İslam’ı temsil etmezsek Allah bizim yerimize yeni bir toplum yaratır

KEMAL ÖZER
Abone Ol

Terörist İsrail’in Gazze’de yürüttüğü ve hiçbir kelimeyle izah edilemeyecek düzeydeki katliamı sonrasında dünya daha karmaşık bir hâl aldı. Gazze halkının destanlara konu edilecek direnişi, kıyamı, metaneti ve şükrü sadece insanların Hakk’a yönelmesini sağlamadı. Aynı zamanda pek çok ülke ve liderin makyajını da döktü.

Siyonizme ilk günden bu yana sınırsız destek veren ABD bugün bir iç savaşın eşiğinde. 25 eyalet yönetiminin de destek verdiği Texas’ta yaşanan gelişmeler bir ABD iç savaşına dönüşmese bile bundan sonra Amerika Birleşik Devletlerinin tamir edilemez tarifsiz bir yara alacağından kimsenin şüphesi olmamalı.

Yahudiler bugünkü İran yönetiminin nesebi, inanç ve fikrî atası olan Pers kralı Kiros’u çok severler. Bu sebeple Persler, sözde düşmanları siyonistlerin can simididir.

İşgal edilmiş Filistin topraklarında kurulan terörist İsrail’i ilk olarak ABD tanımıştı. O tarihte ABD Başkanı olan Eisenhower, kendisine teşekküre gelen Yahudi heyetine “Ben sizin İkinci Kiros’unuzum” diyerek Yahudilerin desteğini garantiler.

Hitler nedeniyle “mazlum bir millet” postuna büründürülen Yahudiler bu sayede insanlığı her zaviyeden esir almıştı. Pek çok kimse Yahudileri katliama uğramış mazlum bir halk sanırdı. Ancak Gazze halkı ve direnişi bu büyüyü bozdu ve Yahudilerin gerçek yüzü ifşa oldu.

İnsanlığın hatırı sayılır bir kısmı ve özellikle Batılı toplumlar Yahudi gerçeğini öğrendi. Beraberinde İslam ile de tanıştı. Bu talihsiz bir tanışma olsa da şerden hayır çıkaran Allah’ın muradını bilemeyiz. Allah böyle murad ettiğine göre demek ki böylesi daha hayırlı. Çünkü zamane Müslümanlarına bakarak kimsenin İslam’la tanışacağı ve Müslüman olacağı yok. Zîra zamane Müslümanlarının kahir ekseriyetinin İslam ile bir irtibatı falan da yok. Dinden diyanetten haber da değiller.

Efendimiz (a.s.v.) Müslümanı her yönüyle insanlığa örnek, elinden ve dilinden emin olunan kimseler olarak tarif eder. Söyleyin lütfen Müslümanlar bu tarifin neresindeler? Kaç Müslüman işini Allah’ın istediği gibi yapıyor? Kaç Müslüman güvenilir ve âdalete riayet ediyor?

Biz gelenekten, değerlerimizden, ahlâktan ve İslam’ın temel umdelerinden uzaklaştıkça, Peygamber (a.s.v.) ile aramıza büyük mesafeler koyduktan sonra bütün dünyanın şaftı kaydı ve bir daha düzeltilemedi. Dünyanın kendine gelebilmesi için ya Müslümanların Müslümanlaşması yahut da yeni bir Müslüman kitlenin doğması veya oluşması gerekiyor.

Bugün hepimiz 57 ‘İslam ülkesi’nden ve yönetimlerinden müştekiyiz. Bu hâl “Siz nasılsanız öyle idare olunursunuz” ve “Siz kendinizi değiştirmedikçe Allah sizin hakkınızdaki hükmünü değiştirmez” emri fermanlarının bir gereğidir. Demek ki tek kusurlu olan yönetimler değil, toplumlarımızın kendisi de…

Boykotu, ‘siyonistler Gazze’de katliam yapıyor ve Batılı şirketler de destek oluyor’ diye yapmak şarttır. Ancak bu yeterli değil. Zîra boykot geçmişte de defaten yazdığımız gibi îmânî bir meseledir. Düşmanını zengin eden bir toplum felaha eremez. Müslümanca üretim yapmayan bir ümmet gerçek ümmet olamaz. İslam’ın emri fermanına göre üretmeyen ve satmayan bir tüccar, peygamberlere komşu falan olamaz.

  • Boykot şimdi işe yaradı yaramasına da bu biz Müslümanların değil tüm dünyanın iştiraki ile oldu. Garrett Nelson isimli analist, İsrail'in terör ve soykırımı sebebiyle ‘bu kez boykottan etkilenmeyen Batılı şirket yok, şirketlerin yükselmesi durdu ve gerilemeye başladı’ diyor.

Bu kapsamda içecek şirketleri tüm dünyada yüzde 9 küçülmüş. Coca-Cola Türkiye pazarının yüzde 21,9'unu kaybetmiş. Batı medyasında çıkan haberlere göre boykottan en çok etkilenen şirket Starbucks, McDonald's ve CocaCola’ymış.

Rakamlar boykotun işe yaradığını gösteriyor. Ama asla yeterli değil. Daha fazlasını yapmak zorundayız. Mesela Türkiye’de hiçbir Starbucks ve McDonald's şubesinin kapanmamış olması akıl alır şey değil. Ama bunun da bir sebebi var. İsrail yanlısı kemalist ve putperest tayfa ile kemalist eğitimin rahle-i tedrisinden geçmiş, gelenek, inanç ve değerlerinden mahrum bırakılmış gençler buraları tercih etmeyi sürdürdü. Türkiye bu kompleksi aşmalı.

Aslında boykot öylesine etkili oldu ki, insanlığı umursamayan ve diş bileyen Batılı firmalar, İsrail tarafını tutmadığını söylemek zorunda bile kaldı. Teröristlerin firmaların kendilerine bağışlarını paylaşmaları da ters tepki yaptı ve artık yardımlarını logosuz ve olabildiğince gizli yapıyorlar. Biraz daha sıkışsalar ‘biz Gazze tarafını tutuyoruz’ bile diyebilirler.

  • Boykottan korkan İsrail, adını ‘7 Ekim’ olarak değiştiren Ürdün’deki dönercinin isminin kaldırılması için Ürdün’e baskı uyguladı ve başardı da. İşte İslam ülkesi denilen bir memleketin yönetiminin hâl-i pür melâli.

Batılı yönetimlerin ve Batılı etkili erklerin gerçekte satanist olduğunu da çok kez ifade ettik. Bugün ifşa olan ayinleri, bebek sayılabilecek yaştaki çocuklar dâhil özellikle kız çocuklarına yönelik uyguladıkları, tacizler, tecavüzler, bal tuzakları, kasetler, şantajlar, borçlar ve bu sayede devletlerin iradelerinin ipotek edilmesi durumu da bir kez daha ifşa oldu.

Din adına kiliselerdeki tecavüzler, hırsızlıklar… Yahudiliğin iğneli fıçı, kanlık ekmek gibi alçaklıkları… Kaybolan çocuklar, çalınan organlar, zenginler için fakirleri yedek parçaya dönüştüren beyin ölümü masalları insanlığın çivisinin çıktığının en bariz göstergesi.

Buna Hindistan’daki Hindu faşist yönetimin Müslümanlara, Çin’deki Türk ve İslam düşmanı köpek yiyicisi rezil rejimin Doğu Türkistan halkına yaptıklarını, Budist Mymmar yönetiminin Müslümanları ateşlerde yakmasını ve Pers kalıntısı sözde Müslüman İran yönetiminin Müslüman toplumlara saldırmasını ekleyeiliriz. Çünkü hepsi aynı sapkınlığın neticesi.

Sayfalarımızda bu hususların hepsine yer vermeye çalıştık. Daha hayırlı günlere uyanmak niyazı ile vesselam!