Herkes bu ölümcül ilacın peşinde
Dünya Sağlık Örgütü tarafından en son yayınlanan raporda 18 yaş üstü yetişkin nüfusta Türkiye yüzde 32 obezite görülme oranıyla Avrupa'da ilk sırada yer alıyor. Ne yazık ki Avrupa’da obezitenin en yoğun olduğu ülkeyiz.
Dünya 2019’un sonlarında distopik bir tuzağa çekildi. Daha önce adını pek duymadığımız “kovid” ve “pandemi” kelimeleri bir araya getirilerek milyarlarca insanı kukla gibi oynattılar. Yüz yılda gribin herhangi bir türü için tam anlamda bir tedavi bulamayan ilaç sektörü, iki yıl gibi kısa bir sürede yüzde 100’e yakın koruyan bir aşı bulduklarını iddia ettiler. Deney aşaması hızlıca atlanarak, çocuk yaşlı herkese zerk ettikleri aşılardan milyarlarca dolar da para kazanan şirketler, insan sağlığı için çalıştıklarını söylerlerken aslında binbir türlü hastalığa davetiye çıkardılar. Söz konusu hastalıklardan birisi de obezite.
Avrupa’nın en obez ülkesi Türkiye
Plandemi döneminde evlere hapsedilmesi sonucunda psikolojileri bozulan insanlar, kendini yemeye adadı. Davranış bozukluğu ve hareketsizlik, toplumda kilo artışına neden oldu. Artan karbonhidrat tüketimine karşılık, öbür yandan hareketsiz kaldık. Sonuç olarak hem aldığımız enerji arttı hem de harcadığımız enerji azaldı ve toplum olarak kilo aldık.
Türkiye’de plandemi sürecinin henüz başında vatandaşlarda ayda bir kilogram civarında kilo artışı oldu. Süre uzadıkça bu artış oranı vücut ağırlığının yaklaşık yüzde 10’u oranına dayandı. Obezite 21’inci yüzyılın en önemli ve yaygın sağlık sorunlarından biri.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada 1,9 milyar fazla kilolu ve 650 milyon obez bulunuyor. Yine 5 yaş altındaki 41 milyon çocuk ise fazla kilolu veya obez. DSÖ tarafından en son yayınlanan raporda 18 yaş üstü yetişkin nüfusta Türkiye yüzde 32 obezite görülme oranıyla Avrupa'da ilk sırada yer alıyor. Ne yazık ki Avrupa’da obezitenin en yoğun olduğu ülkeyiz.
Koronavirüs aşılarıyla kazançlarını katlayan ilaç sektörüne bu başarılarından dolayı Nobel bile verdiler. Nobel Ödül Komitesi tarafından yapılan açıklamada, "Ödül sahipleri, modern zamanlarda insan sağlığına yönelik en büyük tehditlerden birinin yaşandığı bir dönemde aşı geliştirilmesinde eşi benzeri görülmemiş bir hıza ulaşılmasına katkıda bulunmuşlardır" denildi.
Ancak neticede hepimiz daha da hasta olduk. İşte bu süreçte ilaççılar B planına geçti, yine iki yıl gibi kısa sürede yüzyılın başka büyük bir derdine sürpriz bir şekilde derman buldular: Zayıflama aşısı.
Kapış kapış gidiyor
Koronavirüs yalanıyla eve tıkarak şişmanlattıkları toplumu, şimdi de aşıyla zayıflatacaklarını iddia ediyorlar. 2021’de ilaç dünyasından bir “müjde” geldi! Hiç hesapta yokken bir anda zayıflatan ilaç bulundu. Tıpkı kovid aşılarında olduğu gibi bu ilaçlar da enjeksiyon yoluyla uygulanıyor. Ancak bu sözde tıpta çığır açan buluş, istedikleri sansasyonu yapmayınca ilaç şirketleri müthiş bir reklam kampanyasına başladılar.
Başta Elon Musk gibi ünlülerin de bu ilacı kullandığına dair haberler medyada yayılmaya başladı. İlaçları öyle övdüler ki sonunda 2023’ün başında istedikleri sonuca ulaştılar. Avrupa'da daha sonra da Amerika'da obezite tedavisi için onaylanan Danimarkalı şirket Novo Nordisk’in ürettiği Wegovy isimli ilaca bir anda talep patlaması oldu.
İngiltere pazarına girince stoklar eridi. Şirketin hisse değeri tavan üstüne tavan yaptı. Novo Nordisk bir anda Avrupa’nın ‘en değerli’ firması oldu. Firmanın hisse değeri 473 milyar dolara ulaştı. Novo Nordisk, talebi karşılamak için milyarlarca euro yatırımla üretim tesislerini genişletme kararı aldı. Aylık maliyeti 1350 dolar olan ve haftalık olarak uygulanan ilaç iddiaya göre yemek yedikten sonra harekete geçen bir sindirim hormonunu taklit ediyor ve insülin salgılama hızlanıyor. Karaciğerde şeker üretimi engelleniyor ve iştahı baskı altına alıyor.
Ömür boyu sürecek bir esaret
Şirketin ballı kazancını gören diğer firmalar, temelde insülin ilacı olan bu sözde obezite ilaçlarını bir bir piyasaya sürmeye başladı. Hepsi de birer birer Avrupa ve Amerika sağlık kuruluşlarından onayı aldı. Bu ilaçların ilk çıkanları 17 ayda 15 kilo verdirdiğini öne sürerken, yeni çıkanlar damping yaptı ve aynı sürede 27 kilo verdirdiklerini öne sürdüler, üstelik fiyatları da görece daha ucuzdu. Ancak araştırmalara göre tedaviyi bırakan çoğu kişi tekrardan kilo almaya devam etti. Hal böyle olunca sigorta kapsamında tedavi ücretleri ödenmeyen bu ilaçlar binlerce dolarlık ve ömür boyu sürecek bir esaret. Tıpkı her yeni dozda bir doz daha vurulması gereken koronavirüs aşıları gibi.
Hükümetlere baskı yapılıyor
Klinik deneylerin iki yıl sürmesi, ilaçların uzun vadeli sonuçlarının henüz bilinmemesi anlamına geliyor. Bu tür sözde ilaçların metabolizma düzeni için büyük tehdit oluşturacağını belirten doktorların sayısı da az değil. Çok sayıda obez hastanın verdikleri kiloları geri almamaları için bu ilaçları kullanmaya devam etmeleri gerekebileceği kaydediliyor.
Devletleri soymak için baskı
İlaç şirketleri zayıflama ilaçlarını hayat tarzı terapisi olarak kabul eden ve bu nedenle maliyetini karşılamayan hükümetlere baskı yapıyor ve lobi faaliyetleri yürütüyor.
Lobi faaliyetlerine destek niteliğinde haber ise sözde bilimsel yayın Science dergisinde yayınlandı. Dergi 2023'ün çığır açan buluşu olarak, kilo verdiren ilaçları seçti. Derginin yere göğe sığdıramadığı ilaçların yan etkileri ise şimdiden ortaya çıktı. Bulantı, kusma, ishal, mide ağrısı ve kabızlık gibi kısa süreli sindirim sistemi sorunları, bu ilaçların en sık rastlanan yan etkileri. Ancak bunlar şimdilik.
Muhtemel diğer yan etkiler arasında tiroid tümörleri, kanser, pankreas enflamasyonu ile böbrek, safra kesesi ve göz sorunları bulunuyor. Ailesinde bazı tiroid kanserleri geçmişi olan ya da nadir rastlanan genetik endokrin bozukluğu olanlarınsa bu ilaçları almamaları tavsiye ediliyor. Ancak tüm bu bilinenlere rağmen bu ilaçlara destek tüm gücüyle sürüyor.
İlacı kullananlar ameliyat edilemiyor
Dünya sevinçten aklını kaybedip, “O kadar kanserojen domateste de olur” diyerek bu yan etkileri görmezden gelirken bir haber daha geldi.
Zayıflamak için Wegovy ya da Ozempic gibi çok satan popüler ilaçları kullanan hastalar, karnın aç olmasını gerektiren genel anestezi altında yapılan ameliyat ya da diğer tıbbi müdahalelere ihtiyaçları duymaları durumunda ölüm tehlikesi olan komplikasyonlarla karşılaşabileceği açıklandı.
Amerika ve Kanada'da bazı anestezi uzmanları, zayıflama ilacı kullanan hastaların genel anestezi altında ameliyat sırasında akciğerlerine yemek ya da sıvı soluduğu durumlarla giderek daha çok karşılaştıklarını kaydediyor. Bunun nedeni ameliyattan altı ila sekiz saat öncesinde yemek yemenin durdurulması şeklindeki standart talimata uymalarına rağmen bu hastaların midelerinin hâlâ dolu olması.
Boston'daki Massachusetts General Hastanesi'nden anestezi uzmanı Dr. Ion Hobai, Wegovy ve Ozempic'in sindirim sürecini çok yavaşlatması nedeniyle akciğer aspirasyonu olarak tanımlanan ve akciğer hasarı, enfeksiyon ve hatta ölümle sonuçlanabilecek durumun ortaya çıkma riskinin arttığını söyledi. Akciğer aspirasyonu, hastanın midesindeki içeriğin solunum yoluyla akciğerlerine kaçmasıyla ortaya çıkıyor.
İntihar vakaları arttı
Tabi yüz milyonlarca potansiyel müşteriyi kaçırmak istemeyen şirketler ve onların güdümündeki sağlık örgütleri bu durumları görmezden geliyor. Ancak Avrupa son zamanlarda gelen trajik haberlere daha fazla kayıtsız kalamadı. Çok sayıda intihar ihbarları gelmeye başlayınca yapılan araştırmalar sonucunda bu kişilerin Novo Nordisk'in ürettiği Ozempik ve zayıflama ilacı Saxenda'yı kullandığı görüldü.
İlacı kullanan kişilerle yapılan görüşmelerde çoğunun intiharı düşündüğü ortaya çıktı. Önce Avrupa Birliği bu ilaçları incelemeye aldığını duyurdu. Bundan iki hafta sonra da İngiltere bu ilaçları soruşturmaya başladı. Aylar önce başlayan araştırmadan henüz bir sonuç yok. Muhtemelen de çıkmayacak. Hatta önümüzdeki yılki Nobel ödülünü bu şirketlerin elemanlarına verirlerse de şaşırmayın.