‘Kanuni’den sonraki en büyük Türk lideri’

“Türkiye çok önemli mesafeler kat etti. Türk burjuvası gözünü AB cihetine dikmişken Türk ordusu emirleri ABD’den alıyordu. Diğer cihetteki ülkeler ise düşman kategorisinde yer buluyordu. Bu durum Türkiye’ye hiçbir yarar sağlamadı. Türkiye’yi istemeyen bir AB, sömürmekten başka çabası olmayan bir ABD ve düşman bir Rusya. Erdoğan bu durumu değiştirdi. Artık Türkler ‘AB üyesi olacağız’ diye kimseye sızlanıp durmuyor. ABD’nin dostluğundan gelse gelse sadece felaket geleceğini anlamış durumdalar.

Çok kutuplu bir dünyada kendi gerçekleri doğrultusunda hareket ediyorlar.

Elbette hâlâ pek çok mesele çözülmüş değil. Suriye krizi ve Irak kaosu ortada. ABD’nin Ortadoğu’daki askerî varlığı ve STK görünümlü yapılar aracılığıyla Türkiye’yi istikrarsızlaştırma emeli sürüyor. Türkiye kendi topraklarındaki NATO üslerini kapatıp kendini yeniden yapılandırabilirse Osmanlı’nın mirasçısı olarak bölgedeki en önemli devlet hâline gelecektir.

TÜRKİYE'YE YENİDEN BAĞIMSIZLIK KAZANDIRDI

Avrupa’nın şu an Ortadoğu siyasetine yön verecek gücü bulunmuyor. ABD ise bölgede gücünü yitirme aşamasında. Rusya desen yükselen bir güç ama Türkiye’yi çantada keklik görecek kadar büyük bir oyuncu değil. Çin’e gelince… Henüz bölgeye dair dış politika üretecek potansiyeli yok. Sadece ticarete odaklı bir yaklaşımı var. Demek istiyorum ki, Türk dış politikası açısından belki de en büyük potansiyelin olduğu bir zaman diliminden geçiyoruz.

Erdoğan, Mustafa Kemal’den bu yana, belki de Kanuni Sultan Süleyman devrinden beri ortaya çıkmış en büyük Türk lideri. Türkiye’ye yeniden saygınlık kazandıran ve gerçek mânâda bağımsızlığını kazandıran bir figür. Eğer şu Suriye işini halledebilse tarih kitaplarına adını yazdıracak bir başarıya imza atmış olacak. Libya meselesindeki tavizsiz duruşu etrafındaki pek çok komşuyla ilişkileri muhtemelen sıkıntıya sokabilir. Her şey biraz da Libya’nın duruma nasıl yaklaştığına bağlı.”