İnsanın soyu kurusun istiyorlar

BAĞDAGÜL ÖZ
Abone Ol

Âdem’den dolayısıyla Âdem’in bütün çocuklarından nefret ediyorlar. İbrahim (a.s.)’ı yakmayan ateşin bizi kül etmesi için çabalıyorlar. Bu yüzden, içimizden putlarını kıracak İbrahimlerin çıkmasından korkuyorlar. Herkesi dijital çarmıha germeye çalışıyorlar. En büyük korkuları Hz. Muhammed (a.s.v.)’in gerçek ümmeti olmamız.

İslam; can, akıl, mal, din ve neslin muhafazasını emreder. Bu beş şeyden herhangi birinin eksikliği, sadece dünyayı çekilir kılmaz, insanın ahiretini de berbat eder. Dünyanın muhafaza edilmesi de bunlara bağlıdır.

Kötülüğün taraftarları ise bu beş umdenin yıkılması için aralıksız mücadele ediyor. Gelin işe nesilden başlayalım.

Nesil yoksa insanlığın sonu gelmiştir. İşte bu yüzden kısırlaştırıyorlar insanları. İnsanın soyu kurusun istiyorlar. Şeytan, Âdem’in çocuklarının neslinin kesilmesini istiyor. LGBT benzeri sapkın yaklaşımların ana sebeplerinden biri de bu.

Dini özellikle de İslam’ı hedef almalarının ana sebebi; İslam’ın ahlâkın zirvesini hedeflemesi ve emretmesidir. Ahlâkın yerle bir edildiği bir dünya herkes için cehenneme döner. Ahlâk yoksa âdalet, güvenlik ve mutluluk da yoktur.

‘Vermiyorum’ dediklerinde…

İnsanlığın bütün birikimine çöküyorlar. Ömürlerin sadece dünyalık kazanmak için harcanması ve ahiretlerin berbat olmasını istiyorlar. Sabahtan akşama makine gibi çalıştırılan, akşam evinde uyuyup kalan, vaktinin önemli bir kısmını yollarda geçiren, bedenen zayıf dürülmüş, zihnen kontrol altına alınmış, bu yüzden her şeyi ihtiyaç zannedip onları elde etmek için tüm ömrünü tüketen insan, onlar için köleleştirilmiş bir varlıktan ibarettir. Varlıklar kaydidir, ‘vermiyorum’ dediğinde yapacağınız hiçbir şey yoktur. Özetle bütün insanlar sadece onlar için çalışmalı. Onların istediklerini almalı. Bütün bir ömrü taksit ödeyerek geçirmeli. Aldıkları ise taksiti bitmeden çöpe gitmeli.

Aklı terbiye eden dindir

Din, akıllı insan içindir. Dünya ise akıllıya zindan… Aklı terbiye eden dindir. Vahiyle terbiye edilmemiş akıl, şeytanla arkadaş olur. Akıl ifsad edilirse, akıl bâtıl şeylerle işgal edilirse, akıl felsefik fanfini ve dandinilerle meşgul edilirse, akıl kerameti kendinden menkul zannederse yoldan çıkar, Allah’ı ve hesabı unutur. Bugün aklı modern eğitimle, ifsad edilmiş gıdalarla, ahlâksız görüntülerle kontrolleri altına alıyorlar.

Ve can da din de diri içindir. Din akıl sahipleri içindir. Mal, akıllılar için gerektir. Neslin kıymeti akılla bilinir. Dünya diriler içindir. Hastalık dünyada azaptır. Nesli tazeleyememek kıyamettir. Malsızlık köleliktir. Dinsizlik dünya içinde ahiret için de cehennem.

Dinsizlik insanı bitiren bir virüs

İnsanlık için sürekli hastalık hâli dünyadan vazgeçmektir. Çocuk sahibi olamamak, umutsuzluk ve yılgınlıktır. Yeterli mala sahip olamamak, ızdırap ve yüzün yere eğilmesidir. Dinsizlik insanı bitiren bir virüs. Can derdine düşmüşse kul, hayattan zevk almaz olur. Sadakayı cariye bırakmadan ve imansız ölmüşse kul, vah ki vah!

Açlıkla korkutuyorlar

Çoğalmamızdan korkuyorlar. Bu yüzden bizi rızık endişesine sevk ediyorlar. Açlıkla korkutuyorlar.

İman etmemizden özellikle de tek hakiki din olan İslam’a mensup olmamız ve O’nun emir ve nehiylerinden sakınmamızdan endişeliler.

Zengin olup, zekât vermemizden, fakirliği azaltmamızdan tedirginler.

Sapkın felsefik, ideolojik ve dini görüşleriyle aklımızı ifsada çalışıyorlar.

Kronik rahatsızlıklara müptela olmamız ve sürekli hastalık hâli yaşamamızı istiyorlar. Ölüp gitmemiz en büyük arzuları.

Kısırlaşın ki nesil çoğalmasın

Kişi imansız ölsün…

Aklını kullanmasın veya aklını şeytana teslim etsin…

Haram-helâl ayırt etmeksizin gece gündüz çalışsın ama o mala da sahip olamasın…

Hiçbir şeye inanmasın, dinsiz-imansız bir hayat sürsün, illâ inanacaksa bizim uydurduklarımıza iman etsin…

Kısırlaşsın ki nesli çoğalmasın istiyorlar. İnsana dünyayı da ahireti de dar etmek derdiler.

Bu yüzden var güçleriyle çabalıyorlar.

Bu yüzden kuşaklara farklı adlar takarak kuşak çatışmasını büyütüyorlar. Ebeveynle çocukların arasını açıyorlar.

Ses çıkaranları taşlama

Dünyayı sadece zevklenme yerine çevirme peşindeler. Hayvanlar gibi yaşayıp ölmemizi, ne yaparlarsa yapsınlar ses çıkarmamamızı, ses çıkaranlarımızı ise taşlamamızı istiyorlar.

Kısırlaştırıyorlar…

Gıdalarımızın besinlerini yok ederek gizli açlığa mahkûm ediyorlar.

Hastalıklarla yok etmek istiyorlar.

Siyasetle, kültürle, mazi ile ve gelecekle ilgilenmemizden nefret ediyorlar.

Toplumları içten çökertmek, âile ve ahlâkı yok etmek için savaşıyorlar.

Gözümüze sokmakla kalmıyor, açık ve gizli şeylerle beynimizin içine saplıyorlar.

Onlar için kölelik etmemiz yetmez, işlerine yaramayanlarımızın imha edilmesinden yanalar.

Dijital çarmıh

Âdem’den dolayısıyla Âdem’in bütün çocuklarından nefret ediyorlar.

Onların isteklerine boyun eğmeyip, helaklerini istediği için Lut (a.s.)’dan ve Lut’un izinden gidenlerden nefret ediyorlar.

İbrahim (a.s.)’ı yakmayan ateşin bizi kül etmesi için çabalıyorlar. Bu yüzden, içimizden putlarını kıracak İbrahimlerin çıkmasından korkuyorlar.

Herkesi dijital çarmıha germeye çalışıyorlar.

En büyük korkuları Hz. Muhammed (a.s.v.)’in gerçek ümmeti olmamız.

Biz ise oyunda oynaştayız. Eğlence ve dünyalıklar peşinde koşturuyoruz. Düşmanımızla işbirliği ediyoruz. İçimizdeki beyinsizler LGBT filmlerine gittiklerini anlatıyor. Bu sapkınlara konser verdiriyor. Hep birden bunların mal ve hizmetlerini alıyoruz. Almazsak öleceğimizi zannediyoruz. Oysa alarak ölüyoruz da görenimiz yok.

Düşmanla aynılaştık, artık aramızda ince bir çizgiden başka fark yok. Bizi kurtarırsa o çizgi kurtaracak. Çocuklarımıza sahip çıkmazsak maazallah o çizgi de kalmayacak. İşte o zaman kendi kıyametimiz olacak.

Rabbim muhafaza etsin, âmin!