İsrail ve avenesi için hasat zamanı

ZEYNEP ÜLKÜ AKPINAR
Abone Ol

İsrail, Müslümanları etkisizleştirmek için sistematik olarak gücünü kullanıp harsı ve nesilleri bozma gayretinde. Önce kıyafetlerimizi bozdu, sonra yiyecekleri… Keşke domuz etine gösterdiğimiz hassasiyeti her gıdaya karşı gösterebilsek. Ya Müslümanın mekânı… Aynı binada birbirine yabancı insanlara dönüştük. Toplu taşımalarda kadın-erkek diz dize oturur olduk. Medyası, modası ve gıda sektörüyle tarlasını ekip sulayan İsrail için şimdi hasat zamanı. Ve Müslüman ülkeler bu hasadı seyrediyor.

Dünya üzerinde türlü türlü bitkiler, cins cins hayvanlar mevcut. İnsan da dünyada hayat bulan varlıklardan biri. İnsan da diğer canlılar gibi doğup, büyüyüp ve en nihayetinde de bu dünyadan göçen bir canlı.

Biyolojik olarak bu özelliği dolayısı ile “sosyal bir varlık” olarak tanımlanır insan. Lakin diğerlerinden yaratılışı farklı. İnsanı dünyadaki diğer varlıklardan farklı kılan nedir? İnsanı diğer canlılardan farklı kılan Allah’ın ruhundan insana üflemesidir. Allah’tan bir parça taşır insan. Hakikate ulaşmak, kemâle ermek için çabalar. Fakat “insan” hakikate ulaşmada aldanmıştı. Şeytana ya da dünyaya aldanmıştı. Bakara sûresinde geçtiği gibi aldanan insan gücü eline geçirince ekini ve nesilleri bozmaya başlamıştı.

İsrail sistematik olarak gücünü kullanarak harsı ve nesilleri bozmak için yıllardır çaba sarfetmekte Müslümanları etkisizleştirmek için. Müslümanları etkisizleştirmek için önce kıyafetlerini bozdu. Moda denen illeti topluma bulaştırdı.

Moda diye tırnaklarını uzatan hanımlar, uzatmayı başaramayıp yapay tırnak taktıranlar. Takılan tırnakların altına su geçmediğinin farkında değiller mi? Üstündeki ojeden hiç bahsetmiyorum bile. Müslüman erkekler iradeleri ile güçlü olamadıkları için yaptırdıkları dövmelerle güç gösterme çabası içine girdiler. Sevdiceğinin adını bedenine kazıyanından tutun da Yunan geleneklerinden muhtelif nesneleri bedenine nakşettirenler. Şeklen başkasına benzeyen ya da benzemeye çalışan Müslüman zamanla fikren de o şekle bürünmeye başlar.

Sonra yiyecekler…

Firmanın biri sattığı kahveleri öncelikle fillere yedirdiğini sonra onların dışkılarından aldığı kahveleri müşterilerine sattığını beyan etmesine rağmen Müslüman ülkelerde o firma hâlâ kahve satabiliyorsa ve Müslümanlar necis olan o içeceği içebiliyorlarsa Müslüman için belirli hassasiyetler kalmamıştır. Keşke domuz etine gösterdiğimiz hassasiyeti her gıdaya karşı gösterebilsek.

Müslüman her şeyi yiyemeyeceği gibi yeme şeklinin de bir usulü var idi. Ayakta yiyip içmez idi. Bazı lokantalarda oturma alanları mevcut değil. Yiyeceğinizi ayakta yiyip çıkmak zorundasınız ya da yiyerek yolunuza devam etmek. Yemek yeme meselesi insanın sadece biyolojik ihtiyacı için gerekli değildir. Yedikleri aynı zamanda insanın mizacını da etkiler. Son dönemde sürekli vejetaryenliğin teşvik edilmesindeki sebeplerden birisi. Bitkilerle beslenen insanların daha yumuşak mizaçlı olmalarıdır. İtiraz etmezler, itaat ederler.

İsrail sistematik olarak gücünü kullanarak harsı ve nesilleri bozmak için yıllardır çaba sarfetmekte Müslümanları etkisizleştirmek için.

Mahremiyet duvarları yıkıldı

Ya Müslümanın mekânı… Evlerle birlikte mekânlar da bozuldu. Eksilen odalarla haremlik selamlıklar ortadan kalktı. Artık misafirler kadın, erkek ağırlanır oldu. Üst üste dikilen dairelerle mahremiyet ortadan kaldırıldı. Aynı binada birbirine yabancı fakat tanıdık insan toplulukları oluşturuldu. Toplu taşımalarda kadın, erkek karşılıklı diz dize oturmak zorunda bırakıldık.

İsrail ve avenesi için hasat zamanı

Tarlasını medya sektörüyle, gıda sektörüyle, moda sektörüyle itina ile sürdü, ekti, çapaladı, suladı…. İsrail ve avenesi için şimdi hasat zamanı. Dünyadaki bazı ülkeleri de arkasına alarak Filistin’de Müslüman soykırımı ile hasada başladı. Ve Müslüman ülkeler bu hasadı seyrediyor.

Kadın hakları için kurulan vakıflardan derneklerden maalesef hiç ses çıkmamakta. Hayvan hakları savunucularının dahi iki üç hayvan için çıkardıkları ses, Filistin’de evlatlarını kaybeden anneler, annesiz kalan çocuklar için çıkmadı.

O vakit hadisi hatırlamak icap eder: “İnsanlar bir zalimi görürler onun elini tutmazlar, o zalime engel olmazlarsa Allah çok yakında onlara genel bir belâ verir.”

Hadis “İNSAN”a işaret ediyor, sadece Müslümana değil. İnsan kendini Allah’ın buyrukları ile muhafaza ettiği vakit zalimi men edecek gücü elinde bulundurabilir.

Şimdi insan, henüz geç olmadan belâyı beklemek yerine tövbe edip Rabbiyle yaptığı akde sadık kalabilir.