Irkçılıkla savaş sloganda kalmasın

HALİME KİRAZLI
Abone Ol

UEFA, neredeyse kendisiyle özdeşleşen, her organizasyonda gururla astığı “No to racism” sloganında ne kadar samimi olduğunu sınayan bir gece geçirdi. Bir saat süren çözüm çalışmaları, “maçın başka bir tarihte, yeni hakemlerle oynanması” olarak sonuçlandı. Peki, dünya futbolunda gerçekten ırkçılıkla iddia edildiği kadar savaşılıyor mu, ırkçılığa karşı verilen cezalar yeterli ve uygulanır düzeyde mi beraber inceleyelim.

Şampiyonlar Ligi H grubunda 8 Aralık günü oynanacak son maç için temsilcimiz İstanbul Başakşehir, Paris Saint-Germain ile Fransa’da karşı karşıya geldi. Maçın 13. dakikasında yaşananlar, futbol sahalarında görmek istemediğimiz türden olaylara sahne oldu. Romanya Futbol Federasyonuna bağlı, maçın dördüncü hakemi Constantin Sebastian Coltescu, Başakşehir yardımcı antrenörü Pierre Webo’ya ırkçı cümleler kurdu.

Dördüncü hakem Coltescu, orta hakeme Webo’dan bahsederken ''Bu siyah adam'' ifadesini kullandı.

Dördüncü hakem Coltescu, orta hakeme Webo’dan bahsederken "Bu siyah adam" ifadesini kullandı. Hakemin ırkçı sözü üzerine Webo "Niye siyah diyorsun?" itirazında bulundu. Hakemin tavrına Başakşehir oyuncuları ve teknik heyetinin yanı sıra ev sahibi PSG oyuncularından da büyük tepki geldi.

Başakşehir’in takdire şayan duruşu

Maça yedek başlayan Demba Ba'nın maçın orta hakemi Ovidiu Hatega’ya "Beyaz bir adamdan bahsederken 'beyaz adam’ diyor mu? Neden Webo’dan bahsederken 'siyah adam' diyor?" tepkisi sahada yaşanan ırkçılığa karşı sunulan manifestosu oldu. Daha sonra rakip takım oyuncularından Mbappe ve Neymar’ın, Webo’ya destek vermesi ve Başakşehir gibi soyunma odasına gitmesi, işi daha farklı bir noktaya taşıdı. Maç, tarihe ırkçılığa karşı verilen en büyük derslerden biri olarak geçiyordu.

Bu karşılaşmayla, futbolcuların, oyuncu arkadaşlarından ve taraftarlardan gördüğü ırkçı söylem, ilk kez bir hakem tarafından gerçekleştirilmiş oldu.

Bu karşılaşmayla, futbolcuların, oyuncu arkadaşlarından ve taraftarlardan gördüğü ırkçı söylem, ilk kez bir hakem tarafından gerçekleştirilmiş oldu. Futbolun verdiği ırkçılık sınavında sınıfta kalansa futbolcular ve kulüpler değil, ırkçılığa karşı olduğunu sloganına kadar taşıyan UEFA oldu. Saha içindeki olası ırkçılık durumları için aksiyonunu talimatlarla belirleyen UEFA, nedense bir saate yakın bir süre, “maçın akıbeti ne olacak” sorusunu tartıştı.

  • Fransa’da bunlar yaşanırken, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir’in yaptığı "Haklıyken haksız duruma düşmeyelim. Şu anda haklı olan Başakşehir oyuncuları, maça çıkmaması durumunda haksız duruma düşecekler ve disipline sevk edilecekler” açıklaması büyük tepki topladı.

Daha önce A Milli Takım oyuncularımız, Fransa ile oynadığı EURO 2020 eleme maçında, gol sonrası asker selamı verdiği için soruşturma ve cezayla tehdit edilmişti. UEFA, millilerimize soruşturma açacağını duyurduğunda, gelecek olası cezanın ülke ve ülke futbolu nezdinde bir değeri olmayacağı, futbol otoriteleri tarafından ifade edilmişti. TFF başkanının, temsilcimizin uluslararası arenada uğradığı ırkçılığa benzer tepkiyi vermeyip, ceza alma endişesiyle bu sözleri kurması ise sosyal medyada çokça eleştirildi.

Futbolda ırkçılığın gen haritası

Irkçılığın boyutuna bakarken, dünyanın en çok izlenen liglerine göz atmak gerekiyor. İngiltere, İspanya, İtalya, Almanya, Fransa Hollanda, Portekiz gibi ülkelerin liglerinde çok sayıda Afrikalı oyuncu yer alıyor. Sadece Afrikalı değil, son yıllarda sayıları artan Müslüman oyuncular da maalesef ırkçılıktan nasibini alıyor.

Irkçılığın boyutuna bakarken, dünyanın en çok izlenen liglerine göz atmak gerekiyor. İ

Geçtiğimiz ay, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Müslümanlara karşı sarf ettiği sözlere, Fransa millî takımında bulunan Müslüman futbolcular tepki göstermişti. Milli takımda forma giyen Müslüman futbolcuların katkısıyla son dünya kupasını kazanan Fransa, kendi oyuncularına da ırkçılık yapmıştı.

  • Müslüman olup, ayrımcılığa mâruz kalan Fransız futbolculardan bazıları şunlar: Adil Rami, Blaise Matuidi, Paul Pogba, Benjamin Mendy, Ousmane Dembele, Nabil Fekir, Steven Nzonzi, Adil Rami, Djibril Sidibe, N’Golo Kante, Steve Mandanda…

Portekiz birinci liginin 21. haftasında oynanan Vitoria Giumaraes-Porto karşılaşmasında, Porto'nun Malili futbolcusu Moussa Marega ırkçı söylemlere maruz kalmıştı. Marega, rakip taraftarların kendisine yönelik ırkçı tezahüratları nedeniyle soyunma odasına gitmişti. Marega’nın uğradığı ırkçılığa ne hakemler ne de takım arkadaşları tepki göstermemişti.

Prestij bunun neresinde

Manchester United oyuncularından Paul Pogba ve Marcus Rashford, Chelsea’den Tammy Abraham ve Reading’den Yakou Meite İngiltere’de ırkçılığa uğrayan futbolcular oldu. Dünyanın neredeyse en prestijli liglerinden biri sayılan Premier Lig’de geçtiğimiz yıl 150 maçta ırkçılık vakası meydana geldi. Polis raporlarına göre bu ırkçılık olayları son üç yılda yaklaşık iki kat arttı.

Manchester United oyuncularından Paul Pogba ve Marcus Rashford, Chelsea’den Tammy Abraham ve Reading’den Yakou Meite İngiltere’de ırkçılığa uğrayan futbolcular oldu.

Geçtiğimiz kasım ayında Ukrayna liginde karşı karşıya gelen Dinamo Kiev ve Shaktar Donetsk takımlarından ev sahibi Dinamo Kiev taraftarları, rakip futbolculara ırkçı söylemde bulunmuştu. Shaktar Donetsk futbolcusu Taison maruz kaldığı ayrıştırmaya karşı şiddetli tepki göstermiş, maçın hakemi tarafından oyundan atılmıştı. Sahayı gözyaşları içerisinde terk eden oyuncu hem ırkçılığa maruz kaldı hem de oyundan atılmış oldu.

Yine geçen yıl kasım ayında Hollanda ligi takımlarından Den Bosch ile Excelsior kulüpleri arasında oynanan müsabakada, ev sahibi takım taraftarları rakip oyuncu Ahmad Mendes Moreira’ya ırkçı tezahüratta bulunmuştu. Karşılaşmaya 30 dakika süreyle ara verilmişti.

Ayrıştırma var ceza yok

Irkçılığın belirgin olduğu ülkelerden birisi de futbolun beşiği kabul edilen İtalya. Seri A takımlarından Inter’in Müslüman futbolcusu Romelu Lukaku, uğradığı ırkçılığı bir röportajında şöyle aktarıyor “Kötü olduğumda Kongolu, iyi olduğumda Belçikalı diyorlar.”

Dördüncü hakem Coltescu, orta hakeme Webo’dan bahsederken ''Bu siyah adam'' ifadesini kullandı.

2019 yılı aralık ayında, ünlü İtalyan spor gazetesi Corriere Dello Sport, birinci sayfasından ırkçılık yapmıştı. Gazete, Inter’den Romelu Lukaku ve Roma’dan Chris Smalling’in olduğu fotoğrafın üstünde ‘‘Kara Cuma’’ (Black Friday) yazarak kökenleri üzerinden oyunculara ayrımcılık yapmıştı.

Lukaku’nun İtalya'da maruz kaldığı diğer ırkçı söylem, yorumcu Luciano Passirani'nin, "Onu durdurmak istiyorsanız yemesi için 10 muz atmanız gerekir" demesiydi. İtalya kulüplerinden Roma'nın, Brezilyalı oyuncusu Juan Jesus, Fiorentina'nın Brezilyalı futbolcusu Dalbert Henrique de ırkçı saldırılara maruz kalan oyunculardan sadece birkaçı.

  • Bu yılbaşında, Espanyol ve Athletic Bilbao arasında oynanan maçta ev sahibi kulüp taraftarları rakip oyuncu Inaki Williams’a ırkçı söylemde bulunmuştu. Ev sahibi takım, ırkçılık yapan 12 taraftarına süresiz stadyum giriş yasağı vermişti.

İspanyol takımı Real Madrid’de forma giyen Karim Benzema da benzer şekilde, “Gol atarsam Fransızım, atamazsam Arap” diyerek maruz kaldığı ayrımcılığı ifade etmişti.

EURO 2020 Elemelerinde şubat ayında oynanan Bulgaristan ve İngiltere maçına da ırkçı tezahüratlar damgasını vurmuştu. Irkçı taraftarlar, İngiliz futbolculardan Tyrone Mings ve Raheem Sterling topla buluştuğunda ırkçı taklitler yapmıştı. Aşırı sağcı taraftarlar ise Nazi selamı vererek ırkçı ve ayrımcı hareketleri sürdürmüştü.

FIFA ve UEFA ne yapıyor

Futbolda ırkçı saldırılara FIFA ve UEFA hukuki yaptırım uygulayabiliyor. Irkçılığı her fırsatta kınayan ve farkındalık oluşturmaya çalışan bu iki kurum, iş cezaya gelince maalesef sınıfta kalıyor.

FIFA'ya üye ülkelerin, ırkçılık karşısında FIFA kurallarını baz alarak işlem uygulaması gerekiyor. FIFA, üye federasyonların saha içinde gelişecek olası bir ırkçılık olayı için aksiyon planları oluşturmasını şart koşuyor. Stadyumlarda ayrımcılıkla mücadele yetkilisi bulunmasını zorunlu tutan FIFA, ek olarak Disiplin Talimatında belirtilen cezaların uygulanabileceğini de söylüyor.

FIFA, üye federasyonların saha içinde gelişecek olası bir ırkçılık olayı için aksiyon planları oluşturmasını şart koşuyor.

Talimatlar, ırkçı eylemin ağırlığına göre, ihtar ya da seyircisiz oynama cezalarından birisi, daha büyük ve tekrar edilen bir ırkçı eylem söz konusu ise ilgili kulübe hükmen yenilgi, puan silme, küme düşürme ya da ligden atma gibi cezalar verilebiliyor. Irkçılık yapan taraftarlar için, en az 2 yıl stadyuma giriş yasağı öneriliyor. Taraftarın ırkçı hareketine bağlı olarak, ülke federasyonu ya da ilgili futbol kulübü en az 30 bin İsviçre frangı para cezasına çarptırılabiliyor. Fakat FIFA’nın bu ağır cezaları, yaşanan herhangi bir ırkçılık eyleminde uyguladığı görülmedi.

Kampanyalar işe yaramıyor

UEFA tarafında da işler pek farklı değil. Tek farkla... UEFA Disiplin Talimatında kişilerden ziyade kulüp ve federasyonlara verilen cezalar ön plana alınıyor. Bir futbol kulübünün ilk defa ırkçılıkta bulunan taraftarına, tribün kapatma cezası veriliyor. Eylem ikinci kez gerçekleşirse, ceza seyircisiz oynama ve 50 bin Euro ceza olarak güncelleniyor.

  • Çok daha büyük ırkçılık eylemlerindeyse FIFA talimatlarında olduğu gibi yenilgi, puan silme ve ligden atılma yaptırımları uygulanabiliyor. Maç esnasında başvurulacak yollarsa, hakemin maçı durdurması. Saldırı buna rağmen sürerse, ırkçılık yapan taraf, hükmen yenilmiş sayılıyor.

UEFA, ırkçılık konusunda farkındalık oluşturmak ve kampanyalar geliştirmek için 2001 yılından beri, Avrupa'da Irkçılığa Karşı Futbol (FARE) adlı kuruluşla beraber çalışıyor. Kuruluş her ne kadar Avrupa Parlamentosunda söz alsa, birçok program ve kampanya yapsa da artan olaylara bakılınca pek bir yol alınamadığı ortada.

Yeşil sahadan Floyd’a selam

25 Mayıs günü, ABD'nin Minnesota eyaletinin Minneapolis kentinde George Floyd isimli vatandaşın, gözaltına alınırken öldürülmesine dünya büyük tepki göstermişti. Yeşil sahalarda da maç öncesi futbolcular, Floyd üzerinden ırkçılığa dikkat çekmek için, saygı duruşunda bulunmuştu. Hatta bazı futbolcular, formalarının altına yazdıkları yazılarla ırkçılığa karşı tepkilerini göstermişlerdi. FIFA, ırkçılığa karşı sahada tepki gösteren futbolculara ceza verilmemesi için kulüplere ve organizatörlere çağrıda bulunmuştu.

25 Mayıs günü, ABD'nin Minnesota eyaletinin Minneapolis kentinde George Floyd isimli vatandaşın, gözaltına alınırken öldürülmesine dünya büyük tepki göstermişti.

Fakat ırkçılık yeşil sahaya girdiğinde FIFA ve UEFA’nın somut bir adım atamadığını görmek, bu iki kurumun içinde bulunduğu büyük çelişkiyi gözler önüne seriyor. FIFA ve UEFA’nın ırkçılık karşıtı ağır talimatları, düzenledikleri kampanyalar maalesef futbolda ırkçılığı azaltmıyor. Artan ırkçılığın sorumluları, gerekli cezaları ve caydırıcı hükümleri koyup da ulusal ve küresel çapta uygulamayan FIFA ve UEFA.