Kalpsizlik candan eder
Türkiye İstatistik Kurumu TÜİK’in verilerine göre, Türkiye’de gerçekleşen ölümlerin nispi olarak en büyük nedeni ‘dolaşım sistemi rahatsızlıkları.’ İstatistikler, bu rahatsızlıkların alt gruplarını şöyle sıralıyor: İskemik kalp rahatsızlıkları, serebro-vasküler hastalık, diğer kalp hastalıkları, hipertansif hastalıklar ve diğerleri.
- ‘Serebro-vasküler hastalık’, beyine giden damarların tıkanması sonucu yaşanan felç ve inmeler sonucu yaşanan ölümlerin; ‘hipertansif hastalık’ ise yüksek tansiyon nedeniyle yaşanan ölümlerin nedeni olarak kayıtlara geçiyor.
‘İskemik kalp hastalığı’ ise, kalbe giden damarların tıkanması ve ‘diğer kalp hastalıkları’ ile birlikte kalp kriziyle sonuçlanan süreci tanımlıyor. Dolaşım sistemi rahatsızlıklarının üçte ikisi, bu rahatsızlıklardan kaynaklanıyor ve kayıtlara ‘kalp krizi’ eski tabirle ‘sekte-i kalp’ yahut ‘kalp durması’ olarak geçiyor. Türkiye’de, son 10 yılda hem nispi olarak hem de rakam olarak kalp krizi nedeniyle yaşanan ölümlerde artış görülüyor:
2010
2010 yılında Türkiye nüfusu 73,7 milyondu. Kaba ölüm hızı, o yıl binde 5 (yani bin kişilik nüfus başına 5 ölüm) olarak gerçekleşti. 2010 yılında 365 bin kişi o yıl hayatını kaybetti. Toplam ölümlerin yüzde 39,6’sı dolaşım sistemi rahatsızlıklarından kaynaklandı. Yani 145 bine yakın vatandaşımız damar ve dolaşım hastalıklarından vefat etti. Bu 145 bin ölümün 86 binine ise doğrudan kalp krizi ve diğer kalp rahatsızlıkları neden oldu. Türkiye 2010 yılında günde ortalama 237 vatandaşını kalp rahatsızlıkları nedeniyle kaybetti.
2011
2011 yılında Türkiye nüfusu tam 1 milyon kişi artarak 74,7 milyona ulaştı.
Kaba ölüm hızı o yıl binde 5,1’e yükseldi. 2011’de dolaşım sistemi rahatsızlıkları nedeniyle ölümlerde nispi bir düşüş yaşandı. 2011’de gerçekleşen 375 bin ölümün yüzde 38,8’i, dolaşım sistemine bağlı rahatsızlıklardan kaynaklandı. Bu rakamların içindeki 85 bin vatandaşımız doğrudan kalp krizi ve kalp rahatsızlıklarına bağlı olarak hayatını kaybetti. Dolaşım sistemi rahatsızlıklarının yüzde 27’si serebro-vasküler (beyin felci-inme) yüzde 15’i ise hipertansiyon ve diğer nedenlere bağlandı. 2011 yılında günde yaklaşık 231 kişi kalp krizinden hayatını kaybetti.
2012
Türkiye nüfusu 2012 yılında 75,6 milyona ulaştı. Binde 5’lik kaba ölüm hızıyla o yıl Türkiye’de 376 bin kişi hayatını kaybetti. Bu ölümlerin yüzde 37,9’u, yani yaklaşık 142 bini dolaşım sistemi rahatsızlıklarına bağlı olarak gerçekleşti. 142 bin kişiden ise 81 bini kalp krizi ve diğer kalp rahatsızlıklarından dolayı vefat etti. Türkiye’de 2012 yılında günde ortalama 221 kişi kalp rahatsızlıkları nedeniyle hayatını kaybetti.
2013
2013 yılında hayatını kaybedenlerin sayısı, önceki yıllara göre düşüş gösterdi.
Nüfusu 76,6 milyona ulaşan Türkiye’de o yıl 372 bin kişi hayatını kaybetti ve kaba ölüm hızı binde 4,9’a düştü. Fakat bu ölümlerden dolaşım sistemine bağlı olarak gerçekleşenler nispi olarak arttı ve yüzde 39,8 oldu. Yine aynı şekilde ‘iskemik kalp rahatsızlıkları’ da geçmiş yıllara göre artış gösterdi. Dolaşım sistemi rahatsızlıklarından dolayı hayatını kaybedenlerin yüzde 38,8’i doğrudan kalp krizi nedeniyle öldü. Genel ölüm hızı yavaşlasa da, dolaşım bozukluklarından ölenlerin sayısı 148 bine ulaştı. Bunun 82 bini ise kalp krizi ve diğer kalp rahatsızlıklarından hayatını kaybetti.
- Dolaşım sistemi rahatsızlıklarına bağlı ölümlerde kadın-erkek oranları genelde değişiklik gösterse de, kadınlarda dolaşıma bağlı ölümler genelde erkeklerden fazla gerçekleşiyor. Örneğin 2013 yılında erkek ölümlerinin yüzde 35,8’i, kadın ölümlerinin ise yüzde 44,6’sı dolaşım sistemi rahatsızlıklarına bağlı olarak gerçekleşmiş. Dolaşım sistemi içindeki dağılım ise ilginç bir gerçeğe işaret ediyor. Kadınlar felç, tansiyon gibi tüm dolaşım sistemi rahatsızlıklarına daha hassas olmalarına ve bunlara bağlı ölüm oranları bakımından erkeklerin üstünde olmasına rağmen, iskemik kalp rahatsızlıklarında (damar tıkanıklığı ve bağlı kalp krizi) erkek ölüm oranları çok daha yüksek. Sadece bu rahatsızlıklarda erkeklerin ölüm oranı kadınların 1,5 katı.
2014
Türkiye nüfusu 2014 yılında 77,7 milyona ulaştı. O yıl hayatını kaybedenlerin sayısı ise 376 bin oldu.
Ölüm nedenleri arasında dolaşım sistemi rahatsızlıkları yine birinci sırada yer aldı. O güne kadarki en yüksek artışla 151 bin kişi çeşitli dolaşım bozuklukları nedeniyle vefat etti. Kalp krizi ve kalp rahatsızlıkları nedeniyle ölümler 88 bini buldu. 2014 yılında dolaşım sistemi hastalıklarına en çok 75-84 yaş grubunda rastlandı. Dolaşım sistemi hastalıklarından kaynaklı ölümlerin oranının en yüksek olduğu ilk beş il Denizli, Kırklareli, Yozgat, Samsun ve Artvin oldu. 2014’te her gün ortalama 241 vatandaşımız kalp rahatsızlığından hayatını kaybetti.
2015
O yıl, Türkiye’de 405 bin vatandaşımız hayatını kaybetti. Kaba ölüm oranı ise binde 5’i de geçerek binde 5,2 oldu. Yani o yıl her bin vatandaş arasında ölenlerin sayısı geçtiğimiz 10 yılın en yüksek seviyesinde gerçekleşti. Dolaşım sistemine bağlı ölümler de 2015’te rekor kırarak toplam ölüm nedenleri arasında yüzde 40’lık bir dilime oturdu. 2015’te 162 bin vatandaşın ölüm nedeni ‘dolaşım sistemi rahatsızlığı’ olarak kaydedildi. Bunlardan yaklaşık 99 bini ise kalp krizi ve kalp rahatsızlıklarından vefat etti. Yani 78,7 milyonluk 2015 Türkiye’sinde yaklaşık 100 bin kişi kalbine yenik düştü. Bu da her gün ortalama 270 vefata denk geldi.
2016
2016 rakamları 2015 rakamlarından da vahimdi. Kaba ölüm oranı binde 5,3’e yükseldi. 79,8 milyonluk Türkiye’de 420 bin vatandaş hayatını kaybetti. Dolaşım sistemi rahatsızlıkları 166 bin cana mal oldu. Bunlar arasında kalp krizi ve kalp rahatsızlıkları ise ilk defa 100 bin sınırını geçerek 104 bin oldu. 2016 yılında dolaşım sistemi hastalıkları en çok 75-84 yaş grubunda görüldü. Ölenlerin 56 bini bu yaş grubundaydı. Yozgat ve Denizli diğer yıllarda da olduğu gibi yine dolaşım sistemine bağlı ölümlerin en çok yaşandığı beş il arasına girdi. Diğer iller ise Amasya, Sakarya ve Aydın oldu. O yıl her gün ortalama 284 vatandaşımız kalp rahatsızlığından hayatını kaybetti.
2017
Türkiye nüfusunun 80 milyonu geçerek 80,8 milyona ulaştığı 2017 yılında 423 bin kişi hayatını kaybetti. Bu ölümlerin 167 bini ise doğrudan dolaşım sistemi rahatsızlıklarına bağlıydı. 167 bin vatandaşın yüzde 63’ü yani 104 bini, yine kalp krizi ve farklı kalp rahatsızlıklarından hayatını kaybetti. Bunların yine üçte biri 75-84 yaş grubundaydı. 2016 yılında olduğu gibi 2017 yılında da her gün ortalama 284 vatandaşımız kalp rahatsızlığından hayatını kaybetti.
2018
82 milyonluk nüfusa ulaştığımız 2018 yılında hayatını kaybedenlerin sayısı 426 bini geçti. Kaba ölüm hızı 2018’de de binde 5,2 oldu. Dolaşım sistemi rahatsızlıklarına bağlı ölümler ise toplam içinde yine en büyük paya sahipti ancak geçmiş yıllara göre nispi olarak düştü ve yüzde 37,8’de kaldı. Dolaşım sistemi rahatsızlıklarından ölen bu 161 bin kişi içinde en büyük oran ise yüzde 64’le kalp krizi ve kalp rahatsızlıklarından ölenlere aitti. 2018’de 103 binden fazla vatandaş kalp rahatsızlıkları sonucu hayatını kaybetti. Bu da günde ortalama 284 vefat demekti.
2019
2019 yılında yapılan son nüfus sayımına göre Türkiye nüfusu 83.154.997’e ulaştı.
2020 yılı verileri henüz açıklanmadığı için Türkiye nüfusu da resmi olarak halen 83 milyon olarak kabul ediliyor. Son sayımın yapıldığı yıl Türkiye’de yaklaşık 436 bin kişi hayatını kaybetti. Bu ölümlerde dolaşım sisteminden kaynaklananların oranı yüzde 36,8 olarak gerçekleşti. Diğer bir ifadeyle 160 bin kişi. Kalp krizi ve kalp rahatsızlıkları da bu yüzdeler ve rakamlar içinde yine en büyük sebepler oldu. Yaklaşık 105 bin kişi kalp krizi ve kalp rahatsızlıkları nedeniyle hayatını kaybetti.
2019 yılında dolaşım sistemi hastalıklarına bağlı ölüm oranının en yüksek olduğu il yüzde 47,2 ile Aydın oldu. Onu yüzde 47 ile Denizli, yüzde 46 ile Kırıkkale, yüzde 44 ile Çanakkale izledi. En düşük orana sahip il ise yüzde 24 ile Hakkâri oldu. Onu yüzde 27 ile Van, yüzde 28 ile Kayseri, yüzde 29 ile Şırnak ve Ağrı izledi.
Neden ve Çâre
Her yıl yüzbinlerce insan kimi de çocuk yaşta kalbine yenik düşmesinin yanı sıra, bu ölümlerin ölüm sıralamalarının ilk sırasına çıkması, üzerinde çokça düşünmeye değer bir konu. Elbette bunun pek çok nedeni var ve bu birkaç yıldaki bir değişimin neticesi değil. Özellikle Batılılaşmanın ve Sentetikleşmenin bir neticesi. İnsanların yaşlandığı için değil de kalp sektesi ile ölmesi herkesi tedirgin etmeli. Üstelik koronanın tedirgin ettiğinin yüzlerce kat fazlasıyla. Korona gelir geçer ama kalp krizleri artarak devam eder. Elbette ölümlerin en yüksek nedeni yani ilk sırayı kalp damar rahatsızlıkları alıyor. Onu ise kanser ve diyabet gibi acı verici dertler izliyor. Başka sayılarımızda da bu bahisleri inceliyor olacağız. Lakin son söz olarak çaresiz olmadığımızı belirtelim. Üstelik hayat ve tüketim biçimimizi değiştirdiğimizde bu hastalıkların pek çoğu zaten bize uğramayacak yahut kolayca terk edecek. İlaç ve doktor bedava diye düşünenlerin ise eğitilmesi gerekiyor.