ile kadınların çalışma hayatında, kamu alanında zaten olması gerektiği dünya insanlığına empoze edilir. Bunun benzeri gelişmeler bugünlerde yaşanmakta. Bundan sonra bir takım işlerin evden halledilmesi ve örgün eğitimin yeniden düzenlenmesi gündemde olmalıdır.

Ayrıca zaten eve kapanan insanlık, bugüne dek olduğundan daha fazla sanal âlemde ve sosyal medyada vakit geçirecek hatta buralarda yaşayacaktır. Eğitim ve iş hayatının da sanal âlem üzerinden yaşanması ile insanlık matrix’e dâhil olmuş; artık matrix kainatında yaşıyor demektir.

  • Düşündürücü ve üzücü husus ise çılgınlık, histeri ve panik neticesinde insanların marketlere hücum edip yağmalarcasına alışveriş yapmalarıdır. Bu durum tam bir distopik bir sinema filmini çağrıştırmaktadır. Daha ciddi ve vahim bir durum ortaya çıktığında neler olabileceği ise epey düşündürücü bir meseledir.

Temizlik Mi, Hijyen Mi?

Bir diğer mesele ise korona virüs salgını sebebiyle insanlığın takıntılı ve marazî bir hijyen ritüeli içine girmesidir. Oysa Müslümanlar zaten temiz olmalıdır ve zannedildiği gibi temizlik ile hijyen tam olarak aynı şey değildir. Hijyen eski Yunan’da sağlıkla ilgili olanı ifade eden bir tanrıçanın adıdır. Bugünse hijyen, yapay hayat alanı inşa etme meselesinin bir ögesi gibi gözükmektedir. Bu, insanlığı varlığın aslî prensiplerinden uzaklaştırma çabasının bir parçasıdır. Bu yönüyle de ikilik ortaya çıkmada, tabiat da tabii olmaktan çık(arıl)maktadır. Ve buna bağlı olarak da hijyenik bir hayatla temizlik arasındaki farka bakılması gerekir.

  • Bugünün dünyasında Batı’dan gelen bu mefhumların temizlikle alakası başka türlüdür. Bunun sebebi de Batı’nın uzun zaman temizlikle alakasının oldukça zayıf olmasıdır. Bu bir suçlama değil tarihî bir vak’adır. Zaten Batılılar ve Batılı tarihçiler de bu hususu yeterince net ifade ederler. Dolayısıyla Batılılar hakikaten temiz olmayan dönemlerden gelmektedirler. Ve bu noktada abartılı, gayri-tabiî temizlik anlayışı olan hijyeni benimsemişlerdir.

Hijyen eski Yunan’da sağlıkla ilgili olanı ifade eden bir tanrıçanın adıdır. Bugünse hijyen, yapay hayat alanı inşa etme meselesinin bir ögesi gibi gözükmektedir.

Lakin oldukça temiz bir mâziye sahip olan bizlerin bundan etkilenmesi gariptir ve oldukça lüzumsuzdur. Temizlik yerine hijyen, sadece kavram-terim olarak değil, bir usul olarak benimsenmiştir. Dolayısıyla bu usulle, evlerimizi ve yaşam alanlarımızı hijyenik kılmaya çalışmamız dikkat çekicidir. Ama bu arada bir kısım insanlarımızın evlerine ayakkabı ile girmesi, temizliğe ve adaba riayet etmemeleri oldukça düşündürücüdür.

Türkiye'de uzun zamandır çekilen dizilerde, çoğunlukla sadece hizmetçilerin veyahut kapıcılık yapan kadınların başörtülü-tesettürlü olması gibi evlere ayakkabı ile girilmesi de dikkat çekicidir.

Türkiye'nin batılılaşmış zümrelerine has bu adet, bu topraklara ait değildir. Temizlik adabına da aykırıdır.

Bizim anlayışımızda temizlik, insanın üst âlemlere irtibat kumaya hazır olmak maksadıyla, aşağı âlemlerin etkisini bereket yoluyla kendisinden arındırması demektir. Dinin vaz ettiği-emrettiği temizlik, insanın su ile, bir nevi suyun bereket taşıyıcı özelliğinden faydalanarak üst âlemlerle irtibat kurması ve buna dönük ilk adımı atmasıdır. Bu anlamda alt âlemle irtibatlı olunacak unsurlardan da arınmasıdır ki bunlar İslamiyet’te idrar, dışkı ve kandır. Esasen kişi bunlardan arındığında temiz sayılır ve namaz kılabilir, ibadetlerini yerine getirilebilir. Ama kişinin titizliğine bağlı olarak daha temiz olunabilir.

Hijyen Yapay Hayat İnşasıdır

Neredeyse her türlü canlıdan, bakteriden ve mikroptan arındırılmış steril bir hayat inşa gayesi ise başka bir şeydir. Bir yönüyle bu, yapay bir hayat inşa etme, yapay bir kainatta yaşama çabası olarak da görülebilir. Hijyen, temizlikten işlev ve hedef itibarıyla farklıdır. Hijyen, kurgu olarak inşa edilmiş bir hayat biçimine dönük çabadır.

  • Modern toplumda hijyen, kişinin ev, işyeri gibi hayat alanının, alışveriş merkezlerinin olabildiğince steril bir hale getirilmesidir ki, bunun yapay bir hayat alanı kurmaya dönük gayesi vardır. Esasen bu, modern dünyanın diğer alanlarında da gördüğümüz gibi kurguya dayalı bir hayat alanı inşaya dönük bir faaliyettir.

Bununsa yarardan çok zarar getireceği açıktır. Bu denli steril bir ortamda insanların sağlıklı olabilmeleri esasen mümkün değildir. Özellikle bu şartlarda yetişen çocukların bünyeleri oldukça zayıf, hastalıklara karşı dirençsiz olmaktadır.

Bu husus, açık ve kesinlikle olumlu bir işlevi olan temizliğin nasıl işlev veya mahiyet değişikliğine uğradığının göstergesidir.